04 Aralık 2024, Çarşamba

Çağdaş Sanatta Minimalizm

Modern sanat ile müzikte sadelik ve nesnelliğin ön plana çıktığı, içeriği en aza indirgenmiş sanat anlamlarına gelen Minimalizmin kökeni 1960’lara dayanır. Richard Wolheim tarafından  sanat alanında ilk defa 1961 yılında kullanılan Minimalizm, 1950’li yıllarda ABD sanat ortamında öne çıkan Soyut Dışavurumculuk akımına bir tepki olarak ortaya çıkmış olmasına rağmen, daha çok heykel alanında etkili olmuştur.

Minimalist heykellerde büyük boyutluluk ve yalınlık öne çıkar. Çelik, tuğla, alüminyum, kontraplak, fiberglas, pkeksiglas vb. malzemelerin kullanıldığı eserlerde sanatçılar, endüstriyel yöntemlere başvurdular. Minimalist sanatçılar arasında Sol Le Witt, Robert Morris, Richard Serra, Donald Judd, Carl Andre, Dan Flavin, Frank Stella, Yayoi Kusama, Walter De Maria öne çıkan isimler arasında yer alıyor.

Savaştan sanata giden yol

Kendine özgü malzeme tercihiyle floresan ışığını kullanan Dan Flavin, gençliğinde bir süre rahiplik eğitimi görmüş ve Amerikan Hava Kuvvetleri’ne katılarak 1954-1955 yılları arasında Kore Savaşı’nda görev almıştır. Maryland Üniversitesi tarafından Kore’deki Amerikan ordusu için açılan sanat programına katılan Dan Flavin, Kore’den dönünce sanat tarihi ve resim üzerine eğitim aldı. Erken dönemlerinde Soyut Dışavurumcu resimler yapan Dan Flavin, 1950’lerin sonunda kolaja ve asamblaja ağırlık verdi.  Sanatçı, 1961 yılından itibaren ışık kullandığı eserler yaparak, galerilerde duvarlara, tavanlara, köşelere floresan tüplerle ürettiği işleri kendine özgü bir üslupla mekan düzenlemeleri yapmıştır.

Ortak nokta: Üç-boyutluluk, resim ya da heykel

Minimalizm akımının diğer bir temsilcilerinden Amerikalı heykel sanatçısı Donald Judd’a göre Amerika’ya has bir akım olan ve Amerikan sanatının üstünlüğünü ortaya koyan Minimalizm ile Avrupa sanatı tarihe karışmıştı. New York Columbia Üniversitesi’nde felsefe eğitimini tamamlayan Donald Judd, sanat tarihi okudu.  Aynı zamanda üniversitedeyken Amerika’nın önde gelen sanat okullarından biri olan Art Student League’e devam ederek, Dışavurumcu tarzda yaptığı resimlerden bir sergi açtı.

Pek çok dergide yazı yazan Donald Judd, Minimalizm akımının önemli temsilcilerinden biri oldu. Sanatçı, 1965 yılında Artforum adlı dergi için Minimalist Sanat hakkında  kaleme aldığı ‘Spesifik Nesneler’ adlı yazısında, bu yeni üç-boyutlu işlerin bir üslup ve akım oluşturmayacak kadar genel ya da yetersiz kaldığını ifade ederek, bu yeni işlerin ortak noktasının üç-boyutluluk, resim yada heykel olduğunu belirtti. Yeni eserlerin daha çok heykele benzese de, resme daha yakın olduğunu söyledi.

Avrupa’nın geleneksel sanat anlayışını reddederek, birbirine benzeyen işler yapan Judd, 1965’te hiçbir şeye gönderme yapmayan, geometrik şekilli,  ‘İsimsiz’ adlı çalışmasının içeriği ve yalınlığı ile minimalist sanatın öne çıkan çalışmaları arasında yer aldı.

1968 yılında New York’ta bulunan Whitney Müzesi’nde retrospektif sergisini açan Donald Judd, 1980’li yıllarda ise mobilya tasarımları yaptı.

Kaynakça:

Çağdaş Sanat Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey, TEMPO

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık