Kral IV. Felipe'nin sarayında baş ressam olarak çalışmış İspanyol ressam Diego Rodríguez de Silva y Velázquez, Barok döneminin kendine özgü ressamlarındandır ve portreleriyle ünlenmiştir. İspanyol Kralı'na olan yakınlığı nedeniyle birçok soylunun ve saray yaşamının resimlerini yapmıştır.
Caravaggio’nun tarzının etkisi altında kalan Velázquez, Caravaggio’nun “doğalcılık” anlayışını özümsemiş ve klasik yöntemleri hiçe sayarak, kendini doğayı tarafsız bir biçimde gözlemlemeye adamıştır. Rubens ve Tiziano’nun fırça vuruşlarını da incelemiştir.
Ancak Velázquez, gerçeğin belgelenmesini muhteşem tablolara dönüştürmüştür. Bunu yaparken de, tesadüflerin meydana gelmesini beklememiştir.
Resimlerinde ışık ve gölgeyi ustalıkla kullanmıştır. Kendi döneminde hakim olan sadece güzel olanı resmetmek geleneğini kırdığından ve doğal olan her şeyi resmeden ressamların ilklerinden biri olduğundan "gerçeğin gerçek ressamı" olarak anılmaktadır.
İspanya Prensi Philip Prosper’i iki yaşındayken betimlediği portrede gelenek dışı bir şey göze çarpmasa da, tablonun aslına bakıldığında; kırmızının farklı tonlarının, arkaya doğru koyulaşan beyaz ve grinin soğuk tonlarıyla birleşerek eşsiz bir uyum ortaya çıkmıştır.
Resimdeki küçük köpek gibi, küçük bir motif bile sanatçının ustalığındaku alçak gönüllülüğü ortaya çıkarıyor. Velázquez, köpeğin sadece niteleyici ifadesini yakalamayı amaçlamış ve eksik bıruılan yerlerin, bakan kişinin hayal gücüyle tamamlamasına güvenmiştir. Köpeğin tek bir tüyünü belirlemediği halde, tüylü ve doğaldır.
Velázquez’den iki yüzyıl önce Jan Van Eyck’in yaptığı Arnolfini çiftinin portresindeki köpeği hatırlayacak olursak; büyük sanatçıların nasıl değişik yöntemlerle amaçlarına ulaşabildiklerini görürüz.
Tüm bu etkilerden dolayı Velázquez’e, XIX. yüzyıl Paris’indeki Empresyonizm’in kurucuları, geçmişteki büyük ressamlardan daha çok ilgi duymuştur.
Velázquez, portreyi hiçbir zaman insan resmi çizmekten ibaret olarak görmemiştir. Resmini yaptığı Kral’ı ya da Kraliçe’nin yanına mutlaka bir ağaç ya da köpek gibi bir nesne eklemiştir.
Kaynak: E.H. Gombrich, Sanatın Öyküsü
Makale Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.