18 Aralık 2024, Çarşamba

Ortalık yangın yeri!.. Gazeteci susmaz!..

Siyasetçi, mafya, uyuşturucu ticareti, cinayet iddiaları derken, en çok konuşulanlardan biri de bizim meslek oldu...
Medya iktidardan daha çok ön plana çıktı!..
Can sıkıcı!...

Suçu kesinleşmemiş olanlar için bir şey demek mümkün değil. İddiadan öteye gitmeyen konular kafa karıştırıyor tabiiki, bu nedenle süreci beklemek lazım.
Ben yıllardır bazı konulara dikkat çekiyordum. Mesleği kullanarak basın dışında her işte parmağı olan avanta kollayan, iş takibi yapan, ruhsat, imar, işgaliye, ticari işletmecilik ile akçeli işlere girenler var diyordum... 
Halbuki basın yasası gereği gazetecinin başka işi olmamalıdır... En fazla basın danışmanlığı yaparsın, gazete çıkartıyorsan advertorial haber koyarsın buna da belirtirsin, gazeteni yaparsın satarsın. O kadar!..
Ama öyle değil yıllardır neler yapılıyor!.. Sahte gazeteciler bile türedi diye yıllardır yazıyorum. Bir çoğu yakalandı ceza aldı deşifre ettik. Yalvarıp yakardılar halen aynı işlerin içindeler... Bu küçük insanlar da patlayacak bir gün!..
Bir de daha büyük organize işler içinde olanlar var. Siyasetçi medya üçgeniyle algı yaratan karanlık madyalar, şark kurnazları... Sonra foyaları ortaya çıkanlar, çilaları dökülenler...  Mesleğini kullanarak belediyelerin göz yummasından faydalanıp milyon dolarlık kaçak villalar yapan sözüm ona anlı şanlı gazeteciler bile var bu insanların içinde!.. Yargılananlar, ceza alanlar... Ancak halen uygulanmayan kararlar... Ne ararsan vardı da şimdi bu ve benzeri rezillikler konuşulmaya başlandı. O da hepsi değil!..
Şu aralar deyim yerinde ise en baba iddialar gündemde!.. Altından neler neler kimler kimler çıkacak kim bilir?.. Bahsi geçen isimler deve dişi gibi!..

GAZETECİLİK ZOR İŞTİR!..

Bilen biliyordur... Ben 1980'li yılların başında Hürriyet Gazetesi'nde meslek hayatıma başladım. Erol Simavi döneminde... En zor serviste, istihbaratta idim... Aydın Doğan döneminde de Hürriyet ve Milliyet işte yaşam'da ekonomi sayfası hazırlayıp köşe yazıyordum.  Sabah Gazetesi'nde Dinç Bilgin döneminde de yazarlık yapıyordum.
Şimdi neden durduk yerde bu konuya girdim?..
Malum Hürriyetin satışı, mafya liderinin açıklamaları var...
Yer yerinden sarsılıyor. Mehmet Ağar'la ilgili hikayeler en korkunç olanı... Ağar'ı da 2. Şube Müdür Muavini olduğu dönemden tanırım. Daha önce yazdım biliyorsunuz Kapalı Çarşı'da bombayla paramparça olan bir saldırganın haberini yapmıştım. O olayda o da vardı, bende... Yanlış hatırlamıyorsam... Aradan geçmiş 35-40 yıl... Bu konuyu çok yazdım onun için geçelim...

Gelelim Hürriyet'in satış meselesine... Nasıl satıldı?, kim sattı bilemem... O zamanlar tarihe tanıklık edenler ve halen orada gazetecilik yapanlar suskun!.. Ben içeriği de bilemem ama düşüncelerim var. Öyle mafya korkusuyla Aydın Doğan'ın satış filan yaptığını zannetmiyorum. O hikayelere de inanmıyorum. Aydın Doğan vergi kıskaçındaydı. Milyarlarca dolar vergi cezaları kesilmişti. Başka şeyler de vardı!.. Malı mülkü eriyor elinden gidiyordu. Dayanacak güçü kalmamıştı. Kaç kez yayın müdürü, yönetmeni değiştirdi. Kendi onursal başkan oldu bıraktı yönetimi... Haberler bile eskisi gibi değildi!..  Ama olmadı!.. Baskı yüzünden herşeyi elinden çıkardı sonunda... Mafya korkusu baskısı olsaydı bugün tüm gazeteler 50 kez satılmıştı. Defalarca gazeteler saldırıya uğramıştır uğrayacaktır. Binlerce haber yapılıyor her saldırıda gazete mi satılır?.. Hürriyette polis muhabiriyken benim ve arkadaşlarımın yaptığı haberler sonrası bile gazetenin önü ana baba gibi olurdu.

Hatta şu anda Beşiktaş Medya Grup bünyesindeki Gazete Beşiktaş bile bu türden ne saldırılar atlattı. Kimse bilmez!.. Saldırılara uğradık. Bizzat ben ve yazı işleri müdürümüz ölümden kıl payı kurtuldu. Haber yüzünden silah çektiler ağzına mermi verdiler ellerinden silahları aldık emniyet karakol mahkemeler az uğraşmadık. Manşetlere taşımıştık arşivde var!... Daha ne üç kağıtçılarla uğraştık. Meclisi kullananlar, karanlık medyalarla işbirliği içinde yatağa girenler!.. İşimizi evimizi kıskaca almak isteyen meczuplar!.. Hepsi yazıldı çizildi zamanında arşivlere girdi!..
Bu işin fıtratında var!.. Bu tür durumlar ne yazık ki yaşanıyor!.. Ama benzer saldırılarla ne gazete satılır, ne kapanır, ne de mücadeleden kaçınılır!..
Özetlersek. Gazete satmak, gazeteci susturmak, böyle işlerle olmaz. Sabah Gazetesi ve Dinç Bilgin için de aynı şeyi söyleyebilirim...
Herkesin düşmanı da dostu da vardır!.. Bekleyelim görelim!..
Suskunlukta bir yere kadar...

PATRON VE ÇALIŞAN FARKI!..

Ama şunu da söyleyeyim. Patronlar gazetecilik dışında başka iş yapmadı mı?.. Yaptılar. Patrondular ve başka ticari faaliyetleri vardı. Bu kişilere salt gazeteci demek doğru değil... İş insanı daha doğru bir tanım... Gazetecinin tek işi olacak ancak o zaman bağımsız olursun. Tamam da öyle değil işte... Koskoca medya yönetmek kolay mı?.. İstasyonlarından tutun da bankalara kadar... Müteahitlikten enerjiye varana dek iş yapıyorlar... Spor kulübü başkanı olan var!..
Editöryal bağımsızlık var mı ona bakın siz!..
Kaç gazete ve patronu var ki tek işi gazetecilik olsun. Yanlarında onlarca yüzlerce ve binlerce gazeteci çalışıyor. Önemli olan o maaaşla çalışan gazetecinin başka iş yapmamasıdır. Onun için sapla saman karışıyor bazen. Gazete hem kamu adına görev yapıyor, hem de ticari bir işletmedir. Basın kuralları vardır. İlan alır, haber sayfası satar, gazete satar. Para kazanır, bununla da yeni gazete çıkarır, gazetecilerin ekmeklerini verir.

Ama burada dikkat edilmesi gereken başka bir husus var!.. Dediğim gibi medya şirketi veya patron değil de maaşlı çalışan bir gazeteciyse ve gazetenin gücüyle kandi namına başka işler yapıyorsa işte bu başka bir konu ve çok yanlış bir iştir... Bizim şirkette çalışanlardan  biri böyle bir şey yapsa şirkete yapılan saldırılara verdiğim tepkiyi verir, önce ben en sert tepkiyi verir açıklama yaparım. Sessiz kalmam!..

TÜRLÜ TÜRLÜ İŞLER!..

Bir de daha rezil tarafı var!.. Sahte gazetecileri hep yazarım. İnternet siteleri moda oldu, herkes gazeteci... Daha önce sayısız kez belirttiğim gibi basın gücüyle  şantaj yapanlar vardır. Müteahhitlik, iş takibi, işgaliye, büfe işletmeciliği gibi çok örnek var... İnanmazsınız, Ruhsat imar kovalayan var, onları da haber yaptık. Sosyal medya hesaplarından insanları uyardık.
Yerellerin dışında, birde anlı şanlı isimler var!...
Entel solcular, Atatürk maskesi ile gezenler var... Sözde muhalifler... Kaçak villa dikenleri bile gördük... Hem de bizim Beşiktaş bölgesinde... Ulusal basında çarşaf çarşaf haber oldu utanmazlar... Her adamı başka gazetede bu karanlık medyanın... Tv'ler gazeteler haber siteleri  sırtlarını belediyelere dayamışlar iş birliği içindeler ve aklı sıra milleti uyutup kaçaklarla ve her yerden besleniyorlar!.. Vatan hainliğinden yargılananlar, FETÖ'den yargılananlar...Geçmişlerine bakmadan gazetecilik dersi veren dünkü yetmeler!..
İktidara yakın olanlar ise başka alem...Onlar da hep bir ağızdan yükleniyorlar valla!..
İçlerinde dürüst olanlar yok mu?  Adam gibi adam olan var tabii..
Bu rezil örnekler istisna, ama çok sayıda türedi bunlardan... Mide bulandırıyor işte...
Sonunda da patladı lağım!..

BASIN DIŞINDA İŞ OLMAZ

Madem bu tartışmalar gazete ve gazetecilere kadar dayandı,  40 yılın tecrübesi ile bunları iyi bilin ve ona göre yorum yapın diye yazıyorum.
İşte size bir kaç örnek ve düşüncelerim şöyle...
Bizim ortak çalışma yaptıklarımız yok mu? Var... İlan almıyor muyuz? Alıyoruz... Advertorial haber sayfası satmıyor muyuz? Satıyoruz... Gazete satmıyor muyuz?.. Satıyoruz... Hepsi basın yayın kuralları içinde mi?... Evet!..
Muhabir haberini yapacak, reklam departmanı bu işleri...
Şirket olarakta yaptığın işin vergisini vereceksin!.. 
Bu kadar basit!.. Başka işler içinde olamazsın...
Biz tüm medya şirketlerinin yaptığını yapıyoruz. Ne bir eksik, ne bir fazla...Ama çok önemli bir farkımız var... Örneğin biz şirket olarak şunu da yapıyoruz. Kesinlikle medya sektörü dışında iş yapmıyoruz ve 21 yıldır şirketin özel ve kamu kuruluşlarıyla yaptığı çalışmaları ve de 100'ü aşkın firmayı resmi sitemizden 'Referanslarımız ve çalıştığımız kişi ve kurumlar şeklinde' detaylarıyla yapılan işlerle tarihlerle yayınlıyoruz. 
Dip not olarak belirteyim...
40 yıllık gazeteciyim, sayısız kuruluşa basın müşavirliği yaptık. 20 yılı aşkındır medya şirketi yönetiyorum. Basın dışında bir tek akçeli işimizi gösterez kimse...
Varsa çıksın söylesin, o kadar iddialıyım bu konuda...
Kiminle ne kadarlık iş yaptığımız bile bellidir. Karşı şirketler izin verirse onu bile açıklarız. 
Biz şunu iyi biliriz...
Saydam ve şeffaf olacaksın!..
Dost var düşman var!..
Sahtekarları yazıyorsun hırsızları yazıyorsun...
Fitne fesat yalan dolan her zaman olacaktır.
Algı operasyonları, iğrençliklerle karşılaşırsın... 
Bu işi bilen mesleğin içinde olanlar ne denmek istediğimi anlamıştır...
Düzgün insan az!..
Çünkü siyasetçi de, medya da, iş dünyası da ne yazık ki ayrı bir fırıldak!..
Rezillik diz boyu!.. 
Bunları tanımayan çok, valla üzülüyorum!..
Anlatsam örümcek ağı gibi kimler kimlerle birlikte, roman olur!..
Çoğunu yazdık...
Bir gün bu ilişkiler ağını da deşifre olacak merak etmeyin...
Doğruya doğru... Biz de yalan yok!..

GÜCÜNÜZÜ MESLEĞİNİZDEN ALIN!..

Yüzlerce gazeteci yetiştirdim...
Arkadaşlarımın çoğu ulusal medya yönetiyor...
Hepsi aynı şeyleri yaşamıştır...
Bu meslek güzel ama zahmetlidir...
Son olarak genç gazetecilere tavsiyem olsun;
Dostunuz olacaktır. İnandığınız sevdiğiniz desteklediğiniz siyasetçi, iş adamı, yönetici veya herhangi bir insan olacaktır. 
Gazeteci de etten kemikten sonuçta...
Ama sizi herkesin sevmesini beklemeyin!..
Hayal kırıklığına uğrarsınız!..
Zaman içinde dostluklar gibi mesleğin ilerleyen yıllarında düşmanlarınız da artacaktır.
Hiç beklemediğiniz olaylar ve tavırlar yaşayabilirsiniz... 
Samimiyetsizliklerle, planlarla karşılaşacaksınız...
Sakın ha sakın, namussuzlara fırsat vermeyin!..
Saygıda kusur edenleri, emeğinize laf söyleyenleri af etmeyin!..
Unutmayın, unutturmayın!..
Sadece işinizi yapın!..
...Ve
Gücünüzü mesleğinizden alın!..

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık