04 Aralık 2024, Çarşamba

Sosyal medya anneleri: Çocuk üzerinden var olmak

Sosyal medyanın hayatlarımızın her alanına yayılmasıyla, insan yaşamında özel olan pek çok alan da kamuya açıldı. İlişkilerde paylaşılan özel anlar ortak anlara ve rekabet ortamına dönüştü. Daha çok beğeni, daha çok takip… İşin vahim tarafı ise, "anne" kavramı kadınların kariyeri oldu. Hatta, en popüler, en muhteşem anne kim rekabeti ortaya çıktı.

Son zamanlarda kadınların biyografilerinde meslek olarak "anne" yazmaya başladı. Böylece annelik, aile kavramından evrilerek kariyer kavramına dönüştü.

Bizim ülkede herkes her şeyin uzmanıdır bilirsiniz. Herkes doktordur bir kere… Anneler de, annelik kariyerinde uzman anne unvanını elde etmek için kolları sıvadı…

Pek çok değerin yozlaşmaya başladığı günümüz dünyasında en çok, "anne" kavramının geldiği nokta durumun vahimliğini gözler önüne seriyor. Bu nedenle, bu konuyu köşeme taşımaya karar verdim. Görüşümü destekleyici pek çok makale de okuyarak bir inceleme yaptım. Bu yazıyı okuyanlardan bana sinirlenenlerin olacağı gibi, bana katılanların da olacağını biliyorum.

Özel hayatın ihlali

Yeni çağın anneleri, çocuklarının her anını paylaşır oldu. Uykudan önce, uykudan sonra, yemek yerken, su içerken, oyun oynarken, ağlarken… Bu liste uzayıp gidiyor…

Öncelikle çocuğun her halinin paylaşılması "Özel hayatın ihlali" olmuyor mu? Çocuk özgür bir birey. 18'ine kadar reşit olmasa da, onun bir birey olduğunu, ilerde bu paylaşımlardan dolayı rahatsızlık duyabileceğini unutmamak gerekir. Herkes bu yollardan geçti. Aile fotoğraf albümlerinde sizin beğenmediğiniz ancak, ailenizin beğendiği ve her misafire de övünerek gösterdiği fotoğraflarınız olmuştur. "İstemiyorum bu resmi atın burdan. Ya, anne niye gösteriyorsun?" diye kaç kişi isyan etmiştir. Şimdi bir de bu açıdan düşünün...

Yetişkin bir kişinin görüntüsünün kullanım hakları, çocuklar için de geçerlidir. Yaptığım araştırmalarda, Çocuk Hakları Sözleşmesi 16. maddesinde "Hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfi ya da haksız bir biçimde müdahale yapılamayacağı gibi, onur ve itibarına da haksız olarak saldırılamaz. Çocuğun bu tür müdahale ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır." hükmüne yer verilmiştir.

Çocukların da yetişkin bireyler gibi korunması gereken özel hayatları ve kişisel verilerinin olduğu anlaşılmalıdır. Dolayısıyla ebeveynler, çocuklarının kişilik haklarını gözönünde bulundurarak paylaşımda bulunmalıdırlar.

"O benim çocuğum, istediğim gibi paylaşırım" diyebilirsiniz. Tabiki de sizin çocuğunuz ama, oyuncak bebeğiniz ya da sizin bir organınız değil. Psikanaliz uzmanlarından Jacques Lacan, iğdiş kompleksinin çocuktan çok, annenin yaşantıladığını ifade eder. Yani, annenin kendi eksikliğinden dolayı bilinçdışı bir şekilde çocuğunu kendi fallusu olarak görmesidir. Dokuz ay boyunca karnında olan çocuğu anne, bir organı gibi benimser. Doğumdan sonra anne, bu organından yoksun kalır. Sanki bir parçası ondan koparılıp alınmış gibi. 

Çoğu ebeveyn, çocukları üzerinden varolmaya devam ederler. Onlara roller biçerler. Bunu sosyal medyada da yaparlar.

Popülerlik ve reklam kapma yarışı: Fenomen anneler

Kendi varoluşunu, sahip olduğu yetenekleri ile gerçekleştirmeyi bir kenara bırakıp, çocuğu üzerinden varoluşunu gerçekleştirmeye çalışanlar da var. Sosyal medyayı hepimiz kullanıyoruz, hepimiz sevdiğimiz günlerden kareler paylaşıyoruz ancak, kadınların çocuklarının her anını paylaşarak popülerlik yarışına girmesi işi farklı boyuta taşıyor. Dijital ebeveynler, hamilelik döneminden tut, her dönemine kadar detayları paylaşıyor. İnsanların deneyimlerini paylaşıp birbirlerine tavsiye vermesine bir sözüm yok. Ancak, bilir kişi gibi ifadeler kullanıp, daha çok beğeni, daha çok takipçi yarışına giriliyor. İşi ilerletip ticarete dökebilirlerse, paylaşımlarının arasında bir anda "Reklam" çıkıveriyor karşımıza. 

Derya Dönmez tarafından yazılan, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Yapı ve Sosyal Değişme Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi Yeni Nesil Ebeveynlik Ve Sosyal Medya Bağımlılığında Blogger Anneler makalesinde, şöyle  ifade ediliyor:

"Blogger Anneler, bu işe ilk olarak annelik günlükleri tutmak, geleceğe anı bırakmak için başlamışlardır. Fakat daha sonra popülerlikleri arttıkça bu amaç çoktan aşılmış ve kıyasıya bir -tabi caizse- kıskançlık başlamıştır. Çünkü maalesef burada artık annelik sanki bir meslekmiş gibi bir algı yapılmaya başlanmıştır. Nasıl anne olduklarını ispatlamak yükümlülüğüyle reklamlarını yapmaya başlamışlardır.

Hürriyet Gazetesi’ne verdiği ropörtajda Psikolog Serap Duygulu bu durumu şöyle açıklamaktadır. “Blogger olmak, deneyimlerin paylaşılmasıyla sınırlı kalmış olsaydı sorun yoktu. Ancak artık neredeyse uzman görüşü gibi paylaşımlara yönelmeye başlayınca sorunlar da başlamış oldu. Öncelikle ‘anne olmak’ gibi bir meslek çıktı. Oysa anne olmak bir meslek değildir. Anneliğin reklamı olmaz. Hâlbuki bazı Blogger annelerin kendi annelikleri üzerinden diğer anneleri yargıladıklarını, yönlendirdiklerini hatta ‘En iyi anne benim’ tutumları sergilediklerini, ayrıca açık ya da gizli ürün reklamları yaptıklarını görüyoruz. Deneyim paylaşmak artık ürün tanıtımı yapmaya, üstelik bunu da çocukları üzerinden yapmaya dönüştü! Birçok Blogger annenin; psikolog, diyetisyen, doktor gibi paylaşımlar yapması, hem onlar hem de onları takip edenler açısından son derece sakıncalı. Çocuklar büyüyünce onlara neden reklam ve tanıtım malzemesi haline geldiklerini, neden onlar üzerinden para kazanıldığını anlatmak mümkün olmayacak.”

...

Burada gerçekten önemli olan, maddiyat, gösteriş, tanınmışlık ve fenomenliktir. İşte anneliğin son zamanlardaki yüzü sosyal medya bağlamında bu şekilde değişmiştir. Bir çok pedagog, uzman, avukat bu gidişatın çok büyük sorunlar doğuracağı yönünde aynı görüşleri söylemektedirler."

Size çok rahatsız olabileceğiniz farklı bir bakış açısından örnek vereceğim. Sokakta çalışan küçük çocukları ya da kucağında çocuğu ile mendil satanları görünce üzülüp kızarız. "Çocukları üzerinden duygu sömürüsü yaparak para kazanmaya çalışıyorlar" deriz. Peki sosyal medyada çocuklarını ve çocuklarıyla yaşadıkları özel anlarını paylaşıp üstüne işi ticarete dökünce durum neden farklı oluyor? Çifte standart yapmıyor muyuz? Bir tarafta eski püskü giysiler içinde, kaldırım köşesinde çocuğuyla para kazanmaya çalışan bir kadın; diğer tarafta son moda giysiler içinde göze hitap eden ve sosyal medya hesabında reklam iş birliği yapan modern anne.

Dünyanın geldiği noktada son durum sosyal medyadaki fenomen anneler. Geniş kitlelerce tanındıkça, anneliği maddi çıkar ve gösteriş amacıyla kullanmaya başlıyorlar. Çocuklarını sosyal medyada ifşa ederek ün kazanmaları, çocuklarının hem psikolojik hem de kişilik gelişimlerinde olumsuz etkiler oluşturabilir.

Çocuklarını paylaşmayan kadın boş kadın mıdır?

Sosyal medyada fenomen annelerin dışında, zaten ünlüyken anne olanlar da var. Onlardan da bir kısmı kariyerine anneliği ekliyor. Annelik deneyimlerini paylaşıp reklam alıyorlar. Öte yandan, anne olduktan sonra çocuklarını sosyal medyada paylaşmayan, paylaşımlarında kendi işine ağırlık veren ve arada bir aile fotoğrafı paylaşan anneler de var. Bunu neden mi yazdım? Sosyal medyada bu konu hakkında araştırma yaparken, anneliği ile paylaşım yapan kadınlara övgüler yağdığını, paylaşımlarında çocuklarının özeline dikkat eden ünlü olan bazı kadınlara ise, hep kendisini, yaptığı işleri paylaştığını, çocuklarını ve anneliğini hiç paylaşmadığına dair eleştiri geldiğini ve boş biri olmadığını bildiklerini o yüzden birazda annelik paylaşımları yapmasını istediklerini yazdıklarını okudum.

Sosyal medyada nasıl bir anne olduğunu paylaşmayan kadın boş kadın mıdır? Bir tasarımcı, bir bilim insanı, bir edebiyatçı olan birinin, annelik hayatını paylaşmaması onu boş insan mı yapar? 

Burada yeni çağın dijital annelerine yollarını seçmek düşüyor. Hedefiniz nedir? Önceliğiniz ne kadar mükemmel, güzel, mutlu bir anne olduğunuzu hemcinslerinize kanıtlamak mı, yoksa çocuklarınızın kişilik haklarına saygı göstererek onları yetiştirmek mi?

Bu zorlu yolda tüm annelere saygılarımı sunuyor ve başarılar diliyorum...

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık