07 Kasım 2024, Perşembe

Spor yazarlarından Beşiktaş yorumları

Spor yazarlarından Beşiktaş yorumları

Sinan Vardar Fotomaç

Dünyanın en güzel stadında maçtan önce muhteşem bir ışık gösterisi taraftarın da coşkusunu arttırdı. Yönetici Çağlayan Tuğal'ı emeklerinden dolayı tebrik ediyorum.
Süper Lig'in mütevazi takımı Kasımpaşa oyunu çirkinleştirmeden Beşiktaş'la başabaş bir futbol oynamaya gayret gösterdi ve pozisyonlar da buldu. Fakat isabetsiz vuruşlarla golü bulamadı.
Daha maçın başında Beşiktaş hücumunda savunma arkasına sarkan Rafa Silva, ceza sahasına girerken Sadık ile girdiği mücadelenin ardından yerde kaldı ve faul bekledi. Hakem Zorbay Küçük, oyunu devam ettirdi.
VAR'a bile gitmedi. Pozisyon aslında kırmızı karttı ve burada Zorbay Küçük kırmızıyı veremedi.

Beşiktaş oyundaki topla oynama süresi daha fazla olmasına rağmen bir türlü gol yollarında organize olamadı.
İlk yarı genel olarak başa baş bir mücadeleye sahne oldu. Uzatma dakikalarında Semih'in gayretle topa sahip olmasından sonra Masuaku'nun muhteşem ortasında ceza sahası arkasında topla buluşan Muçi Beşiktaş'ı öne geçiren golünü attı.
İlk yarı boyunca çok etkili olmayan Immobile yerine Beşiktaş'ın tüm futbol otoritereleriyle çok üstünde durduğumuz Mustafa Hekimoğlu ikinci yarı başlarken sahadaki yerini aldı. Kasımpaşa yine çok rahat şut imkanları bulurken 54. dakikada Winck ile 1-1'lik beraberliği yakaladı.
Beşiktaş'ta golün sahibi Muçi 65'te yerini Mario'ya bıraktı. Hemen arkasından Kasımpaşa bir kez daha çerçeveyi buldu. Bitime 10 dakika kala N'dour'u ve Emirhan'ı oyundan alan Bronckhorst yerlerine Salih ve ilk kez Can'a fırsat verdi. Beşiktaş'ın derbi maçının şokunu henüz üstünden atamadığı görüldü. Kasımpaşa defansı Beşiktaş'ın hücumcularını faulle keserek sarı kart yağmuruna tutuldu.
Son dakikada Kasımpaşa 3. golü buldu ve skoru belirledi. Beşiktaş bu skorla Süper Lig'de büyük bir yara aldı.

 

Güntekin Onay Hürriyet

Maça baskılı, tempolu ve istekli başlayan ev sahibi Trabzonspor idi. Özellikle kenarlardan Anthony Nwakaeme ve Edin Visca ile etkili olan Trabzonspor, o 20 dakikalık yoğun baskıdan golü çıkartamadı ve baskıyı atlatan Fenerbahçe kabuğundan çıktı ve Trabzon’un üzerine her gittiğinde tehlikeli oldu. Dün En-Nesyri’nin enerjisi çok yüksekti ve Fenerbahçe’yi hücuma taşıyan oyuncu oldu, harika bir asist ile de takımının önüne geçmesini sağladı.

Trabzonspor, ikinci yarıda skor için çok savaştı. VAR ile gelen 2 penaltı sonrası öne geçen bordo-mavililer Nwakaeme ve Visca yorulduktan sonra topu önde tutamadı ve taşıyamadı. Kulübe zayıf olunca da değişiklikler işe yaramad. Uzatma anlarında Dzeko, İrfan Can ve Tadic’in kaliteleri; Trabzonspor’un telaşı da eklenince son saniye golüyle Fenerbahçe kazandı.

Maçın kronometre süresi 108 dakika. Topun oyunda kalma süresi ise sadece 40 dakikaydı dün gece.

İki takımın da bu 40 dakikada yaptıklarını takdir etmek gerekiyor. Bize 5 gol, pozisyonlar ve çok yoğun bir mücadele izlettiler. Gerek Trabzonspor, gerekse de Fenerbahçe kazanmak için herşeyi ortaya koydu. Durum böyle olunca da futbol çerçevesinden bakınca harika bir maç ortaya çıktı. Genç hakem Oğuzhan Çakır, ne yazık ki maçı kaldıramadı, özellikle de Trabzon’un ilk yarıda iptal edilen golünden sonra maçı o değil VAR’daki Atilla Karaoğlan yönetmeye başladı.

 

Bilal Meşe Milliyet

Bakın, Beşiktaş liderin beş puan gerisinde (dünkü maça kadar)... Demem o ki, Kartal ince bir çizgide, yarışın içinde kalmak istiyorsa -ki hedef o- her kayıp puan, eksi yazar, sıkıntı yaratır.
Van Bronckhrost’u bazen anlamakta zorlanıyorum. Sakatlık ve ceza olmadığı sürece oturmuş, taşlarla fazla oynamak, bu oyunda risktir, faturası ağır olur.
Tıpkı dün olduğu gibi!
Örneğin Onur Bulut, ilk kez 11’de sahaya çıktı. Peki, oranın gediklisi Svensson niye yedek arkadaş? Nihayet Rafa Silva’yı kanatlardan alıp, merkeze çekti. Geç kaldın, geç!
Hiç kırılma, darılma yok. Koca ilk yarıda Beşiktaş’ın oynadığı futboldan keyif alan ve mutlu olan var mı? Tempo yok, pas trafiği sıfırın altında, baskı ve pres ise hiç yok! Bu tabloda pozisyon üretimi elbette ‘kıt’ olur. Masuaku, bir kez ileri çıktı, pir çıktı, arka direğe topu kesti, Ernest Muçi, gelişine vurdu, Kartal’ı öne geçirdi.
Diyeceksiniz ki, Kasımpaşa ne yaptı? En azından savunmayı sağlam tuttular, ileri çıktılar, Mert’in koruduğu kaleye şutlar attılar, yani aradılar, denediler.

İkinci yarı mı? Valla, mücadele, heyecan ve stres tavan yaptı adeta. Kartal, bu yarıda rakibin baskısına vites yükselterek yanıt verdi. Peki, ilk yarıda neredeydeniz? Golleri yedikçe mi, aklınız başınıza geldi...
Bakmayın, Kasımpaşa’nın ligde inişli - çıkışlı grafik çizmesine... Tehlikeli takım, sağı-solu belli olmuyor. Dünkü skor tabelasındaki rakamlar, bunun en büyük göstergesidir.
Bir Beşiktaş’ın kadrosuna bakın, bir de Kasımpaşa’ya... Valla helal olsun konuk takıma... İkinci yarıdaki futbollarıyla galibiyeti fazlasıyla hak ettiler, alkışlıyoruz.
Beşiktaş için zirve ile fark sekize çıktı. Kapanır mı, kapanmaz mı, kocaman bir soru işareti! Bu ağır yenilginin artçıları uzun sürecektir, dilerim ben yanılırım. Ancak, ‘görünen köy kılavuz istemez’, yani Kartal, görünen köydür bence!

 

Ergin Aslan Yeni Şafak

Ligin henüz başı sayılabilecek haftalar olmasına rağmen, bundan gidişatı fazlasıyla etkileyebilecek bir maçtı bu. Galatasaray'ın kazanması şampiyonluk yolundaki rakipleri ile arayı açması, Beşiktaş'ın kazanması durumunda ise herkes için yarışı yeniden başlatacak bir mücadele olacaktı.

Bir tarafta hücum etkinliği üst düzeyde olan ancak kalesinde fazla gol gören bir Galatasaray, diğer tarafta geçişleri çok iyi yapan ve ligde az gol yiyen bir Beşiktaş. Okan Buruk'un çift forvet tercih etmesi, maçı ev sahibi için savunmada riskli hale getiriyordu. Beşiktaş'ın Galatasaray'a göre daha dar olan kadrosu, önemli 3 eksikle birlikte daha da dar hale geldi.

Bu durum, sahadaki oyuncuların güçlerini kontrollü ve 90 dakikaya yayar şekilde kullanmasını zorunlu kılıyordu. Galatasaray maçın başında akan oyunda istediği oyunu kuramasa da Beşiktaş'ın kendi sol gerisinde yaptığı gereksiz fauller, duran toplardan birinin gol olmasını sağladı. Bu, maçın başında gol yiyen Beşiktaş'ın geri kalan bölümde takımı öne çıkarmasını zorunlu hale getirdi.

İlk yarı boyunca oyuna ortak olan Beşiktaş, Rafa Silva'yı merkeze çekse skor olarak da karşılık verebilirdi. Galatasaray skorla birlikte kontrollü oyuna dönerken, Beşiktaş savunmasını ikinci yarıda öne çıkardı. İyi çıkışlarda beraberlik şanslarını da buldu ancak son dokunuşlar becerili olmadı. Özellikle Ndour'un etkili oyunuyla merkezi de iyi kapatarak topu etkili kullandığı dakikalarda golü bulsa belki maçı lehine çevirebilirdi.

Maçı çözen ise Galatasaray'ın en iyi yaptığı iş olan duran top oldu. Aktif oyunda çok olmadığı bölümde yine duran toptan Osimhen'in kafasıyla bulduğu golle rahatladı. Muçi'nin müthiş golü ancak farkı indirebildi.

Bunca maç yorumunu boşa çıkartan adamı da unutmamak lazım! Hakem Arda Kardeşler, kendisinden beklentileri karşılayan bir performans göstererek futbol oyun kurallarını hiçe saydı ve özellikle Beşiktaş'ın, mücadelesiyle hak ettiği puanı alma şansını ortadan kaldırdı.

 

Ali Ece Fanatik

Galatasaray, Elfsborg maçından farklı bir formasyonda 4-4-2 dizilişinde derbiye başladı. Ancak sol bek Barış Alper Yılmaz sol açıklaşırken, Yunus Akgün’ün sol içleştiği hibrit bir 4-4-2’ydi bu. Beşiktaş ise eldeki yüzde 100 fit oyunculardan oluşabilecek en uygun 11’le maça başladı: Mario merkez orta sahayı üçlerken Rafa sağ ön, Semih de sol öndeydi. Ersin maçın başında Lyon’da kaldığı yerden devam ederek Yunus ve Osimhen’in etkili vuruşlarını kurtardı. Ancak Galatasaray 13. dakikada Süper Lig’deki duran toptan bulduğu 12. golü kaydederek derbide öne geçti.

Sara, ölü toplara hayat veren cinsten bir duran top ustası. Gabriel sakat olmasaydı Davinson o kadar iyi kafa vurabilir miydi? Sahanın ilk yarıdaki en iyisi Yunus’tu. En kötüsü ise Arda Kardeşler oldu: 30’da Davinson’un Rafa’ya yaptığı faule değil sarı kart, faul kararı bile vermemesi büyük hataydı. Başka hatalar ve eyyamlar da yaptı ama yazacak yerim dar. 2. yarıda Rafa’nın topuk pası muhteşemdi ama Mario topu biraz sürmek yerine vurunca pozisyon heba oldu. 67’de ise yine Sara’nın olağanüstü duran top kabiliyeti ile Galatasaray 2-0 yaptı.

Sara, duran toplarda topu sol ayağıyla NBA’de Curry’nin üçlük atışlarındaki eli gibi kullanıyor. Gabriel gibi lider stoper başka bir ekstra savunma aracı: En azından aynı şekilde iki gol yemeyebilirsin çünkü alan paylaştırır, adam paylaştırır bilemedin kendisi topun ilk yöneldiği alana müdahale etmeye gider.

Editör: Spor Servisi

Haber Yorumları

Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yükleniyor
yukarı çık