Bu soruyu gazeteciler için de sorarlar!..
Olur!..
Polisten de olur, gazeteciden de olur...
Siyasetciden, iş insanından...
Hem de çok iyi olur!...
Eğer sen adam gibi adamsan herkes herkesle dost olabilir...
...
Mesleğe ilk başladığımda ilk karşılaştığım ver tanıştığım insanlar polisler olmuştu!..
Hemen yanlış anlamayın bir suçum filan yok!..
Allah'a şükür bu yaşıma kadar da bırakın suçu, araştırma, kovuşturma ve soruşturmaya bile uğramadım!..
Olsa olsa, basın davaları!..
O da bizim yüz akımız!..
Hırsızlara sahtekarlara vatan hainlerine ve son günlerin moda deyimi ile gazeteci bozuntusu KAÇAKÇILARA!... karşı!..
...
Peki;
Neden polislerle ilk karşılaşmam ve yoğun çalışmam?..
Anlatayım!..
Hürriyet Gazetesi'nde işe başladığımda İstihbarat şefimiz Mehmet Türker'di!..
Daha tıfıl bir gencim!..
Tüm polis muhabirleri askerde imiş...
Serviste çok kimse yok!..
Beni çağırdı!..
Koş 2. Şubeye olay var, topla gel dedi...
2. Şube nerede bilmiyorum, Babalideyiz o zamanlar, yokuştan aşağı saldım kendimi...
Sansaryan han!..
İçeri girdim, kesif bir koku!..
Rutubet, küf ve sidik karşımı!..
Ben de el bebek, gül bebek büyümüşüm!..
Kolejde okumuşum!..
Biraz irkildim yani...
Polisler kapıda nöbette...
Hürriyetten geldiğimi söyledim.
Güzel karşıladılar!..
İlk intiba mükemmel...
Basın odasını gösterdiler.
Her gazetenin polis muhabiri orada... Tümü gazeteci değil, sanki polis gibi...
Tecrübeliler belli... Ellerinde telsizler...
Kısa boylu kel bir adam koşturup duruyor. Biri bitmeden bir çay daha...
Katran gibi...
İçerisi berbat!..
Sigara dumanından göz gözü görmüyor.
Neyse tanıştık zamanla arkadaşlarla...
Günaydın, Tercüman, Milliyet, Son havadis Yeni asır...
O zamanki gazeteler...
Tabii bir de ben..
Hürriyet!..
Ben gelmeden polis basın açıklaması yapmaz, fotoğraf çekmezdi.
Hürriyet'te çıkmalı denirdi önce...
Tüm polisler arkadaşım oldu gide gele...
Sabahları ilk iş makamlarında sohbet... Haberler falan filan...
Bazıları ise dostum...
Onlarla iş dışında muhabbet, samimi paylaşımlar...
Gazeteci polis ilişkisi dışında...
İnsanca...
Emniyet Müdürü Şükrü Balcı idi...
2. Şube Md. yardımcıları Saadettin Tantan, Mehmet Ağar... Cinayet Masası Ahmet Ateşli...
İlk aklıma gelenler...
Aradan geçmiş 40 yıl unuttum çoğunu...
Çok olay yaşadık!..
Ama aklımdan çıkmayan...
Kapalı Çarşı'da Mehmet Ağar ve ekibi ile kaldığımızı ve saldırganın bomba ile kendini imha etttiğidir. O günü ve sahneleri unutamam!.. Bana ödül getiren haberdir...
Dediğim gibi bazıları arkadaş, bazıları dost oldu...
Bazıları Hürriyet Gazetesi'nden dolayı...
Bazıları ben olduğum için...
Yani İsmail Baştuğ...
Ne maceralar var?.. Acı tatlı...
Ama çoğu acı hikayeler!..
Hayatı öğreten çinsten!..
Benim gibi kolej mezunu birine bile...
...
Şimdi nereden girdim bu konuya...
Artık Hürriyet, Sabah, Milliyet geride kaldı...
Arkadaşlarımız orada olsa da...
Ben Beşiktaştayım!..
Önceliğim Beşiktaş...
Ve Beşiktaş'a bir çok Emniyet Müdürü geldi.
Hepsini iyi kötü tanırım.
Ama Ercan Müdür gibisi gelmedi...
Her icraatı, her konuşmamız, beni geçmişe götürüyor...
Hatıralar canlanıyor...
Öncelikle;
Halkla ilişkileri çok iyi, iletişime açık, halkın içinde...
En önemlisi de samimi...
Ercan Çamırcı gerçek bir polis...
Nereden biliyorum?..
Müsaade edin de anlayayım, 40 yıldır bu işlerin içindeyim...
Liyakat ve tecrübe budur işte!..
...
Hep sahtekarları, içten pazarlıkçıları, kaşar siyasetçileri ve her daim asalakları yazacak değiliz ya...
Biraz da;
İşini hakkıyla yapanları...
Adam olanları onare etmek lazım!..
Belki de daha sık...
Onları hatırlamak, destek olmak zorundayız!..
Teşekkürler Çamırcı!..
Bu halin, bu tavrın ve bu görev bilincin ile daha da iyi yerlere geleceğinden adım gibi eminim!..
Hep böyle kal!..
Makale Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.