Bu ülke hepimizin!..

Her dönemde hayat pahalılığı götürmüştür hükümetleri!..
Bu ülke, dış güçlerden, darbelerden, terörden çok çekti elbet!..
Ama;
Ekonomi ile inatlaşan bir sistem!..
Ucube uygulamalar...
Vatandaşa güven vermeyen söylemler ve adımlar...
Gelinen sonuç ortada!..
Millet bezdi!..
Sağlık, eğitim, teknoloji, vb herşey önemli...
Barınma ve karnını doyurma ise...
İlk öncelik!..
Bırakın markete, insancıklar pazara çıkamıyor artık!..
File dolmuyor, alınan üç beş şeyde binlerce lirayı buluyor.
Et yemek artık lüks, kahvaltılık bile el yakıyor!..
Dışarıda yemek ise lüksün ötesinde...
Öğünler 1'e, 2'ye düştü!..
Maaş 1 hafta 10 gün dayanmıyor!..
Ev, otomobil ise hayal oldu!..
Kimse bunları görmüyor mu?..
Görüyor elbet, ama girdiği çıkmazdan çıkamıyor yöneticiler artık!.. 
Debelendikçe girdaba yakalanıyor...
Habire şapkadan tavşan çıkarma peşindeler!..
Her gün yeni bir karar, her gün enterasan uygulamalar...
Örneğin;
KKM'den sonra şimdi de enflasyona endeksli tahvil söylemi!..
Zaten durum ortada!...
Bu ortamda bu ekonomiye kim güvenir.
Yabancı sermaye kaçmış, biz bize kalmışız!..
Doları baskılayacağım diye, borsayı düşür, tahvil söylemi ile KKM'ye girenleri korkut!..
Dünya faiz arttırıyor biz indiriyoruz!..
Enflasyon patlamış, aradaki fark uçurum olmuş!..
Faize para ödemem derken, 10 katını öder olmuşuz!..
Kim neye nasıl güvenir?.. Mesele kimler ne kazanacak, kazandı, kimler daha ne kaybedecek, merak ediyorum?..
Sade vatandaş zaten hepten sıfırı tüketmiş, aldığı maaş, biriktirdiği üç beş kuruş para pul olmuş!..
Faiz, kur sarmalından, enflasyon belasından yakayı kurtarmak ne yazık ki çok zor!..
Hatta hayal!..
...Ve günlük politikalar, garip uygulamalar halen hızla devam ediyor!..
Siyasetçi çekişiyor, şikayetçi kavga ediyor, arada kalan, ezilen vatandaş oluyor!..
Ben neler yapılmalı, neler yapılacak, köklü bir plan ve program açıklayan görmedim henüz!..
Biri benim yaptığım doğru diyor, diğeri yapılanlar yanlış diyor!..
Kayıkçı kavgası!..
Özetle;
Toplumsal fayda yerini, kişisel çıkar ve ikbale bırakmış durumda, adeta herkes kendine çalışıyor!..
Bir kesim yağda balda gününü günü ediyor, bir kesim günü kurtarmaya çalışıyor...
Peki düzelir mi, bu durum?..
Seçim olsa mesela...
Yalan yok!.. 
Ne olursa olsun, çok zor!.. 
Haaaa... Bir adım atılır mı, kadrolar yeterli ise, ön planda devlet millet var ise, olabilir!..
Neden böyle diyorum?..
Her kesimden insanları iyi tanıyorum da ondan!..
Şu kadarını söyleyeyim;
Ortada top çevirme dönemi geçti, sona geldik!..
Müzik, spor, tvlerdeki rezil programlarla avutmak, oyalamak, oyalanmak nereye kadar?!..
Önümüzü görmeliyiz, alakalı olmalıyız, tespitler yapmalıyız, fikrimizi yüksek sesle söylemeliyiz!..
Çoluğumuz çocuğumuz ailemiz için, ülkemizin refahı için talep etmeliyiz!..
Elimizi değil gövdemizi taşın altına koymalıyız!..
Çalışmalıyız!!!
Hem de çok çalışmalı!..
Gayret etmeli...
Güzel günler gelecek mi?..
Ancak böyle yaparsak gelebilir!..
Türkiye büyük bir ülke...
Köklü bir devlet geleneği var!..
Kolay kolay yıkılmaz!..
Ama biz zengin refah içinde güzel günleri kısa sürede görürmüyüz? Bilemem!..
On yıllar gerekli, çocuklar bile zor, torunlar umarım!..
40 yıl bitti, 41. yıla girdim geçenlerde meslekte...
Yıllar yılı Hürriyet, Milliyet, Sabah, Finansal Forum Gazetelerinde ekonomi sayfaları hazırladım, konu ile ilgili köşe yazıları yazdım.
Gazeteciyim, geziyorum, yaşıyorum görüyorum.
Tahsilim de iktisat ve yönetim üzerine...
Böyle bir durum böyle bir ortam ne gördüm ne işittim ne de şahit oldum!.. 
Bu inanın en iyi temennim... 
Özetle; veriler iyi değil, istatistlikler yerlerde...
Kimse de güven kalmadı, en büyük tehlike de bu!.. 
Kimseyi korkutmak üzmek değil amacım ama doğruyu da söylemek zorundayım...
Kısa sürede köklü bir politika değişikliği olmaz, vatandaş lehine kesin ve radikal ekonomik kararlar alınmazsa daha da kötüye hazır olun!..
Kişisel çıkarlar, toplum yararından, devlet ve millet menfaatlerinden önde tutulursa, yazık olur bu güzelim ülkeye!..