Güntekin Onay (Spor Arena)
KARAVELİ'NİN MACERA ARAYIŞLARI
Uzun bir aradan sonra tribünlerde kalabalık ve coşkulu bir taraftar var. Ancak bir bakıyoruz ki Ghezzal-Josef-Larin-Atiba yedek. 3’lü savunmada Rize’de sahanının en iyisi olan Welinton kulübede, Malatya’da stoper oynayıp penaltıya neden olan Necip bir kez daha sahada. Önder Karaveli’nin tercihleri, oyuncu değişiklikleri gerçekten şaşırtıcı. Can ve Emirhan gibi 2 genç oyuncuyu aynı anda sahaya sürüp, taşıyamayacakları ağırlığı ve sorumlulukları yüklemek neden? Yetersiz olmalarına rağmen, üzerine “genç oyuncular üzülmesinler” diye de ikinci yarının başında değişiklik yapmayan bir teknik adam.
‘NECiP ÜZÜLMESiN’ DiYE!..
Beşiktaş, bir yarışma yeridir ve her maça kazanmak için çıkar. Kadroda bu kadar usta kenarda otururken genç oyuncu bu şekilde kazanılmaz. Bulursun 2-3 farklı skoru, son bölümde süre verirsin. İkinci yarıda 4’lü savunmaya dönüp Necip’i orta sahaya alan Önder Karaveli, değişiklikler için de 63’üncü dakikayı bekledi. Can ve Emirhan’ın yerine Larin ve Ghezzal’ı oyuna sürüp “genç oyuncu kazanmak” yerine “maç kazanmak” zorunda olduğunu hatırladı! “Necip üzülmesin” diye ligin en iyi orta saha oyucusu Josef’i ise kulübede oturtup 74’de oyuna aldı.
HATALARINI DÜZELTMEK iÇiN DEĞiŞiKLiK YAPTI
Karaveli’nin yaptığı tüm değişiklikler hatalarını düzeltmek için... Bu kadar güçlü ve kaliteli bir kadro acemi bir teknik adamın elinde deneme-yanılma tahtasına dönüştü. Teknik adamlık oyuncuyu mutlu etme mesleği değil. Galibiyete 3 milyon lira verilen bir ligde Beşiktaş, Önder Karaveli ile ne yazık ki boşa vakit harcıyor. Rahat kazanacağı maçlarda puanları hovardaca saçıyor. Maddi olarak da milyonlarca lira kaybediyor. Önder Karaveli iyi bir insan olabilir ama Beşiktaş’ın gerçek bir teknik adama ihtiyacı var.
Bilal Meşe (Milliyet)
NEREDEN ÇIKTI ÜÇLÜ SAVUNMA!
Önder Karaveli, belli ki Antalya kampında Beşiktaş’ın oyun sistemi üzerine çalışmalar yapmış, Antalya karşısına üçlü savunmayla çıktı. Olabilir, bu onun doğrusu...
Ne var ki sistem değişikliği oyuncu kadrosuyla doğru orantılıdır...Üçlü savunmayı oynamak da pek kolay iş değildir. Özellikle kanat oyuncularınız fırtına gibi olacak, gidecek, gelecek, savunmanızda da asla gedikler vermeyeceksiniz!
Anımsayın, Pereira, onca eleştiriye haftalarca direndi, üçlü savunmayı bir türlü takımda oturtamadığı gibi, verim de alamadı, sonunda gönderildi!
Kaldı ki üçlü savunma risktir, gedik vermeye gelmez, rakip gelir faturayı kesiverir! Hele hele Kartal’ın savunmadaki zaaflarına çare bulmak varken, üçlü nereden çıktı hocam?
Dörtlü savunmayı açık vermeden oynasınlar, öp başına koy! Antalyaspor savunma ağırlıklı oynadı, o kilidi açmanın bir yolu da üçüncü bölgede çoğunluğu yakalayacaksınız, yoksa emekleriniz hep boşa gider!
Koca ilk yarıda kaleyi bulan Kartal’ın iki şutu var... Biri Batshuayi’nin ceza alanı dışından attığı Boffin’in kornere tokatladığı, diğeri ise Montero’nun üst direkte patlayan kafa şutu.
Hepsi o kadar!
Peki, Fernando’nun bazukasına, Ersin’in mükemmel kurtarışına ne diyeceğiz?
HHH
Aklın yolu bir, Kartal yeniden dörtlü savunmaya döndü ikinci yarıda! Valla hocam bırak sistemi falan bir kenara da şu maçları kazanmanın yollarını arasan, hiç fena olmaz!
Bak, 49’da Ndao o anlı - şanlı savunmanın arasından sıyrıldı, kaleci Ersin tam zamanında çıktı, net pozisyona geçit vermedi.
Gençleri oynatmana karşı değiliz, önce maçı kazan, farkı aç, sonra sahaya kimi sürersen, sür hocam!
Demem o ki Larin özellikle Ghezzal ve Souza’yı yedek oturtmanın doğruluğunu bize sen dahil, kimse anlatamaz!
Gördün mü, son çeyreği?
Oyuncu hamlelerin Kartal’ı ofansa taşıdığı gibi, pozisyon üretimine de olumlu yansımalar yaptı, yapmasına da Antalyaspor takım savunması adeta etten duvar ördü, geçit vermedi. Larin ve Pjanic’in atamadıklarına bakın, ne demek istediğimiz anlaşılır!
Önder Karaveli hocanın ikinci yarıdaki hamleleri Kartal’ı ofansa taşıyan en büyük faktör idi...Kartal’ın son yarım saatteki baskısı, iki puan kaybına çare olmazken, Pjanic çift sarıdan kızardı, tribünleri dolduranları da hayal kırıklığına uğrattı!
Fatih Doğan (Sabah)
VAN'DAN VAR'A BEŞİKTAŞ!
Beşiktaş-Antalya maçı öncesi Dolmabahçe'de nostalji rüzgârları esiyordu. "Alen sahaya üçlü çektir Kartal'a" tezahüratının hatırlattıkları ve kapalı alt olsa da sete çıkıp eski tezahüratı yaptırması yaşı 30'u geçmiş her taraftar için zamanda yolculuk gibiydi. Ancak dün nostalji-geçmişe yolculuk adına Dolmabahçe'de yaşananlar sadece bununla sınırlı değildi.
Öyle ki 35'de Montero'nun sektirdiği topta Vida'nın kafayla vuruşunu hisseden Güray'ın nizami olmayan bir duruşla koluyla perdelemesi ve penaltı beklentilerinin ortasında devam denmesi Beşiktaş taraftarını yine maziye götürdü. 26 Ocak 1997'de Van deplasmanında Beşiktaş şampiyonluğa giderken barajdaki smacı görülmemesini hatırlattı. O gün VAR yoktu. İşin açıkçası dün de yoktu. Hakem Abdulkadir Bitigen'in görmemesi bir yana ama sorduğu VAR'dan "İZLE" uyarısı dahi gelmemesi anlaşılmaz skandal bir karar…
Oyuna gelince…
1- Önder Karaveli üçlü savunmayla, 3-4-2-1 sistemiyle oyuna başladı. Bu sistemin çok verimli olmayacağı ilk 20 dakikada görüldü. Çünkü ortada oynayan Pjanic, Can uyumsuz, Batshuayi'nin arkasında oynayan Emirhan ve Teixeira futbol diliyle birbirine yabancı gibiydi.
2- Rosier ve Rıdvan'ın daha önde durması Beşiktaş'a bir avantaj değil, geride duran üçlüden dolayı Beşiktaş ileride 1 eksik kaldı.
İkinci yarıda Karaveli 4'lüye ödenerek yanlış oyundan vazgeçti. Beşiktaş'ın kazanması için iki şeye ihtiyaç var; oyun ve oyuncu istikrarına ve VAR'ın kararlarının bir standartta oturtulmasına…..
Cem Dizdar (Fanatik)
BEŞİKTAŞ'A YETMEDİ
’Üçlü savunma’’yla başlayıp orta sahayı sayısal olarak çoğaltmış olsa da Pjanic’le oyunu hızlandıramayan Beşiktaş’ın ilk devre boyunca etkili olduğu söylenemez. Aksine defans arkasına atılan toplarda sonuçlanmasa bile ciddi sıkıntı yaşadılar. İkinci yarı başlangıcı da farklı değildi. Oysa Necip savunma önüne Rosier de dörtlüdeki bölgesine dönmüştü ancak değişen bir şey olmadı. Arkaya atılan top sıkıntısı sürdü gitti Beşiktaş’ın. Ne Pjanic ne de Teixeira’nın tempoya katkı verme niyeti olmayınca Can ve Emirhan da ister istemez ‘’görünmez oldu’’ ve Ghezzal, Larin ile değiştirildiler. Ancak kendi alanını doğru kapatan Antalya bu değişikliği de pasifize etmeyi başardı. Beşiktaş için geriye sadece duran top kalmış görünüyordu, o da olmadı. Nihayet 80’den sonra Beşiktaş ‘’maçı başlatmış’’ olsa da bu kez süre yetmedi! Üstüne bir de Pjanic ne yapıp edip kendini attırmayı başardı!...
*Sadece becerili diye gelir gelmez oyuncuları sahaya gönderen ‘’teknik adam’’a şüpheyle bakarım! Kim, kiminle hangi oyunun antrenmanını yapmış ki sahada onu tatbik edecek? Takımın 1/3 yeniyse bu, ‘‘Antrenman ve tekrar o kadar da önemli değildir’’ anlamına gelmez mi? *Öğrenme süreçlerini kısaltmak için Rıdvan gibi genç oyunculara olur olmaz orta yapmamayı öğretmek gerekiyordu alt yaş gruplarında. İlke belli; ‘’En iyi top, takımda kalan toptur’’. *Korner atışlarında bütün takımı ceza sahası içine toplayınca topu kapmış bile olsanız çıkmak mümkün olmuyor ve top yeniden rakibe geçiyor. Buna da çözüm bulmalı teknik adamlar...
Turgay Demir (Fotomaç)
SKANDALLAR FUTBOLU!
Harika (!) bir futbolumuz var… Elindeki kadronun yıllardır alışık olduğu sistemi bozan teknik adamlar bizde! Maç boyu zaman geçiren kaleciye ancak 90 artı 4'te sarı kart gösteren, VİDEO desteğine rağmen bariz penaltıyı görmezden gelen hakemler bizde.
Maç boyu her fırsatta yere yatıp, oynamadan puan peşine düşen futbolcular bizde… Yazık!
Önder hoca sahi ne oldu, rüya falan mı gördün de dün, Necip-Vida- Montero üçlüsüyle oynattın takımı!
Yahu bu üçlüyü yanına al, beni de ortalarına koy, bu yaşımda on beş pas yaptırmadan topu ayaklarından kaparım, sen nasıl böyle bir üçlüye güvenip tüm dengeleri bozabiliyorsun! Pes!
Geride üçlü var, üçü üç pas yapamaz, Alex ve Batshuayi önde öksüz gibi kalmışlar, ortada iki genç Emirhan ve Can, karma karışık sistemde kendilerine bir görev tanımı bulmak için deli danalar gibi koşturuyorlar. Yazık!
Önder Karaveli daha onuncu dakikada yapması gerekeni ikinci yarı başında yaptı ve Necip'i öne alıp dörtlü savunmaya döndü;
GÜNAYDIN!
Koca ilk yarı nereye gitti; çöpe!
Sonra, Josef, Oğuzhan ve Ghezzal da girince takım önde iyi top tutmaya, üst üste pozisyonlar bulmaya başladı… Yani yanisi şu;
Önder hoca ya denenmişleri deniyor ya da akla-hayale gelmeyecek denemeler peşinde koşuyor. Bu ikisi de aklın yolu değil, aklın yolu kadro iskeletini koruyarak Larin, Batshuayi gibi aksayan oyunculara çözüm aramak, tüm takımı bozmak değil.
Bu arada yetki bende olsa Larin'i yarın kadro dışı bırakır, Batshuayi ve Alex'i de kulübeye sabitlerim. Larin sözleşme peşine düşmüş sahada sarhoş gibi dolaşıyor, diğer ikisi ise kendi mazilerini inkar edercesine saçmalıyorlar.
Ve final cümlesi; bariz penaltıyı vermeyen Bitigen'in gösterdiği kartlar da adaletsiz ve saçmaydı.
Asla iyi hakem değil, babası da değildi zaten…
Ali Gültiken (Fotomaç)
Bir sistemi oynamakla iyi oynamak arasında fark var. Üst seviye takımlar bütün sistemleri oynayabilir ama bunun için takımın üst seviyede olması lazım. Sıkıntılı dönemlerde veya eksik oyuncunuz varsa sistem değişikliği her zaman tehlikelidir. Bu tercih Beşiktaş'ın oyunda 75 dakika etkisiz olmasına sebebiyet verdi. Hem oyun kayboldu hem de oyuncular sistemin içinde dahil olamadılar. Ortada mücadele var ama etkinlik yok.
'Kalemizde pozisyon vermeden bitirdik' diye bakarsanız işin pozitif yanı varmış diye düşünebilirsiniz. Ama evinde kazanamadığınız bir maçın sonrasında bu teselli olamaz. Beşiktaş'ın kulübesi sahadaki 11'le bir maç oynasa kulübe kazanırdı. Zaten Ghezzal, Larin, Güven, Josef ve Oğuzhan oyuna girdikten sonra da Beşiktaş biraz daha kıpırdadı. Arzu ettiği ve istediği tempoyu biraz daha bu bölümde ortaya koyabildi.
Bu maça göre azımsanmayacak derecede pozisyonlar da yakaladılar. Son vuruş motivasyonu daha iyi olsaydı bunlar Beşiktaş'ın maçı kazanmasına da yeterli olurdu. Burada oyunla ilgili Beşiktaş'ın yaptıklarının veya yapamadıklarının dışında yine maçta skoru etkileyen bir pozisyon var. Güven'in kafa vuruşunda kaleye giden topun rakibinin koluna çarpmasıyla ortaya çıkan durumu normal kabul etmek mümkün değil. Hadi orta hakem görmedi, VAR'ın artık direkt gol olacak bir pozisyona müdahil olmamasını da gerçekten anlamak mümkün değil.
İşin bu tarafının dışında kalan sahayla ilgili olan bölümde Beşiktaş, Antalyaspor karşısında elinde olan potansiyelini doğru kullanamayarak bir puana razı oldu. Burada farkı yaratan oyun ve oyuncu tercihleri oldu. Futbolda puan kayıpları elbette olabilir ama şunu kabul etmiyorum; yapabileceğiniz bir şey varken ve potansiyeliniz de bunun üstesinden gelebilecekken yapamamış olmak üzücü. Ama bu üzüntünün telafisi olmaz, giden iki puan olur.
Orhan Yıldırım (Fanatik)
HOCA MARİFETİ
Kartal son haftalarda teknik patron Önder Karaveli’nin yanlışları yüzünden puan verme geleneğini sürdürdü. Karaveli, maç içinde üç farklı sistem denedi. Her defasında yanlış isimleri oynattı. Bu da skora yansıdı. Zirve takibi için büyük avantaj kaybetti. Gecenin yıldızı; soğuk havaya rağmen tribünleri dolduran taraftarlar oldu. Lige tutunmaya çalışan Antalyaspor ikram puanı geri çevirmedi. Tartışmalı kararlar veren hakeme tepki vardı. Oyundan alınan Batshuayi ise yuhalandı.
Sistem etkisi
Önder hoca, 3-5-2 sistemi ile maça başladı. Ancak sahaya sürdüğü kadro buna hiç uygun değildi. Orta alanda benzer özelliklere sahip; Pjanic, Can ve Alex etkisiz kaldı. Bu dizilişin en önemli unsurları kanatlar. Sağda Rosier iyi oynadı. Solda Rıdvan tam tersi. Kartal doğru sistem, yanlış oyuncu tercihleri ile bocaladı. İlk yarıda Montero üst direğe takıldı. Batshuayi yine kaçırdı. Hepsi bu. Konuk Antalyaspor, etkili ataklar yaptı. Ancak son vuruşlarda ya silik kaldılar ya da Ersin’e takıldılar.
Hamle üstüne hamle
İkinci yarı karşılıklı oyuncu değişiklikleri yapıldı. Maç tam bir taktik savaşına dönüştü. Klasik sistemine dönen Beşiktaş etkili olmaya başladı. Beklentilerin uzağındaki isim Batshuayi ile Larin yine kaçırdı. Tribün desteği ile son bölümde baskı arttı. Antalyaspor kontratağa döndü. Savunmayı zorladı. Her iki kalede kaçan goller büyük heyecan yarattı. Pjanic yan direğe takıldı. Kartal’ın iki penaltı itirazına ‘VAR’ devam kararı verdi. Sarı kartlar havada uçuştu. Mücadele dolu maçta puanlar paylaşıldı. Pjanic gibi tecrübeli futbolcunun gördüğü kırmızı kart, büyük sorumsuzluk örneği olarak öne çıktı.
Serdar Sarıdağ (Skorer)
GALİBİYET KAÇTI AMA UMUTLAR YEŞERDİ
Ghezzal, Larin, Atiba ve Souza’nın olmadığı bir kadroyla sahaya çıkan Önder Karaveli, ilk 45 dakikada eldeki en hazır isimlerle sonuç elde etmeye çalıştı. Genç hoca Nuri Şahin de öğrencilerini ya da takım arkadaşlarını bu maça çok iyi hazırlamıştı.
İlk yarıda üçlü, ikinci yarıda dörtlü savunmayla oynayan Önder Karaveli’nin talebeleri önde basan Antalyaspor karşısında tüm hünerlerini sergilemeye çalıştı. Fakat o kilitleri açabilecek anahtarlar bir türlü işe yaramıyordu. Ersin olmasa belki de üzücü durumlar yaşanabilirdi.
İlk yarıda her iki takım adına çok pozisyon zenginliği yaşanmadı. İlk yarı biraz taktiksel bilek güreşi gibiydi. Ne Beşiktaş’ın ne de Antalyaspor’un bileği bir parça bile olsa yana yatmıyordu. 10. dakikada Montero’nun direkten dönen kafa vuruşu gol olsa iş bilek güreşinden çıkabilirdi. 35. dakikada Pjanic’in kullandığı serbest vuruşta Vida’dan önce son anda savunma araya girdi.
İkinci yarıda ise tam bir futbol mücadelesi vardı. Josef, Larin ve Ghezzal gibi isimlerin girmesinin ardından Beşiktaş savunmayı arka plana atarak pozisyon üstüne pozisyonlar buldu. 48. dakikada Ersin’in Ndao’nun ayaklarından söktüğü net pozisyon maçın en önemli anlarından biriydi. Fakat 75. dakikada Oğuzhan’ın savunmaya takılan sert şutu, 79’da Batshuayi’nin Boffin’den dönen kafa vuruşu ve 83’te Larin’in atamadıklarından sonra taktikten öte Beşiktaş’ın şanssızlığı konuşuldu. 88. dakikada Pjanic’in şutu da direkten dönünce, iki takım da sahadan birer puanla ayrıldı ama Beşiktaş’ın bir puana razı olmayan futbolu ise kalan haftalarda için olumlu sinyaller veriyordu.
Ali Ece (Fanatik)
ASIL SORUN KALİTE
Önder Karaveli hocanın kafasındaki alternatiflerden birinin üçlü savunma olduğu ilk göreve geldiği maçlardan belliydi. Devre arasında da üçlü savunma formasyonları üzerine oyuncuları çalıştırdı. Dün gece ilk yarıda Antalyaspor karşısında üçlü savunma, Beşiktaş’ın daha önceki maçlardaki savunma hatalarını tekrarlamamasını sağladı ancak hücumda Ghezzal yokken yaşanan kreatiflik eksikliğine de çözüm olmadı. Beşiktaş ilk 45’te tempoyu kendi lehine yükseltemedi, rakip savunmanın yerleşik dengesini bozamadı, hücum sürekliliğini tesis edemedi. Bu Guardiola’nın meşhur ‘Savunma biçiminiz, hücum biçiminizi belirler’ tespitinin ötesinde oyuncu kalitesiyle ilintili bir durum.
Zaten üçlü savunma alternatifi, Beşiktaş’ın kadrosundaki mevcut stoperlerden istikrarlı sağlam bir 4’lü savunma tandemi oluşturulamadığı için.Hele önlerinde Josef yokken Beşiktaş 4’lü savunması iyice yetersiz kalıyor, ikinci yarının başındaNecip’in stoperden Josef mevkisine geçmesi de çözüm olmadı. 63’e kadar Beşiktaş hem etkili pozisyonlar üretemedi, hem de bir Ersin kritik kurtarışı bir de Emirhan son adam kademesi sayesinde verdiği iki pozisyonda golü yemekten kurtulan taraf oldu. 63’te Ghezzal ve Larin oyuna girdikten sonra Beşiktaş hem daha etkili pres yaptı hem de hücum temposunu yükseltmeyi başardı. Ancak Larin bir kez daha maçı koparacak pozisyonu bozuk para gibi harcadı.
En kötüsü hakemdi
Beşiktaş özellikle son 15 dakikada çok etkili bir oyun sergiledi ama yetmedi. Sahanın en kötüsü yönettiği maçların çoğunda olduğu gibi hakem Bitigen’di. 35’de Güray’ın el pozisyonu VAR incelemesine kalmamalıydı, o pozisyon dışında da maç boyunca vücut dilinden yeşil sahaya özgüven eksikliğini yaydı.
Sinan Vardar (Fotomaç)
ŞÜKÜR KAVUŞTURANA
Önder Karaveli'yi birçok yönüyle Sergen Yalçın'a benzetiyorum. O da Sergen Hoca gibi hücumu seviyor.
Taraftar liderleri dün el ele verdi maçtaki yerini aldı. Beşiktaş tribün şovunu nasıl da özlemişiz. Şükür kavuşturana.
Dünkü 11'de Josef, Ghezzal ve Larin'in olmaması sürprizdi.
Beşiktaş iyi oynadığı, sayısız gol pozisyonundan yararlanamadığı ve direkleri dövdüğü maçtan tek puanla ayrılması futbolun adaletsizliğiydi.
Ama işin ilginci; kalesinde de devleşen Ersin'in kurtarışları olmasa çok sahadan puansız da ayrılabilirdi.
Josef ve Atiba bu takımın aküsü gibi... Josef son 20'de oyuna girdikten sonra Beşiktaş rakibine pozisyonda vermedi.
Pjanic; maestro gibi arkadaşlarını yönetirken, iki takımın stoperleri Necip ve Veysel hatasız oynadı.
Rosier geçen sezonki gibi formundaydı. Akıllı Bıdık Rıdvan hem savunma, hem de hücumda müthiş bir efor sarfetti. Allah'ı var 63 dakika oyunda kalan Emirhan ve Can da izleyenlere keyif verdi.
Önder Hoca'nın Alex Teixeira'yı kazanma gayretini doğru buluyorum. Alex toparlıyor ve daha da iyi olacak. Larin son 30'da oyuna girdi belli ki kafa olarak bitmiş, sanki Beşiktaş defterini kapamış.
Beşiktaş dün yenemedi belki ama Önder Hoca'nın deyimiyle maçı kazandı.
Antalyaspor için tehlike çanları çalıyor. Dünkü beraberlik onlara ilaç gibi geldi.
Editör: Beşiktaş Medya Grup
Haber Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.