Yazıma siyasetle başlayayayım... Gerçi bu işin nesi siyaset anlamadım...
Konuya girmeden...
Önce bir kaç tespit...
Biliyorsunuzdur bundan beş yıl önce Murat Hazinedar kendiyle igili aleyhte haberler nedeniyle önce bu tür haberlerin ortak çalışmalar sürerken yapılamayacağını ima etmiş, ardından da bizim Belediye ile olan çalışmalarını sonlandırmak istemişti.
Aradan geçti 5 yıl aynı durum yine hortladı.
Madem konuyu açtılar, bizde kaldığı yerden devam edelim...
Edelim ki dünya alem öğrensin çirkin siyaset nasıl yapılar?...
***
Gerçi bu dönem bizim belediye ile ilgili çalışmalarımız yok sözleşmede fes edilmiş, mahkemelik olmuşuz, lanet olsun deyip, imzamızı atmış, alacaklarımızı dahi almamışız. Ancak Mustafa Mercan, Mustafa Kantar ve Safiye Taylan adlı meclis üyeleri işi güçü bırakıp, meclisi kullanarak, Gazete Beşiktaş'ın çalışmalarını sormaya akıl etmişler tam 15 yıl sonra...
Gider ayak!..
İçişleri Bakanlığınca FETÖ, yolsuzluk, rüşvet ve yazmaya utandığım dahil hakkında birçok dosya bulunan Belediye Başkanları Murat Hazinedar'ın bıraktığı yerden devam ederek...
Bir de bunlar Hazinedar görevden alınır alınmaz bizim ilgimiz yok bu kişi ve işlerle diyorlar ya şimdilerde...
Hatırlatayım istedim.
Peki neden bu türden bir kumpas bize karşı...
Bu türden belden aşağı bir çirkin oyun...
...Ve şimdi?
Tam da yerel seçim öncesi?..
Birileri mi istedi getirtiyor insana?..
Merak etmeyin, biliyorum herşeyi...
Siz inkar etseniz de...
***
Bir de bunlar Beşiktaş değerlerini koruyacak ve sahiplenecek hatta sürdürecek olan insanlar olacak, sözde!..
Vah Beşiktaş Vah...
Ah Ankara Ah...
Bakın, ben size bazı şeyler öğreteyim.
Gazete Beşiktaş'ıın genç gazetecilerin çalıştığı, yıllarını, emeklerini, alın terlerini verdikleri sayısız gazetecinin yetiştiği, Beşiktaşın ilk ve tek medya organıdır. Beşiktaş'ın kültür hayatına bir katkıdır. Gazete Beşiktaş basın ve fikir hürriyetinin öncüsüdür. Gazete Beşiktaş sizin partinizin bayraktarlığını yapmış, CHP en kötü dönemde iken ve sizler daha ortada yokken, genel başkann, başkan yardımcıları, genel sekreter, il ve ilçe başkanları ile şimdi içerde olan dahil tüm millettevekillerinin sesi olmuştur.
Gazete Beşiktaş risk almış ve bedel ödemiş bir yayındır.
Hiç olaya böyle baktınız mı?...
Yoksa her zamanki gibi yine işi şahsiyete mi döktünüz?..
Neden?
***
Hadi beraber arayalım nedenlerini...
Ama önce şunu belirteyim. Murat Hazinedar karşı olduklarını belirten bu üç kişinin Murat Hazinedar'ın bize karşı cephe aldığı zamanda ismi geçiyordu. O zamanlar herkes birlikte hareket ediyordu. İki kişi daha dahil edebiliriz bunlara, ama bu sefer isimleri olmadığından karıştırmayayım. Bu kişiler, bir önerge vererek, bizim çalışmaları ve alehte haberleri sonlandırmak istemişti görevden alınan başkanın talimatı ile... O zamanlar kendilerini ben tek tek arayıp sormuştum, bu doğru mu diye... Ama bunun doğru olmadığını söylemişler bizim adımızı kullanıyorlar demişlerdi.
***
Şimdi belediye hakkında bir kaç şey yazınca aynı senaryo sahneye konuldu. Başkan vekili Tahir Doğaç ve yakını olan özel kalemi yönetiminde bu üç meclis üyesi sözde önerge vermiş ve Gazete Beşiktaş'ın Beşiktaş Belediyesi ile çalışmalarını sormuş?..
Kişiye özel uygulama, Belediye eliyle böylesin etik dışı olamaz da, olabilir diyelim...
Sorun nedir?
Peki, Hürriyet, Milliyet, Sabah, Haber Türk'ü de sormuş larmı? merak ettim.
Her fırsatta 50 bin-100 bin dağıtıyordunuz bedava...
Veya Gazeteler veya haber sitelerini...
Hiç birine karşı değilim de neden biz?..
Veya kendi çıkarttıkları dergilerine ne kadar harcama yapmışlar açıklasınlar da Beşiktaşlı öğrense, o belirledikleri tarihler arasında yüz milyonlarca tutar mı?
Bunlar hangi firmalar peki?.. İlişkiler nedir?..
100 milyonlarca liralık baskılı işler neyin nesi?..
Kültür Sanat Müdürlüğünün, Beltaş Vakfı veya Beltaş A.Ş'nin yüz milyonluk bütçelerini ne yaptınız?...
***
Sormazlar, varsa yoksa Gazete Beşiktaş!..
Çünkü yazıyor bunlar ne yanlış varsa...
Beşiktaş'ın o kadar sorunu var... İnsanlar işgaliyeden kaldırımda yürüyemiyor, gökdelenlere izin verdiniz nefes alamıyoruz, yollar delik deşik, meclisi böylesine basit ve şahsi bir konuyla meşgul edeceklerine, bana sorsalardı cevap verirdim.
Hatta o zamanda dedim meclis ve siyasi grup neyse beni çağırın açıklayayım diye...
Radyoya çağırıyorum, sürekli çağrılar yapıyorum kimse gelmiyor.
Tartışalım tüm işleri diyorum, yoklar!..
Kendi adamlarını tercih ediyorlar.
***
Tekrar ediyorum;
Bizim tüm çalışmalarımız basın yayınla ilgilidir. Boşuna aramayın başka işler bulamazsınız. Bizler iş takibi yapmayız, belediyeden bedava yer alıp büfe otopark işletmeyiz. Eşimizi akrabamızı işe sokmayız.
Bizim tek işimliz var, Gazetecilik.
Kurumsal çalışma var diye, bu durum sizin bizi satın aldığınız her haberi koyduracağınız veya aleyhte haberleri yayınlamayacağımız anlamına gelmez...
Bizler gazeteciyiz, sizin işler gibi ne FETÖ, ne ihaleye fesat karıştırma, ne zorla bağış toplama, ne imar konusu, ne iş takibi gibi iddialarla Sayıştaş raporlarında yokuz. Mütfettişlerin hazırladığı raporlarda size zimmet çıkmış, bize teşekkür...
Hiç bir soruşturma, kovuşturma, yasa dışı bir şey yok.
O zaman sıkıntınız nedir?
Bunca sene alın teri emekle çalışan gazetecilere yapılan bu iş etik mi?
Amacınız nedir?..
Bizi susturmak mı?..
Aklınızca algı yaratmak mı?
Şeytanın aklına gelmez bu işler...
Meclisi kullanmak...
Genel Başkanınınz Kemal Kılıçdaroğlu basın ve fikir hürriyeti demokrasinin vazgeçilmezleridir. Belediyeler buna öncü olmalıdır diyor. Daha geçenlerde il başkanının Canan Kaftancıoğlu gazetecilerle toplandı. Ben de konuşma yaptım. Hiç mi haberiniz yok dünyadaki gelişmelerden... Kanunda yerel gazetelere destek olunmalı deniyor. Başkanınız bile buna çözüm üretmeye çalışıyor. Gazeteciler Cemiyeti ve meslek örgütleri uğraşıyor. Bizler fikir üretiyoruz yıllardır. Atatürk istanbul mütareke basınına karşı, Kurtuluş Savaşı'nda gazete kurup tren lokomatiflerinde yerel basınla yayın yaptırmış. Bunları CHP İl Toplantısında da, orada bulunan televizyonlaradaki canlı yayınlarda da anlattım. Bir tek bizim Beşiktaş Belediyesindeki bazılarına anlatamadım.
Ben biliyorum da; kültürünüz tahsiliniz nedir, ne işler yaptınız, başarılarınz var mı? açıklayın kamuoyu öğrensin.
Ona göre karar versin
Listelere girmiş, seçilmiş bir yerlere gelmişsiniz, söz de Beşiktaş'ı yönetiyorsunuz, ama hiç mi okumuyorsunuz merak ettim?..
***
Gazete Beşiktaş ne süreçlerden geçti yöneticilerinize sorun öğrenin.
20 yıllık bir gazete... Tek bir period atlamamış... O sorduğunuz 15 yıllık süreçte onlarca gazeteci çalışmış, alın teri göz nuru dökmüşler. Fikir işçisi bunlar... Aralıksız 300'ü aşkın sayı çıkarmışlar. 7/24 çalışıp gazete hazırlamışlar, basmışlar, dağıtmışlar.
Size destek vermişler teşekkür edin önce!..
Ama nerede o insanlar?..
***
Neyse geçtik bunları...
Tüm basın yayın kuruluşlarının yaptığı türden ortak çalışmalar olduğunu ve 15 yıldır sürdürdüğümüzü bilmiyormusunuz?.. Gazete bulamayınca arayıp istediğinizi unuttunuz mu?.. Algı yaratmaya bu türden eski zihniyet çirkin siyaset oyunlarıyla ve en kötüsü de meclisi kullanarak sesimizi kesmek yakıştı mı koca CHP'nin temsilcilerine...
İstanbul İl Başkanlığı toplantısındaki konuşmamda da söyledim, eğer meclise çağırsaydınız gelirdim, hiç kimse bizi ortak çalışmalar yapıyoruz diye satın alamaz, almış sayılmazsınız derdim. Aynı Murat Hazinedar'a zamanında dediğim gibi size de...
Bilmem anlatabildim mi?..
Ama nedense hep bilgimiz dışında yapılıyor bu işler... Ardından da haber sitelerine servis ediliyor...
En son biz duyuyoruz...
Özetlersek;
Bu tamamen art niyetli bir davranış...
O zaman ben sorayım size:
Gazete Beşiktaş Beşiktaş Belediyesi ile çalışamaz mı?..
Beşiktaş Belediyesi PKK'lı mı?...
Yasa dışı bir kuruluş mu?..
Çalışacak olanlara siz mi karar veriyorsunuz?
Beşiktaşın o kadar sorunu varken, aleyhinize bir kaç haber çıktı diye, bu türden organize işlere girip, kurumsal ve yasal bir çalışmayı nereye çekmek istiyorsunuz?..
Ortak çalışma yaparken bizim aleyhinize olan haberleri görmeyecek miyiz?.. Yazarlarımız sizin hakkınızda veya partinizle ilgili bir yorum eleştiri yapamayacak mı?
Daha önce de saldırttınız, gazete toplattınız, amacınız yine bizi susturmak mı?
Bu konunun yanlış anlaşılma iletişim hatası olduğunu biriniz söyledi, geri çekildiği, konunun bir daha gündeme getirilmediğini belirtti. O zaman bunu niye açıklamadınız?..
Zaten bilenen ve ortada olan makbuzların ortaya çıktı diye çıkışlarını kim haber sitelerine servis etti.
Şirket çalışmaları olduğu ve soru böyle sorulduğu halde gazetenin sahibi İsmail Baştuğ'un sanki dahli varmış gibi adının karıştırılması için niye ve kimler çaba sarf etti...
Şimdi de bizim size sorularımız var:
Belediyeyi kaç liralık bir borç batağına soktunuz 600-700 milyon rakamı doğru mu?
Beltaş Vakfı ve Beltaş A.Ş'yi kaç liralık borç batağına soktunuz 200-300 milyon liralık rakamlar dıoğru mu?
Bu güne kadar kaç liralık hakkı huzur aldınız, yönetimlerde bulundunuz mu bunun için toplam kaç lira aldınız?
İş takibi yaptınız mı? İmar ve benzeri konularda adınız bir olaya karıştı mı?.
Polis dinlemesine takıldınız mı?..Tapelerde adınız geçti mi?.. Emniyete gittiniz mi?
Ailenizden yakınız Belediye ve kuruluşlarında iş yapıyor mu?
Beşiktaş Belediyesi Meclis tv'de bir video dolaşıyor Beltaş'tan zarf alındığı ikrar ediliyor. Bu konu da ne diyeceksiniz? Aldınız ise, yapılan iş ve izlenen yol doğru mu?..
Yine bir video da Beltaş reklam panolarından bahsediliyor. Niye Belediyeden Beltaş'a verildi, mecliste neler konuşuldu, kimler karşı çıktı.
Sayıştay raporlarında neler var?..
Meclise zimmet çıktı mı?..
Özel kalem müdürlüğü vasıtasıyla yürüttüğünüz soru önergesi ile ilgilenen özel kalem müdürü kim?.. Beşiktaş Belediye Başkan vekili Tahir Doğaç' ile yakınlığı ne?..
İstisnai kadrodan mı memur kadrosu verildi?..
Gazete Beşiktaş ve İsmail Baştuğ hakkında tüm işi güçü bırakıp uğraşmanızdaki neden?..
Belediye melisine zimmet çıktığını yazması mı?
Meclisin içinden aday çıkmaması lazım dediği için mi?
FETÖ, Yolsuzluk, zimmet, bağış gibi konulardan İçişleri Bakanlığınca görevden Belediye başkanı ile aynı dönemde görev yapmadınız mı?.. Bunların birçoğuna katılmamış, insanlar olabilir ama, çoğunun alınan kararlar doğrultusunda bu meclisi temsil edenlerin sorgulanmayla birlikte yargılanabileciğini bilmiyor musunuz?..
Bunlardan bahsetmem mi canınızı sıktı?..
Veya; yakınınız olduğunu öğrendiğim, Beltaş yöneticisinin geceleyin telefonla tacizini yazdığım için mi bu eski model CHP'ye hiç yakışmayan basın ve fikir özgürlüğünü engeleyici tavırlar?
Seçim öncesi adaylığa başvurdunuz, bu konuda seminerler düzenlediniz, okullar açtınız, tvler kurdunuz, yayınlar yaptınız, danışmanlar aldınız, hadi hepsini geçtik, Tahir Doğaç döneminde, yani son aylarda Beltaş Vakfı ve Beltaş A.Ş'den kime neler verdiniz, açıklar mısınız?
Şu reklam panoları ihalesine de girelim isterseniz?..
Bir soru daha...
Beltaş Vakfı'ndan müfettişler herkes istifa etsin yoksa kayyum atayacağız dedi mi?
Bizce fotoğraflar ve isimler var...
Vakfın üyeleri kimler di, belki siz açıklarsınız, istifa ettiler mi, etmediler mi?...
Bir yerde de görev verilmedi.
Peki,
bir tek kişi niye istisna idi...
O isim kim? siz açıklayın.
Ben açıklayınca mesaj filan atılıyor da...
O isim sonra kimler tarafından nerede görevlendirildi.
Onuda kamuoyuyla paylaşın. İçli dışlı olduğunuz haber sitelerine servis yapın.
Daha çok soru var da bunlar sadece bizimle ilgili olan kısım...
Gerisi de gelecek merak etmeyin!..
Şunu biliniz ki, Ankara ve İstanbul'daki bir kaç kişi dışında hiç bir yöneticiniz bu rezillikleri kabul etmiyor.
Yakında da bunu anlayacaksınız...
Seçim öncesi;
Şimdilik bu kadar!..
Sadece şunu söyleyeyim kim ne söylerse söylesin inanmayın!..
Bu konunun sonuna kadar takipçisiyiz!..
BEŞİKTAŞ BİZİM EVİMİZ
Bundan 35 yıl önce Şeref Stadı'nda antrenman izlerken çamur içinde toz toprak alanda futbolcuları görmeliydiniz.
Rahnetli üvey babam, Beşiktaş'ın emektarı yeğeni rahmetli Fahrettin Namoğlu ile birlikte arabasının arkasına koca kalasları koyar çekerek stadı düzletirlermiş maç öncesi...
Bir de şimdi çim sahalara bakıyorum...
Mis gibi...
Ne olmalı?..
Harika bir futbol değil mi?..
Hayır tam tersine oyunun kalitesi de düştü futbolun oynanan zamanı da...
Peki insan kalitesi?..
Spor yazarı arkadaşlara rastlıyorum zaman zaman...
Maça gelmiyorsun artık diyorlar..
Gelip ne yapacağım?
Basın tribününde kös kös oturacağım heyecan yok maçlarda...
Amaç da kalmamış...
Tek faydası maça gidişimin, eski arkadaşları görüp sohbet edebilirim onu da telefonda her zaman yapıyoruz zaten... Gazeteye de ziyarete gelir tüm spor yazarları...
Değişen sadece futbol mu, sohbetler ve eleştiriler dahi değişti.
Özellikle de sosyal medyada...
Yanına yaklaşamayacağınız adamlara sanki hınç alırcasına hakaretlere varıncaya sövmek bile normal karşılanıyor nedense...
Stadda kavgalar, sokakta kavgalar, ölüme varan olaylar, yetmezmiş gibi futbolcalara başkanlara ağıza alınmayacak hakaretler algı operasyonları itibarsızlaştırma yöntemleri eksiksiz devam ediyor.
Ama kim olursa olsun...
Kimdir nedir; ne yapmış, ne etmiş önemli değil önemli olan kinimi kusayım...
Hayat bunun üzerine kurulmuş, kendimize yapılmasını istemediklerimizi başkalarına yapıyoruz ve işin kötü tarafı bundan da haz almaya başlıyoruz bir süre sonra...
Bu ortamdan güzel futbol çıkmaz bırakın futbolu kötü insanların ve art niyetli kişilerin bulunduğu ortamdan iyilikler de çıkmaz.
Ben Türkiye ve Dünya Spor Yazarları Birliği üyesiyim. Sadece futbol değil yelkenden atletizme, okçuluktan binicilğe Hürriyet ve Günaydın gazetesinde iken takip etmediğim spor dalı kalmamıştı.
Futbol dışında diğer branşlar da gelişsin diye seri yazılar yazdım yıllarca ama sporun geldiği nokta inanın bir arpa boyu farklı değil.
Bunun sebepleri bellidir belli olmasına ancak kimse güzelce ortaya koyup tedbir almaz. Günü kurtarnaya yönelik adımlar ve konuşmalar ise bize bir şey kazandırmaz.
Bu nedenle spor yazılarıma ara vermiştim.
Yıllar sonra dayanamadım değinmek istedim.
...Ve bir karar verdim.
Özellikle Beşiktaş ile ilgili bundan böyle yazacağım.
Çünkü yeni gelişmeler var ve benim de yazmam konusıunda israrcılar.
Süleyman Seba, Serdar Bilgili, Yıldırım Demirören ve Fikret Orman dönemini iyi bilirim.
Bildiklerimi paylaşma zamanı geldi.
Umarım Beşiktaş'a ve futbola katkısı olur baudan böyle yazacaklarımın.
Tabii yol göstereceğim, gerçek neyse onu yazacağım...
Hakaret kötüleme bizim işimiz değil...
***
Sadece şunu söyleyeyim:
Bundan böyle herkes haddini bilecek!..
Makale Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.