21 Aralık 2024, Cumartesi

Spor yazarlarından Beşiktaş sözleri!

Spor yazarlarından Beşiktaş sözleri!

Beşiktaş'taki son gelişmeleri köşelerinde değerlendiren spor yazarlarının makalelerini sizler için derledik...

Cem Dizdar: 'Sihirli dokunuş' demişti birileri! (FANATİK)

"Çoğu maçında olduğu gibi ilk yarı boyunca sadece tek pozisyona girebilen (Rebic ile) Beşiktaş’ın sorunu kimilerine göre ‘Yetersiz transferler’di! Lakin transfer anlatısı üzerinden ülkeyi ikna edenlere sormak gerek, ‘Adını daha önceden bildiğiniz Simon Mignolet dışında Club Brugge takımından kimi aldırırdınız Beşiktaş’a?’ Sezonun başından bu yana Beşiktaş’ın antrenman sorunları apaçık ortadaydı. Dün akşam yaşananlar bu durumun sadece sonucudur. Zaten ortalaması vasat altı olan ligin dibindeki takımları güç bela yenince ‘Çalımbay dokunuşu’ türünden hamasi başlıklara ikna olanların olan biteni anlamasını zaten beklemiyorum. Ne var ki, Rıza Çalımbay’la devam edeceğini açıklayan başkan adaylarının da konu üzerine eni konu düşündüğünden emin değilim. Düşünün, maç öncesi elinde oyuncu olmadığını söyledikten sonra sahaya haniyse milli takımlar seviyesi bir kadro süren teknik adamın takımı maç boyu sahada uyurgezer gibiydi. Üstelik bu teknik adam 17 yaşında Beşiktaş A takımıyla sahaya gönderilmişti o zaman ki hocası tarafından!

Sorun geçmişten geliyor

Beşiktaşlı oyuncuların neredeyse tümünde düşük reaksiyon seviyesi gözleniyordu. Rakipleri ne kadar hızlı düşünüyor, uyguluyorsa onlar tam tersi durumdaydı. 56. dakikadaki oyuncu değişikliği öncesi ise acıklı bir sahne geldi ekrana. Çalımbay’ın yardımcı antrenörü Bülent Albayrak oyuna girecek oyuncusuna kağıda çizerek ne yapması gerektiğini anlatıyordu. Acaba maç öncesi sahaya çıkacaklar için o kağıtlara ne yazmış olabilirlerdi? Yine de sorun kesinlikle Çalımbay ve ekibinde değil. Durum tamamen geçmişten gelen antrenman sorunuydu. Bir de düşünün ki bu takım ligin üçüncüsü! Hangisinin durumu daha acıklı acaba?"

Bilal Meşe: Çalımbay’ın suçu değil (MİLLİYET)

"Beşiktaş’ın Avrupa Konferans Ligi’ne veda etmesinin faturasını kime çıkaracağız, Şenol Güneş’e mi, yoksa Burak Yılmaz’a mı? Yoksa bu oyunun asıl aktörlerine mi? Aslan payı, o formayı taşıyanlardadır, bunu bilir, bunu söyleriz! Diyeceksiniz ki, olan olmuş, oturup ağıtlar yakmanın da bir anlamı yok, haklısınız!
Acaba Güneş’in ayrılığından sonra bu göreve Rıza Çalımbay getirilseydi ne olurdu? Bu bir varsayım, ancak negatif bir tablo olmazdı. Çünkü Çalımbay, o kısıtlı kadroya karşın Sivasspor’u üç kez Avrupa’ya taşıdı, yani bizimkisi varsayım değil, rakamsal gerçeklerdir!
Kartal’ın şu anki negatif tablosunuya bakıyorum, Avrupa’da tren kaçmış, önünde bir lig bir de Türkiye Kupası var. Bu iki kulvardan birine Kartal tutunsa Avrupa kapısını aralar, taraftarlar üzerinde oluşan kara bulutları dağıtır. Demem o ki, iç hatlarda tren tamamen kaçmış değil, Süper Lig’de daha 25 hafta var, liderle arasındaki puan farkı 9, kapanmaz mı, bal gibi kapanır. Rıza Çalımbay faktörünü de unutmayalım.
Beşiktaş penceresinden Brugge maçı prestijden öteye gitmiyor. Öyle Amir ve Gedson’u yedek soyundurdu diye Çalımbay’a gönül koymayın, ligi düşünüyor ligi. Kaldı ki, Brugge maçı öncesinde dokuz sakat oyuncu, bir kart cezalısı, iki de statü gereği oynamayan, etti size neredeyse bir takım.
Farklı mağlubiyete kılıf arayacak halimiz yok, ancak Tayfur ve Onur zorunlu olarak farklı pozisyonlarda oynadılar, savunmanın dağılması da bundandır!
İlk yarıda rakip iki gol attı, Kartal, pozisyon üretmede sıkıntı çekti, hücumda çoğalamadı, Rebic bir pozisyon yakaladı, o da dağlara taşlara! Grup lideri Brugge, hem çabuk, hem de iyi futbol oynuyor, bulundukları konum asla rastlantı değil, bu kulvarda daha çok yol alırlar.
Tablo ne olursa olsun, koca Beşiktaş sahasında rakibinden beş gol yemez, yememesi gerekir, Kartal’a yakışmadı bu skor! Hani kıran - kırana mücadele edersiniz, yenilirsiniz, eyvallah. Üretimi geçtik arkadaş, takım savunmasının yerinde yeller esti, elini - kolunu sallayan Ersin’le karşı karşıya kaldı, golleri sıraladılar!
Skor tabelası pek iç açıcı değil, Kartal’a yakışmayan bir skor! Ancak bu takımın Süper Lig’de sizin desteğinize gereksinimi var, eyyy vefalı taraftarlar! Zaten takımda özgüven kaybı var, protesto etmeye devam ederseniz, bu dibe vurur, dibe! Kartal’ın zirveye tutunması, tribünlerin pozitif enerjisinden geçer, unutmayın."

Kartal Yiğit'ten Sosyal Medyada Açıklamalar

"Yıllardır meslek icabı sayısız kongre takip ettim . Şunu net bir şekilde görüyorum ilk kez kurulların, bir adayı alenen desteklediğini görüyorum. Bunu isim kim olursa olsun söylemek istiyorum .

Şan Ökten tesislerinde Beşiktaş altın çağını yaşadı. Maalesef 4 yıldır yıkılmış virane bir şekilde duruyor . Orası Beşiktaş’ın kalbi. Bu tesisi kim yapar o ruhu yeniden canlandırırsa camiaya büyük hizmet etmiş olur. Kimin yaptığı önemli değil. Yeter ki orası eski kimliğine dönsün."

Ali Ece: Biriniz Süleyman biriniz Seba olun! (FANATİK)

"Beşiktaş’ın şu anda bir takımı yok aslında: Birbiriyle son derece uyumsuz oyunculardan ibaret bir kadrosu var sadece. Şenol Güneş zamanı dediğimin arkasındayım: Bu kadroyu yönetmesi için Klopp veya Guardiola da takımın başına getirilse bu oyuncu malzemesinden anlamlı bir futbol takımı çıkması imkansız! Orta sahada Gedson’un ilk 11’de başlamadığı her maçta olduğu gibi rakip elini kolunu sallayarak geldi, golleri attı gitti maalesef. Beşiktaş ilk 20 dakikada 2-0 yenik düştüğünde bile pasla organize atak geliştiremedi. Dünkü berbat performanstan daha fazla bahsetmek istemiyorum çünkü bu kadro oldukça Beşiktaşlı’nın mutlu olması zor. Beşiktaş futbol şubesi şu anda sportif bir enkazdan farksız. Bu yüzden her iki başkan adayının durumun vehameti kavrayıp Milli Mutabakat Hükümeti kurması yani olabilecek en güçlü ortak yönetim kurulunu oluşturması gerekiyor.

Sponsorluk şart

Mevkisel olarak bir kere skorer ve hücum hattında pas lideri olacak bir oyuncu mutlaka alınmalı. Ayrıca Gedson’un yanına yeni bir Ernst de bulunmalı. Bunun için acil kasa kolaylığı sağlayacak yönetim kurulu sponsorluğu şart. Adalı Talisca; Arat, Ernst tipi bir oyuncu alır; kadroya ihtiyacı olan acil pansuman yapılır. Sonra maddi ve manevi açıdan daha güçlü Milli Mutabakat Yönetimi futbol şubesinde Feyyaz Uçar ve Şifo Mehmet Özdilek 2024 yazında yapılması gereken takviyeleri belirlerler. Başkan adaylarının birleşmesinden doğacak daha güçlü mali ve mental yapıyla güçlü bir Beşiktaş takımı oluşturulur. Yani başkan adaylarından birisi Süleyman, birisi de Seba olur. Bu vesileyle beni şef scout veya kadro mühendisi olarak görmek isteyen tüm Beşiktaşlılar’a boynumun borcudur. İki başkan adayının birleşmesini sağlayın ben yine talep edilen her sezonda olduğu gibi üzerime düşeni yaparım. Yine tek kuruş veya görev ünvanı istemem."

Turgay Demir: Beşiktaşlılar dikkat! (FOTOMAÇ)

"Beşiktaş'ın düştüğü hale bakın, Brugge karşısında iki sağ bekini stoper oynatmak zorunda kalıyor… Hep devşirme hikayeler yazıyoruz. Öyle bir savunma ki boy ortalaması 1.75 var mıdır bilemedim…

Gedson yedek, Amir yedek ve orta sahada Belçikalı misafirler at koşturuyor. Allah aşkına Rıza hoca, deneme maçı mı bu, camianın her türlü kazanıma ihtiyaç duyduğu şu günlerde ne gerek vardı orta sahayı boşaltmaya…

Beşiktaş kalesine gelen ilk top gol oldu, ondan sonra da gelen iki toptan biri gol oldu…

Kendi sahasında Brugge'den bir çuval gol yiyen bir Beşiktaş olabilir mi? Oldu işte! Ahmet Nur Çebi ve prensi Ceyhun Kazancı'nın müthiş dehaları böyle bir takım çıkardı ortaya…

Taraftar yuhalıyor, (genelde şiddetle karşıyımdır bu işlere) ama bu defa haklı… Kimse koşmuyor, iki Beşiktaşlı arasına köprü kursan ancak iletişim sağlanır. Cenk, Aboubakar ne yapıyorlar belli değil, Rebic tam Allahlık Ali bey…

Salih, Tayfur, Demir Ege çırpınıyorlar ama hepsi ayrı telden çalıyor… Bildiğin Bremen mızıkacıları. Ersin zaten kaptanın seyir defteri mübarek, sürekli seyrediyor…

Rezalet. Tek kelimeyle rezalet…

Yaklaşık dört yıl önceki genel kurulda, eğriyi doğruyu tartmadan yapılan seçimin bedelidir dünkü hezimet dahil, son üç yılda yaşananlar…

Rakiplerine kulp takıp Ahmet Nur Çebi'yi seçenler eserleriyle ne kadar gurur duysalar azdır…

Şimdi yeni bir kongre var ve herkes şunu bilsin ki, yanlış seçimin bedeli yine çok ağır olacaktır.

Eyy Beşiktaş genel kurul üyeleri elinizi vicdanınıza koyun ve bu ligin kavgalarını da, transfer girdaplarını da iyi bilen birilerini göreve getirin ki bitsin bu ızdırap…

Yoksa yandı gülüm keten helva…"

Fatih Doğan: Ruhlarını Ümraniye'de unutmuşlar (SABAH)

"Futbolda temel bir kural var. Maç kazanabilirsiniz, maç kaybedebilirsiniz ancak kötü mücadele edemezsiniz… Dün Club Brugge maçını izlerken futbolcular ruhunu Ümraniye'de unutup stada gelmiş duygusu oluştu. Ne hırs vardı, ne de mücadele. Bırakın rakibe tekme atmayı, topa kafa, formayı ıslatan futbolcu sayısı 2-3'ü geçti mi emin değilim. Kadro mühendisliğinin yanlış olduğunu, kadronun vasat bırakıldığını defalarca yazdık. Ancak daha vahimi bu takımda Brugge maçı öncesi bu kadar sakat nasıl oldu? Bu sakatlıkların sorumlusu kim? Rıza Çalımbay maçtan önce kendilerinden önce yanlış yüklemelere de dikkat çekmişti. Beşiktaş'ı rehabilitasyon merkezine çevirirseniz, stajyer hocalara, stajyer sportif direktörlere takımı verirseniz işte bu acı tabloyla karşılaşırsınız.
Beşiktaş iyi mücadele etse 4. dakikadaki ilk golden sonra reaksiyon gösterse farklı yenilgi gelmeyebilirdi. Ama sahada istisnasız bütün futbolcular görevlerini iyi yapmadılar. Teslim bayrağını çekmiş gibiydiler.
3 Aralık'ta seçim var. İki başkan adayı takımı toparlamaktan bahsederken 3-4 takviyeden söz ediyor. Bu takım ruhen de fiziken de enkaz haline dönüşmüş. Bundan daha fazlasını yapmaları gerekiyor. Asıl mesele ateşten gömleği giymek değil, 16 ay taşımak… Kolay gelsin."

Güntekin Onay: Utanç gecesi (HÜRRİYET)

"Beşiktaş tarihinde yenilgiyi bu kadar kolay kabul eden bir takım hatırlamıyorum.

Açık yüreklilikle ifade edeyim; gazeteye köşe yazım olduğu için eziyet ile seyrettiğim bir ilk 45 dakika gördüm dün. Beşiktaş takımı çok eksikti tamam ama sıfır konsantrasyon ve sıfırın da altında bir oyun coşkusu vardı sahada. İyi yaptığı hiç bir şey olmayan, sahaya bir oyun gücü ve karakter koyamayan bir Beşiktaş izledik.

ERSiN ARTIK KARARINI VERMiŞ

Ne yazık ki kaleci Ersin, artık kararını vermiş ve üst düzey bir file bekçisi olmaya hiç niyeti yok. Tamamen işin ucunu bırakmış. Rebic’in maça hiç konsantrasyonu yoktu. Biraz Oxlade-Chamberlain, biraz Zaynutdinov ve Aboubakar’ın futbol oynamaya niyetleri vardı. Genç Demir Ege telaşlı ve orta alanda pas açılarına doğru bir şekilde giremeyen bir görüntüde idi. Cenk Tosun oynadığı pozisyonu çok yadırgadı ve etkisizdi.

iKiNCi YARI DAHA KÖTÜ OLDU

İkinci yarı bazı şeyler düzelir mi diye umut ederken işler daha da kötüye gitti. Club Brugge maçı ciddiye alan taraf olmaya devam etti ve farkı kısa sürede 4’e çıkarttı. Beşiktaş açısından bakınca kesinlikle unutulması gereken bir gece idi.

Beşiktaş tarihinde yenilgiyi bu kadar kolay kabul eden ve çaresiz bir takım hatırlamıyorum. Hem de iç sahada. Beşiktaş tarihinin en büyük utanç duyulması gereken gecelerinden birisinin sorumlusu mevcut yönetimdir. Bir takım bu kadar sahipsiz ve çaresiz bırakılmaz.

BRUGGE OYNADI, BiZ SEYRETTiK

Ne yazık ki Ahmet Nur Çebi ve yönetimi dün gece yaşanan utancın baş sorumlusudur. Bir futbol takımını bu kadar sahipsiz bırakırsanız yaşanan bu hezimete de yol açmış olursunuz. Kimsenin Beşiktaş taraftarını bu kadar üzmeye ve utandırmaya hakkı yok. Club Brugge oynadı ve biz 90 dakika seyrettik.

Hiç yaşanmamış olmasını dilediğimiz skandal ve utanç verici bir geceydi. Herşeyin özeti ne yazık ki bu."

Editör: Spor Servisi

Haber Yorumları

Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yükleniyor
yukarı çık