Beşiktaş Gazetesi 20 yaşında diye bir haber yayınladık ya, çok kişi inanamadı!..
Şaşıranlar olmuş!..
Evet 20. yılımıza girdik!..
Yerel gazeteler seçim öncesi çıkar, kapanır, ilan reklam alır açılır, ayakta zor durur..
Ne yazık ki böyle bir kanı var...
Gazeteci olmayanların yayınladıkları şeylerden...
Yaptıklarından...
Sapla saman birbirine girmiş, işi bilmeyenler de ayırt edemiyor tabii ki!..
Halbuki çok basit!..
Sor basın kartını bitsin iş!..
Biz koca 19 yılı devirmiş, 20. yıla girmişiz!..
Ciddi işler bunlar!..
Bir yandan tebrik ediyorlar bir yandan da nasıl diyorlar?..
Önce tüm dostlarımıza ve bize inanıp destek verenlere bir teşekkür!...
Köstek olanlara ne demek lazım?...
Diyeceğimizi dedik zaten!...
Mide bulandırmaya gerek yok tekrar!..
Kusturmayayım şimdi yine sizi!...
Peki nasıl ayakta kaldık?..
Sadece gazetecilik yaparak!..
Nasıl diyebilirsiniz?...
Bu konuda çok yazı yazdım, arşivden okuyabilirsiniz.
GAZETECİLİK DIŞINDA İŞ YAPMADIK
Ama şunları tekraren ve son kez sizinle paylaşayım;
Bizim hiç bir dönemimiz de önceliğimiz para pul olmadı!..
Tabii inanmak zor!..
Ne diyoruz?
Fikir hürriyeti...
Demokrasi...
Bunların sağlanması için basının özgür olması, patronlarının gazetecilikten başka iş yapmaması lazım.
Yani;
Gazete çıkartıp, bu güç ve çevreyle köşe başlarını işgal etmeyeceksin, başka işler çevirmeyeceksin!...
Beşiktaş'a indirgersek, örnekler çok...
Rica minnet büfe, dükkan almayacaksın, tezgah açmayacaksın. İçkili ruhsat alıp köşeyi dönmeyeceksin. İmar işleri kovalamayacaksın...
Say sayabildiğin kadar!...
İnanın 20 yılda Beşiktaş Gazetesi ile uğraşıp, başıma bin bir dert alacağıma bunların sadece birini yapsaydım, şimdi köşeydim!...
Ama istemem!...
Allah'a şükür kendimize yetiyoruz!..
Benim mesleğim bu değil...
Ben gazeteciyim!..
Gazetecilikten geleni de yine gazetecilere ve gazeteye harcadım!...
Gençlerin yetişmesi için, tirajı artırmak, daha çok kitlelere ulaşmak için, haber sitesi kurup dünyaya açılmak için, radyo ile tv ile Beşiktaş'ın sesi olmak için...
Bu medya işi zevkli ama çok da yorucudur.
Bir o kadar da sorumluluğu vardır.
Uykusuz kaldığımız günleri biz biliriz!...
Bunları her fırsatta dilim döndüğünce anlatıyorum sizlere, anlayan anlar, anlamayan da zamanla anlar!..
ÖNCE BEŞİKTAŞ DEMEZSEN OLMAZ
Biz Beşiktaş'ı seviyoruz!..
Beşiktaş bizim doğup büyüdüğümüz, evimiz barkımız işimizin olduğu yer!...
Hayatım Beşiktaş semti ve kulübü ile geçti!..
Dedelerimden, babama, bana ve çocuklarıma bir miras Beşiktaş!..
5 kuşak buralıyım!...
Sakın Beşiktaş'ı başkalarıyla kıyaslamayın!...
Biz Beşiktaşız...
Beşiktaş Gazetesine gelince; yerel, ilçe, semt gazetesi gibi gözükebilir, algı böyle de olabilir ama bizim adımız ulusaldır.
Bu nedenle; etki alanımızda...
Dünyanın her yerinden takipçisi olan bir markayız!..
Başka da bir yayın organı yok Beşiktaş'ta!..
Çalışanlarımızın hepsi sarı basın kartı sahibi gazeteciler...
Yıllardır, 7/24 Beşiktaş için çalışıyorlar...
Hem semtin, hem kulübün gazetesiyiz!..
Kulüp, belediye, emniyet, kaymakamlık, eğitim, sağlık, hep bizim alanımızda ve ortak çalışmalar yürütüyoruz yıllardır...
Çıkış amacımızda bu Beşiktaş'ta birliktelik sağlamak, herkesin sesini duyurabileceği bağımsız bir platform oluşturabilmek...
MARKALAR YAPTIKLARI İŞLE BÜYÜR
Beşiktaş Gazetesi, bir markadır!...
Beşiktaş'ın bir değeridir!...
Her marka içinde bir değer barındırır!..
İşte bizim hikayenin özeti;
1980'li yıllarda Hürriyet Gazetesi'ne girdim.
Erol Simavi zamanı...
Bizler basının amiral gemisindeydik!..
O zamanlar bir gün kendi gazetemizi çıkaracağız desek önce ben gülerdim!..
Sabah, Milliyet, siyaset, ekonomi, spor yazarlığı, danışmanlık işleri derken...
1999 yılında başladığımız çalışmalar netice verdi, 2000 yılında ise kendi gazetemizin ilk baskısını yaptık.
Gelin biraz o günlere dönelim!..
Çünkü 20 yaşındayız derken, geçen yazımda bize katkı veren insanları unutmuşum, onları da anmak ve gazetenin serüvenini biraz anlatmak istiyorum, ilgilenenler için!..
Veya bizi yanlış tanıyanlara!..
Yanlış tanıtanlara...
İnanmaya meyilli olanlara!..
O zaman masa üstü yayıncılık yeni yeni başlamıştı. Sayfa tasarımını profesyonelce bir kaç kişi biliyordu. Sabah Gazetesi ilk mac'leri getirdiğinde bazıları daha daktilo ile yazı yazıp pikaj ve montaj odalarında gazete yapıyordu.
Hiç unutmam Sözcü Gazetesi'nin genel yayın müdürü Metin ile Günaydın Gazetesi'nde idik, kamera da başlık büyütmek için sıra beklerdik!..
Öyle günlerden geldik!...
Neyse;
Beşiktaş Çarşı içinde genel merkezimiz!..
Her işi doğru ve güzel yapacağız ya;
Müracaatlarda bulunduk. Gazete Beşiktaş ve Beşiktaş Gazetesi isim haklarını hem yazılı basın hem de internet üzerinden ayrı ayrı aldık. Dikkatinizi çekerim; O zamanlar internet haber sitesi kavramı bile yoktu daha...
Yetmedi, marka patent enstitüsüne başvurduk. Tescil ettirdik.
Bir de Kültür Bakanlığı'ndan barkod aldık.
İşe başladık.
Sabah Gazetesinden 1. sayfayı yapan Savaş arkadaşımız, Milliyetten Güven, Hürriyet'ten Özkan ve 4-5 gazeteci işe ilk el atanlar oldu!..
Gazete çıktı!..
Bizim gazetenin fontları ile matbaanın ki tutmamış, yazılar evlere şenlik...
Başımızdan aşağı kaynar bular boşaldı!..
Attık çöpe yeniden, bastık mı?...
Sonra dağıtım serüveni...
Hürriyet bizim evimiz, gittik dağıtım firmasına, sözleşme yaptık, başladık dağıtmaya her yere...
Gazete duyuldu, bir anda gazetecilik okullarından öğretim üyeleri öğrenci göndermeye başladı. Stajyerler doldu. Hayır diyemiyorum gençlere... Yayıldık Beşiktaş'ın tamamına, mahalleler, muhtarlar, spor kulüplerine, taksi duraklarına, kültür merkezlerine...
İsmimizi bilmeyen kalmadı?...
HER DEĞERİN İÇİNDE BİR HİKAYE VARDIR
Öyle beğenildi ki Beşiktaş Kulübü gazete istedi, stadın tüm koltuklarına koymaya başladı!..
Eski staddayız!..
Kapalı da Çarşı var o zamanlar, havai fişek ve benzeri malzemeler yasak, şölen havası olsun diye yaktılar bizim gazeteleri, başladılar sallamaya, neredeyse tribün tutuşuyordu!..
Demirören Başkan'dı!...
Baktım heyecanla telefonla aranıyorum!...
Konuşmak ne mümkün stattaki gürültü sağır eder cinsten!...
O günden sonra sadece basın ve protokola koyar olduk gazeteyi...
Şaka bir yana...
Statta yanmaktan kurtuldu!...
Hiç unutmam bir gün stattayız.
Basın tribünü...
Arkamda idolüm yazar Nail Güreli...
Bir Aziz Nesine bayılırdım, bir de Nail Hoca'ya... Yazıları nükte doluydu, her ikisinin de hem bilgi verir, hem analiz yapar, hem iğneler hem de güldürürdü!..
Onun kitapları ile büyümüşüz, baktım statta her yerde bizim gazete, tüm koltuklara koyuyoruz...
O da almış, bizim gazeteyi okuyor.
Yanında Cumhuriyet Gazetesi'nden Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto beni gösteriyor...
Bizim İsmail çıkartıyor diye...
Göz göze geldik, güldü, onay verir gibi başını salladı rahmetli Güreli!..
Basın tribününde tüm spor yazarı arkadaşlar bana baktı!...
Elim ayağım titredi, o kadar yıllık gazeteciyim valla billa utandım!..
Maçı filan unuttum, kaçmak istedim!...
Hiç unutmam o günü!..
Sonra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto bize yazmaya başladı. Ardından Hürriyet'ten eski istihbarat şefim Özkan Altıntaş, sonra Günaydın'dan birlikte çalıştığımız Can Ataklı, Sabahtan Mahmut Övür, Aydınlıktan Mehmet Faraç...
Dikkat edin!..
Hepsi kabul görmüş gazetecidir.
Gazeteci olmayan bir kişiye yazdırmadım bu güne kadar!...
Hep istedim ki çok çeşitlilik olsun, her görüşten insan yazsın!.. Basın ve fikir hürriyetini önce biz Beşiktaş'ta tahsis edelim. Herkes kendini bu gazeteye ait hissetsin...
Hal böyle olunca Beşiktaş markasıyla birlikte bu yazar kadrosu ve özgün haberler ile adımızı herkes bilmeye başladı. Ardından sosyal medya, 300-400 binleri bulan takipçi ve okuyucu sayısı ile dünyanın her yerine ulaşmış olduk!..
Bu benim ve arkadaşlarımızın yanısıra herkesin eseridir. Beşiktaş'ın bir değeridir!..
Bu vesile ile daha önce yazmayarak hata yaptığım bir konuyu gündeme getirdim ve herkese bir kez daha teşekkür etme fırsatı buldum.
KOLAYI DEĞİL ZORU SEÇTİK
Şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim;
Biz hiç bir zaman iktidardan yana olmadık. Hep muhalefetin ve zayıf olanın sesi olmaya çalıştık.
Zaten gazeteci muhalif olmalıdır.
Bu kolay bir yol değildir!..
İktidara sırtını dayayarak, basın ilan kurumundan bunca yıl bir şeyler alırdık herhalde!...
Kaldı ki hem siyaseten hem de mesleki acıdan herkesi tanırım.
Sistemi de iyi bilirim.
Ama ne yaptık?..
Zoru seçtik!..
Gazetelerde yer bulamayan ulusal siyasetçiler bile bize geldi, söyleşi verdi. Elimizi değil kolumuzu taşın altına koyduk yıllardır!...
Bugün genel başkan olan bir çok tepe yöneticinin haberlerini ve iktidarı karşı söylemlerini biz en hareketli yıllarda bastık yayınladık. Görmek isteyen arşive girip bakabilir.
ÖNEMLİ OLAN İNSAN KALİTESİ
İyi de, kötü de günler geçirdik, bu günlere geldik!..
Peki sizi sevmeyen olmadı mı diyebilirsiniz?..
Olmaz mı?
Ben bu mesleğe polis muhabiri olarak başladım. Her türlü rezillik gördüm. Katil, hırsız, gaspçı, tecavüzü, sapık...
Ne ararsan!...
Yani şerbetliyimdir bu konuda...
Ama şu gazeteyi çıkardıktan sonra baktım ki; Beşiktaş'ta da insan kalitesi farklı değil!...
İş takipçisi, avanta işlerin adamları bizi sevebilir mi?..
Ellerinden gelse bir kaşık suda boğacaklar...
Eski yeni fark etmez, bir insan gazeteciyi sevmiyorsa, saygı duymuyorsa sorun vardır!..
Düzeltemezsin!..
Gazeteyi bitirmek için neler neler yaptılar!..
20 yıllık gazete var, gazete çıkarmaya kalktılar. Dağıtımı engellemek istediler, hakaret ettiler, iftira attılar, fitne fesat ne varsa yaptılar. Küçük akıllarınca değersizleştirmeye çalıştılar.
Sahte adlarla hesaplar açtılar, troller tuttular, paylaşımlar da bulundular.
Siyasisi bürokratı, top yekun birlik oldu...
İşimize evimize musallat oldular!..
Çoğu halen görevde!...
İnanmazsınız birilerinin gazıyla gazetecilerin ölmüş annesine küfür eden kadın gördüm ben bu Beşiktaş'ta...
Bunları unutmak mümkün mü?..
Ama onların unuttukları bir şey vardı...
Biz gazeteciyiz!..
Tüm rezillikleri deşifre ettik, etmeye de devam edeceğiz!.
Açın bakın arşivleri, bunların şimdiki değil, o zamanki gerçek yüzünü görün!..
ÇOK BASİT NET VE AÇIK OLACAKSIN
Gelelim günümüze...
Neden bu kadar tarafsız bir yayın politikası izlerken, son dönem de, bazı işlere destek veriyoruz?..
Bunu da sorabilirsiniz?..
Ben hiç bir yönetime destek vermedim!..
Yapılan işlere de...
Sadece kişisel olarak bazı insanları sevdiğimi ve inanmak istediğimi söyledim!..
Bu doğrultuda da yazı yazdım.
Çünkü;
Son yıllarda Beşiktaş'ta hiç de iyi olmayan bir manzara karışımıza çıktı.
Temizlik şart dedik o kadar!..
Başımıza da gelmeyen kaldı!..
Biz de belge bilgi çok, önemli değil...
Ne yapacaktık?
Susacak mıyız?...
Düşünebiliyor musunuz top yekun kirli bir tablo!...
İşin içine devlet organları bile girdi!..
Bundan kötü daha ne olabilir ki?..
ALIN TERİ VE EMEĞE SAYGISIZLIK YAPTIRMAM
Onun içindir ki;
Daha hiç bir aday adayı bile belli değilken bizler çıktık, Beşiktaş için varız dedik...
Bir manifesto yayınladık!..
Nasıl bir belediye başkanı ve nasıl bir belediye istiyoruz dedik!..
Bunu sadece Beşiktaşlılar değil, tüm İstanbul, Türkiye ve tabii siyasi partilerin genel merkezleri de gördü okudu.
Geri dönüşler yaptı bana...
Ben hiç birini açıklamadım bu güne kadar!..
Görüştüklerim tepe yöneticilerdir...
Ben de gizli saklı yok!..
Haberde yer verdiğim tüm bilgi ve belgeleri de paylaştım!..
Görüşlerimi de herkese söyledim!..
İsterlerse kendileri açıklayabilir!..
Biz sadece;
Köklü bir temizliği savunduk.
Ana fikrimiz buydu!..
Bunu bilindiğinden belden ayağı çalışan çok oldu, bedel ödedik, ödettirdik!..
40 yıldır bu meslekteyim.
Beşiktaş Gazetesi'de 20 yıldır yayınlanıyor.
7/24 arkadaşlarımız gece gündüz demeden çalışıp, tek bir ara vermeden gazete çıkarmışlardır!...
Şunu söyleyeyim;
Ne mesleğimize, ne gazeteye, ne de çalışanlarımıza laf ettirmem, edeni de af etmem!..
İnandığım, çıktığım yoldan;
Beni döndürmek ve susturmak kolay değildir!..
BEŞİKTAŞ GAZETESİ BİR DEĞERDİR
Madem konu buraya geldi...
Bir kaç kez yazdım, art niyetliler için tekrar edeyim;
Mesleğim gereği tanımadığım siyasetçi yoktur!..
Hiç birine sırtımı dayamadım!..
Her teklifi geri çevirdim!..
Bırakın gazeteciliği, tam 5 belediye başkanına danışmanlık yaptım, bire bir yakın çalıştım, aklımın ucundan bile geçmedi alengilli işler!..
Sadece ve sadece Beşiktaş Gazetesi ayakta kalsın, Beşiktaş'ın değerlerine sahip çıkın dedim, demeye de devam edeceğim...
Bunu da yüksek sesle her yerde söylüyorum!..
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesiyim, meslek komitelerinde söyledim, çalışma yaptım, siyasi partilerin toplantılarında konuşmacı olarak çağırdılar mikrofonu elime aldım, anlattım.
Beşiktaş Kulübünde, Beşiktaş Kaymakamlığında, hatta emniyette bile bu konuları gündeme getirdim. Beşiktaş Belediyesine bir rapor bile verdim.
Neler yapıldığını, nelerin yapılmadığını, nelerin doğru nelerin yanlış olduğunu açık açık söyledim, yazdım!...
Köşe yazılarımda dile getiriyorum!..
Benim gizlim saklım yoktur!...
Hele hele böylesine önemli bir konuda...
Ben her zaman, Beşiktaş'ın değerlerine önem verdim, saygı gösterdim.
Beşiktaş iyi olacaksa, kavga da ederiz, ettik...
Gerekirse herkesi de kucakladık!..
Biz politikamız belli!..
Öyle rüzgara göre yön değiştiren fırıldaklardan değiliz!...
İnanırsak destek veririz, inanmazsak destek vermeyiz!...
O kadar net ve açık!...
TEMİZLİK İÇİN DESTEKLEDİM
Gelelim günümüze...
İsimlere ve detaylara gerek yok!..
20 yılda ilk kez seçimlerden önce birine açık destek verdim!..
Doğrudur!..
Aday adayları belirlendi;
O rezil iddiaları çöpe attım, yayınlamadım!..
Aday belirlendi;
2- 3 geniş haber yayınladım, bir de radyo canlı yayın yaptım.
Seçim bitti;
Geniş 4-5 sayfa röportaj yayınladım.
Destek mesajı içeren yorumda da bulundum köşemde...
Hepsine evet!..
Kaç kere yazacağım;
Konuştuk, görüştük, sevdik, inandık, destekledik!..
O kadar!..
TEK KURUŞ MENFAATİMİZ YOKTUR
Şimdi temizlik için uğraştıklarımız eskilerle...
Bizi tehtid gören aynı zihniyetteki yenilerden bazıları niçin bu destek?..
Diye sorabilir?..
Neden sorduklarını iyi biliyorum!..
İşleri güçleri mesajdır bunların..
Kafalarında bin bir tilki dolaşır!..
Yatırım yapmışsınızdır diyen zeka özürlü bile olasıdır!..
Bu kadar mesleki kariyer ve bu yaştan sonra...
Bunlarla bile uğraşmak zorunda kalıyorum ya, bir yandan kızgınlık, bir yandan da sıkıntı basıyor bazen!..
Alın terine inanmayan, emek hırsızlarının anlayacağı dilden cevap vereyim;
Bunları tek kuruş menfaat için yapmadık.
Ne seçim öncesi ne seçim sonrası, gırtlağımızdan kör kuruş geçmedi!..
Sadece ve sadece Beşiktaş iyi olsun, huzur gelsin, herkes birbirini kucaklasın diye yaptım!...
Belediye başkanlarının hepsi ve de başkan vekilleri dahil istisnai kadrodan akrabalarını memur yaparken, her yer bankamatikçi dolu iken, benim belediyeye yerleştirdiğim bir tek akrabamı ve yakınımı bulamazsınız.
Onca yıldır Beşiktaşlıyım, gazeteciyim!..
Kulüpten, babama bile bilet istememiş adamım ben!..
Yaptığım tek şey işimdir!..
Nasıl?
Sizi tatmin edebildim mi?!..
HER ŞEYİN BAŞI SAYGI!..
Bakın;
Beşiktaş için;
Beşiktaş Belediyesi,
Beşiktaş Kulübü,
Beşiktaş Gazetesi bir değer...
Özel ve resmi kurumları ile bir bütündür bunlar...
Birini yok saydınız mı?
O sistem çöker!...
Geçtiğimiz dönemlerde bunu yaşadık, yaşayanlar iyi bilir!...
Bu isimlerin birinin 100, birinin, 50 birinin 20 yıl mazisi var ve içlerinde önemli hikayeler barındırıyor.
Defalarca söyledim, bir kez daha söyleyeyim;
Değerlere sahip çıkmak...
Korumak...
Kollamak...
Titizlenmek...
İnciltmemek...
Kucaklamak...
Hepimizin görevi olmalıdır.
Değersizleştirmeden...
Saygıyla ve sevgiyle...
İnsanca!..
Makale Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.