22 Aralık 2024, Pazar

Asmalımescit’te Refik Kapandı!..

Yok..Bu kadar kolay değil, bu kadar basit değil bunu söylemek. Herhangi bir meyhane,herhangi bir mekân değildi REFİK'in meyhanesi.
O, İstanbul'un son dönemlerinin, son 65 yılının bir Okuluydu, bir ekolüydü.

Mekânlar da aynen insanlar gibi, doğar, büyür, gün gelir ölür ama onlarla da beraber bir devir ölür,bir mazi yok olur , hatıralar kaybolur, değerler yitirilir, bizler de onlarla beraber kahroluruz.

Refik'in meyhanesi 1954 yılında kurulmuştu .
Cumhuriyet devrinin bir meyhanesi idi , ama ilk yıllarından itibaren bir köşetaşı olmuştu İstanbul'un bu soyut kültür mirası hayatında.

Refik'in dükkânından YAKUP çıkmıştı, zaten akrabası idi, CAVİT çıkmıştı. Yakup da çok ünlendi ama Yakup da öldü. Refik de 2011 yılında aramızdan ayrıldı. Evlâtlığı, torunu işletiyordu mekânı ama herşey ters gitmeye başlamıştı. İşletme de özensizleşmişti, ayrıca
İstanbul’da hayat değişiyordu, zorluyorlardı, değiştiriyorlardı, boğuyorlardı bu kültürü ve bu hayatı. İstanbul Araplaştırılıyordu, ayrı bir kültür empoze ediliyordu hem merkezi hem de yerel yönetimce.

REFİK, çok güzel bir SOHBET meyhanesiydi. Insanlar kaynaşır, sohbet eder, nezih, müziksiz bir mekân, temiz, özenli ve lezzetli mezeleri vardı. Öğlenleri ev yemeği çıkarırdı. Akşam ise çok değil ama güzel 9-10 çeşit meze, ızgara et veya balık vardı. Ben, ilk defa Refik'te yediğim peynirli ve kıymalı ayrı ayrı ızgara muska böreğini unutamam. O tarihe kadar ben muska böreğini hep kızartma bilirdim. Kendilerinin kardığı özel acılı hardalı, fasülye pilâkilerini de anmadan geçemiyeceğim.
Refik Baba, 14 yaşında Çamlıhemşın'den gelmiş İstanbul'a ve bulaşıkçılık ile işe başlamış. Sonra komilik, yamaklık, garsonluk
derken, almış olduğu iş disiplini ile de kendini yetiştirmiş ve 1954 yılında kendi mekânını açmış. İri bir cüssesi, yumuşak bir yüreği ve nezaketi vardı.90 lı yaşlarına kadar hep işinin başında durdu, kendi masasında rakısını yudumlar ve devamlı etrafı kolaçan ederdi.Bir de aşırı ATATÜRK hayranı idi.

Ben Refik Aslan'ı burada daha uzun anlatmayacağım. Ben dün kapanan mekânı ile beraber İstiklâlde, Beyoğlu’nda artık bir dönemin, bir kültürün sonuna gelindiğinin üzüntüsündeyim.

Benim bildiğim ve benim hatırımda kalan İstanbul İstiklâl caddesinde MARKİZ vardı şimdi yok. Karşısında LEBON PASTAHANESİ vardı ama eski Lebon değil. MARKİZ, bütün Entelektüellerin, Edebiyatçıların, felsefecilerin uğrak mekânı bir pastahane idi. Richmond oteli vardı, şimdi yok, İtalyan ve Fransız mutfağı olan bir meyhane DEGÜSTASYON vardı şimdi yok, sac börği yapıyorlar o mekânda elinde oklava ile kadınlar, hâlbuki Orhan Veli'nin şiirlerine (1951) konu olmuş bir mekândı, Balıkpazarının yanında, FISHER Alman Restaurantı vardı, şimdi yok. ATLANTİK BİRAHANESİ vardı, o da yok, ÇİÇEK PASAJI var ama benim bildiğiim ile alâkası yok, REJANS, Rus Lokantasi vardı, şimdi sadece taklidi var, İNCİ PASTAHANESÎ artık yok , HACI SALİH yok , yanındaki AĞA RESTAURANT yok, yerinde Demirören İş Merkezi var, aynı yerdeki ALKAZAR sineması yok, VENÜS sineması yok VAKKO MAĞAZASI yok, Tarihi Mısır apt. altındaki BON MARCHÉ yok, 100 yıllık erkek şapka ve aksesuat mağazası SİLVYO yok, Meşhur oyuncak mağazası JAPON MAĞAZASI YOK, BEYOĞLU SİNEMALARI yok, MİLÂN RUJ yok, Onun sembolü ışıklı, akşamları yanıp sönüp dönen KIRMIZI DEĞİRMEN PANOSU yok, en ünlü Avrupa revülerini getiren FOLIBERJER yok, Belki mazisi 25 yıl kadar yeni sayılır ama ROBİNSON KİTAPEVİ ile ADA KİTAP EVİ de yok..İstanbul İstiklâle tam 120 yıldır hizmet veren REBUL ECZAHANESİ de artık eski yerinde değil, o da yok.

Bu lokantalar, bu içkili mekânlar, bu mağazalar sadece birer mekân değil bir RUH tu İstiklâl ve İstanbul için. Istiklâl onlarla hayat buldu, onlarla yaşadı. O ruh biraz biraz, yavaş yavaş, birer birer çekildi ve İSTİKLÂL CADDESİ öldü. Şu anda da çok mağaza var ama o caddenin ruhuna hiç de uygun olmıyan, Büyük firmaların HABURGER dükkânları, Kebapçılar, dönerciler var. Cadede de Eski İstanbul Beyefendileri, şık İstanbul hanımefendileri dolaşmıyor, kel başlarına saç ektirmiş, kafaları sarılı, entarili Araplar dolaşıyor.
Sadece insanlar değil, cadde üzerinize geliyor, dükkânlar, mağazalar üzerinize geliyor yürürken. RUHU olmıyan,bir ceset, bir ölü artık İstiklâl.

İşte dün de REFİK'in Meyhanesi kapandı.Bir devir daha sona erdi. REFİK ASLAN 2011 yılında vefat etmişti, dün de mekânı son nefesini verdi. BAŞIMIZ SAĞOLSUN..

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık