07 Kasım 2024, Perşembe

Benim oyum bellidir!

Ben;
Özgürlüklerden yana, çağdaş demokrasiden yana...
Vatan ve Bayraktan yana...
Atatürk'ten yana...
Kendisine ve çalışma arkadaşlarına yaptığı yanlışı söyleyebileceğim, yazı yazabileceğim...
Ulaşabileceğim, cevap alabileceğim...
Eleştirebileceğim lidere oy veririm.

İsimler önemli değil.

Bunları, bir gazeteci olarak yazmıyorum, bu bizim işimiz...
Biz, her şekilde, derdimizi anlatırız, düşüncelerimizi söyleriz. 
Sade vatandaş olarak söylüyorum bunları...
Çünkü herşeyin başı fikir özgürlüğünden geçer...

Benim fikrim hiç değişmez...
Devletin tepesinde de olsa, belde yönetiminde de olsa...
Hep dediğim gibi...
Dinleyen, anlayan, çözüm üreten...
Siyaseti zenginleşme aracı olarak görmeyen...
Liyakatli kadrolarla ülkeyi yönetebilecek, eşitlikçi, adaletli, haktan hukuktan yana...
Adam kayırmayan, torpille işi olmayan, en ufak bir şaibeye karışmamış, hesap soran, temizlik yapan...
Hem kucaklayıcı, hem de kararlı...
Emekten yana...
Samimi!..
Olmalı bizi yöneten, ülkeyi yöneten, kentleri yöneten...

Kim diye sorabilirsiniz...
Dedim ya:; İsimler önemli değil!..

Var mı böyle insan derseniz...
Var...
Şahsi çıkarınızı bir kenara koyup, toplum yararını düşünürseniz...
Bulursunuz...
Herkes aklına, yetişme tarzına, karakterine, ahlakına, vicdanına... 
Yani: 
kendine göre bir değerlendirme yapacak ve kafasına uygun olan insanı bulacak.
Bir eksik, bir fazla...
Tamamı tamamına neredeeeee.

Benim konum olduğu için iletişim ve kampanyalar üzerinde de biraz durmak istiyorum. 
Gerek siyasiler, gerekse medya olsun bir savrukluk seziyorum. Kimse kendi gündemini bir türlü oturtamadı. Yanlış söylemler, sakız gibi uzatılan konular, hep bir kötüleme, devamlı kafa karıştıran, sıkan konuşmalar...
Doğru olan var, yanlış olan var. Kendin pişir, kendin ye diyen var, medyayı çok iyi kullanan var.
Her kesimden insana seslenebilenler, oynamayanlar, samimi olanlar, inanın bu tür yarışları her zaman kazanır.
İletişim konusu, sürekli yazdığım gibi, kısa taktiklerle yapılabilecek kadar basit değildir. Hedef, misyon, vizyon gerektirir. Uzun soluklu bir yol yürümedir. Tecrübe şarttır.
Siyasileri de, medyayı da çok iyi tanıdığım için, kimim ne olduğunu, neyin ne olduğunu, ne anlama geldiğini anlayabiliyorum, artık bu devirde, bu teknolojik ortamda, sade vatandaş da az çok her şeyi anlıyor haberiniz olsun!..
Seçimlerle de iş bitmiyor...
İktidar da kazansa, muhalefet de kazansa, çok zor bir süreç Türkiye'yi bekliyor.
Özellikle de ekonomik anlamda...
Görevlendirmeler, yürütme, yargı, yasama...

Dahası da var...
Örneğin;
Başarılı olan partiler ve başarısız olanlar masaya yatırılacak hiç kuşkusuz. Güç savaşları da başlayacak.
Özetle;
2023 oldukça hareketli bir yıl olacak.
2024'de ise, ortaya çıkacak tablolar ışığında bambaşka bir seçime yelken açacağız.
O da yerel seçimler.
Adayların tespiti ve ardından yeniden önümüze konacak sandıklar.
...Ve yeni baştan bir seçim süreci...

Konumuza dönersek;
Türkiye kritik bir dönemeçte... 
Sadece siyasiler değil... Sade vatandaşlara da büyük görevler düşüyor.
Mutlaka, ama mutlaka, sandığa gidip oy kullanın.
Ülkenin geleceği için...
Demokrasi için...

Üzerinize düşeni yapın ki...
Söz söylemeye, fikir üretmeye, katkıda bulunmaya ve de eleştirmeye hakkınız olsun!!!

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık