18 Aralık 2024, Çarşamba

Spor yazarlarından Beşiktaş'taki son gelişmeler hakkında çarpıcı yorumlar!..

Spor yazarlarından Beşiktaş'taki son gelişmeler hakkında çarpıcı yorumlar!..

Usta spor yazarları, Beşiktaş'ın durum değerlendirmesini köşelerinde yaptı. İşte o yazılar:

GÜNTEKİN ONAY: Bitmeyen kâbus (HÜRRİYET)

"Beşiktaş, Giresunspor yenilgisiyle lig yarışına tamamen havlu attı. 

Sezona şampiyonluğun 1 numaralı favorisi olarak giren geçen sezonun çifte kupalı şampiyonu Beşiktaş, dünkü Giresunspor yenilgisiyle lig yarışına havlu attı.

Siyah beyazlılarda anlamsız şekilde ters giden işler var. Beşiktaş dün de hızlı ve istekli başladığı bir maçta daha kalesinde tek gol pozisyonu vermeden 2-0 yenik duruma düştü. 10 kişi kalmanın da çaresizliğiyle disiplinli oynayan rakibi karşısında maçın devamında çözülmeleri kaçınılmazdı.

‘MURPHY KANUNLARI’ DEVREYE GiRDi

Kolunda kaptanlık pazu bandı olan Necip’in gördüğü kırmızı kart aslında maçın bittiği andı. Güvenilir bir oyuncu kimliği ile yıllardır forma giyen joker Necip’in iyi niyetinden ve aidiyetinden kimsenin şüphesi asla yok. Ancak gerçek şu ki maalesef Necip yaptığı hatalar ile en kritik anlarda Beşiktaş için hiç de güvenilir bir futbolcu değil.

Öyle şeyler oluyor ki Beşiktaş’ın bu sezon üstüste yaşadıkları meşhur ‘Murphy Kanunları’nı hatırlatıyor. Aslında 19 maddeden oluşan karamsarlığın ve izahı olmayan talihsizliklerin nedeni olan Murphy Kanunları’nın ilk 3 maddesi şöyle:

iŞLER TERS GiTMEYE GÖRSÜN... 

1- Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir.

2- Bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir. 

3- Bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engelleseniz bile, anında yeni bir olasılık ortaya çıkacaktır.

HERKES ÜZERiNE DÜŞENi GERÇEKTEN YAPTI MI?

Beşiktaş’ın yaşadıkları akla bunları getiriyor ister istemez. Ancak üst üste bu kadar maç kaybedilmesinde... Bu felaket tabloda teknik direktör Sergen Yalçın, oyuncu grubu ve sessizliğe gömülen yönetim kurulunun da ciddi payı var. Göz göre gelen çöküşte ayağa kalkmak için herkes üzerine düşeni yaptı mı? Görünen o ki ‘HAYIr’.

Örneğin taraftar sayısında artık kısıtlama yok. Fakat Tribünlerde dün sadece 8 bin kişi var. Takımın taraftara böylesine büyük ihtiyaç duyduğu bir dönemde, ekonomik kriz varken üstelik ayağa kalkış maçı olarak görülen bir 90 dakika öncesinde Beşiktaş yönetimin bilet fiyatlarını düşürüp tribünleri doldurmak için herhangi bir girişimde bulunmaması da ilginç.

Kazanan, savaşan Giresunspor’a bu 3 puan için tebrikler ancak maç 3-0 iken son saniyede kalecinin hareketsiz bir şekilde yerde yattığı bir pozisyonda topu boş kaleye göndermek yakışmadı."

BİLAL MEŞE: Kartal komada! (MİLLİYET)

"Beşiktaş'ta şimdi herkes birbirine şunu soruyordur; Bu takım bu hale nasıl gelir?
Gelir kardeşim, gelir! Basiretiniz bağlanır, özgüven duygunuz yerle bir olursa gelir!
Hele hele rakipler sizi çözüyorsa, gelir, gelir, niye şaşırıyorsunuz ki?
'Banko' kazanacağınız maçlarda yeniliyorsanız, son kaçınılmazdır! Oynadığınız futbol kadronuzla ters orantılıysa ki öyle, niye şaşkınlık içindesiniz? Geçmişe gerek yok, düne bakın... Biri eline - koluna sahip çıkamıyor, penaltıya neden oluyor! Hadi su götürür tarafı var... Peki, Necip'in gördüğü kırmızı karta ne demeli? Bunun hiç savunması bile olmaz, yakıştıramadım!
Kaldı ki her iki karar da sabaha kadar doğrudur! Sadece bunlar mı? Elbette hayır... Mert'e ne demeli? Yılların tecrübesi var apoletlerinde...
Gelin görün ki ikinci goldeki ıskasını acemiler yapmaz! Çıkıyorsan, sağlam çıkacaksın arkadaş! Dördüncü golde ise ayağı çime takıldı, dizi döndü... Geçmiş olsun...
Şimdi burada Champness'e yani golü atana da bir çift lafımız olacak. Zaten farkı üçe çıkarmışsınız, gole giderken Mert'in yere yığıldığını görüyorsun, laf olsun diye kendini atmayacağına göre, demek ortada bir ciddi durum söz konusu değil mi? Zaten maç bitti, bitecek... Atmasan centilmenlik yapsan, kötü mü olurdu? Boş kaleye attın da boyun mu uzadı?
Gerçekten içim acıdı, o pozisyonu izlerken! 'İnsan sağlığı mı, gol mü?' diye düşündüm o an? Tabi ki insan sağlığı... Gel de o adama bunu anlat!


Beşiktaş, artık görünen köydür, kılavuza gerek yok! Kızmayın sakın ha! Çünkü rakipler Beşiktaş'ı çözdüler...
Savunmaya yaslanıyorlar, etkili kramponlarına 'pranga' vuruyorlar, fırsat kovalıyorlar, buluyorlar da... Aynen dün olduğu gibi... Ailece ileri çıkıp, gol ararken, golleri hep kalesinde görüyor Kartal!
Sezon başından bu yana ilk kez 4-4-2 oynadılar. Şaşırdım! Belli ki Sergen hoca hem iyi futbol, hem de farkı düşünmüş olsa gerek..
İyi de hocam, o savunmanın ailece ofansa çıkmasına ne diyeceğiz? Gördük ki, fark atmayı hesaplarken farkı Kartal yedi hocam? Bunun adını ne koyacağız? Öyle veya böyle, rakip tam tamına dört gol buldu, ürettiklerini de atsa, fark daha da büyürdü.
Peki, koca 90 dakika içinde Kartal'ın kaç tane net pozisyonu var: Ben diyeyim, iki, siz deyin üç...
Biri Rosier'in direkten dönen şutu, diğeri Ghezzal'ın ilk yarıdaki gole dönüşmeyen bazukası.
Başka, başkaaa! Var mı sizce? Bence yok!


Tribünlere bakıyorum, yer yer boşluklar var. Belli ki taraftarda umudunu kesmiş Kartal'dan... Rakibi alkışlamalarına saygı duyuyorum, centilmenlik örneğidir... Ancakkk Kartal'ı protesto etmek nereden çıktı kardeşim?
Zaten kötü durumdalar, bir de siz vurmayın, sahip çıkın, sahip! Geçtiğimiz sezonu anımsıyorum, onca eksiğine karşın takır- takır futbol oynayarak iki kupaya kanat çırptı Kartal...
Ya bu sezon? Kadro muhteşem... Futbol mu? Sıfırın altında sıfır!
Takımda ruh kalmamış ruh!
Zirve treni kaçtı, yakalamak hayal, Kartal adeta komada!
Kartal'ı ayağa kaldıracak REÇETEYİ bakalım kim yazacak?
Tabi ki adres Sergen Yalçın'dır, o reçetinin içeriğini ben de çok merak ediyorum hocam!"

FATİH DOĞAN: Sevgi bedel gerektirir (SABAH)

"Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın maçtan yayıncı kuruluşa şu cümlelerle adeta istifa şartını ve yolunu açıkladı: "Beşiktaş camiasının en büyük unsuru taraftardır. Taraftarın destek vermediği, onaylamadığı yerde durma şansımız yok." Önce Ajax maçı dün de kritik Giresun maçında yüzde 70'i boş bırakılan tribünler mesajını net olarak verdi. 3-0'dan sonra yükselen protesto, ıslık ve alkışlarla geceye karanlık çöktüğünün de altını çizelim. Ancak Beşiktaş aleyhine çalınan VAR üzerinden zorlama, bana göre kurallara ve örneklere göre içime sinmeyen çok ağır bir penaltı kararıyla başlayan süreç hem saha içini hem de tribünleri gerdi. Hakem yönetimi de bu gerginliğe benzin döktü. Her zaman doğruyu söyleme gayretinde olduk. VAR'da Zorbay Küçük'ün penaltıya çağırması ne kadar zorlama olsa da Necip'e verdirttiği kırmızı anlaşılır bir karardı. Ancak Necip'in kırmızısından önce Josef'e yapılan net bir faul es geçildi. Acı gerçek ve tablo şu.
Yönetim, teknik kadro, futbolcular payını almalı, aslan payı da Sergen Yalçın'a kalmalı. Geçen sene iki kupa kazanan, güçlendirilmiş kadrosuna rağmen bu yıl Şampiyonlar Ligi ve Süper Lig performansıyla sükutu hayale uğratan Sergen hoca çözümün bir parçası olamıyorsa, sorunun bir parçası olmamalı. Maç sonu kale arkasında bin kişilik bir taraftar "Gitmiyoruz" diyerek Sergen Yalçın'ı çağırdı ve "Sergen gelecek hesap verecek" diye uzun süre bekledi. Beşiktaş yönetimi iki kupa kazandırmış Sergen Yalçın'a "git" demedi, demez! Beşiktaş'ın evladı olarak yakışanı yapmasını bekler. Kerdisi iyi Beşiktaşlıdır. Zirveden çıkacak karar yol haritasını belirleyecek."

CEM DİZDAR: Kredinin tamamı tükendi (FANATİK)

"Stres, kimi zaman faydalıysa da çoğu zaman ‘’tüketir’’. Faydalı görünen zamanlarında ise esas olan stresin yönetimidir. Gereksiz ama görünen o ki Beşiktaş ağır stres altında. Kolayca yapabildiği çoğu şeyi ‘’kazanma baskısı’’nın aceleciliğiyle zorlaştıran bir tutumdaydı dün akşam. İlk devre rakip kaleye neredeyse tek şut atan Giresun, ‘’yarım hücum’’la bulduğu penaltı sayesinde devreyi önde kapadı. Stresin yoğunluğunun göstergesi de çoğu durumda sakin kalmayı beceren Necip’in sınırlarını zorlayarak kırmızı kartla oyun dışı kalışıydı sanırım. Eksik kalan Beşiktaş oyun ritmini belirleme konusunda çaresiz kalınca ikinci devre oyun durağana döndü.

Mecalsiz görünen Beşiktaş...

Giresun için maç baştan beri ‘’fırsat kollama’’ biçiminde planlanmıştı belli ki. O fırsatın ikincisini bir uzun topta Mert Günok verince konu kapandı. Böylece zaten epeydir mecalsiz görünen Beşiktaş, şampiyonlukla elde ettiği kredinin tamamını da tüketmiş oldu! İlk 20-25 dakika dışında hücum edemediği gibi savunmada da benzer savrukluk içinde görününce ‘’Düşer mi düşmez mi?’’ bahislerine konu olan Giresun aldı başını gitti!

Sade oyunla kazandılar

Futbol her oyun gibi hayatı öğreten bir oyun... Kaybettiğiniz maçları ‘’şanssızlık’’ ile açıklamaya çalışınca yapılamayanı tedavi etmek de güçleşiyor. Geriye kalan, taraftar duygusunu tatmin etmek oluyor ki, bu en zoru! Çoğumuz biliriz ki, kaybedilen periyodların bir yerinde o yere göğe koyulamayan taraftar umudu kırıldığı için takımın en büyük ‘’dağıtıcısı’’ oluyor. Giresun gayet basit bir plan ve sade bir oyunla kazandı. Peki, Beşiktaş’ta kim, neyi, neden yapamadı? Bu soruların peşine düşmek iyileşmenin ön koşuludur."

TURGAY DEMİR: Sabır taşı! (FOTOMAÇ)

"Ligin başından bu yana, Sergen hocanın, Kenan, Salih ve Gökhan Töre başta ısrarla şans verdiği etkisiz elemanlarla başlayan yanlışlarını yazmaya kalksam bu sütunlar yetmez.
Can Bozdoğan, Montero ve Serdar Saatçi'nin ısrarla görmezden gelinmesi, 14 sakat varken şans bulup kendilerini göstermelerine rağmen sonra tekrar kızağa çekilmeleri ise bu sezonun diğer gariplikleri… Dün de başka bir fantezi yaptı Sergen hoca… Welinton, Serdar ve Montero varken devşirme stoper olarak Necip'i kullandı! Bravo!
Ben bugüne kadar Necip'in zorunlu şartlarda kadroya girip kötü oynadığını görmedim ama aynı şekilde hiçbir zorunluluk yokken kadroya girip iyi oynadığını da görmedim… Necip zevk için oynatılmaz, oynatılırsa kendisini başka biri zanneder ve öyle oynamaya çalışırken bir çuval inciri berbat eder!
Dün yaptığı da budur. Nokta!


Beşiktaş ilk on dakikada yüklendi, pozisyonlar buldu ama gol atacağına dair hiçbir umut vermedi maalesef… Ve biz izlerken dedik ki, "Şimdi Giresunspor ilk bulacağı pozisyonda gol atar!" Falcı mıyız"!? Hayır! Sadece haftalardır neler olduğunu görüyoruz ve özgüvensiz oyuncuların atarken zorlanıp, yerken zorlanmayacaklarını bilecek tecrübeye sahibiz.
Sergen Yalçın geride kalan iki sezonda resmen destan yazmıştı, bu sezon ise o destanın her satırını inkar ediyor vesselam.
Yazık, çok yazık.
Bana göre bundan sonra hocanın işi zor.
Efsane başkan Seba'ya karşı olan sevgi ve saygı bile bir noktada bitmişti!
Başka söze gerek var mı!?
Öte yandan Giresunspor'a helal olsun.
Önce kalelerini iyi savundular, golü bulunca da o moralle maçın patronu oldular. Galibiyet hak ettiler."

ALİ GÜLTİKEN: Hiçbir şeyi kabul etmiyorum... (SABAH)

"Geçen sezonu şampiyonlukla kapatmış üstüne bunu bir de Türkiye Kupası ile taçlandırmış bir takımın bu görüntüsünü kabul etmiyorum. Şampiyon bir kadronun oynadığı son 6 lig maçının 5'ini kaybetmiş olmasının mazeretlerini de kabul etmiyorum. Oyun içerisindeki kabullenişi, sıradanlığı ve boş vermişliği de kabul etmiyorum. Yeni gelen transferlerin verimsizliğini, katkısızlığını ve etkisizliğini de kabul etmiyorum. Geçen sezon büyük bir liderlik gösterip takımın başarısında başrol oynayan Sergen Yalçın'ın bu kadar uzun süren başarısızlık sürecinde takımına etki edememesini de kabul etmiyorum. Oyuncuların geçen sene aldıkları büyük başarıları sanki başkaları yapmış. Bu işin hiç içerisinde olmamışlar gibi sahada başıboş dolaşmalarını da kabul etmiyorum. Yönetimin bu sürecin içerisinde daha önceden müdahil olması gereken konularda dışarıda kalıp etkisiz durmasını da kabul etmiyorum. Bunlar bir kenara maçın hakeminin penaltı ve kırmızı kart gibi iki tane çok önemli kararı görmemesini ve VAR üzerinden bu kadar önemli kararların alınıp maçın sonucunun da etkilenmesini kabul etmiyorum. Beşiktaş gibi ligin en değerli kadrolarına sahip bir takımın nasıl bu kadar derin bir krizi yaşadığını ve içinden çıkamadığını anlamakta zorlanıyorum, kabullenemiyorum ve kabul de etmiyorum. Bu kadro ligin yanında Şampiyonlar Ligi'nde de başarılı olması için takviye edildi. Şampiyonlar Ligi'ni bir kenara bıraktık, ligde bu kadar büyük hayal kırıklıkları ve hüsranları yaşatmasını da kabul edemiyorum. Bu sözler benim değil milyonlarca Beşiktaş taraftarınındır..."

ORHAN YILDIRIM: Ne oldu sana! Ne oldu böyle! (FANATİK)

"Geçen sezon yedek oyuncu bulmakta zorlanan Beşiktaş çifte kupa kaldırmıştı. Flaş transferlere rağmen önce Avrupa sonra da ligde ağır yara alan Sergen hocanın takımı, hedefsiz kaldı. Üst üste 6 resmi maç kaybedip, kulüp tarihine geçti. Giresunspor sınavı ile yeni sayfa açmak isteyen Kartal, üç puanı, dört gol ile verdi. Karadeniz temsilcisi ikram edilen maçı geri çevirmedi.

Herkes seyretti

Beşiktaş dağınık başladı. Giresunspor kontrollü. Buna rağmen; Ghezzal, Larin ve Batshuayi pozisyonlar buldu, atamadı. Biraz toplarlanan Kartal, yüklenmeye başladı. Ancak Rosier’in neden olduğu ‘VAR’ penaltısı yaşandı. 22’de Diabate, kaçırmadı: 0-1. Sergen hocanın ekibi, bu kez skora denge getirmek için baskıya çıkarken, Necip frene bastı! Rakip alanda gereksiz sertlik yüzünden ‘VAR’ ile atıldı. Bu forma ile böyle oyun dışı kalmak sorumsuzluk. Necip gibi sakin oyuncu bunu yapıyor ise orada motivasyon eksikliği var demektir. Giresunspor gücü ölçüsünde oynadı. Kartal, izlemek ile yetindi.

Taraftar isyanı

İkinci yarı tribünler umut içinde takımlarına destek verdiler. Ancak 55’te Mert’in hatalı çıkışı kırılma anı oldu. Balde’nin skoru 2-0 yapan golü isyan ettirdi. İyice oyundan düşen Sergen hocanın ekibi hata üstüne hata yaptı. 64’te Serginho farkı üçe çıkardı: 0-3. 90. dakikada Mert ters basıp sakatlandı, Champness maçın skorunu belirledi: 0-4. Ancak, futbolcunun bu pozisyonda kale yerine centilmenlik yapıp topu dışarı atması daha yakışık olurdu. Tribünlerin haklı tepkisi ise gecenin en anlamlı mesajı oldu. Ve ilk kez hocalarına göndermede bulundular: Sergen buraya, hesap ver taraftara..."

SERDAR SARIDAĞ: Artık yeni sezona bakmalı (MİLLİYET)

"En kötüsü ne biliyor musunuz? İnsan kime kızacağını bilemiyor! Dünkü maçı seyretmek için Vodafone Park’a gelen taraftarların yüzündeki ifadeleri anlatmak mümkün değildi. Üzüntü ile kızgınlık arasında gidip gelen surat ifadeleri, yenilen üçüncü golden sonra tam bir çaresizlik içerisindeydi. “Beşiktaş taraftarı ne dese hakılı” konumundadır artık. Aslında o konuma çoktan geldiler ama ya sabır dediler hep.
Beşiktaş gibi bir takım, Diabate’nin 22. dakikada attığı penaltı golünden sonra, elbette maçı çevirebilecek bir güce sahiptir. Kaldı ki siyah-beyazlı takım, Giresunspor karşısında oyuna tempolu başladı ama artık tempolu başlamak yetmiyor. Hatay maçı hariç Beşiktaş bu seneki tüm maçlarına tempolu ve arzulu başladı ama günün sonunda zirveden daha da uzaklaşmış oluyordu.
Beşiktaş gibi bir takım 1-0 geride olsa da, Necip’in 39. dakikada gördüğü kırmızı kart gibi bir kişi eksik kalsa da maçı çevirebilecek güçte bir takım... Lakin 55. dakikada kaleci Mert’in inanılmaz hatasını Balde gole çevirince elbette işiniz daha da zora giriyor. Hele bir de Sergio’nun 64. dakikada attığı goldeki gibi üst üste seri hatalar yapınca geriye maçı kurtaracak hiç bir umudunuz kalmıyor.
Bu dakikadan sonra ne transfer takviyesi ne de radikal taktiksel değişimler, hiçbiri çare olmaz. Beşiktaş’ın bundan sonraki ilk idmanı yeni sezon hazırlıklarının başlangıcı olur. Kimse kimseyi kandırmasın! 90. dakikada Champness’in attığı gol skoru 4-0 yaptı ama Mert yerdeyken atması, etik mi tartışmalarını da yanında getirdi."

ALİ ECE: Bunun adı tükeniş (FANATİK)

"Sergen Yalçın’ın maça başladığı 4-4-2 formasyonu bir çözüm olmadı. Beşiktaş yine saman alevi gibi maçın başında parladı daha sonra her türlü faktör aleyhine gelişti. Oyuncular çabuk oynama ve telaşı, hırs ile gerginliği birbirine karıştırdılar. İyi oynarken penaltıdan gol yemek şanssızlık ancak maçın kalanını sadece şanssızlıkla açıklamak Beşiktaş’a kötülük yapmak, Beşiktaşlı’ya yalan söylemek olur. Hüseyin Göçek 39’da VAR’a gitmeden Necip’e doğrudan kırmızı kart gösterse en fanatik Beşiktaşlılar’ın yüzde 90’ı bile itiraz etmez ancak VAR’a gittikten sonra Necip’in kontrolsüz müdahalesi öncesinde Josef’e yapılan faulü atlamak da hakemin hatası.

Hakeme bağlamak, kötülük olur

Maçın kalanını, Giresunspor’un bu sezon ilk kez bir maçta bu kadar çok gol atmasını, Beşiktaş’ın yıllar sonra ligde iç sahada bu kadar farklı yenilmesini sadece Hüseyin Göçek’in iyi bir hakem olmamasıyla açıklamak da Beşiktaşlıya kötülük yapmak olur. Beşiktaş farklı skorla yenikken stada gelmiş taraftarların bazı oyuncuları ıslıklayıp sonradan giren Can Bozdoğan’a her top geldiğinde alkışlamasını iyi analiz etmek gerek: Kötü oynayabilirsin, organize olamayabilirsin lakin kötü mücadele etmek Beşiktaş semtinde asla tolere edilemez! Kötü mücadele eden oyuncularda ısrar eden takımın hocası, camianın en sevilen evlatlarından Sergen Yalçın bile olsa onun hataları da bir yere kadar tolere edilebilir.

4 genç oyuncu hep oynamalı!

Dünyada her takım altyapısından Ersin gibi genç yetenekli kaleci yetiştirmek isterken, sen kendin şans verip geliştirdiğin asıl kalecin yerine kalede rotasyon ezberiyle tercih yaparsan, 10 kişi maçı döndürme şansın da kalmaz. Sezonun kalanında Beşiktaş kalede Ersin, sol bekte Rıdvan, stoperlerden birisi Serdar Saatçı ve mutlaka Can Bozdoğan’ı ilk 11’de başlatarak devam etmeli. Bu dördü bazen hata yapsalar da öğrenirler, daha doğrusunu yapabilirler. Elit profesyonel maaşı alıp halen amatör hata yapanların Beşiktaş’a verebileceği bir şey yok, bazıları en fazla kadro dışı kalıp toplamda 10 milyon Euro kazanan Douglasgiller’in yanına ekstra maddi zarar olarak eklenirler."

SİNAN VARDAR: Rezalet Ötesi (FOTOMAÇ)

"Beşiktaş özellikle ilk 15 dakika oldukça coşkuluydu. Larin ve Batshuayi ile baskı artıkça artıyordu. Ama 15 dakikanın ardından Beşiktaş tam bir rezalet ötesiydi.
Sahada art niyetli bir hakem vardı. Beşiktaş'ın maçlarında iyi hakem görememeye alıştık ama dünkü başka bir rezillikti. Kilolarıyla güreşçiyi andıran Hüseyin Göcek ve VAR'daki Zorbay Küçük bir tetikçi edasıyla Beşiktaş'ı lime lime doğradılar. VAR'ın uyarısıyla verdiği penaltı kararı çok ağırdı.
Ardından maçın en iyisi Necip'i yine VAR kararıyla oyundan atması deli saçmalığıydı.
Bu eski hakemlerden kurtulmak gerek. Bunları tek tek belirleyip; düdüklerini astırmak şart. Boşuna demiyorlar; 'Futbolun katili Türk hakemleri' diye...


Dünkü farklı yenilgide 'Tek suçlu hakemdi' dersek hata yapmış oluruz, Öyle değil mi Sevgili Sergen Yalçın!
Beşiktaş'ta dün ne oyun planı ne de futbol adına olumlu bir yan vardı?
Sergen lütfen şapkayı önüne koy ve neler yapılması gerektiğini düşün artık! Olmuyor böyle?
Takım dökülüyor ve futbolcuların fizik kondisyonu da yerlerde sürünüyor.
Larin, Batshuayi, Rosier berbat ötesi oynadılar. Allah'ı var Pjanic bir şeyler yapmaya çalıştı ama Batshuayi, Larin'in hali neydi öyle!!!
Ben hayatımda bu kadar kötü Beşiktaş seyretmedim, Allah bir daha da göstermesin!
Sevgili hocam aylardan kasım ve biz kepenkleri indiriyoruz. Takım neden böyle Sergen hoca? Takım formsuz, sen takımdan daha formsuzsun sevgili Sergen Hoca!
Taraftarın sonunda sabrı sonunda taştı. Haklılar!
Giresun'a helal olsun, harika oynadılar. İlk düşecek denen takım deniyordu, işte genç Türk teknik adamın büyük başarısı... Hakan Keleş ismini ilerleyen yıllarda çok duyacağız. Tebrikler sevgili hocam..."

Editör: Spor Servisi

Haber Yorumları

Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yükleniyor
yukarı çık