Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin seçimi var. Turgay başkan aradı, İsmail mutlaka gel oy kullan dedi. İstanbul dışına çıkacağım aynı gün ama söz verdim sabah gidip mutlaka kullanacağım.
Yokuşu az arşınlamadık, sırtımızda fotoğraf çantası, 1980'li yılların başında Hürriyet Gazetesi ve 2. Şube yollarında...
Ne zaman Babali terk edildi, gazeteler İkitelliye geçti, Mecdiyeköy, Halkalı gibi yerlere dağıldı, gazeteciler birbirini görmez buluşmaz oldu, halktan kopuklaşma başladı, bir dönem kapandı!..
Babalinin yıllar sonra bir havasını koklayayım bakayım!..
Dertleştik biraz!.. İyi Beşiktaşlıdır kendisi, gazetemizde de yazıyor. İyi bilir bizim mücadelemizi!..
Nail Güreli, Necmi Tanyolaç, Orhan Erinç gibi ustaların devrindendir!..
Devam mı dedi?..
Devam ama gel sen bir de bana sor dedim!..
Güldü!..
***
Neden güldüğünü çok iyi biliyorum!..
Yıllar yılı gazetecilk okulundan gelirler staj yaparlar...
Çoğu ulusal gazetelerde şimdi...
Şu yazdıklarımın hiç birini gençlerle paylaşmadım.
Kaçıp gitmesinler diye...
Zordur demiyorum, demem...
Severek yapıyoruz...
İşimiz bizim bu!..
Ama, nankördür bizim meslek!..
Gazeteciliğin G'sini bilmez, konuşur çoğu...
Eleştirseler iyi de, neler neler yaşadık biz?..
Ne saygı, ne düzey, ne de insanlık ara ki bulasın!..
***
Översin güzellik yaptı derler.
Eleştirirsin kendini adam sanıyor olursun!..
Yerersin, yaramaz adam derler.
Bazen büyük gazeteci, bazen zaten kimse okumuyor ki olursun!..
Alın teriyle emeğinle çalışırsın...
İş yaparsın neden yaptın derler.
Yapamazsan, kabiliyetsiz, bir işe yaramaz derler.
Gazeteyi batırdı, insanları işsiz bıraktı derler...
Başka işimiz yok dersin...
Şaşırır!..
Anlamaz, anlamakta zorlanır!..
Neler neler gördük, yaşadık biz!..
Kamuoyuna ne açıklamalar yaptık?...
Deşifre ettik herşeyi!..
Rezilliğin bini bin para....
Reklam ilan istedi vermedik, ondan bana taktılar diyen mi ararsın?..
Güzel yazarsın, ben yazdırdım deyip göze girmeye çalışanlar mı?..
Çeşit çeşittirler...
Adam değil diye lanse ederler de vardır, bir kere oturup konuşmuşluğumuz yoktur, 40 yıllık dostumuzmuş gibi tanıtanlar da...
Yüz yüze gelip iki laf edemezler, ama gıyabinızda binbir yalan söylerler...
Türlü türlü numara, şeytanın aklına gelmeyecek işler çevirirler.
***
Seveni ve sayanı da vardır, yereni de...
Hatta işi şahsiyete dökeni, küfredeni bile...
Bazıları el üstünde tutar, bazıları köşe bucak kaçar!..
Kimin ne olduğunu anlamak zordur, anlayana kadar bazen iş işten geçer!..
Yüzüne gülenler, arkadan konuşanlar!..
Olmaz olsun derler...
Olmazsa olmaz derler.
Demokrasi dedin mi?..
Mangalda kül bırakmayanlar...
Yararlanmak isteyenler, yakınında durmak isteyenler...
Uzak duranlar, hiç bulaşmak istemeyenler!..
Türlü türlü insan vardır.
Her gün arayıp soranlar, bir anda yok olanlar.
İşi olana kadar canım cicim, işi olduktan sonra ara ki bulasın!..
İşlerine geldiğinde basın ve fikir hürriyeti derler.
2 satır alehlerine yaz, fırdöndü gibi dönerler.
Hepsinin bir gazetecisi vardır!..
Kafalarında yarattıkları, küçük dünyalarında...
***
Ondan sonra neden biz böyleyiz?..
Neden olacak?
O ağızınıza sakız yaptığız demokrasi olmadığından,
fikir hürriyeti olmadığından...
Basını size göre bana göre ayırıp sınıflandırdığınızdan...
Eleştiriye inanmadığınızdan...
Aynaya bakıp, ben nerde hata yaptım demediğimizden...
Veya hep bana hep bana dediğinizden...
Özgüven eksikliğinden...
Samimiyetsizliğinden...
Fitne ve fesattan...
Düşünce bozukluğundan...
Saygısızlığınızdan...
Sevgi noksanlığınızdan...
Beyin fukaralığından!..
Bir baltaya sap olamadığınızdan...
İnsan olmadığınızdan...
Daha sayayım mı?..
Makale Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.