18 Aralık 2024, Çarşamba

1 Nisan!.. Şaka değil gerçek... İnsanlar ölüyor!..

Gazeteciler kendilerinden önce halkı düşünmek zorundadır. 
Binlerce yazı yazmışımdır.
Hürriyet ve Milliyet Grubu 'İş ve yaşam',  Sabah Gazetesi 'İşte insan' da genel köşe yazıları, Beşiktaş özelinde yorumlar... 
Yazdığım her yazıda insanı ve toplumu ilgilendiren konulara değinmeye çalışırım...
Radyo programlarım bile ciddidir!..
Sosyal medya da dahi sululuğu hiç sevmem!..
Her şey dozunda...
Saygı çerçevesinde...
Ama bazen dertleşmek de lazım!..
Paylaşmak....
Böyle özel günler vardır!...
Yazarsın rahatlarsın!..
Bu bir kuruluş hikayesi olabilir...
Yeni bir uygulama duyurusu olabilir...
Güzel veya hoş olmayan bir haber olabilir...
Bazen;
Bize karşı yapılan bir hareket... 
Cevap vermemiz gereken bir durum olabilir.
Bazen de;
Bir kişi ve kurumun hakkını verirsiniz!..
Yerli yerinde olmalı her şey!..
Bu gün... 
Bu türden bir yazının kaleme alınacağı bir gün!..
Çünkü;
1 Nisan bizim kuruluş yıl dönümümüz!..
Şaka değil gerçek!..
Tamamen tesadüf...
Beşiktaş için bir dönüm noktası...
1 Nisan 2000 yılında çıktı ilk sayımız...
Bu nedenle bu tarihte her yıl özel bir yazı kaleme alırım.
Biraz kendimizden bahsederiz. 
Bizleri tanımanızı...
Hikayemize ortak etmek isterim sizleri... 
1 Nisan neşeli bir gün!..
Ama ilk defa bu yıl çok kasvetli geldi herkese...
Şaka yapacak neşeli olacak bir hal bırakmadı ne biz de, ne siz de, ne de dünyada...
Yine de karamsar olmayalım diyorum...
20 yılı geride bıraktık, 21. yıla girdik biz... 
Öncelikle;
Tüm çalışanlarımıza...
Ardından;
Bize inanarak büyümemize destek ve katkı verenlere, ortak çalıştığımız özel ve kamu kurumlarına ve de tüm dostlarımıza ayırım yapmadan teşekkür ediyorum.
Bu zaman zarfında çok badire atlattık. Güzel dostluklar ve arkadaşlıklar biriktirdik. Taktir ettik destek verdik!..
Ama bu zaman zarfında bazı ahlaksızlarla da  uğraşmadık değil... 
Hiç gözünün yaşına bakmadan bu sahtekarların ipliğini pazara çıkartarak bu günlere geldik.
Eğilmedik, bükülmedik, tarafsız, objektif doğru bildiğimizi söyleyerek büyüdük...
Gazetecilik dışında hiç bir iş yapmadan... İstemeden...
1 Nisan gününden bu yana; 
5 kulüp başkanı...
Yüzlerce yönetici...
4 Belediye Başkanı...
Yüzlerce meclis üyesi, müdür...
5 Kaymakam...
Sayısını unuttum;
Emniyet, eğitim, sağlık vb kurum müdürleri...
Hükümet bile değişti!..
Hepsi gitti!..
Biz buradayız...
Durduğumuz yerdeyiz...
Tarih 1 Nisan 2000...
Biz gazeteci olarak yola çıktık. Bilgi ve becerimizle ilerlemekten başka düşüncemiz yoktu. 
Tek düşüncemiz 'Beşiktaş' ismini layıkıyla temsil etmek uluslararası bir düzeyde yayın yapmaktı.
O günlerde, ne internet, ne sosyal medya, ne dergi, ne benzeri bir yayın vardı...
Gazeteyi hazırlayanlar benim dostlarım, gazeteci arkadaşlarımdı. Eski çalıştığım gazetelerden Sabah Hürriyet ve Milliyet'ten... 
Mesaileri bitince gelirler, art direktörlük, sayfa sekreterliği, hatta editörlüğe soyunurlardı...
hepsi profesyonel...
Ulusal gazetelerin 1. sayfalarını yapan kişiler...
Ulusal gazetelerde yazan tanınmış gazetecilerden olaşan arkadaşlarım bizde de yazmaya başladı. Halen de devam ediyorlar sağ olsunlar...
Gazetecilik okullarından onlarca öğrenci sahaya yayıldı.
Ben yüzlerce firmaya danışmanlık yapmışım... Tecrübe dahil, birçok konuda öncülük ettim, hepsinin önünü açtım!.. 
Her işimizi basın yasalarına göre yaptık... 
Marka, telif, isim hakkı, hatta barkod...
Kimse bilmez daha internet yayıncılığı emekliyordu en eski haber sitesini biz kurduk. Web üzerinden canlı radyo ve tv'yi ilk defa özel serverlardan yayınlamaya başladık...
Zaman geldi, Forza Tv bizim stüdyolardan ve teknik altyapımızı kullanarak şirketimizin elamanları ile yayın yaptı.
Hem siyaset hem spor hem de kenti harmanlayarak zaten ulusal bir ad olan 'Beşiktaş' yayıncılık alanında da adeta yeniden şekillendi!..
Gazetemiz, Yaysat'ta tüm İstanbul geneline satılır oldu!.. Tüm mahallelerde statta taraftar koltuklarında dağıtılmaya başlandık.
Ve bir anda tanınırlığımız arttı ve dev bir markaya dönüştük!..
20. yaşımızı doldurduğumuz, 21 yaşından gün aldığımız bu günde 'Beşiktaş' adı altında gazete, radyo, web tv, haber sitelerimiz ve sosyal medya ile artık sadece yerel değil, tüm dünyaya yayın yapan ulusal bir marka haline geldik.
Siz ne dersiniz bilemem ama beni ömrümün 3'te birlik kısmı... 
Ve biz buna emek... 
Başarı hikayesi diyoruz...
İşte işin özeti budur!..
Her yıl 1 Nisan'da bu durumu kutlarız!..
Ama ilk kez içimizden kutlama gelmiyor!..
Zaten vakit de yok...
Bir çok her kapanmış, çoğu kişi evdeyken, biz kamu adına görev yaptığımızdan işimize daha da yoğunlaştık, daha çok çabalıyoruz.
Tüm çalışanlarımız 7/24 görev başında, harıl harıl şu illet salgın ile ilgili bilgilendirici haber hazırlayıp sizlere ulaştırmaya çalışıyor.
Hatta yenilikler yapıyoruz!..
Haber sitelerimizde ki yayınlarımızı daha geniş kitleler bilgilensin diye WhatsApp hattı ile günde yaklaşık 5.000 kişiye duyurmaya başladık. 
Sosyal medya hesaplarından ve haber sitelerimizden 100.000'lerce kişiye ulaşıyoruz.
Radyo canlı yayınları devrede...
Evlerinde kalanlara web tv kanalımız ile n yeni videoları yüklemek suretiyle müzik hizmeti vermeye çalışıyoruz.
E- gazete ile dünyanın her yerinden gazetemizi ücretsiz okutup, bilgilendirme yapıyoruz.
Mobil uygulamamızı geliştirdik, tüm yayınları tek panele topladık. Ücretsiz erişim sağladık.
Spor'dan ziyade salgınla ilgili haberlere ağırlık verdik. Bu bizim formatımıza zarar verse de yapacağız. Kararlıyız!..
Bu nedenle iki haber sitesinin içeriğini ayırdık. Gazete Beşiktaş daha çok yerel haberlere ağırlık verirken, beşiktaşcomtr ulusal yayınlara yönelik çalışmaya başladı, ayrıca kent haberleri de vermeye başladı.
Bu topyekün bir mücadele... 
Bunun bilincinde olmalıyız...
Omuz omuza sırt sırta vermeliyiz...
Kamu kuruluşlarıyla belki de ilk defa bu kadar yoğun ortak olarak çalışıyor, işimizin  gereği üzerimize düşeni yapıyoruz.
Ancak bir konu var ki canımı çok sıkıyor!..
Geçen yazımda da belirttim. Top yekun bir mücadele içindeyiz derken bu iş top yekun bir savaşa dönüşmesin diye uyardım. Çünkü olacağı belliydi.
Taraflar sonunda saflarını açıkça belli etti ve adeta bir rekabet bir tartışma ortamı yarattık. 
Böylesine bir ortamda bunu da yaptık ya!..
Pes!..
Bu berbat durum devam ettiği müddetçe de açık açık yazayım...
Sonunuz iyi değil!..
Vaka ve ölü sayıları arttıkça salgın daha da yayılınca ve de ekonomi içinden çıkılmaz bir hal aldıkça bu kavga şiddetlenecekti...
Ve koktuğum oldu!..
40 yıla yaklaşan gazetecilik hayatımda çok olay yaşadım. Hırsızlık ve sahtekarlıkları yazmıyorum bile... Ölünün her türlüsünü, cinayetin aklınızın alamayacağı çeşidini, adaletsizliğin bin bir yüzünü, ekonominin iniş çıkışlarını, siyasetin rezilliklerini gördüm!..
Neler... Neler...
Ama böyle bir kutuplaşma...
Böylesine rezillikler...
Hele böyle bir durumda...
İnanın görmedim!..
Siyasiler bir yanda, yardakçılar bir yanda...
Basiretsiz ve liyakatsiz kişilerce yönetilen medyanın her türlüsü de ne yazık ki buna çanak tutuyor!..
Tekrar ediyorum...
Yalvarıyorum...
Herkes aklını başına alsın!..
Ayrışacağımız, kavga edeceğimiz gün, bu gün değil... 
Sıkı sıkıya kenetleneceğimiz...
Birlikte yürüyeceğimiz bir gün, bugün!..
Faydanız yok, tamam...
Ama;
Canla başla çalışanlarada mı saygınız yok!..
Anlamıyor musunuz...
İnsanlar ölüyor!..
Şaka değil, gerçek bu!..

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık