Beşiktaş Belediye Başkan Adayı Rıza Akpolat'a destek verilmeli diye yazacağımı duyanlar ne mesaj attı...
Beşiktaşlı değil ki diye...
Twitter hesabına bir bakın nasıl Beşiktaşlı olduğunu anlatıyor!..
Herhalde o bile paylaşmak zorunda kalmış son zamanlarda bazı şeyleri...
Adam Beşiktaşlıyım diyor...
Ne yapalım Beşiktaşlı değilsin diye idam mı edelim!..
Ayrıca kimin ne kadar Beşiktaşlı olduğunu ölçen bir kantar mı var?..
Biz ne Beşiktaşlılar gördük!..
Adamı sırtından bıçaklayacak yer ve zaman arayan!..
Beşiktaşlı olduğuna şaşarsın!..
Zaten değiller de...
Bence Rıza Akpolat bunlardan bin kat Beşiktaşlıdır!..
En azından şimdilik öyle düşünüyorum!..
Daha doğrusu;
öyle olmasını canı gönülden diliyorum.
***
Neyse gelelim esas meseleye...
Herkes Rıza Akpolat'a sahip çıkmalı dedim.
Önce;
CHP'liler sahip çıkmalı tabii...
Seçilirse de Beşiktaşlılar...
Neden bunu söylüyorum...
Manzarayı görebiliyorum da ondan...
Beşiktaşın ilk belediye başkanından son belediye başkanına hepsini bilirim de ondan...
Beşiktaş'ta görev alanları da iyi bilirim de ondan...
Bakınız;
Her partide ayrı ayrı bir çok grup var.
İyi insanlar da, kötü insanlar da...
Ama CHP'de daha çok kaos var, kızmaca darılmaca yok...
Belki kendi içlerindeki tartışmalar kamuoyuna da yansıtılıyor da ondan diyebilirsiniz...
Ama başka türden işler de var, neyse...
Artık işin bu kısmı siyasilerin çözeceği iştir.
Ama öyle şeyler vardır ki; siyasilerde çözemez...
Örneğin;
Bunların bazıları eski siyaset kaşarlarıdır, kurtulduk zannedersiniz ama kurtulamazsınız.
Tam bitti derken, bir yerden çıkarlar mutlaka...
Kendileri olmasa da uzantıları vardır...
Saman altından su yürütürler...
Belden aşağı vururlar, şeytanın aklına gelmedik işler yaparlar.
Farkına vardığınızdan geçmiş olsun!..
Aday adaylık sürecinde yaşananları gördük...
Başkanlık sürecinde de göreceğiz, merak etmeyin...
Listeye baktım mı anlarım!..
Huylu huyundan vaz geçmez...
Nasıl temizlenecek bu siyaset zübükleri?..
İnanın çok zor, ama önlem almak çok kolay...
Biraz da bunun için Rıza Akpolat'a sahip çıkmak, destek olmak lazım dedim.
Hele geçen bir rezil 4 yıl, ardından varlığı ve yokluğu ile belli olmayan 1 yıl...
Bunları silecekse, Beşiktaşlıları kucaklayacaksa inadına destek olmak lazım...
Hem de en kuvvetli şekilde...
İnadına!..
***
Seçildiği takdirde Rıza Akpolat'ı çok zor bir tablo bekliyor.
Ne yazık ki, zor günler de...
Ve tabii çok önemli işler...
Öncelikle her şeyi bir süzgeçten geçirmeli...
Objektif görüşler almalı, tarafsız kişilerden bilgilerle donatılmalı...
Yoksa bir ileri iki geri yalpalayabilir.
Beşiktaş'ı ve Beşiktaşlıları kucaklaması için çaba göstermesi şart...
Beşiktaş çok büyük yaralar aldı...
Bugüne kadar yaşanmamış olayları yaşadı.
Ve bunlar CHP'li bir belediye zamanında oldu.
Öncelikle bu kötü imajı silmesi, lazım...
Nasıl yapacak? Göreceğiz.
Destek isterse, seve seve...
Yeter ki güzel işler ortaya koysun...
Umarım yapabilir.
Bunu yapmak için tek şey var.
Hiç de öyle zor iş değildir.
Söyleyeyim bari;
Kadronuzu işini iyi bilen, liyakat sahibi, dürüst ve güvenilir insanlardan oluşturun, gerisi gelir...
Sonra da samimiyet...
Ve tabii İletişim...
Ama doğru iletişim...
Beşiktaş kültür düzeyi yüksektir, unutmayın bu sözümü...
***
Biz Beşiktaş Medya Grup olarak ben de gazeteci olarak;
Hürriyet Gazetesi'nde çalışırken, Beşiktaş Belediye Başkanı Mümtaz Kola idi... Sonra Günaydın, Sabah ve Milliyet gazetelerindeyken, bu süreçte Ayfer Atay Belediye Başkanlığı yaptı. Beşiktaş Medya Grup'u kurduğumda; Yusuf Namoğlu, İsmail Ünal ve Murat Hazinedar dönemini yaşadık.
Kurumsal olarak hepsi ile çalıştık... Hepsi kişilik olarak birbirinden farklı idi... Tek tek analiz yapmayayım ama ne zaman telefon açsak, bir araya gelsek görüşüyoruz, konuşuyoruz başkanlarla... Sadece, Murat Hazinedar ile başkanlığı döneminde 2-3 kez dışında hiç görüşmedik, o görüşmelerimiz de de kamuoyu biliyor, hoş olmamıştı, sonrasında da hiç konuşmadık.
Şimdi hangisi hoş bir manzara... Geride, hoş bir seda bırakmak mı, böylesi mi?..
37 yıllık gazeteciyim, çalışmadığım ulusal gazete kalmadı, haber yaptım, sayfa hazırladım, köşe yazısı yazdım, kitap yazdım, radyo programları...
Unutamıyorum...
Bazen bu konu açılır ve düşünürüm ve işin içinden çıkamam...
Kime anlatsam onlar da hayretler içinde kalıyor.
Beşiktaş Belediye Başkanı'nın, Beşiktaş Gazetesi ve Beşiktaş Radyosu ile didişmesini ve ilk bizimle karşı karşıya gelmesine halen ne ben anlam verebiliyorum ne de Beşiktaşlılar...
Gelinen durum da zaten ortada...
Yapacak çok şey varken, Beşiktaş adına geri gittik, ona üzülüyorum...
***
Bakın;
Ben 5 kuşak Beşiktaşlıyım, dedem, babam Beşiktaşlı, çocuklarım burada doğdu, okudu, evlendi.
Bizim Beşiktaş'ın iyi olmasından başka beklentimiz olamaz.
Ama doku tutmayınca olmuyor işte...
Herkes Beşiktaşlı olamaz.
Beşiktaş'lı olmak ayrıcalıktır.
Onun için kimin ne kadar Beşiktaşlı olduğunu bilemeyiz diyorum!..
Beşiktaşlıyı kucaklıyorsan, Beşiktaş'a hizmet ediyorsan, benim nazarımda en iyi Beşiktaşlısın...
Tarihi ve kulübü tanımak kadar insanı da tanımak önemlidir Beşiktaş'ta...
Önce insan demek lazım!..
Özellikle de yerel yönetimlerde...
Onun için; kadro çok önemli diyorum her zaman...
Neden?
Madem konu tanımaktan açıldı, size güzel bir olay anlatayım...
Başkasını karıştırmayayım, direkt kendimden örnek vereyim;
İsimlere pek girmem biliyorsunuz böyle konularda çünkü özeldir...
Bir partinin genel sekreteri radyoya geldi...
İsmail Bey "Siz Ordulu musunuz?" dedi...
Hayatımda gitmemişim.
"Nerden çıktı" dedim...
"Bana öyle söylediler" dedi.
Bir partinin il başkanı geldi radyoda canlı yayındayız.
Yayın arası verdik, konuşuyoruz.
Merak etmiş...
"İsmail Bey siz Antalyalı mısınız?" dedi...
"Nerden çıktı" dedim...
Gençliğimizde bir iki kez gitmişliğimiz vardır, denize girmiştik ailece...
O kadar...
Yine gazetede bir gün bir partili ile sohbet ediyoruz...
Durduk yerde:
"Siz Trabzonlusunuz di mi?" demez mi?
"Nereden çıktı bu" dedim...
Sonra bulmacıyı çözdüm.
Ne kadar başkan geldi geçti ise, onların memleketi neyse beni de onlarla ilişkilendirmişler...
Öyle anlatmışlar...
İlgimiz olmadığı halde hepsinle aynı muhabbet içinde değiliz.
Nasıl bir bağ kurulmuş, anlamak mümkün değil...
Kimbilir daha neler anlatmışlardır da...
Vardır bir amaçları...
Böyle çünkü kafalar...
Bunların lügatlarında liyakat, tahsil, iş bilmek, emek yok...
Varsa yoksa bir dayın olacak, hemşerin olacak, falan filan...
Ya ben mesleğim gereği, herkesle yakınım, tanımadığım insan yok, istesem siyasetin en tepesinde olurdum.
Halen gazeteciyim, başka işte yapmıyorum, neye bakıyorsunuz...
Bir çok yazımda yazdım, bazı siyasetçiler gibi iş takibi yapmıyorum... Büfe, otopark işletmiyorum... Eşimi dostumu, tek bir akraba mı işe yerleştirmedim.
1980'li yıllara gittim...
1985-1995 arası 4 belediye başkanına danışmanlık yapmıştım.
O zaman da bu adam mutlaka bunun akrabası, köylüsü, hısmı filan derlermiş...
Sonra öğreniyorum bunları...
Derler ya;
Adamın fikri neyse zikri de odur...
O zaman bu zaman sevdiğim bir söz vardır:
Elalemin ağzı torba değil ki büzesin....
***
Biz de bunun gibi ne hikayeler var!..
Mesela;
Daha yirmili yaşlardayım...
Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat servisinde çalışıyorum. Etrafımda kurt gazeteciler var. En eski polis muhabirlerinden Alaattin Büte, Yıldırım Çavlı, Kasım Gence... İlk belediye muhabiri Hasan Bedrettin Ülgen... Yazarlardan Celalettin Çetin, Ahmet Altan, Necmi Onur... Yayın Yönetmenimiz Çetin Emeç, Yazı İşlerinden Seçkin Türesay ve diğerleri...
İlk öğrettikleri; Kimseye inanma, seni kandırırlar, kullanırlar oldu..
O gün bugündür şüpheciyimdir. Bana biri bir şey dedi mi, birini çekiştirdi mi hayatta inanmam, gider kendim konuşur, sorar öğrenirim ve öyle karar veririm.
Onun için işte her zaman önce insan diyorum!..
Onun için Rıza Akpolat Beşiktaşlı değil, Rıza Akpolat Beşiktaş'ı tanımaz laflarına gülüp geçilyorum. Hatta adaylık öncesi bize de gönderilen o belden aşağı ipe sapa gelmez rezil iddiaları çöpe attım!..
Yapmayın dedim...
***
Rıza Akpolat'a, son olarak şunu söyleyeyim;
Lütfen danışacağınız insanları, birlikte yürüyeceğiniz insanları ve hizmet vereceğiniz yeri iyi tanıyın!..
Eğer bunları iyi yaparsanız korkmayın, sırtınız yere gelmez.
Beşiktaşlı'dan yana hiç şüpheniz olmasın, onlar iyiyi de kötüyü de bilir, herkesi de tanır, size de destek verir.
Ben hiç bir ilçe belediye başkan adayı ve başkan için bugüne kadar böylesine uzun bir yazı yazmadım, belki de bu sondur.
Bunları yazdım, çünkü kim seçilirse seçilsin, Beşiktaş'ın artık iyi yönetilmesini istiyorum.
***
Daha önce de söyledim, şimdi de söylüyorum...
Tabi herkese...
Beşiktaş adına;
Bize düşen bir görev varsa seve seve yaparız.
Zira; bu tür konularda laf anlatmak, haber yapmak ve yorum yazmak istemiyorum artık!..
Makale Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.