Var mı hesabı ödemeden masadan kaçmak?

Beşiktaş Belediye Başkanlarından Mümtaz Kola, Ayfer Atay, Yusuf Namoğlu, İsmail Ünal, Murat Hazinedar ve vekilde olsa Tahir Doğaç...
Bu isimlerin hepsiyle çalıştık...
Hepsinin kendine özgü bir çalışma şekli ve hizmet anlayışı vardı...
Tabii bir de karakteri...
Mümtaz Kola ve Ayfer Atay zamanında ulusal gazetelerdeydim. 
Diğerlerinin zamanında ise Gazete Beşiktaş'ı çıkartıyorduk. 
Daha öncesinde askeri dönemde bir albay vardı. 
İsmini çıkartamadım, çünkü tanışmadık hiç onunla...
Ortak çalışmalara yaptıklarımız var bunların içinden...
Söz konusu Beşiktaş ilçesi olunca haliyle Beşiktaş Gazetesi ile birlikte hareket etmek iletişim açısından hayırlı oluyor!..
Ama her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır!..
Gerçi ne yalan söyleyeyim, bazılarına yiğit filan diyemem.
Biz her zaman kurallara uymak zorundayız. Ortak çalışmalar sürerken dahi ben özgürce yazılarımı yazıyordum, gazetede çalışanlar ise haberlerini yayınlıyorlardı. Bugüne kadar hiç birinden neden bu yazıyı yazdın veya bu haber bizim için kötü dediklerini duymamışımdır.
Şaka yollu imalar olur tabii, bazı mesajlar da... 
Ama direkt bu konuda bizimle irtibata geçen olmadı, olamaz da....
***
Ancak son dönemde yaşadıklarımız inanın 37 yıllık gazetecilik hayatımda yaşadıklarıma bedeldir.
Seçim öncesi gösterilen saygı ve sevgi nedense yerini nefrete bıraktı!..
Öyle ki bizle kavgaya tutuşma yanlışına bile girdiler bir süre...
Bir kaç haber güçlerine gitti, seçilmişleri kullandılar, küfürler edildi, davalar açıldı, tehtit, sözde gazete toplamaya kadar gitti iş...
Geçen yazımda söylemiştim bu konuya seçim sonrası detaylarıyla gireceğim...
***
Biz her zaman şunu söyledik. Kurumsal çalışmalar yapabiliriz, ama hiç bir zaman yazılarımızdan bizi alıkoyamazsınız. 
Örneğin ben yazı yazmazsam, soluk alamam. 
Arkadaşlar bir haberi atlarlarsa, o gün uyuyamazlar...
Basın ve fikir hürriyeti o kadar önemli bizim için...
Ayrıca herkes için...
Neyse;
Artık bir devir kapanıyor...
***
Ama bazı sorularımız var ki, halen cevap alamadık?...
Eskisi gitti, yargıda cevaplarını verir...
Ama yerine gelen ne yaptı?
O da cevap vermedi, veremedi?...
Aynı yolu izledi, hatta daha kötüsünü yaptı, meclisi kullanarak, belden aşağıya vurmaya kalktı, veya yandaşlarıyla birlikte olup, iftiraya zemin hazırladı...
Bunları unutmak mümkün değil?
Beşiktaş'ta da olsa, yazlığa da gitse, çiftliğe de kapansa soracağız?.
Taki cevap bulana kadar!...
***
Şimdi, yaptıklarınızdan memnun musunuz?
Bakın nereden nereye geldi durum?
FETÖ'den, rüşvetten, zorla bağış toplamadan, ihale yolsuzluklarından tutunda darp ve tacizlere kadar daha sayayım mı, bin bir rezil işle itham ediliyorsunuz...
Kaç kere yalvar yakar oldunuz?..
Soruşturmalar yapıldı, Sayıştay raporları çıkardı. Müfettişler yazdı, çizdi... 
Yargılanmalar başlayacak...
Zimmet raporları ortalığa saçıldı.
Beşiktaş Belediyesi'nde, Beltaş Vakfı ve Beltaş A.Ş'de borç milyonlarla ifade ediliyor, adeta çanlar çalıyor!...
Bunu ben değil devletin müfettişleri söylüyor.
Yönetim kurulu toptan gitti, yoksa kayyum atanacaktı...
Sadece bir muhasebeciniz görev yapıyor. O da kimden emir alıyor belli değil?..
Öde diyorlar ödüyor, raporu şöyle yaz, diyorlar yazıyor...
Farkındayız her şeyin...
Şimdi de bizim kötü bir taklidimizi bulmuşlar!..
Çocuk olmuş emir kulu, kim emir veriyor bu işler için, entresan isimler ortalıkta dolaşıyor!..
Bitmedi gitti anlayacağınız bu rezillikler daha...
Yönetim kurullarından maaşlar, hakkı huzurlar da çabası...
Organizasyonlar, iş takipleri, iş kaydırmalar, şatafat...
CHP'de bunlar olmaz, olamaz diyoruz...
Bunları yazınca kötü biz oluyoruz...
***
Biz bunları şimdi değil, yıllardır soruyoruz. 
Dediğim gibi ortak çalışmalarımız devam ederken de sorduk.  
Bir türlü anlatamadık...
Eskiden belediye başkanları, meclis üyeleri, tüm görevliler ve yetkililer etik davranırdı. 
Gazetecilere saygı gösterirlerdi, varsa bir sıkıntı telefon açıp konuşurlar, gelirler anlatırlardı...
Şimdi öyle mi?.. 
Makam ve mevkilerini kullanarak, hatta meclisi bile bu işin içine katarak neler neler yapıyorlar insanlara...
Hadi biz gazeteciyiz cevap vermek için mecralarımız var. Ama sade vatandaş öyle mi?..
Valla hayatını karartırlar, çoğunun da karartmışlar zaten...
Özel hayatlarına bile girerler bunlar adamın...
Kemal Kılıçdaroğlu o kadar yırtınsın dursun...
Basın, ahlak, fikir hürriyetini geçtik... 
Ev, iş, aş bile dinlemezler...
***
Bizim sorularımız kamuoyunu aydınlatma adına halbuki...
Leblebi, çekirdek paralarını, çerez işlerle uğraşmayı bırakın...
İhaleleri, zimmet çıkan durumları, zorla alınan milyarlık bağışları, belediye ve Beltaş'tan yapılan milyonluk harcamaları devlet soracak zaten size...
Biz ise çok basit sorular sorduk!..
Örneğin; 
44 şehit varken neden konser düzenlemeye kalktınız?..
Oto, böceğe tweet atıyorsunuz, FETÖ'nün darbe girişimi yıl dönümünde neden bir twit atmadınız ve kınama yayınlamadınız?..
İhaleler başkan görevden alınınca neden yeniden yapıldı?.. Belediyeden Beltaş'a aktardığınız ihale var mı? Meclis'te  hangi partiler red oyu hengi parti kabul oyu kullandı?..
Bir vido dönüp duruyor, şu zarf olayı nedir?.
Bakın bunlar ciddi sorular...
Küçük ayrıntılara girmedim bile dikkat ederseniz, Örneğin;
Bunca insan işsiz iken, kimlerin ailelerinden kaç kişi yerel yönetimlerde çalışıyor? Bunlar hangi kadrolarda ve maddi ilişkileriniz var mı? diye sormuyorum artık...
Çünkü cevap vermiyorsunuz?
***
Ben geçenlerde bir yazı yazdım
Çok ses getirdi.
Dedim ki;
FETÖ'den alınmadık, terörden yatmadık, iş takibi yapmadık, devleti dolandırmadık, emeğimizle çalıştık alın terimizle kazandık"
Bu yazımın bir sebebi olmalı!..
Değil mi?...
Yoksa binlerce kişi okumazdı!...
Yani akrabası veya direk kendi FETÖ ile ilişkili olan veya bylock kullanan var mı?  Terörden içerde yatan var mı? Hali hazırda terör örgütü ile ilişkilendirilenler var mı? MİT Tır'ları ile ilgili yayın yasağı olan haberi sosyal medyasında paylaşan ve destek verdiğıini söyleyen var mı?.. Görevden alınanlara yerel yönetimler ve şirketler aracılığı ile iş sağlayan var mı? Hatta hatta Cumhurbaşkanına veya yakınlarına hakaret eden var mı?..
Beşiktaş kamuoyu bunları soruyor ve merak ediyor?..
Bir araştırın bakalım!..
Bize de bildirirseniz, yayınlarız...
***
Beşiktaş için varız dedik...
Elimi değil kolumu taşın altına koydum...
Daha ne yapayım.
Son olarak;
Gelin radyoda açık açık söyleşi yapalım diyorum... 
Tık yok...
Meclis'te soralım diye izin istediniz, verdim?..
Tık yok...
Böyle olmaz ama...
Hiç inandırıcı değil...
***
Ne yapacağız o zaman?..
Haber sitemizin en üstüne manşetten bunları asacağız ve sizler cevap verene kadar orada kalacak?...
İyi mi böyle?..
Soru çok bizde takip edin seçim sonrası dedim biliyorsunuz?..
***
Gelelim geleceğe...
Şunun şurasında 15 gün sonra seçim var!..
Başkan adaylarına nacizane bir öneri...
Önce CHP Beşiktaş Belediye Başkan Adayı Rıza Akpolat'a...
Rıza Akpolat benim oğlum yaşında, güler yüzlü bir genç...
Başarılı olmak istiyorsa, temiz bir siyaset için, öncelikle uzantıları dahil geçmişi kökünden temizlemesi lazım...
Sonra; Meclis'te bu yapılanların hesabını sormalıdır.
Bakın son döneme bunların hepsi bir biri hakkında önerge verdi, birbirini suçladı, gazeteler servisler yaptı.
Eski Beşiktaşlı'dır kenti tanır, işi bilir diye görev verirseniz yandınız baştan söyleyeyim.
Doğru adam yok mu? Var tabii ama parmakla gösterilecek kadar azdır. 
Ama sil baştan en iyisi!..
Varsa çete ortaya çıkaracaksın işi bitireceksin başkan!..
Eğer ben CHP'liyim onlarda CHP'li parti yıpranır denirse geçmiş olsun, aynısı sizin başınıza gelir.
Tam tersine hırsızlar ayıklanır ise, CHP yükselir.
***
İyi Parti adayı Affan Keçeci eski bir polis...
Hürriyet'te polis muhabiri iken ilk adını duydum yanılmıyorsam.
Sıkı bir Beşiktaşlı'dır. Kardeşi bizim Radyo Beşiktaş'a canlı yayınlara yıllardır bağlandı, bize yazılarıyla katkı verdi. 8-0'lık bir Liverpool maceramız vardı, İngiltere'de halen unutamam!..
Affan Keçeci'nin haklı gördüğüm bir imza olayı vardı, bu ve bazı olaylardan dolayı son yıllarda görevden alınan başkanla aralarının açık olduğunu biliyorum. Sonra partisini değiştirdi. 
Daha önce de Beşiktaş Kulübü başkan adayı idi, kazanamadı ama kulübü hiç yıpratmadı. Kucaklayıcı, sevecen görüntü çiziyor, seviliyor...
Başkan seçilirse, bahsettiğim olayların hesabını bu sefer soracağını umuyorum. Ama ittifak içinde ne kadar yapabilir bilemem...
Umuyorum dedim, çünkü bu dönem Meclis'te idi ve onca yazı yazmama rağmen beni bir kez aramadı ve bunları Meclis'te gündeme getirmedi... 
Bir Beşiktaş'lı olarak, her şeyi konuşmak isterdim kendisi ile... 
Eğer kazanırsa veya Meclise üye sokarlarsa, artık bu dönem emekleri ile çalışan ve kazanan gazeteciler olarak bu rezillikleri ortaya çıkarmasını beklerim ondan...
***
Cumhur ittifakı adayı MHP'li Serkan Toper'de genç bir kardeşimiz... Samimi ve hatırşinaz bir kişiliği olduğunu sezdim... Gazeteciler gününde geldi, halimizi hatırımızı sordu... 
Telefonla da yüz yüze, bir kaç kez görüşmüşlüğümüz oldu... 
O kadar!...
Ama geçen attığı bir tweet hoşuma gitti...
Biliyorsunuz;
Yıllardır soruyoruz belediyenin borcu nedir diye?
Cevap ondan geldi:
700.000.000...
Yazıyla yedi yüz milyon TL
Küsuratı da var...
Mübarek Beşiktaş Kulübü'nün borcuna yaklaşmış!..
Sanki transfer yapıldı!..
Peki bu borç nasıl yapılmış, kimlere ve nasıl harcanmış onu da bir zahmet irdeleyip açıklarlarsa memnun olurum. Bir de bu paralar harcanırken, bunlara onay veren üyelerini de isim isim açıklanması lazım tabii...
İyi çalışıyor, hatta bugüne kadar ne AK Parti ne de MHP'den görmediğim bir hırs ve azimle asılıyor!..
İddialı konuşuyor, bakalım ne yapacak?..
***
Dediğim gibi bu dünyada herkes hesap verecek...
Vermeyen de öbür dünya da derler!..
Yani;
Öyle hesap vermeden masadan kaçmak olmaz?..
Peki bu adayların biri bile başkan seçildiğinde veya meclise üyeleri seçildiğinde hesap sormazsa ne olur?..
Valla veballeri boynunadır!...
Biraz bekleriz ve ondan sonra biz sormaya başlarız?...
Hem de bu sefer daha sesli olarak...
İsim isim açıklayarak...
Sadece Beşiktaş'a özel değil taa Ankara'ya kadar!..
Ulusal çapta...
***
NOT:
Beşiktaş Medya Grup olarak hangi partiyi ve kimi destekleyeceğimizi seçim haftası açıklayacağım... 
Söz, hem de nedenleri ile...
Ama biliyorsunuz bir anket düzenledik...
Belediyenin son beş yılının değerlendirilmesini istedik...
Bu ankete en az 10.000 kişi bekliyorum. Geçen sefer de öyle olmuştu.
Önce önümüzdeki hafta bu yeni anketi değerlendireceğim, seçimler üzerinde nasıl bir etki yapar yazacağım...
Sonra duruma bakıp, gelişmeleri izleyip, fikrimizi sizle paylaşacağım.