Geçenlerde Başkan Rıza Akpolat'ı tebrik ziyaretine gittim.
Biliyorsunuz seçim öncesi kendisini eşini ve ekibini Radyo Beşiktaş'ta ağırlamış ve uzun güzel bir sohbet yapmıştık.
Gazeteye, radyoya gelenler ilk intibayı bırakır.
Herkesin ben de bıraktığı bir tad vardır ve o yıllar geçse de unutulmaz.
Umarım bu tad hep aynı kalır!..
Akpolat'ın, kapıdan girdiğinde genç dinamik yapısını, iki laf ettiğimde de konuya hakim ama mütevazi kişiliğini hissetmiştim.
Hele radyo canlı yayınında bu iş tamam dedim!..
Doğru düzgün biri...
Samimi, içten...
Başkan seçilince baktım aynı Rıza Başkan!..
Neden böyle diyorum?..
40 yıldır bu işin içindeyim, makama oturan ve o kadar değişeni gördüm ki!...
Biraz abartı yapayım!..
Bırakın beni, ailesi bile tanımaz adamı!..
Yani: Değişmeyen kim deseniz, zor sayarım!..
Akpolat:
'Abi Hoş geldin' diye karşıladı dünyanın şeyini konuştuk sabırla ve dikkatle dinledi...
O da açık yüreklilikle her şeyi paylaştı, aynı şekilde de yolcu etti.
Merak edenlere:
Fark yok yani!..
Ben öyle hissettim!..
***
Neredeyse 4-5 yıl belediyeye adım atmamıştım, güvenlik aramasından geçmek için cebimdekileri çıkartmaya hazırlanıyorum, koşturdular.
Kapıda eski personel karşıladı 'İsmail abi' nerelerdesin valla özledik seni diye...
O kadar zaman geçti, tanımışlar. Abi hiç değişmemişşin gençleşiyorsun diye takıldılar.
Yazılarını da takip ediyoruz diye de onurlandırdılar.
Ben de özlemişim onları.
Gideceğim yere kadar eşlik ettiler.
Bunlar güzel şeyler...
Kendimi evimde hissettim tekrar...
O zaman anladım ki Beşiktaş için bir şeyler yapmışız.
Temizlik için uğraş verdiğim bedel ödediğim hırsız, uğursuz, sahtekar, haliyle sevmiyor olabilir ama bu temiz insanlar, alın teri ile çalışan emekçilerin hepsi, Beşiktaşlılar beni seviyor. İşte bu bana yeter!..
***
Belediye binasının yapımını bilirim. Yusuf Namoğlu bir gün oturamadan seçimi kaybetmişti.
Halbuki projelerini çizmiş, modern mimari ile geleneksel yapıyı o zamanlar harmanlamış inşaat sürecinde her gün başında durmuştu.
Yusuf Başkan mesleği gereği her işi yakından takip ederdi ve çok titizdi...
Hakemken de öyleydi detaycıdır, kararlıdır. Çalışkandır.
Ona bu konularda çok şey söylemişimdir, açıkça fikrimi beyan ettiğimi bilir, gelir, telefon açar görüş alır, danışırdı...
Yaptığı binada oturamaması üzücü tabii...
***
İsmail Ünal Başkan seçilince gitmiştim ilk kez o binaya...
Daha önce Beşiktaş Kulübü'nün Akaretler'deki binasında görüşmüştük.
Biliyorsunuz Serdar Bilgili Başkan iken İsmail Ünal genel sekreterdi.
Şimdiki Federasyon Başkanı Hüsnü Güreli ikinci başkan. Eski TFF Başkanı demirören Medyanın sahibi Yıldırım Demirören ve şimdiki Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman yönetim kurulu üyesi idi...
Kadroda daha ne isimler vardı?..
***
Ben binalardan ve kurumlardan çok içindeki insanlara bakarım.
Onların güler yüzüne, kişiliğine, enerjisine...
Samimiyete, liyakate. katma değere!..
Verdiği sözlere, yaptığı işlere...
Bugün ayrı yarın ayrı konuşanları...
Kafasında kırk tilki dolaşanları sevmem!..
Dürüst insan, kırk takla atmaz, neyse odur!..
Anında silerim!..
Düzgün insanın da kim ne derse desin, yanında arkasındayımdır...
Dirhem kımıldamam!..
Şimdi gelin sizinle bir ufuk turuna çıkalım...
Binalar, insanlar, yaşanmışlıklar ve analizlere bir bakalım.
***
Darbe sonrası,,,
Özal Başbakan seçildiğinde Mümtaz Kola zamanında ilk metropoliten sisteme geçilmişti.
Çırağan'da şimdi meclisin yapıldığı Kaymakamlığın olduğu binaya giderdik.
O zamanlar Hürriyet'te idim...
Kola ile pek derinlemesine bir anım yok, hayal meyal bir kaç şey işte...
Daha çok Dalan ön planda idi o zamanlar, ağzını açsa haber olurdu.
Bu işi de çok iyi bilirdi.
llçe belediyeleri yeni oluşmuştu ve geri plandaydı..
***
Ayfer Atay Başkan olduğunda yine Çırağan'daydık.
Ama ben Günaydın'a geçmiştim.
Hiç unutmam Günaydın için bir röportaj yapmıştım. Basın danışmanları gazeteden arkadaşlarımızdı.
Ayfer başkan o zamana kadar hiç tanışmamıza rağmen kibarlık göstermiş, beni utandırmıştı adeta...
Akşam gazeteden eve geldim, salonda koca bir yassı saksı, içinde 4-5 çeşit köklü çiçek...
Bu nedir dedim evdekilere...
Belediyeden geldi dediler, içindeki zarfı açtım bir mektup Beşiktaş'a katkılarınızdan dolayı teşekkürlerimle...
Kibar bir insandı...
Şimdi her yıl gazetemizin yeni yaşını kutluyoruz bir buket bile gönderen yok!.. Mesaj bile atmıyorlar!..
Ayfer başkan bir çok gazeteciye bu jesti yapmış ve unutmuş olabilir ama aradan 30 sene geçse de bakın ben bugüne kadar yüzlerce tepe yönetici ile röportaj yapmışımdır onun bu hareketini unutmamışım.
İletişim böyle bir şey işte!..
Ayfer Atay, 15 yıl kadar önce tekrar seçime girecek, yıllar sonra bizzat arayıp tam sayfa bir röportajını koymuştum gazeteye...
Ben vefaya önem veririm çünkü!..
MAKAMLAR GEÇİCİDİR ÖNEMLİ OLAN BIRAKTIĞIN İZDİR!..
Yeni binada makam koltuğuna ilk önce İsmail Ünal oturdu.
İlk ay adettendir herkes gibi ben de tebriğe gittim. Beni o zamanlar o kadar iyi tanımıyordu. Ona rağmen o kadar çok şey konuştuk ki anlatsam roman olur!..
Hiç unutmam bir haber üzerine cep telefonumdan aramıştı. İnanır mısınız telefonun şarjı bitmişti. Sonra beni davet etti gittim, sonra o geldi!..
Sonra beni çok iyi tanıdı.
Gazete haberleri, radyo programları çok işe imza atıldı. Belki hatırlar!..
Ne yalan söyleyeyim; sade bana değil gazeteye de saygısını unutamam.
Dinamik yerinde duramazdı, heyecanlı idi, hatta ona hiper aktif diye bir de yazı yazmıştım. Sesini çıkarmamıştı bu sefer!..
10 yıl Beşiktaş'ta öyle veya böyle belediye başkanlığı yapmak kolay değildir.
BEN ELİMİ DEĞİL VÜCUDUMU TAŞIN ALTINA KOYDUM
Gelelim Rıza Akpolat'a...
Gazetecilik hayatımda ilk kez bir başkan adayı hakkında yazı yazdım biliyorsunuz.
Ortak çalışma yaptığımız insanlar için bile yazmamıştım.
Destek olunmalı dedim.
Çünkü yaşananlar güzel değildi, bitmesi gerekiyordu.
Beşiktaşlıları uyardım çünkü bu benim görevimin dışında sorumluluğumdu...
Elimden gelen katkıyı da sunacağım.
Bu kadar açık ve net!..
Çünkü daha seçimlerin başında Beşiktaş için varız dedik.
Elimizi değil vücudumuzu taşın altına koyduk.
Bedeller ödedik, halen de ödüyoruz.
Bunu da en iyi, yazılarımı ve haberlerimizi takip eden yüz binler, siyaset ve medya dünyasından arkadaşlarım ve Beşiktaşlılar bilir!..
BAŞARI İÇİN LİDER KADAR EKİP DE ÖNEMLİDİR
Akpolat'ı nasıl tarif edersin?..
Derseniz;
İçimizden biri gibi derim.
Siyasete de, konulara da hakim olduğu aşikar.
Rıza Başkanın eksikleri yok mu?
Her insanın vardır, onları da zaman içinde giderir.
Daha yaşı çok genç!..
Ama gördüğüm kadarıyla yeterli bilgiye sahip!..
Beşiktaş adeta cadı kazanı!..
Benim bildiklerimin onda birini bilmeyebilir, insanları o kadar yakından tanımayabilir, yanlış yönlendirmeler olabilir, ama zaman içinde her şey yerine oturur.
Başkan'da potansiyel var!..
Gereğini yapacaktır!..
Ben Akpolat'ın fark yaratacağına inanıyor...
İlkleri yapmasını canı gönülden istiyorum...
Çünkü Beşiktaş adıyla konumuyla büyük bir marka...
Semt ismi gibi gözükse de uluslararası bir değer!..
Beşiktaş'tan kimler geldi kimler geçti?..
Peki:
Kaç kişi anılıyor?..
İz bırakmak lazım!..
AÇIK MEKTUP!..
Bakın:
Çarşı'da yürümem mümkün değil!..
Gazeteciyim, inanın başkan kadar dert dinliyorumdur yıllardır...
Soru soruluyor, ağzımın içine bakılıyor!..
Günde onlarca kişi ile konuşuyorum, gazeteye, radyoya haber sitelerimize binlerce mesaj geliyor...
Şu kadarını söyleyeyim;
Beklenti büyük!..
Hem de çok büyük!..
Sayıştay raporları, müfettiş tutanakları, zimmetten, danışıklı dövüş meçlis önergelerine kadar!..
Nereye el atsan bir kokuşmuşluk bir irin akıyordu!..
Girin bizim haber sitesine herkesin gerçek yüzünü görün!..
Özetle;
Al birini vur ötekine!..
Bıktım artık bunları yazmaktan!..
Balık baştan kokar derler bilirsin!..
Onun için;
Aman yanlış yapma başkan!...
Yetki ver ama denetle!..
İşi ve Beşiktaş'ı iyi bilenlere sor!..
Onları da iyi seç!..
Gerekirse bir süre güvenebileceğin akil insanlarla çalış!..
Danışmanlar çok önemli!..
Mümkünse;
Siyasete bulaşmamış olanları tercih et!..
Sonra;
Yanlış olursa da ben yapmadım, ekibim yaptı deme sakın!..
Zira tüm fatura lidere çıkar!..
Desteğim sanadır!..
Başkaları beni ilgilendirmez, hiç de tanımam!..
Kefil de olmam!..
Zira bazı şüphelerim de yok değil, baştan söyleyeyim!..
Demem odur ki;
Benim de, Beşiktaşlıların da beklentisi, o kadar büyük ki...
Senden ve yeni yönetimden!...
Anlatamam!..
Beşiktaş'taki son 20 -25 yılı anlatsam roman olur zaten!..
Sözün özü;
Pervaneli uçağı jumbo jete çevirmek de senin elinde, çakılmak da!...
Aman!...
Eğer;
Olmaz ise, inanın çok büyük hayal kırıklığı olur!..
... Ve önce ben yıkılırım!..
Makale Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.