Geçenlerde bir paylaşımda bulundum!... "Saldırganın sonu" diye...
Hürriyet Gazetesi, 1983 yılına ait bir haberdi...
1. Sayfayı yıkmıştık!.. Ne ilgi çekti!..
İstihbarat servisinde polis muhabiriyim, bu türden olmasa da benzer bir çok olayla karşılaşıyordum. Bir çok haber gazeteye bile girmiyordu. İnanın o kadar kötü olayla karşılaşıyorduk ki, anlatamam!..
Şimdi sosyal medya da yazışıyorlar.
Nasıl böyle bir millet olduk, bu nasıl bir insanlıktır...
Nüfus kalabalıklaştı, göç yoğunlaştı, mutlaka olaylar çeşitlendi, bir biri ardına iğrenç, sapık, ne türden konu varsa gözler önüne seriliyor.
Kaçarı yok!..
Ama size bir şey diyeyim mi, 1982 yılında gazeteciliğe başladım.
O günde bu tür olaylar vardı!..
Ama yazılı basın ne kadarını duyuruyorsa siz onları görüyordunuz.
Şimdi anında sosyal medya üzerinden duyuyor ve şaşırıyorsunuz.
Ne kadarı doğru ne kadarı yanlış tartışılır!..
Daha 20'li yaşlardayım ve her gün 3-4 polisiye olay içindeydim. Karşılaştığım iğrençliklerden dünyam kararmıştı. Aile içi olaylardan tutunda, komşuluk, akrabalık, çoluk çocuk ne kadar olmaz dediğim konu varsa yaşadım. Gördüm, fotoğrafladım, haberleştirdim.
Onun için insanların yaptığı hiç bir şeye şaşırmam!..
Bu gün 70'ine merdiven dayamış insanların hayatlarında şahit olmayacağı olayların yüzlercesine ben daha 20'li yaşlarda şahit oldum çünkü!..
O paylaştığım fotoğraf gazetecilik açısından önemlidir.
Hikayesi şudur;
Terörist bombayı patlattı, ben karşısındayım ve havaya uçtu, Kapalı Çarşı birbirine girdi.
Özetle; gazetecilikten bahseden veya bizim gazeteciliğimizi sorgulama gafletine düşen meczuplar varsa çarpılır valla!..
Ama karşılaştığım öyle olaylar var ki, halen inanamadım!...
Sapıkça... Canice...
Bu olay devede diken kalır!..
Ama bana canım pahasına habercilik ödülü kazandırmıştı!..
Madem bu paylaşım büyük ilgi gördü.
25 haber ödülüm var.
Bazılarını ara ara paylaşırım sizinle...
Gazeteciliği nasıl yapıyorduk, görürsünüz.
İLETİŞİM HATA KALDIRMAZ
Bu konuda mütevazi değilimdir. Çünkü işime aşığım!..
Hayatımda başka bir iş yapmadım!... Yaptığım işi de iyi yaparım!..
Onun için işime saygısızlık yaptırmam!..
Akıl vermek kimsenin haddine değil!...
Hele hadsizlik!..
Şu iletişim konusunda yazı yazmak en önce benim hakkım sanırım!..
Önem verdiğim sevdiğim başarılı olmasını istediğim insanları ve kurumları da bu konuda uyarıyorum.
Hatta şaka bir yana bu kadar işin içinde fahri danışmanlığa bile razıyım!..
Açık açık deklare ediyorum.
Gelin bana sorun. Bu kadar netim. Çünkü sıkıntı var!..
...Ve ben artık her şeyin çok güzel olmasını istiyorum!...
Basın ve medya ilişkileri bir bütündür.
En ön planda olması gereken iştir!..
Aksi olursa;
Kısa vadede hissedilmez ise de, orta vadede mutlaka sıkıntı doğuracaktır...
Çünkü bu iletişim işi nasıldır bilir misiniz?..
Kar topu gibi!...
Nasıl başlarsanız öyle gider!..
Tecrübe ister, liyakat ister, yaşanmışlık ister, çevre ister, medya gücü ister!...
Dost ahbap ilişkileri ile denge gözetmelerle hiç bir şey olmaz!..
Basın özgürlüğü, fikir hürriyeti diyorsak, önce medyaya saygınlık kazandırmak gerek.
...Ve saygın medyadan yararlanmak!..
Bunu kim yapacak?..
Tabi ki; İş bilen bir kadro!..
Zemin kaygan!.. Aman hata yapmayın... Yanarsınız!...
Örnekler ortada!.. Benden söylemesi!..
Son kez!...
ATATÜRK'E SAYGI GÖSTERİN
Törenlerde bir sürü fotoğraf gelir inanın yayınlanacak değer de değildir çoğu!..
Ya görüntü kötü, ya da bir çok zübük vardır!..
Ama bazı görüntüler var isyan ediyorum Beşiktaş adına!..
30 Ağustos Zafer Bayramı'ndan örnek vererek anlatayım.
Bayramlarda büyüklerimiz nasıl öğretmişlerdir bize?.. En yeni giysilerimizi giyineceğiz tertemiz bayramlara karışacağız.
Peki durum öyle mi?..
Protokol oluşmuş, Beşiktaş Kaymakamı Önder Bakan, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Beşiktaş Emniyet Müdürü Ercan Çamırcı takım elbiseli, kravatlı, komutanlar zaten pırıl pırıl üniformalar içinde...
10 metre ötelerinde yine her daim aynı tip bazı siyasiler, hatta muhtarların bir kısmı... Bazılarının üzerlerinde kirli buruşuk bir kot, yatakta giymeyeceğinizT-Shirt Ata'nın huzurundalar. Hem de en ön safta!..
Valla ben utanıyorum bu görüntülerden, elimde olsa iki laf eder, geri çeviririm!..
Bakın adlarınızı açıklamadım, ama uyarıyorum sizi; "Kendinize gelin!.. Atatürk'e saygısızlık yapmayın, yaptırmayın!.."
DORUKHAN SÖZ VERDİ
Tam 11 yıldır Beşiktaş'ın en prestijli yarışmasını yapıyoruz. Amacımız maddiyat değil tam tersine manevi yönden Beşiktaşlı futbolcuları motive etmek. On binlerce taraftar yaptığımız ankete katılıyor, 34 hafta süren yorucu bir çalışma sonucu sezonun en iyi futbolcusunu seçiyoruz.
Sağ olsun Beşiktaş Kulübü bu güne kadar bizi hep destekledi, semtimizden çıkan Beşiktaş takımını yerel yönetimlerle kaynaştırmak en büyük isteğimdir. Bu nedenle Belediyenin de bu geleneksel hale gelen ve milyonlarca taraftarı olan Beşiktaş için değil elini vücudunu hiç değilse bu sezon taşın altına koymasını Beşiktaş Medya Grup, Beşiktaş Kulübü ve Beşiktaş Belediyesi üçlü bir organizasyonla başarılı futbolcuları teşvik amaçlı milyonlarca taraftarın eşliğinde eşsiz bir atmosferde statta gerçekleştirmesini arzu ederim.
Biz hazırız!...
Sergen, Tayfur, Delgado, Tello, Querasma, Guti, Oğuzhan, Necip, Fernandes, Atiba, Pepe derken genç bir yeteneğe kupa vermek vesile oldu bu kez.
Dorukhan kupayı kucaklarken, aynı duyguyu Oğuzhan gibi genç bir yetenekte hissetmiştim!... Onun da gözlerindeki ışığı fark ettim, kendisine de söyledim, "Beşiktaş ve Türk Futbolunun bir değerisin, böyle devam et" diye...
Söz verdi, sözünü tutacaktır.
Yolun açık olsun Dorukhan!..
Süleyman Seba'nın Şeref Stadı'nın tozlu topraklı çamurdan antrenman sahasında bana söylediği sözü unutmam, siz de sakın ha sakın unutmayın;
"Biz Beşiktaş'ız!.."
Makale Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.