Güntekin Onay (Hürriyet Spor Arena)
Beşiktaş galibiyete daha yakındı
İlk yarıda tam tabiriyle kıran kıran bir derbi izledik. Telaşlı başlayan Beşiktaş savunması karşısında Fenerbahçe, ilk 6 dakikada 1 pozisyon 1 de gol buldu. Beşiktaş yenik duruma düştükten 2 dakika sonra beraberlik şansını Batshuayi’nin kaçırdığı penaltıyla değerlendiremedi. Belçikalı santrfor aynı Trabzonspor maçında olduğu gibi penaltıyı direğe nişanladı.
EV SAHİBİNİN YÜREKLİ OYUNU FENERBAHÇE’Yİ SİNDİRDİ
Çok da derli toplu görünmeyen Beşiktaş, yürekli ve agresif bir oyunla Fenerbahçe’yi sindirdi. Sahanın her bölgesinde yoğun bir baskı uygulayan siyah beyazlılar, Fenerbahçe’nin pas yapmasına ve çıkmasına izin vermedi. Basit top kayıpları, sert oyun kaliteyi düşürürken yüksek mücadele gücü izleyenleri heyecanlandırdı. Orta alanın merkezinde Josef ile birlikte forma giyen genç Emirhan, top ayağında iken başarılıydı, sert orta saha mücadelesinde de kesinlikle sinmedi.
2’nci yarının başında Larin’in kaçırdığı net gol pozisyonu maçın kırılma anıydı. Emirhan’ın harika pasında Altay ile karşı karşıya kalan Kanadalı cılız bir vuruşla fırsatı değerlendiremedi.
DERBİNİN İKİNCİ YARISINDA OYUNUN TEMPOSU DÜŞTÜ
Pozisyon üretmekte ve rakip ceza alanında etkili olmakta zorlanan Fenerbahçe’de ise teknik direktör İsmail Kartal, maçta hiç etkili olamayan ve çok top kaybı yapan Serdar Dursun’u çok geç oyundan çıkardı. Diğer tarafta Beşiktaş’ta ise özellikle Ghezzal’ın çıkmasından sonra siyah beyazlılar topu rakip yarı alanda tutmakta zorlandı.
İlk yarısında çok fazla aksiyon olan maçın özellikle son yarım saatlik bölümünde tempo iyice düştü. İki teknik adamın da yaptığı değişiklikler beklentileri karşılamadı.
NOVAK KARŞILAŞMAYA NET OLARAK DAMGASINI VURDU
1 gol atıp, 2 penaltıya sebebiyet veren Novak maça damgasını vururken Beşiktaş’ta Josef, Emirhan, Wellinton, Umut ve Kenan maçın iyileriydi; Fenerbahçe’de ise Ferdi, Zajc ve Mert Hakan başarılıydı. Bu sonuçla Beşiktaş, derbide ezeli rakipleri Fenerbahçe ve Galatasaray karşısında Vodafone Park’taki yenilmezlik unvanını sürdürürken galibiyete daha yakın olan taraftı. Fenerbahçe’de ise İsmail Kartal böylesine zor bir deplasman derbisinden aldığı 1 puan için memnundur.
Bilal Meşe (Milliyet Skorer)
Larin'in kulakları çınlasın
Beşiktaş Teknik Direktörü Valerien İsmael, belli ki derbinin ne demek olduğunu hala anlamamış, ya da ona kimse anlatmamış! Yahuu arkadaş, Kartal’ı zorlu Kayserispor deplasmanında attığı iki golle üç puana N’Koudou taşımadı mı? Peki, on birde oynaması için kaç gol atması gerekir? Üç mü, dört mü, seni hangisi keser, bilelim!
Bu tip derbiler ‘usta’ ayakların işidir. Topunuzla-tüfeğinizle çıkacaksınız sahaya. Taraftar derbinin farkında, gelin görün ki Valerien İsmael tam Fransız! Bizim ülkemizde derbileri kazanamıyorsanız, erken yolcusunuz demektir, dua et yenisin!
Takımın bir penaltıcısı vardır, önceden belirlenir değil mi? Batshuayi iyi niyetli ancak adam net pozisyonları gole çeviremiyor, gidiyorsunuz ona penaltı attırıyorsunuz! Ne yani, gol krallığı mı önemli, yoksa derbiyi üç puanla kapatmak mı? Tabi ki üç puan... Takımda Ghezzal gibi usta bir sol ayak varken, sırf o arkadaş koltuğa otursun diye penaltı attırmanın mantığını bize kim anlatabilir? Ghezzal topu bir köşeye, kaleciyi diğer köşeye gönderdi, farkında mısın eyy Fransız?
Valla ilginç olduğu kadar, mücadelenin üst seviyede olduğu bir ilk yarı izledik. Hani adına yakıştı... Novak bence maçın en şanssız ismiydi; bir gol attı, iki penaltıya neden oldu da ondan! İlkinde elle oynadı, ikincisinde ise Kenan Karaman’ı ceza alanına girdiği anda yere indirdi. O pozisyonda VAR’a bile gerek yoktu. Arda Kardeşler, burnunun dibinde! O kokartı sana boşuna takmadılar, niye VAR’a sığınıyorsun?
***
İkinci yarı ilk yarıya oranla daha hareketli ve de bereketli başladı. Nitekim Kartal, iki net pozisyon üretti, ikisini de kaçıran Larin idi! Adam uzatmaları oynuyor, Valerien İsmael ondan ‘gol’ bekliyor! Hadi ikincisinin su götürür yanı var, direkten döndü. Peki ilkine ne demeli? Kaleci ile karşı karşıya arkadaş, sert şut yerine plaseyi deniyor, üstelik kucağına... Hadi ordan! Birini atsa, Kartal maçı koparacak, nerdeeee!
Neyse ki bizim Fransız, 62’de uyandı, Batshuayi’yi kenara çekti, N’Koudou’ya sahaya sürdü. Biraz geç değil mi? Ayağa paslarla rakip kaleye inemiyorsanız ki, Kartal bu anlamda sıkıntı çekti, o zaman N’Koudou gibi tekniği yüksek oyuncular rakip eksiltirler, pozisyon üretimine katkı yaparlar, gerekirse gol de atarlar.
75’de Fransız hoca, Güven, Necip ve Can Bozdoğan hamleleriyle eşitliği bozmak istedi, valla doğru da yaptı... Nitekim bu üçlünün oyuna girmesiyle birlikte Kartal rakip yarı alanda vitesi biraz yükseltti, Can Bozdoğan’ın kafa şutunda top yan direğe çarparak auta gitti. Tabi ki Fenerbahçe de boş durmadı, fırsatlar peşinde koştu, ancak Welinton tecrübesiyle savunmayı toparladı, tehlikelere set çekti.
Evet, sezonun son derbisinde kazanan çıkmadı. Üreten, galibiyeti kaçıran, kantarda ağır basan bence Kartal idi, olmadı. Larin’in kulakları çınlasın. Yazık oldu o tribünleri dolduranlara... O destek üç puanla taçlandırılmalıydı.
Tabii ki sahaya yabancı madde atanlara da lafımız çok, yerimiz yok!
Fatih Doğan (Sabah)
Valerien'in zafiyeti
Kim kazansa diğeri üzülecek, belki de geleceğine bir çizik atılacaktı. Ne üzdüler ne de üzüldüler! Oyunu da skoru da arafta bıraktılar. Valerien İsmael "Ben elimden geleni yaptım. Ofsayttan bu kadar basit, bu kadar amatörce gol yiyeceğimizi ve de Batshuayi'nin penaltı da kaçıracağını hesaba katmadım!" dese haklı çıkabilir. Ghezzal ilk penaltıyı da bırakmamalıydı. Ancak sahaya sürdüğü 11'de zafiyetler ve riskler vardı. 2 stoper olmasa da üçlü savunmanın solunda Umut'la başlaması, ileride Larin-Batshuayi ikilisi arkasında Ghezzal'ı oynatarak derbide yaptığı deneme riskliydi. Verim de alamadı. Batshuayi bu yapıda yokları oynarken ayakta kalan taraf Larin'di. Valerien hoca, aldığı risklerde tek Kenan'dan verim elde etti. Orta üçlünün sağında iki yönlü çok verimliydi. İki kez Rossi'yi keserek etkisizleştirdi, hem de ataklara katılarak Beşiktaş'taki en iyi maçlarından birini oynadı. Emirhan da ilk yarıda ince pasları ile iyi izler bıraksa da Atiba ile başlamasını tercih ederdi! Ayrıca Ghezzal'ı çıkarması, hocanın galibiyetten vazgeçmesiydi. Süper Lig'de skora en çok etki eden orta sahaya sahip olan Fenerbahçe'de Crespo'nun yokluğu hissedildi. Gustavo fiziksel olarak ayakta kalsa da Crespo'nun yerini dolduramadı. Zajc-Crespo- Mert Hakan üçlüsünün uyumlu ve güçlü efektini oluşturamadı. F.Bahçe'de İrfan, günün vasat isimlerindendi. Ne oyunda ne de her topun başına geçtiği frikiklerde bir fark oluşturamadı. İsmail Kartal değiştirmekte biraz geç bile kaldı.
Cem Dizdar (Fanatik)
Futbolu düşük maç
lk devrenin ağırlıklı aksiyonu ilk 10 dakikada gerçekleşti. 'Başrol'ün Larin’de olduğu üç pozisyon... Çizgiden top çıkarma, ofsayttan kaçamayıp gole neden olma ve Batshuayi’nin kaçırdığı penaltıyı yaratan pozisyonda olma. Ancak daha önemlisi tribün davranışındaydı. İnsan izlemek istemediği bir maça neden gider ki? Sahaya atılan onca maddeden biri Mert Hakan ya da İrfan Can’a zarar verse maç iptal! Eee neden gittiniz o zaman maça? İlk devre notlarımda şunlar var; uzun pası hariç Rıdvan’ın rastgele ortaları... Emirhan’ın büyüklerine uyarak hakeme itiraz korosuna katılması... Maçın başında Ghezzal’ın Zajc’tan yediği ve gol değil ama pozisyona yol açan çalımı... Zajc’ın uzun pasının ters yönde koştuğu için İrfan Can’ın ters ayağına gelmesi... Ve elbette maç gereksiz yere o kadar durdu ki, takımlar için oyunu kurgulamak mümkün olamadı...
Sıkıntıya soktu
Beklediğimin aksine ilk 10 dakika hariç maç 60’lara kadar Beşiktaş’ın belirlemeye çalıştığı tarzda geçti. Sonrasına özellikle geri kaçan Luiz Gustavo’nun kurgulamaya çalıştığı organizasyonlarla maçı dengeye getirir gibi oldu. Ancak maçın başından bu yana kıra döke oynayan Welinton neredeyse her savunma hamlesinde faul yapıp işi duran toplar açısından sıkıntıya sokup durdu. Neticede 70 ve 75’lerde yapılan değişiklikler oyunun zaten olmayan ritmini iyice bozunca maç 'Hata yapan kaybeder'e döndü. İkisi de çok ciddi hatalar yapmayınca harareti olsa da futbolu düşük maç öylece bitti. Maç bitimi Valerien Ismael sahaya girip takım ve futbolcu ayırmaksızın kucaklaşmalar yaşarken sahaya onca şey yağdıranlar kendi hallerine dair bir şeyler düşündü mü acaba?
Turgay Demir (Fotomaç)
Emirhan resitali
İki takımın da şampiyonluk iddiası yok, onun dışındaki iddialar da bu devleri motive etmeye yetmez. Bu şartlarda iyi bir derbi izledik; sağlam bir mücadele, zaman zaman gerilim filmini andıran sahneler, yeteri kadar pozisyon, daha ne olsun! Her iki takımın da savunmalarındaki eksikler nedeniyle maçın bol pozisyonlu geçmesi muhtemeldi.
Öyle de oldu. Maç öncesi yorumumda, "Bol pozisyon olur ama o kadar beceriksiz forvetler var ki, maç golsüz bitse şaşırmam" demiştim. Şaşırdım mı, hayır! Beşiktaş'ın şu maçtaki en önemli kazanımı Emirhan'dır. Çok net oynadı, cesurdu, topla dripling yaptı, harika paslar attı. Batshuayi'ye gönderdiği bir top var ki şapka çıkarılacak cinstendi. Emirhan'ı keyifle izledik, keşke Arda Güler'i de izleme şansımız olsaydı. O da ayrı bir renk katardı derbiye. Neyse! Batshuayi demişken dün yaptığı en iyi şey oyundan çıktığı andan direkt soyunma odasına gitmesiydi. Hiç hız kesmeden Belçika'ya uçması gerekir.
Beşiktaş, savunmasında tedbir alıp ön tarafa gönderdiği uzun toplarla sonuç almak istiyor. Bu büyük takım oyunu değil. Derbilerde rakibiniz de üzerinize geleceği için bu taktik işe yarayabilir (dün olduğu gibi) ancak sizi kendi sahasında bekleyen Anadolu takımlarına karşı etkili olmanız mümkün değil. İsmael yeni sezonda kalacaksa işin bu tarafını düşünmek şart.
Bana göre derbi mücadele anlamında standartların üzerindeydi. Özellikle ilk yarıda orta sahada tam anlamıyla savaş yaşandı. İrfan Can ve Mert Hakan Yandaş'a tribünlerin gösterdiği tepki ve bu iki oyuncunun da fırsatçı davranışları zaman zaman gerilimi arttırdı. Bu sezon direkleri döven (24 kez) Kartal dün de iki kez direğe takıldı, takılmasa kazanabilirdi de.
Ali Gültiken (Sabah)
Batshuayi'nin kendine güveni yok
Sonuç kimseyi mutlu etmese de oynanan futbol ve derbi temposu memnun etti...
Beşiktaş'ın Valerien İsmael ile uygulamaya çalıştığı oyunun her bölgesinde baskı yapma düşüncesi başarılı oldu. Özellikle maçın ilk yarısında daha işlevsel bir Beşiktaş izledik. Daha ısıran, daha coşkulu oynayan ve rakibine oynama şansı vermeyen taraftı. Özellikle Larin'in ayağından önemli pozisyonlar da buldu. İkinci yarı işler biraz daha dengelendi. Bunda Fenerbahçe'nin oyun temposunu daha fazla kontrol etme düşüncesi ve kaybetmeden buradan çıkmanın getireceği güven duygusunu da arkasına alarak oynaması da etkendi.
Beşiktaş taraftarının da büyük coşkusuyla takımını biraz daha ittirmesiyle oyun temposunun seviyesi yukarıda kaldı. Bu da izleyenlere keyif verdi.
Öne çıkması beklenen oyuncuların çok da sahne alamadığı bir maç oldu. Batshuayi, Larin ve Emirhan'ın Beşiktaş adına, Rossi, Serdar Dursun, İrfan Can ve Mert Hakan'ın Fenerbahçe adına daha fazla oyuna etki etmesi beklenirdi ama olmadı. Buna iki takımın savunması ve bireysel markajlar müsaade etmedi. Savunmaların yanında özellikle Beşiktaş adına Batshuayi ve Larin'in kişisel güvensizlikleri de skoru burada tuttu. Ama diğer taraftan güzel olan nokta hedefinden uzaklaşmasına rağmen Beşiktaşlı oyuncuların tamamının maçı kazanma adına gösterdikleri oyun açlığıydı... Yani işin bu tarafı takdiri hak etti. İzleyenlerin de önemli ölçüde keyfi aldığı, heyecan duyduğu ama sonuç olarak da kimsenin tatmin olmadığı bir derbi oynandı.
Serdar Sarıdağ (Milliyet)
Hesap ortada kaldı
Ezeli rekabet, ebedi dostluk ve bir derbi klasiği. Kabul fakat bu maç klasik bir Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinin ötesinde, Fransız Ismael hoca ile Türk İsmail hoca arasında da geçecek bir buluşmaydı. İki teknik adamın da önemli eksikleri vardı. İki teknik adam gergin ortamda eldeki tüm imkanlarını sahaya yansıtmaya çalıştı.
Her iki camia için de ligi prestijli şekilde kapatma maçıydı dün geceki randevu. Hem tribünde hem de sahada gereksiz gerginlikler olsa da oyun içerisinde tam bir taktik savaşı seyrettik. İlk yarıda 6. dakikada beklenmedik bir gol yiyen Beşiktaş’ın, 0-0’a göre olan tüm planları rafa kalktı. Batshuayi o planları yeniden sahaya getirebilirdi lakin 9. dakikada yine penaltı kaçırdı.
31’de gelen penaltıya bu kez Ghezzal kimseye bırakmayarak kendi attı ve skora eşitlik getirdi. Oysa, Serdar Dursun, 24. dakikada Beşiktaş ceza sahasındaki İrfan Can’ı görse çok daha farklı bir derbi ortaya çıkabilirdi.
İkinci yarıya daha tempolu başlayan Beşiktaş belki de maçı bitirebilecek pozisyonlar buldu. Kaleci Altay ile karşı karşıya kalan Larin, 46’da net pozisyonu gole çeviremedi. Yine Larin’in 50. dakikadaki kafa vuruşu direkten döndü. Karşılaşmanın kalan dakikalarında temposunu korumak için üç oyuncu birden sokan Valerien Ismael istediğine bulamasa da maç sonunda tribünlerden alkış aldı. İsmail Kartal ise hem eksiklerine hem de rakip saha dezavantajına rağmen, ikincilik hedefini çok riske sokmayacak bir skorla sahadan ayrıldı.
Ali Ece (Fanatik)
Daha iyi forvetler gerek
Maç gerçek anlamda bir türlü tam başlayamadı. Başlar gibi oldu, Larin çizgiden çıkardı, sonra duran topta ofsayta çıkamadı, Novak Fenerbahçe’yi golle başlattı. Derken, Novak geriye döner dönmez penaltıya sebep oldu. Yakın zamanda Trabzonspor deplasmanında kaçıran Batshuayi hangi akla hizmetse penaltıda topun başına geçip direği dövdü! Lakin ilk yarıda Novak, bu kez derbide sağ kanat bekine geçen Kenan Karaman karşısında ikinci bir penaltıya sebep oldu. Bu kez Ghezzal aklıyla beraber penaltıyı da kullandı. İlk yarı boyunca Beşiktaş sağ stoperi Serdar’ın sürekli dörtlü savunma beki gibi bindirdiği, Beşiktaş’ın topu alır almaz maksimum 3 pas sonrası direkt rakip kaleye gitmeye çalıştığı yüksek bir tempo izledik. Fenerbahçe eksiklerinin de etkisiyle ilk 45’te bu oyuna tam karşılık veremedi, topu yere indirip sabırla paslaşma reaksiyonunu gösteremedi. Beşiktaş ise yine Larin ve Batshuayi engellerine takıldı. İkinci yarıya Beşiktaş yine stoper Serdar’ın önde bastığı bir direkt hücumla başladı, Larin bitiremedi çünkü kaleciye geriye pas düşük şiddetinde vurdu.
65’e kadar Beşiktaş yoğun karşı presi etkili yapsa da ileri ikilisinin yetersizliği nedeniyle skor tabelasında üstünlüğü ele geçiremedi. 65-75 arası maç dengelendi hatta bir ara momentum Fenerbahçe’ye geçer gibi oldu. 75’te Valerien Ismael üç oyuncu değişikliği birden yaparak tekrar oyunu dengeledi. İsmail Kartal zaten idealindeki oyunu oturttu, iyi bir puan ortalaması yakaladı. Valerien Ismael’in idealindeki oyunu bu oyuncu malzemesiyle kesik kesik izliyoruz. Beşiktaş’ın daha kaliteli oyunculara ihtiyacı var, bu oyunu en azından 70 dakikaya yayabilecek bir malzemeye.
Sinan Vardar (Fotomaç)
Alkışlarım Beşiktaş'a
Derbi beklenenin aksine oldukça gergin başladı. Beşiktaş savunması nasıl dizilecek derken Fenerbahçe'nin Novak'la erken bir golle öne geçmesi maça ayrı bir hava getirdi. Beşiktaş, Larin'den gol beklerken Kanadalı golcünün savunmada ofsaytı bozması ve kaçırdığı goller garip ötesiydi. Batshuayi, bu golün hemen ardından penaltıyı yine kaçırırken bir kez daha saç baş yolma sanatını sergiledi. Ama Beşiktaşlı futbolcular o kadar istekli oynadılar ki; tribünler daha da ateşlendi. Beşiktaş tam anlamıyla ilk 65 dakika alev aldı. Sezon başından çok eleştirdiğimiz Kenan Karaman dün çok iyi performans gösterdi. Ghezzal takımı harika yönetirken; Umut, Rıdvan, zaman zaman da Josef müthiş bir özveriyle Beşiktaş'ı hücuma taşıdılar. Fenerbahçe teknik direktörü İsmail Kartal saha kenarından oyuncularına 'Pas' diye bağırırken Beşiktaş'ın buna imkan vermemesi siyah beyazlıların gününde oluşunu gösteriyordu. H H H Beşiktaş ikinci yarıya müthiş bir tempoyla başladı. Ama Larin gününde değildi. Ismael'in Larin'i çıkartıp N'Koudou'yu almasını beklerken Batshuayi'ye ceza gibi kenara alması önemli bir mesajdı. Fenerbahçe'de özellikle Ferdi'yi çok beğendim. Kaleci Altay da alınan beraberlikte başrolü oynarken Zajc ve İrfan Can Kahveci dün keskin sirke misali takıma zarar verdiler. Genç Emirhan belki topla çok buluşmadı ama attığı ince paslarla alkışı hak etti. Beşiktaş'ı ilk 65 dakika çok beğendim. Siyah-Beyazlı oyuncular o kadar kora kor mücadele ettiler ki; son dakikalarda kasık sakatlıkları bu hırsın nedeniydi. Valerien Ismael çok önemli eksiklere rağmen takımı derbiye çok iyi hazırlamış. Ama 75. dakikada Ghezzal'i çıkarması tam bir soru işaretiydi, hatta saçmaydı. Beşiktaş'ın altyapıdan 4 oyuncuyla derbiye çıkmasını es geçmeyelim. Harika bir detay... Hakem Arda Kardeşler zaman zaman hatalar yapsa da başarılı bir yönetim gösterdi.
Editör: Spor Servisi
Haber Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.