Sadece 100 yıl öncesine kadar 'kadın doktor', 'kadın avukat', 'kadın fotoğrafçı' bulmak imkansıza eş değerdi. Ancak pek çok alanda erkeklerden çok daha sonra söz sahibi olan kadınlar uzun mücadeleler sonucunda, bileklerinin hakkıyla meslek sahibi oldu. Medydan edinilen bilgielre göre; uzun yollar kat edip mücadele vererek mesleklerinde 'ilk' olan bu kadınları bir kez daha hatırlayalım ve hatırlatalım istedik...
İLK DÜNYA GÜZELİ: KERİMAN HALİS ECE
Keriman Halis Ece, zamanın ünlü tüccarlarından olan, 'Hızır' adlı yangın söndürme aletlerinin mümessili Tevfik Halis Bey ve Ferhunde Hanım'ın 6 çocuğundan biri olarak İstanbul'da doğdu. Dedesinden kalan mülklerden ve babasının tüccar olmasından dolayı varlıklı bir ortamda büyürken iyi derecede eğitim aldı. 18 yaşındayken arkadaşları, Cumhuriyet Gazetesi'nin düzenlediği güzellik yarışmasına katılmasını tavsiye etti. Ne var ki babası Tevfik Halis Bey'den bu konuda izin alamadı.
O yıl düzenlenen yarışmada Naşide Saffet Türkiye güzeli seçildi. Bir sonraki yıl Keriman Halis Ece, yarışmada birinci seçilince 31 Temmuz 1932'de Belçika'nın Spa kentinde yapılan dönemin en prestijli yarışması olarak kabul edilen, Türkçe karşılığı Uluslararası Güzellik ve Zarafet Yarışması olan International Pageant of Pulchritude'de Türkiye'yi temsil etme hakkı kazandı. Keriman Halis Ece, 28 ülkenin güzellerinin katıldığı International Pageant of Pulchritude'de birinci seçildi.
İLK TÜRK MÜSLÜMAN KADIN OYUNCU: AFİFE JALE
1902 yılında İstanbul'un Kadıköy semtinde dünyaya gelen Afife Jale, İstanbul Kız Sanayi Mektebi'nde eğitim gördü. Darülbedayi'nin 10 Kasım 1918'de tiyatro kursları için açtığı sınavı kazandı. Müslüman kadınların sahneye çıkması o zamanlar yasaktı fakat Darülbedayi, Müslüman kadınların sadece kadınlara özel gösterilerde oynayacakları gerekçesiyle Müslüman kadınları bünyesine almıştı. Afife Hanım, kabul edilen beş Müslüman kadından biriydi. Diğer kadınlardan üçü kursu bıraktı, Refika Hanım ise suflör oldu. Afife Jale 3 Nisan 1919'da, Hüseyin Suat'ın Yamalar adlı oyununda Emel rolü ile ilk kez sahneye çıkarak Türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk Müslüman kadın oyuncu oldu. Asıl ismi Afife olan sanatçı, bu oyunda Jale takma ismini kullandı, daha sonraları Afife Jale adıyla anılmaya başlandı. 1923 yılında Türkiye'de cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra Türk kadınlarının sahneye çıkması önündeki yasal engeller kalktı. Ancak sanatçının sağlığı bozuldu ve tiyatroyu bırakmak zorunda kaldı.
İLK KADIN FİLM YÖNETMENİ VE İLK KADIN YILDIZI: CAHİDE SONKU
1919 yılında Yemen'de dünyaya gelen Cahide Sonku Türk sinemasının ilk kadın yönetmeni ve ilk kadın sinema yıldızıydı. 1933-35 yılları arasında balerin olarak sahneye adımını attı. Sonku'yu keşfeden isim ise Muhsin Ertuğrul'du. 1933'te Söz Bir Allah Bir filmiyle sinemaya geçti. Bataklı Damın Kızı Aysel adlı filmle ünlenen Cahide Sonku, o günden sonra hemen her filmde erkeklerin kalbini kırıp kaçan güzel kadın rolüyle izleyicinin karşısına çıktı. Aynı zamanda 1950 yılında kendi adına Sonku Film şirketini kurdu. 1963 yılında bir yangın sonucu kurmuş olduğu Sonku Film'in yanması üzerine iflas eden Cahide Sonku hayatının geri kalan kısmında kısa bir süre Şehir Tiyatrosu'nda çalıştı. Daha sonra buradan ayrılan Sonku ömrünün son yıllarını sefalet içinde geçirdi. 1981 yılında da aramızdan ayrıldı.
İLK KADIN OPERA SANATÇISI: SEMİHA BERKSOY
İlklerin kadını Semiha Berksoy 1910 yılında dünyaya geldi... İstanbul Konservatuarı'nda ve Güzel Sanatlar Akademisi Namık İsmail Atölyesi Resim ve Tiyatro Okulu'nda eğitim alan sanatçı, devlet devlet bursu ile Almanya'da Berlin Devlet Yüksek Müzik Akademisi Opera Bölümü'nde eğitim aldı. Üstelik bölümü birincilikle bitirdi. Opera kariyerine 1934'te başlayan Semiha Berksoy Türkiye, Almanya ve Portekiz'de sahneye çıktı. 1939'da Richard Strauss'un Ariadne Auf Naxos isimli operasındaki Ariadne rolü ile Avrupa'da sahne alan ilk Türk opera sanatçısı oldu. Küçük yaşta müziğe olduğu kadar, resim ve plastik sanatlara yeteneği ve ilgisi olan sanatçı ilk sesli Türk filminde de oynadı. Renkli kişiliğiyle öne çıkan sanatçı 94 yaşında aramızdan ayrıldı.
İLK KADIN PİYANİST: FERHUNDE ERKİN
Türkiye'nin ilk kadın konser piyanisti ve piyano eğitimcisi ise Ferhunde Erkin'di... 1909 yılında dünyaya gelen Erkin, 98 yıllık yaşamında pek çok piyanist ve müzik eğitimcisi yetiştirdi. Türkiye'de klasik müziğin yaygınlaşmasına katkıda bulundu. 22 piyano konçertosunun Türkiye'de ilk çalınışını gerçekleştirdi. Paul Hindemith, Ernst Praetorius, Hans Rosbaud gibi dünyaca ünlü şeflerin eşliğinde çaldı. Ferhunde Erkin, birçok konçertonun Türkiye'de ilk seslendirişini yapmanın yanı sıra, yetiştirdiği öğrenciler, Türk bestecilerinin eserlerini seslendirmesine verdiği önem, yurt çapında verdiği resitaller ve oda müziği etkinlikleriyle, Cumhuriyet Türkiye'sinin müzik alanındaki en önemli simalarından biri oldu.
İLK KADIN HEYKELTRAŞ: SABİHA BENGÜTAŞ
Türkiye'nin ilk kadın heykeltıraşı olarak tarihe geçen Sabiha Bengütaş, 1920 senesinde bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanat Üniversitesi'nde Resim bölümü okudu. Resim bölümünde bir sene okuduktan sonra, hocası İhsan Bey'in yeteneğini keşfetmesi ve tavsiyesi üzerine ikinci yıl heykel bölümüne girdi. Sabiha Hanım, heykel bölümündeki ilk kız öğrenci oldu. Üniversitede açılan bir sınavda birinciliği elde ederek Prix de Rome'u kazandı ve yurt dışına gitme imkânına kavuştu. Taksim Meydanı'ndaki Atatürk abidesini yapan İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica'nın asistanlığını yaptı. Türk sanat tarihinin önemli ve uzun soluklu faaliyetlerinden biri olan Galatasaray Sergileri'ne katılan ilk kadınlardan biri oldu. Bengütaş, 1938 yılında yapılan Atatürk ve İnönü heykel yarışmalarında birinci oldu. Çankaya Köşkü'ndeki Atatürk heykeli ilk kadın heykeltraşımızın eseri...
İLK KADIN RADYO SPİKERİ: EMEL GAZİMİHAL
Türkiye'nin ilk kadın haber spikeri Emel Gazimihal, televizyonun olmadığı yıllarda radyoda haber spikerliği yaptı. 1937 yılında başladığı spikerlik yıllarında Ankara Radyosu'nda çalıştı. BBC Türkçe'nin ilk sunucularından olan Emel Gazimihal, savaş yıllarında farklı cephelerdeki son gelişmeleri aktardı. 1968 yılında başlayan televizyon yayınlarıyla TRT'de haber spikeri olarak kayda geçen ilk kadın haber spikeri ise Jülide Gülizar oldu...
İLK KADIN ORKESTRA ŞEFİ: İNCİ ÖZDİL
"Neden kendi yazdığım eserleri yönetmeyeyim diye düşündüm ve orkestra şefi olmak istedim" sözlerinden yola çıkan İnci Özdil, Türkiye'nin ilk klasik batı müziği kadın orkestra şefi... 1960 yılında dünyaya gelen sanatçı Ankara Devlet Konservatuarı Piyano bölümünden mezun oldu. 1983 yılında Orkestra Şefliği uzmanlığı için devlet bursuyla İngiltere'ye gönderildi. Londra'da önce Guildhall School of Music, daha sonra Royal Academy of Music'te orkestra şefliği üzerine; 1986'da İtalya'da Accademia Musicale Chigiana'da Alman Romantik Müziği üzerine çalıştı. 1988 yılında Hans Werner Henze Festivali'nde "En İyi Yorumcu" ödülünü kazandı. 1988'de Türkiye'ye döndü ve Ankara'da Devlet Çoksesli Korosu'nun açılışını ve şefliğini yaptı. 1994 yılında Antalya Oda Orkestrası'nı kurdu. 1997 yılında bu orkestrayı Antalya Devlet Senfoni Orkestrası'na dönüştürdü.
İLK KADIN SAVAŞ PİLOTU: SABİHA GÖKÇEN
Türkiye'nin ilk kadın pilotlarından biri olan Sabiha Gökçen dünyanın da ilk kadın savaş uçağı pilotu oldu. Sabiha Gökçen, kariyeri boyunca 8 bin saat civarı uçuş gerçekleştirdi. Sabiha Gökçen, 1935'te Türkkuşu'nun açılış töreninde yapılan planör gösterilerinden etkilenerek havacılığa ilgi duydu. Atatürk'ün de destek vermesi ile 1935'te Türk Hava Kurumu'nun Türk Kuşu Sivil Havacılık Okulu'na girdi, Ankara'da yüksek planörcülük brövelerini aldı. Gökçen, 7 erkek öğrenciyle birlikte Kırım, Rusya'ya gönderilerek yüksek planörcülük eğitimini tamamladı. 1936'da Eskişehir Askeri Hava Okulu'na girdi, burada av ve bombardıman uçaklarıyla başarılı görevler yaparak, dünyanın ilk 'Kadın Savaş Pilotu' unvanını kazandı. 1937 yılında Türk Hava Kurumu'nun yetiştirdiği ilk kadın pilot olması nedeniyle kurumun 9 numaralı Murassa (iftihar) Madalyası ile ödüllendirildi.
1938'de Balkan devletlerinin davetlisi olarak, uçağıyla Balkan turu yapan Gökçen, daha sonra Türk Hava Kurumu Türkkuşu'na başöğretmen tayin edildi. 1955'e kadar bu görevini başarıyla sürdürdü. Hayatı boyunca toplam 22 değişik hafif bombardıman ve akrobatik uçakla uçan ve birçok ödülün sahibi olan Sabiha Gökçen, 1991 yılında Uluslararası Havacılık Federasyonu Altın Madalyası'nı aldı. 1996 yılında Amerika'da düzenlenen Kartallar Toplantısı'nda dünya havacılık tarihine adını yazdıran 20 havacıdan biri seçilen Sabiha Gökçen, bu ödüle layık görülen ilk kadın havacı olmuştur.
İLK KADIN PİLOT: BEDRİYE TAHİR GÖKMEN
Gökmen Bacı adıyla tanınan Bedriye Tahir Gökmen ise İlk Türk kadın pilot olarak adını tarihe yazdırdı. Bir yandan memurluk yaparken bir yandan uçuş eğitimlerini sürdüren Gökmen çok fazla engellemelere maruz kaldı. Gökmen, 1932 yilinda sivil uçak okulundan 12 erkek öğrenciyle birlikte eğitimini sürdürüp 1933'de brövesini aldı. 1934 yılında Vecihi Okulu, brövelerin onaylanması için öğrencilerin Hava Kuvvetleri Müsteşarlığı tarafından sınavdan geçirilmesini istedi. Ancak sınav heyeti geldiğinde okulun tek faal uçağı kırım geçirmiş olduğundan sınav yapılamadı, heyet yeniden gelmeyi kabul etmeyince okul kapandı ve Gökmen Bacı'nın pilotluğu onaylanmadı.
İLK KADIN JET PİLOTU: LEMAN ALTINÇEKİÇ
İlk Türk kadın jet pilotumuz Leman Bozkurt Altınçekiç, aynı zamanda NATO kuvvetlerinin de ilk ve uzun zaman boyunca tek kadın jet pilotu olmayı başardı. 1932 yılında Kars'ın Sarıkamış ilçesinde dünyaya gelen Altınçekiç, Liseyi bitirdiği yıl Türkkuşu İnönü Tesisleri'nde planör eğitimi aldı. Türkkuşu Motorlu Okulu'na öğretmen adayı olarak katıldı. 1954 yılında Silahlı Kuvvetler'e kadınların da alınmasıyla ilgili karar çıkınca İzmir Hava Harp Okulu'na başvurdu ve Ekim 1955'te burada eğitime başladı. Pervaneli uçaklarla eğitimini tamamlayarak 30 Ağustos 1957'de mezun oldu. Daha hızlı ve daha yüksekten uçmak arzusuyla jet pilotu eğitimi almak istedi. Ağustos 1958'de Eskişehir'deki jet eğitim filosuna katıldı ve kısa sürede eğitimini başarıyla tamamladı. Kasım 1958'de jet pilotu brövesini taktı.
İLK KADIN TIP DOKTORU: SAFİYE ALİ
Safiye Ali, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın tıp doktoru ve tıp eğitimi veren ilk kadını... Amerikan Kız Koleji'nde öğrenim gören Ali, lise yıllarında doktor olmak istiyordu. Ancak Darülfünun Tıp Fakültesi henüz kadın öğrenci kabul etmiyordu. I. Dünya Savaşı sürerken maddi güçlüklere rağmen Almanya'ya giderek ile Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim gördü. Bavyera Milli Eğitim Bakanlığı, sınavda aldığı birincilik derecesi karşılığı Safiye Ali'ye doktor namzeti unvanını verdi. Haziran 1923'te Türkiye'nin ilk kadın doktoru olarak icazetnamesini aldı ve eşi ile birlikte Cağaloğlu'nda muayenehane açtı. İstanbul'da beş yıl doktorluk yaptı ancak karşılıksız olarak anne-çocuk sağlığına yaptığı hizmetler klinik çalışmalarının önüne geçti. Bu dönemde ayrıca Amerikan Koleji bünyesinde açılan ilk kız tıp okulunda jinekoloji ve obstetrik dersleri vereek kızlara tıp eğitimi veren ilk kadın öğretim üyesi olarak tarihe geçti. Anne çocuk sağlığı üzerine çalışmalar yapan Safiye Ali'nin adı Süt Damlası Bakımevleri ile anılıyor.
İLK KADIN EMNİYET MÜDÜRÜ: FERİHA SANERK
İlk Türk kadın emniyet müdürümüz olan Şerife Feriha Sanerk, 1941'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne ilk kız öğrenci olarak girdi. Kaymakamlık kursunu bitirmesine karşın cinsiyeti nedeniyle kaymakam olma isteği geri çevrildi. O da Emniyet Genel Müdürlüğü'ne başvurdu, komiser muavini olarak göreve başladı. 1953'te Emniyet Müdürü rütbesine yükselmesine karşın kadın olduğu için ataması gerçekleştirilmedi. Olayı yargıya taşıdı ve kazanarak aynı yıl göreve atandı. 1974 yılında emekliye ayrıldı.
İLK KADIN AVUKAT: SÜREYYA AĞAOĞLU
Ülkemizde avukatlık mesleğini seçen ve yapan ilk kadınımız Avukat Süreyya Ağaoğlu'ydu... Ünlü düşünür ve siyasetçi Ahmet Ağaoğlu'nun kızı olan Süreyya Hanım, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Fakültesi'ne başvuran ilk kız öğrenci olarak fakültenin kız öğrencilere açılmasında öncü rol oynadı. 1925'te bu fakülteden mezun olduktan sonra Ankara'da Şurayı Devlet Tanzimat Dairesi'nde çalıştı. 5 Aralık 1927'de Ankara Barosu'na kaydoldu. 1928'de serbest avukatlık ruhsatını alarak, Türkiye'nin ilk kadın avukatı unvanının sahibi oldu ve hayatı boyunca avukatlık mesleğini sürdürdü. Kadın hakları savunucularından olan Ağaoğlu, Atatürk'ün desteğiyle kadınların da erkekler gibi arkadaşlarıyla beraber lokantaya giderek, yemek yiyebilmelerine öncülük etti.
İLK KADIN BAŞBAKAN: TANSU ÇİLLER
Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki ilk ve tek kadın başbakan Tansu Çiller'dir... Süleyman Demirel'in çağrısıyla siyasete atılan Çiller, ilk defa 1991 Türkiye genel seçimleri'nde Doğru Yol Partisi İstanbul milletvekili olarak meclise girdi. 1993-2002 yılları arasında Doğru Yol Partisi genel başkanlık görevini sürdürdü. 1996-1997 yılları arasında Başbakan yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı görevini üstlendi. Çiller'in eğitimi bir hayli sağlamdı. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji mezunu olan Tansu Çiller, 1967'de Robert Kolej Yüksek Okulu'nun (bugün Boğaziçi Üniversitesi) Ekonomi Bölümü'nü bitirdi. New Hampshire Üniversitesi'nde yüksek lisans çalışmasını tamamladı. Doktorasını Connecticut Üniversitesi'nde verdi. Doktora üstü öğrenimini Yale Üniversitesi'nde devam ettirdi. 1971-73 arasında Franklin & Marshall College'da yardımcı profesör olarak çalıştı. 1974 ve 1975 yıllarında Boğaziçi Üniversitesi'nde asistan profesör olarak görev aldı. 1978 yılında doçent, 1983 yılında profesör oldu. Tansu Çiller'in ekonomi üzerine 9 yayını bulunuyor.
İLK KADIN GENEL YAYIN YÖNETMENİ: NURCAN AKAD
Nurcan Akad, 2002 yılında Akşam gazetesi'nin genel yayın yönetmenliğini üstlenerek Türkiye'nin ilk kadın genel yayın yönetmeni oldu. Akad, gazeteciliğe 1983'te Nokta Dergisi'nde ekonomi muhabiri olarak başladı. Nurcan Akad verdiği demeçte sektörde kadın olmayı şu cümlelerle özetledi: "Karar mercilerindeki erkekler beni yok saymaya devam ettikçe, söz söyleme hakkıma daha fazla sahip çıktım. Kabullenen onlar oldu ama sadece pes ettiler. Bakış açılarını değiştirmeyi başarabildim mi? Hiç sanmıyorum. Bu yapıyı sarsacak tek şey, karar mercilerindeki kadınların sayısının artması. Elbette bu kolay değil. Çünkü erkekler, o çok önemsedikleri iktidarlarını bir kadınla paylaşmaya kolay kolay razı olmuyorlar. Kadınların pes etmeyip haklarını aramaları ve yazı işlerinden uzak tutulmak için kendilerini vitrine çıkaracak köşelere, görevlere hemen razı olmamaları, ısrarlı olmaları gerekiyor.
İLK KADIN BAKAN: TÜRKAN AKYOL
Türkiye'nin ilk kadın bakanı ve rektörü unvanına sahip Prof. Dr. Türkan Akyol, çalışmalarıyla hem tıp hem siyaset alanında saygın bir yer edindi. Türkiye'nin göğüs hastalıkları konusunda uzman akademisyenlerinden ve önemli kadın politikacılarından biri olan Prof. Dr. Akyol 1928'de İstanbul'da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini subay olan babasının görevi nedeniyle Anadolu'nun çeşitli okullarında yapan Akyol, İstanbul'da Erenköy Kız Lisesi'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitimini sürdürdü. Tıp fakültesinden 1953'te mezun olan Akyol, aynı fakültenin Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı'nda önce asistanlığını tamamladı, 1965′te doçentlik, 1970′de de profesörlük kadrosuna yükseldi. Fransa ve Hollanda'da kısa dönem burslu olarak çalışan Akyol, 1959'dan 1962'ye kadar New York'taki Albert Einstein Tıp Fakültesi'nde solunum fizyolojisi ile ilgilendi. Türkan Akyol, 26 Mart 1971'de Türkiye'nin ilk kadın bakanı olarak kabineye girdi. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı olarak görevlendirilen Akyol, 13 Aralık 1971'de görevinden istifa etti. 1980'de Ankara Üniversitesi'nin ilk kadın rektörü olarak seçilen ve atanan Akyol, 1982'de YÖK Kanunu'na karşı çıkması nedeniyle YÖK'ün onayı ile rektörlük görevinden ayrıldı. 1987′de 18. dönem milletvekilliği seçimlerinde İzmir Milletvekili seçilen Akyol, bu dönem sonunda fakülteye geri döndü. Erdal İnönü'nün Başbakan Yardımcısı olduğu Demirel hükümetinde 1992'de Kadın İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı olarak dışardan atanan Akyol, 25 Haziran 1993 - 27 Temmuz 1994 tarihlerinde 50. hükümette de görevini sürdürdü.
İLK KADIN BÜYÜKELÇİ: FİLİZ DİNÇMEN
Filiz Dinçmen, 1982 yılında Hollanda Lahey Büyükelçisi görevine getirilerek Türkiye'nin ilk kadın büyükelçisi unvanını aldı. 1984 yılında Strasbourg'da Avrupa Konseyi Türkiye Daimi Temsilcisi görevine getirildi. 1988 yılında Çok Taraflı Siyasi İşler genel müdürü, 1989 yılında ise; bakanlığın ilk kadın müsteşar yardımcısı ve 1991 yılında bu görevine ek olarak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü oldu. 1993-1997 yılları arasında Avusturya büyükelçiliği yaptı. 1997-2001 yılları arasında TBMM Başkanı Başmüşaviri (Hikmet Çetin, Yıldırım Akbulut ve Ömer İzgi'nin) olarak görev yaptı. 2001-2004 yıllarında Vatikan Büyükelçiliği'nde bulundu.
DÜNYANIN İLK KADIN HAKEMİ: DRAHŞAN ARDA
1967-68 sezonunda kursu tamamlayan ve Zonguldak'ta hakemlik sertifikasını alan Drahşan Arda, daha sonra Almanya'da yaşamını devam ettirdiği için Bavyera Bölgesi'nde maçlarda görev almaya başladı. 1985 yılında 'İlk Türk Kadın Hakem' olarak Elmas Arabacı gösterilirken, Avrupa'nın ilk FIFA kokartlı Türk kadın hakemi ise Lale Orta ise 1995'te olmuştu. Ancak FIFA, dünyanın ilk kadın futbol hakeminin Drahşan Arda olduğunu 2018 yılında onayladı. Drahşan Arda, dünyada ilk kadın hakemin kendisi olduğunu geçmiş yıllarda zaman zaman dile getirirken, eline ulaşan FIFA mektubu ile de hakkını teslim aldı.
İLK KADIN ARKEOLOG: JALE İNAN
Türkiye'nin ilk arkeoloğu Jale İnan uzun yıllar devam eden programlı kazılarla Perge ve Side antik kentlerinin gün ışığına çıkarılmasına çok emek verdi... Eğitiminden sonra 1946 yılında İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji Kürsüsü'nün kurulması çalışmalarına katıldı ve bu kürsünün ilk asistanı olup Prof. Dr. Arif Müfid Mansel'in asistanlığını yapmaya başladı. Aynı yıl Arif Müfid Mansel'le birlikte Türk Tarih Kurumu adına Antalya'da Side antik kenti kazısına, ertesi yıl Perge antik kenti kazısına başladı. 1953 yılında doçent, 1963 yılında profesör oldu. Mansel'in ardından 1974-1980 yılları arasında Side, 1975-1987 yılları arasında Perge kazılarına başkanlık etti. Kazıları sırasında Side Roma Hamamı'nın Side Müzesi'ne dönüşmesi için emek verdi. 1975 yılında Klasik Arkeoloji Kürsüsü'nün Başkanı oldu ve bu görevini 1983 yılında emekli oluncaya kadar sürdürdü. Jale İnan, 1980 yılında Perge'de ekibiyle birlikte belden yukarısı olmayan bir Herakles heykeli buldu.Yorgun Herkül olarak bilinen heykelin belden aşağısı Antalya Müzesi'nde sergilenirken üst bölümü yıllarca bulunamadı. Antalya'da sergilenen heykelin üst kısmı olduğu, 1970'lerde Türkiye'den kaçırıldığı iddia ediliyordu. Jale İnan Boston Güzel Sanatlar Müzesi'ndeki parça ile Antalya müzesindeki parçanın birbirine ait olduğunu 1990 yılında kanıtladı. Heykel 2011 yılında Türkiye'ye getirildi.
İLK KADIN GAZETECİ: SELMA RIZA
Hayatın her alanında verdiği mücadelelerle kadının gücünü kanıtlayan bir diğer isim de Selma Rıza'ydı. 1872'de İstanbul'da 7 çocuklu bir ailenin en küçük kızı olarak dünyaya gelen Rıza, eğitimini evde sürdürdü. Bir gece her şeyi geride bıraktı ve İstanbul'dan ağabeyi Ahmet Rıza Bey'in yanına Paris'e kaçtı. Selma Hanım, böylece İttihat ve Terakki'nin ilk ve tek yeminli kadın üyesi olarak tarihe geçti. Sorbonne Üniversitesi'nde eğitim alan ilk Türk kadın oldu. Selma Rıza gazeteciliğe, Meşveret gazetesinde başladı ve ilk kadın gazeteci oldu.
İLK KADIN VETERİNER SABİRE AYDEMİR
Türkiye'nin ilk kadın veteriner hekimlerinden Sabire Aydemir, 1910 yılında İnebolu, Kastamonu'da dünyaya geldi. İlkokulu İnebolu'da, ortaöğrenimini Erenköy Kız Lisesi'de 1933'te tamamladı. Tıp fakültesine giderek doktor olmayı planlarken, o sene ilk olarak veteriner fakültesine kız öğrencilerin alınacağını öğrenince hayvanlara olan sevgisi nedeniyle veteriner hekimliği tercih etti. 1937 yılında Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nden mezun oldu. Mezuniyetinden sonra Ankara Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü'nde bakteriyoloji dalında asistan olarak 5 yıl daha çalıştı; Bakteriyoloji Mütehassısı (uzmanı) unvanını elde etti. Bakteriyolog Veteriner hekim olarak İstanbul Pendik Bakteriyoloji ve Araştırma Enstitüsü; Ankara Etlik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü'nde çalıştı. Gönüllü olarak Anadolu'ya tayinini istedikten sonra görev yaptığı Samsun'da emekli oldu.
İLK KADIN MAKİNİST: SEHER AYTAÇ
İlk Türk kadın makinistimiz Seher Aksel Aytaç, Yıldız Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Demiryolu İnşaat ve İşletmeciliği bölümünü bitirdi. 1990 yılının şubat ayında TCDD de 1. Bölge Müdürlüğü'ne bağlı Haydarpaşa Loko Bakım Atölye Müdürlüğü'nde makinist olarak işe başladı. Çalışma ortamının erkeklere göre düzenlenmesi nedeniyle yaşadığı zorlukları aşamayan kadın makinist, unvan değişikliği yaparak teknik eleman olarak büroda çalışmaya başladı.
İLK EHLİYETLİ KADIN ARABA SÜRÜCÜSÜ VE OTOMOBİL YARIŞLARI ŞAMPİYONU: SAMİYE MORKAYA
Cumhuriyet tarihine adını altın harflerle yazdıran, Türkiye'nin ilk kadın otomobil yarışçısı ve ralli şampiyonu Samiye Cahid Morkaya'nın başarı hikayesi, günümüzde sadece otomobil sporlarıyla uğraşan kadınlara değil toplumun her kesiminde görev alan tüm kadınlara ilham kaynağı... 1922 yılında ehliyet alan ilk Türk kadını olan Samiye Hanım'ın "Şeytan işi, hem de nasıl! Atsız öküzsüz arabayı bir de kadın idare ediyor... Kadının kullandığı otomobile zinhar binilmez!" diyenlere en güzel cevabı; yıllarca hafızalardan silinmeyen başarılarıdır... Bir şeyh kızı olmasına rağmen gayet modern bir şekilde yetiştirilen Samiye Cahid Morkaya, 1922 yılında ehliyetini alan ilk Türk kadını. Erkek egemen bir toplumda, bir tutkuya dönüşen otomobil sevdası ile birlikte yarışlara katılmaya başlayan Samiye Hanım 1930 ve 1931 yıllarında çok önemli dereceler elde ederken ilk birinciliğini ise 1932 yılında İstanbul'da bulunan İstinye Köprüsü ile Zincirlikuyu arasındaki 9.5 kilometrelik parkurda düzenlenen rallide kazandı. Fakat daha da ilginci yarışta ikinci olan Vehbi Bey ise birinci ilan edilen yarışmacının bir kadın olması sebebiyle sonuçlara itiraz etti. Mahkemeye taşınan bu itiraz, hakimin verdiği "Bir kadın da otomobil yarışlarına katılabilir, birinci gelebilir" kararıyla son buldu ve Samiye Cahid Morkaya'nın birinciliği resmiyet kazandı. O yıllarda kararlı duruşu, azmi ve başarısıyla kadınların otomobil sporlarına yönelmesine öncülük eden Samiye Hanım, 1933 yılında yapılan yarışlarda da birinciliği göğüsledi. Samiye Hanım, 1934 yarışlarında talihsiz bir kaza yaparak, otomobilinden son anda ağır yaralı olarak kurtarıldı. Kazanın ardından tutkuyla bağlı olduğu yarışlara bir daha geri dönmemek üzere veda eden Samiye Cahid Morkaya, 1972 yılında vefat edene kadar otomobil kullanmaktan hiç vazgeçmedi.
İLK KADIN BELEDİYE BAŞKANI: MÜFİDE İLHAN
1950 yılında Mersin'den belediye başkanı seçilen Müfide İlhan, Türkiye'nin ilk kadın belediye başkanı olarak biliniyor. Mersin'in ilk Belediye Başkanı Galip İlhan'ın oğlu olan Doktor Faruk İlhan ile evlenen İlhan, eşinin görev yerleri olan Erzurum, Doğu Beyazıt ve Kırklareli'nde öğretmenlik yaptı. 1936-1937 yıllarında Almanya'ya giderek Almanca öğrendi ve Alman okullarında incelemelerde bulundu. 1946 yılında eşi ile birlikte Mersin'e yerleşti ve Mersin'de aktif siyasete başladı. 1950 yerel seçimlerinde Demokrat Parti'den aday olarak Belediye Başkanı seçildi. Siyasi çatışmalar nedeniyle Aralık 1951'de görevinden ve partisinden ayrıldı...
İLK KADIN MİLLETVEKİLLERİ
Kadınların ilk kez oy kullandığı TBMM 5. Dönem seçimleri 8 Şubat 1935'te yapıldı ve 17 kadın milletvekili ilk kez meclise girdi. Mebrure Gönenç Afyonkarahisar, Sabiha Gökçül Erbay Balıkesir, Şekibe İnsel Bursa, Huriye Öniz Baha Diyarbakır, Fatma Memik Edirne, Nakiye Elgün Erzurum, Fakihe Öymen İstanbul, Hatı Çırpan Ankara, Ferruh Güpgüp Kayseri, Bahire Bediş Morova Konya, Mihri Pektaş Malatya, Meliha Ulaş Samsun, Fatma Esma Nayman Seyhan, Sabiha Görkey Sivas, Seniha Hızal Trabzon, Benal Nevzat Arıman İzmir, Türkan Örs Baştuğ Antalya ve Hatice Özgener Çankırı'dan milletvekili seçilerek 'ilk kadın milletvekilleri' oldu.
İLK KADIN MİMARLARI: LEMAN TOMSU VE MÜNEVVER BELEN GÖZELER
Türkiye'de mimarlık diploması alan ilk iki kadın Münevver Gözeler ve Prof. Dr. Leman Cevat Tomsu'ydu... Modern tarzı benimseyen bu iki kadın mimar pek çok halk evi ve konut binasını beraber projelendirdi.
İLK KADIN MÜHENDİS: SABİHA RIFAT GÜRAYMAN
Türkiye'nin ilk kadın inşaat mühendisi olan Sabiha Gürayman aynı zamanda Fenerbahçe Spor Kulübü'nün ilk kadın voleybolcusuydu. Dahası, Fenerbahçe erkek voleybol takımının kaptanlığını üstlendi. Hayatının pek çok döneminde zorluğa göğüs geren Günayman, İstanbul Kız Lisesi'nden mezun oldu. Bir arkadaşının ve matematik öğretmeninin teşvik etmesiyle o yıl ilk kez kız öğrenci alacak olan Yüksek Mühendis Mektebi'ne (İTÜ) başvurdu. Mühendislik eğitimi gören Gürayman, 1933 yılında eğitimini tamamladı. Mezun olduğu sene Ankara Bayındırlık Baş Mühendisliği'ne atandı. Yüksek Mühendis Mektebi'nin en iyi mezunlarını şehir dışındaki projelere göndermesiyle Ankara'da bir köprü yapımında yer aldı. Kemer Köprüsü'nün inşaatında çalışması nedeniyle köprüyü yöre halkı Kız Köprüsü olarak isimlendirdi. 35 yaşında Anıtkabir İnşaatı Başmühendisi oldu. Bu görevi tam 10 yıl sürdürdü...
İLK KADIN UZUN YOL/AĞIR VASITA ŞOFÖRÜ: LEYLA AĞAÇKOPARAN
Leyla Ağaçkoparan Türkiye'deki ilk kadın uzun yol şoförü. 20 yıl ağır vasıtalarla uzun yol şoförlüğü yapan Ağaçkoparan, 'erkek mesleği' olarak kabul edilen işini yürütürken, pek çok zorlukla karşılaştı. Cinsiyetinden dolayı iş bulmakta zorlandı ancak pes etmedi. Geri Vites Hayatlar adlı kitabında deneyimlerini kaleme aldı.
İLK KADIN VALİ: LALE AYTAMAN
1944 doğumlu Lale Aytaman, 1991-1995 arasında Muğla Valisi görevini üstlenerek Türkiye'nin ilk kadın valisi unvanını aldı. İstanbul Avusturya Kız Lisesi'inden mezun olan Aytaman, 1962 Phoenix, Arizona'da AFS öğrenci değişimi programına katıldı. İstanbul Üniversitesi Alman dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuş, ve Hamburg'da Alman Dili ve Edebiyatı doktorası yaptı. Ankara Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak Almanca dersler verdi. 6 Temmuz 1991 tarihinde Muğla Valiliği görevine getirildi ve bu görevi 1995 yılına kadar sürdürdü. 1995 yılında ANAP'tan Muğla milletvekili seçildi. TBMM Kadının Statüsünü Araştırma Komisyonu Başkanlığı yaptı.
İLK KADIN REKTÖR: PROF. DR. SAFFET RIZA ALPAR
Türkiye'nin ilk kadın rektörü olan Ayşe Saffet Alpar, aynı zamanda ilk kadın kimyacılarımızdan... İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Enstitüsü'nden mezun oldu. 1933'te Üniversite reformunda İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Enstitüsü'ünde Ord. Prof. Herzog'un Sınaî Kimya ders muavini oldu. Aynı yerde doçent ve profesör oldu. Kimya fakültesi dekanlığı görevinde bulundu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Temel Bilimler Fakültesi'nde Sınaî Kimya profesörü olarak ders verdi ve burada 1972-1974 yılları arasında dekanlık görevini üstlendi. Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde rektör oldu. 1977 Türkiye genel seçimleri'nde MHP İstanbul'dan 4. sırada milletvekili adayı oldu.
AKADEMİK EĞİTİM ALMIŞ İLK KADIN FOTOĞRAFÇI: YILDIZ MORAN
Türkiye'nin akademik eğitim almış profesyonel ilk kadın fotoğraf sanatçısı Yıldız Moran, doğa, soyut, manzara, portre, yaşam, Anadolu, İstanbul, yurt dışı gibi farklı konularda fotoğraflar çekti. Moran, fotoğrafçılık eğitimi için 1950 yılında Robert Kolej'deki eğitimini son sınıfta bırakarak, dayısı sanat tarihçisi Mazhar Şevket İpşiroğlu'nun önerisiyle İngiltere'ye gitti. İlk sergisini 1953 yılında Cambridge'de açtı.1954 Londra'da beş sergi daha gerçekleştirdi. Çeşitli Avrupa ülkelerini gezerek İspanya ve Portekiz'i kapsayan bir fotoğraf kitabı hazırladıktan sonra 1954 yılında Türkiye'ye dönen Moran, 1955-1962 yılları arasında beş kişisel sergi açtı. 1963 yılında Özdemir Asaf ile evlendi ve dört yıl içinde üç çocuk sahibi oldu. Yaşamının bundan sonraki bölümünü çocukları Gün, Olgun ve Etkin'e ayırdı. Son sergisini 1970 yılında İstanbul'da açtı. Sonrasında yalnızca retrospektif sergilerde yer aldı. Profesyonel fotoğrafçılığı bırakarak, sözlük yazarlığı ve çevirmenlik yapmaya başladı. Özdemir Asaf'ın tüm eserlerini yayıma hazırladı, şiirlerinden ve düzyazılarından İngilizceye çeviriler yaptı. 15 Nisan 1995'te, ardında fotoğraf tarihimize unutulmayacak fotoğraflar bırakarak hayata veda etti.
İLK KADIN SAVCI: HANDAN DALAY KAFTANCI
Atatürk'ün özel emriyle İzmir'e atanan ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın savcısı olan Handan (Dalay) Kaftancı, Yunanistan'ın Kavala şehrinde dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Bursa'ya 1936'da hâkim olarak atanan Kaftancı, Toprak Mahsulleri Ofisi'nde baş hukuk müşavirliği göreviyle avukatlığa adım attı, ardından serbest çalışmaya başladı.
İLK KADIN SAVAŞ MUHABİRİ: SEMİHA ES
1912'de İstanbul'da dünyaya gelen Semiha Es, evde bulunan bir makineyle fotoğraflar çekmeye başladı. 15 yaşlarında Cumhuriyet Gazetesi'nin düzenlediği güzellik yarışmasına katılmak istedi ancak yaşının küçük olması nedeniyle yarışmaya katılamadı. O sırada ünlü gazeteci Hikmet Feridun Es'le karşılaştı ve o anda ikisi birbirine aşık oldu. Ailesi bu beraberliğe karşı çıksa da Semiha Hanım aniden aşkıyla evlendi. 1950'li yılların en meşhur gazetecilerinden olan Hikmet Feridun Es, eşine fotoğrafçılığı öğretti ve ikisi beraber dünyayı gezmeye başladı. Semiha Es Kore'de 3, Vietnam'da 5 yıl boyunca savaş fotoğrafçılı yaptı ve Türkiye'nin ilk kadın savaş muhabiri ve fotoğrafçısı oldu. Haberleri o yıllarda büyük ilgi gördü. 100 yaşında hayata veda eden Semiha Es'in bir anısı şöyleydi:
"Cephelerde, her zaman ölümle burun buruna yaşadık. Fakat bir keresinde, bir Çinli asker, beni öldürmek için bayağı uğraştı. Sonra bize esir düştü. Zavallıcık yaralanmıştı. Onun hastaneye gönderilmesini sağladım, yaralarıyla ilgilendim..."
Editör: Araştırma Servisi
Haber Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.