Ülke adeta yangın yerine döndü!..
Bırakın iş yapmayı insanlar ailesini geçindirmeye zorlanıyor.
Böyle bir durumda vatandaşlara 3 ay 6 ay sabredin demek doğru değil.
Bir yanda siyasiler, bir yanda ekonomistler, bir yanda STK'lar ardı ardına çağrı yapıyor, sıkıntının aşılması için acil önlem alınmasını istiyor.
Faiz indirimlerine kimse karşı değil ama enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ülkede böyle iş olmaz diyorlar.
Yabancı para pahalılaşacak, ihracaat artacak, yaz gelecek turizm gelirleri patlayacak, biz de düze çıkacağız demek doğmamış çocuğa don biçmekle eş değer olduğunu söylüyorlar.
Mesleğimi yayıncılıktan yana tercih ettim ama iktisat eğitimi almış biri olarak sormak isterim?
Aylardır gelinen durumu bir tek biz mi görüyoruz?
Türk ekonomi modeli diye bu durum savuşturulabilir mi?
Hadi, beni bırakın bu konuda otoriteler açıkça uyarıyor.
Böyle bir model olmaz diye...
Üretim artsın, iş gücü artsın, ihracaat artsın, sanayi kalkınsın istiyoruz ama, bunun için faizi hesapsızca indir, yabancı para birimleri uçsun, ardından müdahale et, olmayan rezervlerimiz de erisin.
Bu doğru bir yaklaşım mı?..
Bunun vebalini hepimiz ödüyoruz.
Yakında tüketim de durur, iş yerleri de kepenk indirirse ne olacak?
Porsiyonları azaltarak, ekmek yerine pasta yiyerek de kurtaramayız o zaman durumu!!!
Olaya dolar, euro arttı diye bakmak bir yana, Türk parası yerle yeksan oldu.
Böyle bakmak daha doğru!..
Türk parasını korumak hepimizin boynunun borcu değil mi?..
Kaç aydır kimse önünü göremiyor.
Fiyat veremiyor, vermiyor.
Örneğin;
Gazete basacağız kağıt yok.
Bulsan da her baskıda ayrı fiyat...
Marketteki fiyatlar gibi uçtu her şey...
Yüzde 200-300 ne tutturulursa, fatura ediliyor.
Dağıtım da öyle...
Kimseye kabahat bulamıyorum.
Şaşırdı insanlar...
Ama nasıl olacak bu iş?..
Tüm yazılı basın - gazeteler, kitap evleri kapansın mı?..
Kimse yazmasın çizmesin mi?..
Hele bu devirde!..
Böyle mi olacak bu ülkenin kültür hayatı, politikası...
Sıra kütüphanelere mi gelecek?..
Yazılı basın öldü ölecek!..
Halbuki kültür hayatına ışık tutan gerçek gazetecilerin yetiştiği bir alan yazılı basın...
Kolaycılığa kaçmayan, emek yoğun çok önemli ve sorumluluk yükleyen bir iş...
Hürriyet, Sabah, Milliyet gibi Türkiye'nin gazete anlamında amiral gemilerinde çalıştım.
Yüzlerce iş adamı, siyasetçi, özel kurum, kamu kuruluşuna danışmanlık yaptım.
Beşiktaş'ta ise, 21 yıldır bin bir zorlukla boğuştuk.
İnanın... Böyle günler yaşamadık.
Bunca yıl, bize inananlarla, bizim fikirlerimizle eş değer olan insanlar ve kurumlarla hep yola çıktık, inanmadıklarımızla da zarar göreceğimizi bile bile her zaman mücadele ettik. İnandıklarımızı yarı yolda bırakmadık, fikirlerimizden de ödün vermedik, bağımsız bir yayıncılık anlayışı ile bu günlere geldik.
TÜRKİYE VE ATATÜRK KIRMIZI ÇİZGİMİZ
Ülke sevgisinden ve Atatürk çizgimizden milim kıpırdamadık!..
En zor dönemlerde bile!..
Emekçilerimizle birlikte 7/24 çalışarak alnımızın teriyle katkı sunduk.
İyi dostlar biriktirdik... Yığınlardan sevgi ve saygı gördük... Taktir edildik...
Bu arada hırsızlıklarını yazdığımız bazı rezil insanları ve kurumları da karşımıza aldık. Tehtidler, küfürler, şeytanın aklına gelmeyecek algı oyunları, saldırılar, her türlü sahtekarca tutum, işe ve aşa varan adi davranışlara göğüs gerdik... Bizi susturmaya kalkan şarlatanlara gereken cevabı misliyle verdik... Vermeye de devam edeceğiz... Her daim takipteyiz!..
Biz, elimizi değil vücudumuzu taşın altına koyduk!..
Gazetemizi hiç ara vermeden çıkardık, yıllar içinde milyonlarca tiraj yaptık. Yüzlerce gazeteci yetiştirdik, on binlerce haber yaptık, bir o kadarda köşe yazısı yayınladık. Gazetemizi köşe bucak her yere ulaştırdık... Demokrasinin yerleşmesi, düşünce hürriyetinin yaygınlaşması için katkı sağladık, haberlerin okunması, fikirlerin özgürce paylaşılmasını sağladık...
Siyaset değişti, liderler değişti, yerel yöneticiler değişti, mülki amirler değişti, spor adamları değişti, biz değişmedik, hep aynı yerdeyiz. İçimizden vefat edenler oldu, ulusal gazetelerde yetki alanlar oldu.
Benim meslek yaşamımda koca bir hayat, 40 yıl, Beşiktaş Medya Grup için de tam tamına iyi kötü 21 yıl geçti!..
Kaç kez yazdım!..
Gazeteci öyle kolay olunmuyor!..
İnternette bedavaya bir site kurup 2-3 çalma çırpma haber koyarak, bülten yayınlayarak sosyal medyada uyduruk bir hesap açarak gazeteci olunmaz.
Aklınızın ermeyeceği kriterler vardır.
Özetleyeyim:
Markalaşma, yasal izinler, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Ankara ve İstanbul İl Müdürlüklerine akredite olmak, onların listelerinde sürekli yayınlandığına dair yer almaya hak kazanmak, Sayfa sayılarını resmi kurumların sitelerine yüklemek, Basın kartı şartları, bekleme süreleri, prim ödemeleri, gazete sayfa ebadı, tirajı, sorumluları, köşe yazarları, sayfa tasarımları, operatör ve editoryal çalışmalar, muhabirlik, foto muhabirliği, art direktörlük, yayın koordinatörlüğü, matbaa basım işleri, kalıp, film, mücellit, dağıtım, reklam, satış, finansal durumları ile tabii bin bir kişisel, kurumsal zorluklar v.b işler...
YILLARDIR AYAKTA KALMAK SAYGINLIKLA OLUR
Gazetemiz tüm bu yasal süreçleri yapmakta olup, en önemlisi de her zaman basın kartlı gazetecilerle çalışmaktadır... Günler süren haber peşinde koşmalar, saatler süren sayfa tasarımları, gece yarılarına kadar matbaalarda baskı işlemleri, yağmur çamur karda kışta araçlarla gazete dağıtımları bize eğlence gibi geldi. Her zorluğu çalışarak fikir üreterek aştık!..
NAMERDE MUHTAÇ OLMADIK!..
Çünkü biz işimizi seviyoruz ve bu işi iyi yapıyoruz!..
Yoksa bu kadar yıl hiç bir gazete ayakta kalamaz!..
Sadece gazetecilik yapanlar için zordur bizim iş çünkü!...
İhale, iş takipçiliği, işgaliye, büfe, otopark, imar, ruhsat işi kovalayanları deşifre ediyorsanız, iki kere zordur!..
Başka işimiz yok bizim...
Hiç de olmadı!..
Basın kanunu ne diyorsa o!..
Yayıncılık alanındayız... Tüm ulusal medya gibi biz de gazete yapıyor, kitap yazıyor, basıyor... Satıyoruz...
Resmi sitemizde de kurulduğumuz günden bu yana kimsenin yapmadığı şekilde danışmanlık ve yayıncılık alanındaki işlerimizi detaylarıyla, çalıştığımız kişi ve kurumları da isim isim açık ve şeffaf biçimde yayınlıyoruz. Kamuoyuna duyuruyoruz.
Bunlar bizim referanslarımızdır.
Kazancımızı da, o da kaldıysa, yine yayınlarımıza yatırıyoruz...
Çoğunu da şirket karşılıyor!!!
Allah'ın kulu da bize başka bir iş yaptıramaz, dikte edemez!..
O kadar netim!.
Tek derdimiz gazeteler yaşasın!..
Bu konuda başta yazılı basın olmak üzere gerçek gazetelere destek olanlara da şükran borçluyuz, haklarını da teslim etmemiz lazım...
Ayrıca;
Bizim bir özelliğimiz var.
Beşiktaş'ın ilk ve tek gazetesi olmanın sorumluluğunu taşıyoruz.
Onun için yaşamalıyız!..
22. yıla gireceğiz yakında ve bir karar aldık!..
Bu kararımı da kamuoyuyla paylaştım geçen günlerde sosyal medya üzerinden...
Bir kez de bu yazımda duyurayım...
Yeni yılda da, tüm zorluğa rağmen gazetemizi çıkaracağız, çıkarmak zorundayız!..
SEÇİM KAPIDA YENİ YAYINLAR YOLDA
Önümüzde yoğun bir gündem var.
Seçim kapıda, hareketli günler, aylar yaşayacağız.
Gazetemiz bu süreçte daha aktif olacak.
Hatta, haber sitelerimize yenilerini eklemek için çalışıyoruz.
Yeni yılda profesyonel gazeteciler yönetiminde Beşiktaş ağırlıklı kent ve siyaseti şekillendirecek ancak ülke siyasetini de ayrım gözetmeksizin yayınlayan bir büyük haber sitesi gelebilir!..
Sürprizlere hazır olun.
Öte yandan;
Radyo haber yayınları ile devreye girecek.
Hazırlıklar sürüyor.
Sosyal medyada da aktifliğimiz devam edecek.
Bu konuda bir rapor hazırlıyorum...
Görüşmeler ve çalışmalardan geniş çaplı bir açıklama ile haberdar edeceğim kamuoyunu...
ÖZETLE;
Yeni yıl, yeni umutlar demek!..
Aydınlık yarınlar için hep birlikte mücadele vereceğiz...
...Ve
İnadına Gazetecilik yapacağız...
Dosta düşmana duyurulur!..
Makale Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.