03 Aralık 2024, Salı

Spor yazarlarından Beşiktaş sözleri!

Spor yazarlarından Beşiktaş sözleri!

Spor yazarlarının Beşiktaş ile ilgili değerlendirmelerini sizler için derledik:

"Kötü sezon kupayla taçlandı"

Fotomaç'taki köşesinde Sinan Vardar, "Beşiktaş son dakikada Ziraat Türkiye Kupası'nı alarak öncelikle camiaya büyük bir moral verdi. Tabii ki kupayla birlikte gelen Avrupa Ligi katılım hakkı çok kıymetli. Burada emeği geçen futbolculara, Samet Aybaba, Feyyaz Uçar, Serdar Topraktepe hocamıza ve karınca kararınca Ümraniye'de tüm ekibe destek veren, inancını yitirmeyen tüm yöneticilere teşekkür etmek lazım. Kötü giden sezonda böyle bir kupanın kazanılması çok güzel oldu. Ayrıca Serdar Topraktepe Beşiktaş tarihinde Tayfur Havutçu ve Sergen Yalçın'ın ardından hem oyuncu hem teknik adam olarak bu kupayı kaldırmış 3. isim oldu. Bir kez daha kendisini tüm emeklerinden dolayı canı yürekten kutluyorum.

Nihayet lig bitti. Kulüplerin önündeki zorlu süreç başladı. Kulübümüz ile ilgili de bana çok fazla mesaj ve telefon geliyor. Hoca kim olacak? Transferler ne olacak? Kim gidecek, kim kalacak? Başkan Hasan Arat ve Yönetim Kurulu'nun en doğru kararları vereceğini ümit ediyorum. Şimdi benim içimden geçen hocayı söylersem yanlış olur. Bekleyeceğiz. İlerleyen günlerde neler olacağını hep beraber göreceğiz. Sonrasında da fikirlerimi her zaman olduğu gibi açıkça sizlerle paylaşacağım." dedi.

"Yeni BEŞİKTAŞ!"

Sinan Vardar, Fotomaç'taki bir diğer yazısında ise; "Beşiktaş adına Süper Lig'de oldukça kötü bir sezon yaşansa da Türkiye Kupası'nı kaldırmak tüm camia için moral oldu. Yeni sezon planlamalarını yapan Başkan Hasan Arat'tan bu hafta herkesin beklediği hamleler gelmeye başladı. Birçok teknik adamla masaya oturan, adı birçok isimle anılan Beşiktaş'ta belirsizlik bitti ve Giovanni van Bronckhorst ile 2+1 yıllık sözleşme imzalandı. Geçtiğimiz Ocak ayında aslında görüşmeler yapılmıştı fakat o dönemde çeşitli sebeplerden dolayı gelemeyen Bronckhorst'un yardımcılığını da Serdar Topraktepe'nin yapacak olması bence doğru karar. Belki de uzun zamandır istediğimiz genç oyucuların kazanılması için Serdar Topraktepe ile birlikte güzel işler çıkarabilirler. Bende sizler gibi Giovanni van Bronckhorst'un tüm analizlerine baktım. Hem Türkiye'de hem Hollanda medyasında hoca için olumsuz çok az şey okudum. Bronckhorst yarışmacı, gençlere önem veren, rakip alana topu taşıyan, topa sahip olma yüzdesi yüksek, baskın oyun anlayışını benimseyen bir hoca olarak tanınıyor. Son olarak Glasgow Rangers'ı çalıştıran Giovanni van Bronckhorst'a bizlerin de tüm camia alarak sahip çıkması, biraz sabır göstermesi ve arkasında durması gerekiyor. Teknik Direktör açıklamasının hemen ardından Beşiktaş'ta Futbol A.Ş. Danışmanlığı konusunda Brad Friedel ile de el sıkışıldığı konuşuluyor. Sanırım resmi açıklamada kulüpten gelecek. Friedel'in pazarlama, oyuncu satışları konusunda global alanda yaptığı çalışmalar aşikar. Bu alanda sözü geçen ve başarılı olan bir isim. Elinde yolları ayırması gereken birçok yerli, yabancı oyuncusu bulunan Beşiktaş'ta yapılan bu hamlenin de fayda getireceği kanaatindeyim. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız sıkıntılı sezonun temel sebeplerinden bir tanesi sezon başı kampının doğru yapılmamasıydı. Kadroda 18 yabancı var ve 12 yabancı oyuncu sınırlamasına uymak gerekiyor. Artık hızla gidecek ve gelecek isimlerin belirlenmesi ve sezon başı kampı birlikte yapılırsa bu yılın iyi geçeceğine inanıyorum.

Hepiniz biliyorsunuz altyapılara ne kadar çok önem verdiğimi. Son dönemlerde Beşiktaş altyapısından birbirinden yetenekli isimler geliyor karşıma. Özkaynak düzeni içerisinde öyle isimler var ki Beşiktaş'ın özellikle kaleciler konusunda geleceği garanti altında. Mesela iki isimden bahsedeyim sizlere. Mehmet Tuğra Yeşilyurt 17 yaşında, Emir Yaşar 18 yaşında. Her ikisi de muhteşem yetenekli ayrıca yaş gruplarında milli formayı da giyiyorlar. Bunların dışında Karagümrük'e kiralık olarak verilen Emre Bilgin var. Karagümrük başkanı Sayın Süleyman Hurma'da bana tekrar kiralamak ve devam etmek istediğini söyledi. Tabii ki bu çocukların antrenörlerinin dışında çok önemli bir şansları daha var. A Takım kalecimiz Mert Günok abileri tüm altyapılardaki kalecilerle yakından ilgileniyor. Gelişimleri konusunda destekler veriyor. Hatta malzeme eksiklerine kadar hepsine yardımcı oluyor. Tebrikler Mert Günok. Profesyonel futbolu bırakınca ben eminim ki Beşiktaş çatısı altında da katkılarına devam edeceksin. Senin gibi abileri olduktan sonra bu çocuklar tabii ki başarılı olacaklar." ifadelerine yer verdi.

"Muhteşem"

Turgay Demir, Fotomaç'taki köşesinde, "İki takımını da kutluyorum sadece finale kadar geldikleri için değil; kıran kırana ama kavgasız gürültüsüz bir derbi oynanabileceğini de gösterdikleri için.… Trabzonspor kontrolsüz bir hırsla başladı maça Beşiktaş ise sakin ve organizeydi. Onuachu deyim yerindeyse Trabzon'dan İstanbul'a kadar top sürerken yanına kimseyi yaklaştırmadı ve şık bir vuruşla da ağları buldu.. İşin ilginç bu gol Beşiktaş'ı uyandırırken Trabzonspor'un derin bir uykuya dalmasına sebep oldu. Artık maçın patronu Beşiktaş'tı.. Bordo-Mavili oyuncular soyunma odasına önde gitmenin hayalini kurduğu anda, son saniyede gelen penaltıyla Karadeniz Fırtınası'na gecenin şokunu da yaşatmış oldular. Ardından bir çok pozisyon yaşandı ve Ghezzal'ın müthiş vuruşu da direkten döndü. O olmadı, bu nasıl kaçtı derken Salih kafasında kurguladığı pozisyonu adeta Muleka'ya tarif etti ve onun şık pasını da kafayla ağlara gönderdi. Artık Trabzonspor daha fazla risk almak zorundaydı…

Abdullah Avcı da öyle yaptı ama Sanırım biraz abarttı. Çünkü Trezeguet, Pepe ve Umut'u sahaya sürdüğünde aslında orta sahayı boşaltmıştı ve Beşiktaş'ın en güçlü yeri orasıydı ve dahası orada muhteşem oynayan bir Al Musrati vardı. Nitekim Pepe beraberliği sağlamış olsa da hemen ardından muhteşem bir golle gecenin adamı Musrati, "bu kupa bizim olacak" vuruş yapıp maçın sonucunu ve kupanın sahibini belirledi. Beşiktaş'ta Musrati'yle birlikte, Gedson, Ghezzal, Salih, Necip, Masuaku da finalin en iyileri arasına isimlerini yazdırdılar. Ligde sezon başından beri bir türlü bekleneni veremeyen Beşiktaş böylece yer yerden yere vurulduğu sezonu bir kupayla kapatmayı garanti etti belki ikincisi de gelecek…" dedi.

"Beşiktaş kupayı hak etti"

Güntekin Onay, Hürriyet'teki köşesinde; "Gerek Trabzonspor, gerekse de Beşiktaş beklerini ileri çıkartmadan dengeli bir başlangıç yaptı. Siyah beyazlılar tam rakip yarı sahaya yerleşmişken Necip’in pozisyon hatasıyla Trabzonspor, Onuachu ile golü buldu.

Gole iyi reaksiyon veren Beşiktaş, oyunun kontrolünü ele geçirdi. Buna karşın Trabzonspor ise gömülü bir şekilde savunmaya çekilirken hiç hücuma çıkamadı ve baskı yedi. İlk yarının son anlarında kazanılan penaltıyla soyunma odasına moralli giden taraf oldu. 2’nci yarıya da iyi başlayan siyah beyazlılar 2’nci gol için kararlı göründü.

Finalde Beşiktaş orta sahası Trabzonspor’a oranla daha kaliteliydi. Al-Musrati, Gedson ve Salih’ten oluşan orta saha üstünlük kurarken; Masuaku ve Svenson da 2’nci yarıda daha fazla hücuma çıkınca Beşiktaş daha etkiliydi. Gedson’un 2 oyuncuyu geçip yaptığı serviste Muleka’nın harika asistini Salih kafayla çok iyi bitirdi.

Orta alanda takımı bir orkestra şefi gibi yöneten Al-Musrati, mükemmel oyununu harika bir golle taçlandırdı ve kupayı getiren füzeyi Trabzonspor ağlarına göndererek finalin kahramanı oldu. Beşiktaş’ta tüm oyuncular çok çalıştı ancak Gedson, Colley, Masuaku, Svenson ve Al Musrati maçın en iyileriydi. Trabzonspor ise 90 dakika boyunca arzu edilen futbolun çok uzağındaydı. Hiç tartışmasız bir şekilde kupayı sahada daha iyi olan taraf kazandı." ifadelerini kullandı.

"Kupa amorti sonrası önemli"

Fanatik'teki köşesinde Ali Ece, "20 gündür Trabzonspor maçlarını izleyen ben dahil herkes Onuachu’nun üstün form grafiğine dikkat çekiyor. Ancak belli ki ne Beşiktaş forması giyenler ne de onları bu finale hazırlayanlar Onuachu’tu fark etmemişler. Onuachu o boyuyla aldı, orta sahadan Beşiktaş kalesine kadar önüne çıkan herkesi çarşıya pazara yollayıp golünü yazdı. Neyse ki taraftar kademeye girdi Beşiktaş devrenin kalanında biraz futbol oynamayı başardı.

Organize ve çok etkili olmasa da baskı kurdu. Bu baskı devre sonunda skoru 1-1’e getiren penaltıyı kazandırdı. Penaltı atışında Ghezzal, İzmir’de şampiyonluğu getiren penaltısındaki soğukkanlılığını hatırlattı. Ghezzal gerçekten iyiydi belki bir dahaki sezon kalmasına yetecek kadar iyi olmasa da en azından son maçında iyi hatırlanmasına yetecek kadar iyiydi. Uzun süre Beşiktaş’ın en iyisi ise Gedson’du: Pres yaptı, ikili mücadele kazandı Beşiktaş’ın direnç merkezi oldu. Salih, Gedson kadar etkili olamasa da öyle bir anda sahneye çıktı ki Muleka’nın mükemmel pasının asist sayılmasını sağladı.

Yine duran top...

Mert Günok da iyi kurtarışlar yaparken, yenilen golde hatası olan Necip normal sürenin kalanında mükemmel savaştı. Tabii Beşiktaş yine arefeyi gösterdi, bayram sabahı neşesini kursağımızda bıraktı. Her hafta duran toptan saçmasapan goller yiyen bu oyuncu grubu yine yemeyi başardı, skoru 2-2’ye getiren golde Pepe bomboştu. Son anda ise Musrati en azından bonservis fiyatının amortisi niteliğinde müthiş bir gol attı. Bu kazanılan kupa da zaten çok kötü bir sezonun amortisi niteliğinde. Seneye artık Beşiktaş, Amartey, amorti bırakıp güçlü kaliteli bir kadro kurmalı." dedi.

"Endişeye mahal var mı?"

Ergin Aslan Yeni Şafak'taki yazısında; "Beşiktaş’ta gündem yine teknik direktörün kim olacağı... Siyah-beyazlı kulübün son 3 sezonu adeta teknik direktör krizleri ile geçti. Sergen Yalçın ile yakalanan şampiyonluğun ardından imzaların gecikmesi ile başlayan kriz, kurumsal olarak hala yönetim/teknik direktör ekseninde aşılmış değil.

Sergen Yalçın dahil 3 sezonda toplam 8 farklı teknik adam görev yaptı Beşiktaş’ta. Bu durumdan ders alınmış olması gerekirdi. Hasan Arat yönetimi, Ahmet Nur Çebi yönetimini özellikle futbolda yaptığı yanlışlara itiraz ederek göreve aday oldu ve büyük bir teveccühle seçildi. Geride kalan süreçte Ziraat Türkiye Kupası elbette büyük bir başarıdır. Ancak teknik direktör seçimi ve kadro planlamasında henüz beklenilen performans ortaya koyulmuş değil.

Beşiktaş’ın bir an önce yol alması gerekiyor. Çünkü rakiplerine göre işi daha zor. Fenerbahçe, Mourinho hamlesi ile büyük sükse yaptı ve hocasını erkenden belirledi. Zaten hazır bir kadrosu bulunan Fenerbahçe, yapacağı birkaç takviye ile yeni sezona eksiksiz bir giriş yapacak. Son iki sezonun şampiyonu Galatasaray’da da teknik adam konusunda bir tereddüt yok. Okan Buruk, güçlü bir şekilde yoluna devam edecektir. Trabzonspor’da da şu anda bir teknik adam gündemi yok.

Büyük kulüplerin arasında Beşiktaş’ın diğerlerine göre ekstra zor bir durumu var. O da kadronun neredeyse tamamen yenilenecek olması. Kadrodaki yabancıların en az 10'u ile yollar ayrılacak. Gelecek teknik direktör nasıl bir oyun oynatmak istiyor? Bu oyun anlayışına göre kadrodan kimler devam edebilir. Teknik adama verilecek kadro derinliği, yerli kalitesi vs. nasıl olacak. Çünkü ismi geçen teknik adamların farklı farklı tarzları var. O nedenle siyah-beyazlıların bu kararsızlık ortamından bir an önce sıyrılıp, Beşiktaş gerçeklerine en uygun teknik adamı bir an önce takımın başına getirmesi gerekiyor.

Hiç gündemde yokken ve Beşiktaş taraftarının da hiç böyle bir beklentisi yokken durduk yere Mourinho ile ilgili oluşturulan gündem hem başkanı hem de yönetimi zora soktu. O yüzden yönetim içerisinde fikir ayrılıkları olsa bile, hoca konusunda müşterek bir yere gelinmeli ve konu kapanmalı. Herkese göre teknik adam bulamazsın ve herkesi memnun edemezsin. Beşiktaş’ın başına son yıllarda ne geldiyse bu kararsızlıktan ve bu gecikmelerden dolayı geldi. Daha geçtiğimiz devre arasında Santos’a giden süreç de gecikmişlikten ve karasızlıktan kaynaklandı. Santos’un oyun anlayışı dahi hesap edilmeden alelacele takımın başına getirildi. Hikaye erken bitti.

Santos gideli epey oldu. Serdar Topraktepe’den sonra yeni bir ismin geleceğini Serdar Hoca dahil herkes biliyor. Yani bu durum uzun süredir belli. Şimdiye kadar bunun planlaması yapılması lazımdı. Hala daha 5-6 adayla görüşme devam ediyorsa burada net bir plandan söz edemeyiz. Başkan Hasan Arat, bütün iyi niyetiyle yoğun bir çalışma yürütse de, kulübün maddi imkanları kendisini zorluyor. Gelinen noktada ise, bu gecikmeler ve kararsızlıklar gelecek adına Beşiktaşlılar’ı endişelendiriyor. Endişeye mahal var mı yok mu, onu da yönetimin yakın zamanda yapacağı hamleler gösterecek." ifadelerine yer verdi.

"Önce uzattı sonra hediye etti!"

Fanatik'teki köşesinde Cem Dizdar, "Beşiktaş’ın neredeyse tek hücum planının Ghezzal ile ters kanattaki Muçi’ye ceza sahası çevresinden şut denetmek olduğu bir ilk yarı izledik. Masuaku ve Svensson’un nafile ortaları ise sadece göstermelik olarak kaldı. 13. dakikada Eren Elmalı’dan gelen topta tek adamdan gol yiyen Beşiktaş, evet devre boyunca rakibine başka fırsat tanımadı ancak Paul Onachu golünde önce stoper Necip Uysal’ın orada ne aradığı bir muammaydı!

Akabinde diğer stoper Omar Colley’in geri geri kaçarak rakibinin top sürmesine izin vermesi ise ikinci tuhaflıktı. Golden sonra Beşiktaş’ın top kazanması da kolaylandı. Ancak kolay kazanılan topların verimli kullanıldığından söz edilemez. Ta ki, son dakikada art arda kullanılan kornerlerin sonuncusunda Bardhi’nin eline gelen toptan kazanılan penaltı en azından 15-20 dakikalık yüksek çabanın ödülü oldu. Fakat 54. dakikada ilk devre Beşiktaş’ın ‘Gizli oyun kurucusu’ Muleka, Trabzon savunmasının içinde aldığı topla geri çekilerek dengelerini bozdu. Ardından da Salih Uçan’a golü attırdı. Akabinde ilk devre Uğurcan Çakır’ın yaptığı kritik kurtarışlara Mert Günok’un yaptığı nazireleri izledik.

Nihayet 89’da kornerde savunmaya yardıma gelen Vincent Aboubakar’ı gücüyle ekarte eden Meunier’in kafa vuruşunun ardından gelen Pepe golü maçı uzatmaya taşıdı derken... Aynı Pepe maç bitmeden topu önce Al Musrati’ye ardından da kupayı Beşiktaş’a hediye etti! Son bir iki not; Nasıl oldu da Beşiktaş yönetiminin paha biçemediği Semih Kılıçsoy kendisini yetiştiren Serdar Topraktepe tarafından maç süresinden tasarruf etme dakikalarında oyuna alındı ve topa değmeden maçı tamamladı? Ve şu meşale denen garabeti kim yakıyorsa yakmasın, kim övüyorsa bu saçmalığı övmeyi bıraksın. Bu manasız gösteri, korkarım yakında can yakacak." dedi.

"Kupa beyi Beşiktaş"

Sabah'taki köşesinde Fatih Doğan, "Beşiktaş kâbus gibi geçen bir sezonun ardından Ziraat Türkiye Kupası'nın kazanarak aydınlık bir şafağa uyandı. Avrupa Ligi biletini alıp yeni umutlara sarıldı. Favori gösterilen rakibi Trabzonspor karşısında şerefiyle oynayarak ve hakkıyla kazanarak kritik ve tarihi bir başarıya imza attı. Olimpiyat'ta hem Beşiktaşlıların hem de Trabzonsporluların tribünleri dolduran muhteşem enerjisiyle karşılaştım. Sahada ise Serdar Topraktepe'nin orta sahayı güçlü tutmak için Gedson- Musrati-Salih üçlüsüyle çıkması önemliydi. Üç gündür yayınlarda Beşiktaş'ın çıkış yolunun bu olduğunun altını çizerken dün bu dinamik yapının Trabzonspor orta sahasını ve oyun planını çökerttiğini net olarak söyleyebilirim. Bordo- mavililerin, ilk yarıda Eren'in uzun pası ve Onuachu'nun bireysel yeteneğiyle attığı gol dışında kayda değer pozisyonu yoktu. Beşiktaş daha istekli, daha organizeydi. 2. yarıda Beşiktaş üstünlüğünü sürdürdü. İkinci golü, Gedson'un geliştirdiği atakta dokunuşu kafayla Salih'in yapması oyunun özetiydi. Ghezzal'ın temposunun düştüğü anlarda 2-1'den sonra Rashica'nın alınışı doğru karardı. Sonrasında Muleka'nın yerine oyun Cenk'i çağırsa da Aboubakar girdi. Son dakikalarda Trabzon'un 2-2'yi bulması uzatmalarda Al Musrati'nin uzaktan golüyle hak edilmiş kupaya uzanması finale yakıştı. Beşiktaş ve Trabzonspor takımlarının karşılıklı tören öncesi geçit oluşturup alkışlaması kupanın en güzel anlarından biriydi. Teşekkürler Trabzonspor, tebrikler Beşiktaş…" ifadelerini yazdı.

Editör: Spor Servisi

Haber Yorumları

Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yükleniyor
yukarı çık