07 Kasım 2024, Perşembe

Siyasette de sporda da aynı berbat film!..

Artık Beşiktaş'a odaklanacağımızı açıklamıştım. Uzun zamandır yazmıyordum. Aylar sonra bu ilk yazım. 

Biliyorsunuz, tüm gazete, haber siteleri, radyo, tv ve sosyal medya yayınlarımızın hazırlık ve yönetimini profesyonel gazeteci arkadaşlara bırakmıştım. Sağolsunlar onlarda beni mahçup etmedi. 7/24 emekleriyle çalışarak yıllardır kamu adına sizlere hizmet vermeye çalışıyor. Ben daha çok danışmanlık işlerine yoğunlaştım. Ancak söz konusu Beşiktaş ise son zamanlarda yaşanan olaylar hakkında yazmak istedim.
Öncelikle Beşiktaş siyaseti ve Beşiktaş'ta spor olaylarına yoğunlaştığımızdan iki konuyu fazla detaya girmeden, kafanızı ağrıtmadan ele almak istiyorum.

Önce siyaset!..
Geçenlerde CHP İstanbul İl Başkanlığı seçimleri yapıldı ve bitti. Siyasetçi fikrini söyleyecek. Buraya kadar güzel ama seçim öncesi yaşananlar bir rezaletti. Adeta ortaçağ zihniyetinde yürütüldü. İletişim avam, pespaye ve ayak oyunları ile doluydu. Bunları yapanlarında rakip partiler değil, kendi içlerinde olmaları da olayların daha da berbat hale gelmesine neden oldu. Bazı televizyonlarda kulis haberleri adı altında senaryolar, duyumlar adı altında algı oyunları, yetmedi iktidar medyasında belden aşağı haber yayınlatmalar...
Daha evvelde yaşandı bunlar...
Ve seçim gününe kadar devam etti aynı filmler...
Ekrem İmamoğlu'na da yapıldı, İl başkanı seçilen Özgür Çelik'e de yapıldı. Rıza Akpolat'a da yapıldı. 
Bu arada Kemal Kılıçdaroğlu'na da yönelik bir dizi saldırı da var sosyal medyada...
Bu nasıl iş, bu mu çok seslilik, demokrasi?!..
Konumuz Beşiktaş, bu nedenle Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve olaylar üzerine küçük bir kaç söz söyleyeyim. Özel hayat ile haberleri hiç bir zaman tasvip etmem, önce bunu bir kenara koyalım. Ama her fırsatta 'Kemal Kılıçdaroğlu'nun evladıyım' diyen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hep yanında olan ve en çok çalışan Belediye Başkanlarından biri olan Rıza Akpolat'a yakın çalıştığı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İstanbul'da destek olacağını açıkladığı Özgür Çelik üzerinden vurmak en hafif tabirle utanmazlıktır. Hadi iktidar medyasını anlıyorum ama CHP içinden ne oldukları belgeli, sözde medya mensuplarının yaptıkları oldukça kirli bir senaryo, berbat bir film... 
Olaylar, kurultaya kadar sakinleşir. Bitti zannetmeyin, sonra aday adaylarının açıklanmasında iş yeniden hareketlenir... 
Ve bunun adı siyaset!..
Böyle bir ortam hiç bir partiye yakışmıyor. Kim yaparsa yapsın, kimseye yakışmıyor. CHP'ye ise hiç yakışmıyor.

SİYASET VE TİCARET İÇİÇE GİRMİŞ!..

Hele Kemal Kılıçdaroğlu 'Partiyi tartıştırmayın, yıpratmayın' dediği İmamoğlu'nun 'İstanbul'u yeniden alacağız' derken, Beşiktaş'ta rekor üzerine rekor kırılırken... 
Parti içinde değişim de olur. Kadrolarda yenilenebilir. Hatta yeni bir genel başkan bile gelebilir. Ama partilerin bir omurgası vardır, vizyonu, misyonu, strratejisi... Taktiklere tamam da, yalan yanlış değerlendirmeler ve söylemler her partiiye zarar verir. Atılacak adımlara dikkat etmek lazım. Daha önceki yazımda seçimler sonrası her partide karışıklık yaşanacaktır demiştim. Bundan sonra da siyaset dünyamız çok şeye gebe diyebilirim.
Özetle:
Değişime ve değişikliklere hazır olun!..
Ama sakin kalarak...

Ne Türkiye, ne İstanbul ne de Beşiktaş bunları hak etmiyor!..  Beşiktaş kültür düzeyi en yüksek ilçe, tarihi, kulübü,  üniversiteleri ve aklı selim insanları ile bunları tartışmak yerine temiz siyaset ve kalıcı çözümler bekliyor. 

Siyaset demokrasinin temel taşı. Ama öyle kirlendi ki anlatamam. Bir siyasetçiye sırtını dayayan yürü ya kulum!.. Liyakat filan hikaye. Ben Beşiktaş Belediyesinde ilkokul mezunu meclis üyesi biliyorum. İstanbul Büyük şehir belediyesinde,  Beşiktaş gibi kültür düzeyi ve okuma yazma oranı en yüksek olan, üniversiteleri ile ön plana çıkmış bir güzide ilçeyi temsil etti bu zat!.. Bu yazıyı saklayın, yıllar sonra tekrar tekrar okuyun. Eminim ki yine bir siyasetçi bulan tahsilsiz liyakatsiz tip en önemli görevlerde yer alacaktır. Dahası çoluk çocuk, abi kardeş belediyelere, şirketlerine doluşacaklardır. Zaten gördüğüm kadarıyla nerde işsiz nerde okunamış nerde bir baltayua sap olamamış isim var her dönem bunlar ön planda. İşin garip yanı da beslenirler, korunup, kollanırlar. Kullanırlar. Ta ki, irin akıncaya, zehir tüm vucudu sarıncaya kadar, zarar kendilerine dokununcaya kadar. Sonunda hatalı biz oluruz. Yanlışları gerçekleri yazdığımız için bu asalakları afişe ettiğimiz için. Kamu adına görev yapan gazeteciler el üstünde tutulup, fikir ve tecrübelerinden yararlanılacak yerde, bu sahtekar ve ahlaksızlar ortada dolaşırlar. Rüşvet bunlarda, iş takibi bunlarda, işgaliye bunlarda, ner ararsan var. Yazarsın, belge yayınlarsın.Yüzleri kızarmaz bunların. Bazıları da üç maymunu oynar!..Beşiktaş, geçtiğimiz dönemler çok önemli olaylara sahne oldu. İlçe başkanları rüşvetten yakalandı. Sahtekarlıktan partiden atıldı. Gerçi uzantıları artık nasıl oluyorsa, yine görev aldı, almaktadır. Biz o kadar haber yaptık. belge yayınladık. Parti genel merkezine rapor yazdık, ilde konuşmalar yaptık. Bir yere kadar temizleyebildik. Önemli olan siyasi durştur!..Beşiktaş^ta belediye başkanları yardımcılar ve meclis üyeleri soruşturmalara uğradı. Zimmetler çıktı. Hapis yolları gözüktü, davalar halen devam ediyor. Acılar çekildi tamam da, ne oldu?.. Onun için temizlik hikaye!.. Yine de bir umut, işimizi yapıyoruz. Yol gösterip, dikkat çekiyoruz. Umarım testi kırılmadan, gök kubbe yıkılıp herkes altında kalmadan fayda sağlar yazılarım.

SPOR SPOR OLMAKTAN ÇIKTI RANT KAPISINA DÖNDÜ

Gelelim spor konusuna ve Beşiktaş Kulübüne... 
'Paralar nerede*' diye tezahüratlarla giden eski başkan Fikret Orman, şimdi yeni başkan Ahmet Nur Çebi'ye 'Paralar nerede?' diye hesap soruyor. Transferlere harcananlar milyon eurolar, borç batağı bir yana, Orman'ın söylediklerini diğer şeyleri burada yazmak bile istemiyorum. Çünkü, eleştiri sınırını çoktan aştı. Küçük görme var, itibarsızlaştırma var. Çebi bunlara bir cevap verecektir mutlaka... Ama Süleyman Seba'dan bu yana kulübü takip eden ve 40 yılı geride bırakmış bir gazeteci olarak en çok eleştirdiğimiz dönemlerde, ne Serdar Bilgili, ne Yıldırım Demirören zamanında başkanlar seviyesinde, kamuoyunda böyle bir tartışma, böyle bir rezalet görmedim.
Ne yazık ki, taraftar grupları da hiç olmadıkları kadar, bu işin içinde...
Menfaat iddiaları havada uçuşuyor...
Transferlerde dönen paralar hikaye, neler neler var?.. Siyaseti spor için kullanan, sporu siyaset için kullanan mı ararsınız. Zenginleşmek ve reklam için mi yönetimlere giren mi ararsınız?.. Mlyon dolarların havada uçtuğu bir ortamda, büyük bir rantın olduğu bir durumda şaibede olur, sıkıntı da...
Stadın yapılışı, fulyadaki inşaatlar, spor sahalarının imara açılışları, kulüp avantajı ile alınan işler ve müthiş zenginleşmeler...
Daha sayayım mı?..

İster siyasetçi olsun, ister spor insanı hiç kimsenin Beşiktaş markasını ayaklar altına almasına müsaade edemeyiz, etmemeliyiz!.. 
Biz, Beşiktaş'ın hafızasıyız.
Bizdeki arşiv, bilgi, belge kimse de yok, kimin ne olduğunu, neler yaptığını, nefes alışını biliriz. 
...Ve herkese İtidal çağrısı yapıyoruz. 
Beşiktaş kimsenin oyuncağı değil!.. 
Zorlamayın!!!

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık