Spor yazarları ve yorumcularından Serdar Sarıdağ, Sinan Vardar, Cem Dizdar, Bilal Meşe, İsmail Er, Ali Ece, Kartal Yiğit, Turgay Demir, Fatih Doğan, Ergin Aslan ve Güntekin Onay, Beşiktaş'ı değerlendirdi.
Serdar Sarıdağ'dan Beşiktaş'taki son gelişmeler
Spor yazarı ve yorumcusu Serdar Sarıdağ, siyah-beyazlıları şu ifadelerle değerlendirdi: "Beşiktaş'ın şampiyonluk şansı, Fenerbahçe'den daha fazla. İkili averaj konusunda avantajı var. Oyununa baktığımda da Beşiktaş daha iyi gözüküyor. Beşiktaş, 8 numaraya taraftarı heyecanlandıracak bir transfer yapacak. En az 4-5 transfer istedi Şenol Güneş. 2 orta saha, 1 stoper ve 1 kenar oyuncusu dedi. Beşiktaş'ın yapacağı transferler Şenol hocanın istediğinden fazla olabilir. Gedson Fernandes, idmana çıkmamış. 5-6 futbolcu Gedson'un evine gitmiş bir sıkıntın mı var diye? Masuaku, Rosier, Atiba ve bazı oyuncular Gedson'un evine gitmiş. Rosier bavulunu topluyor. Kendisine gelen teklifleri değerlendiriyor. N'Koudou, Alex Teixeira'nın tırnağı olamaz! Adam dedi ki 'Ben size faydalı olamıyorum, bu parayı da veremezsiniz, ben en iyisi gideyim.' Yabancı oyuncu dediğin onun gibi olur, Atiba gibi olur. Beşiktaş'ın kalan maçlarını kazanması halinde şampiyonluk şansı daha yüksek. Çünkü Galatasaray'da düşüş, Fenerbahçe'de dalgalanmalar var. Beşiktaş gelecek sezon için 3 futbolcuyla anlaştı. Şenol Güneş 2-3 hafta daha erken gelseydi. Ben bugün 'Beşiktaş şampiyon olur' derdim."
Sinan Vardar: Umut var!
Skor hiç önemli değil; bu çok anlamlı maç için teşekkürlerim kardeş Azerbaycan halkına... Şenol Güneş, iki hafta maç yapmayacak takımda tüm oyuncuları görmek istedi. Berkay, Semih gibi gençlerin yanı sıra uzun süredir ilk 11'e uzak olan Umut Meraş ve Muleka da vizyona çıkan isimlerdi. Gençlerin kumaşları kaliteli, oynadıkça daha iyi olacakları da bir gerçek. Sabah ilk dakikalarda Kaschuk'un 2 golüyle öne geçmesine rağmen Beşiktaş'ın maçı bırakmayacağı çok belliydi. Umut Meraş attığı 2 nefis golle klasını gösterirken dengeyi getiren isim oldu. Umut'a bundan sonraki haftalarda sürpriz golcü olarak görev verilirse hiç şaşırmam. Muleka bildiğiniz gibi; oyundan oldukça kopuk bir görüntü verdi.
Hakem hataları, Beşiktaş'ın Bakü'de de peşini bırakmadı. Alakası olmayan penaltıda Mert'in kurtarışı, hazırlık maçı bile olsa çok değerliydi. Güneş, ikinci yarıya Mert-Ersin değişikliğinin yanı sıra; Aboubakar, Cenk Tosun, Fernandes ve Amir ile ideal 11'e yaklaştı. Siyah-beyazlılar, rakibine baskı kurarken Cenk Tosun'un penaltısıyla öne geçti ama Ersin'in hediyesiyle oyuna yine eşitlik geldi. Genç Ersin'in uzun süredir forma giymemesi bu hataya en büyük etkendi. Dün dikkatimi çeken Şenol Hoca'nın Onur Bulut'un sürekli mevkiisini değiştirmesiydi. Onur bu takımın jokeri olma yolunda ilerliyor. Beşiktaş hazırlık maçı olsa da son ana kadar kazanmak istedi. bu büyük takım olma geleneğiydi. Azeri kardeşlerimizin tribünden Beşiktaş tezahüratlarını seslendirmesi muhteşemdi. Yönetimin dikkatine; Bakü'de Kartal Yuvası mağazası harika olur.
Cem Dizdar: Belirsizlik bile yeter
Tahmin edilebileceği gibi Beşiktaş maçlarının ilk yarıları çoğunlukla, otomobil tabiriyle, "Rölanti"de geçiyordu, bu da öyle oldu. Beşiktaş ilk devre çoğu Masuaku üzerinden birkaç orta girişimi dışında hücum edemedi rakip kaleye. Antalya da rakibinden farksızdı. Ancak onlar "Duran top"tan ülke ortalamasını tutturmayı başardılar! Bir duran topta stoperi ileri gönderip savunmacı stoperlerin gözünün içine baka baka Ömer Toprak ile kafa golü buldular. Ardından bir de Fredy ile çaprazdan karşı karşıyı yapamadılar. İkinci devreye ülkenin gereksiz yere abarttığı oyunculardan -gerçi çoğunu abartıyorlar ya– Maxim yerine Onur Bulut’u alarak başladı Şenol Güneş. Takımının ön alan etkisini bir nebze olsun artırmayı denedi ve bunun sonucunda bir korner golü de onlar buldu. Yani duran top golü atan takım duran top golü yemiş oldu! Ya da tam tersi... Artık siz hangisini doğru kabul ederseniz! Beşiktaş 80’e kadar öne top taşıyamadığı için öndeki ikilisini pek fark ettiremedi. Haydi o ana kadar Aboubakar bir gol atmıştı diyelim ama Cenk tek kafa vuruşu dışında onca dakika sahada görünmedi bile. Üstelik ön alan organizasyonlarını bozan hareketlenmeleri de işin cabası.
Keza Nathan Redmond... O da var/yok arasıydı. Ne var ki, VAR herkesi oyuna soktu! Belki Beşiktaş o pozisyonda golü yine Cenk ile aynı içerikte atacaktı ama ne gereği vardı Bünyamin’i VAR marifetiyle atmanın? "Görünmez adam" Cenk kırmızı kart olmasa bile o golü yine atabilirdi. Ve maç koptu. Aboubakar, Tayfur Bingöl’ün sürüklediği bir kontrayı da gole çevirerek maçı takımı lehine bitirdi. Beşiktaş yarışa tutunurken önündeki rakipleri üzerindeki tedirginliğini hissettirmeyi sürdürdü. Yani önde gidenlerin gözü hâlHa arkada. Bakalım haftaya neler olacak? Bu belirsizlik bile yeter...
Bilal Meşe: Aboubakar varsa bir adım öndesin
Bir derbideki Beşiktaş’a bakın, bir de dünkü ilk yarıya! Bir takım bu kadar değişkenlik gösterebilir mi arkadaş? Galatasaray’dan ilk golü yedikten sonra adeta fırtına estiren o Kartal’dan ilk yarıda eser yoktu Antalya’da!
Diyeceksiniz ki, o kadrodan iki kişi eksik, doğru... Salih ve Colley sakatlıkları nedeniyle Antalya’da yoktular, yerlerine Welinton ve Maxim sahadaydı. Gelin görün ki golü yiyinceye kadar sürekli geri vitese takan Kartal’ın koca ilk yarıda bir şutu var, o da Hadziahmetovic’le. Ya diğerleri ‘boş gezenin, boş kalfası’ gibiydiler! Bir de şu geri pas meselesi var, Kartal’ın bu yarıda en büyük handikapıydı kuşkusuz... Haaa sıkışırsın, geri pas yapabilirsiniz, ama her pozisyonda geriye dönerseniz, üçüncü bölgede nasıl etkili olacaksınız? Müsaitsin, rakip eksiltsenize be kardeşim, yok illa geri vites!
Nitekim bu faktör, Antalyaspor’un işine müthiş yaradı, 33’te Fernando frikikte ceza alanına kesti, Ömer yükseldi, kafayı çaktı, top önce yan direğe, sonra filelere gitti.
İlk yarıda her anlamıyla negatif bir oyun ortaya koyan Beşiktaş’ın kronikleşmiş bir zaafı var, golü yemeden gerçek oyununa dönemiyor, taraftarına çile çektiriyor, yatıştırıcı almaya zorluyor!
Nitekim, bu yarıda Kartal baktı ki papuç pahalı, vites yükseltti, baskısını artırdı, 54’te Aboubakar ile skoru eşitledi. Bu gole kadar Aboubakar’ın etkili olduğunu söylemek çok zor, ama adam golcü yeter ki pozisyon bulsun, affetmiyor.
Bu golden sonra iki takım da tempo yükseltti, top bir o kalede bir bu kalede... En azından bu bölümlerde oyuna biraz olsun kalite ve heyecan gelirken, Kartal öyle bir yüklendi ki, rakip savunmaya nefes aldırmadı.
Sahanın en çalışkan ismi Redmond soldan indi, ceza alanına girerken Bünyamin tarafından indirildi, Kalkavan sarıyı çekti. Bak arkadaş, ya VAR devreye girmeseydi, gözünün önünde, ne sarısı bal gibi kırmızı, ben değil kural söylüyor, bariz gol şansı ve son adam! Ohh ne güzel, etliye - sütlüye karışmıyorsunuz artık, VAR’a dayadınız sırtınızı!
Faulü kullanan Redmond, arka direğe kesti, Tayfur kafayla indirdi, savunmayı karıştırdı, Cenk Tosun 84’te sahne aldı, klasına yakışır bir vuruşla golünü atarken, işini yapmanın rahatlığıyla evinin yolunu tuttu.
Aboubakar’ı tutana aşk olsun, 90’da Tayfur sağdan indi, tecrübeli futbolcunun önüne yuvarladı. Dedik ya Aboubakar yeter ki rakibin açağını yakalasın, hiç affı yok, ayağı kaymasına karşın topu tavana çaktı, maçın da skorunu belirledi.
Kartal’a sakın ola kızmayın, bu oyunda kolay rakip yok, olmadığını dün de gördük. Şu da bir gerçek, Beşiktaş, ister kötü oynasın, fark etmez, çünkü ‘kazanma hırsı’ inanılmaz üst seviyede. Kartal’ın bu özelliği var, bir de Şenol Güneş’in dokunuşları, hamleleri yetmez mi?
İsmail Er Beşiktaş'taki gelişmeleri aktardı
İsmail Er, Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'in “Yabancı sayısını belirlemeden önce yapılanmaya gidilmeli... 5 yıllık plan olursa 11 oyuncuyla başlayalım, 5 sene sonra 7’ye inelim... 5 sene içinde kadro sayısını sınırlayalım, geri kalan oyuncuları U-19 takımına gönderelim, oraya yaşı uygun olursa yabancı da getirebilirsin... Böylece 5 yılda bir havuz oluşturmuş oluruz. Sistem oturduğunda yabancı sayısını serbest bırakırsın... Ligi en iyi şekilde tamamlayıp ondan sonrasına bakacağız. Önümüzdeki sezon Avrupa’da yer almak istiyoruz...” sözlerini yazdı.
Ali Ece: Başka formülü yok
Beşiktaş, maça istediği başlangıcı yapamadı. Orta sahada Salih’in çift yönlü savaşçılığı ve Gedson’la beraberken orta sahayı bir üst seviyeye çıkartan performansının eksikliğini hissetti, hissettirdi. Beşiktaş ayrıca savunmada Colley’i de aradı. Colley geldiğinden beri özellikle hava toplarında kusursuza yakın bir performans sergilemişti, havadan kimseye geçit vermedi. Ömer Toprak’ın, Antalyaspor formasıyla ligde attığı ilk golde ise eski milli stoper, Welinton ve Saiss’in arasından çok rahat yükselip kafayı vurarak takımını öne geçirdi. 38’de Mert açıyı iyi kapamasa Antalyaspor Fredy ile farkı ikiye yükseltmeye çok yaklaşmıştı. Devrenin son çeyreğinde Beşiktaş maçta ilk kez baskılı bir bölüm oynadı ancak bu kez de final pasları yetersizdi.
Ghezzal'ın muadili alınmalı
İlk 45’te Cenk çok az topla buluşabilirken, Aboubakar da bir pozisyon hariç hep yoğun markaj altındayken topla buluşabildi. Şenol hoca ikinci yarıya Cenk ve Aboubakar’ı daha çok ve daha etkili topla buluşturabilecek bir formasyon ile başladı. Goller duran toptan gelse de ikisi de kanattan etkili şekilde gelişen akınlar sayesinde kazanılan duran toplardı.
Şenol hoca bir kez daha Mustafa Demirtaş’ın tabiriyle dibinde az kalmış şampuanı suyla köpürterek sonuna kadar kullandı: Zaten yedekleri eksik olan kadroda bir de önemli eksikler olunca bu işin başka formülü de yoktu. Yönetimin ise var, Ghezzal’ın muadili bir oyuncuyu kadroya katmak: Di Maria, Ziyech, Thauvin,Helder Costa, Pedrinho, Araujo, Orsolini...
Kartal Yiğit: Beşiktaş'ın Önünde Haciz Kamyonları Bekliyordu
"Ahmet Nur Çebi ilk seçildiğinde, hepimiz o zamanlar haberlerini yaptık. Kulübün önünde haciz kamyonları bekliyordu. Ne kadar kötü bir şey. Akaretler'deydi o zaman. Akaretler koskoca Beşiktaş Kulübünün önünde haciz kamyonları bekliyordu. Başkan, tek tek bunlarla ilgilendi. O avukatı gönder, bu avukatı gönder, oraya para yetiştir, buraya yetiştir, 3 ayda 4 ayda 6 ayda kapattılar ama, kolay mı bu işler? Gerekirse cebinden verdi. Koskoca Beşiktaş Kulübü, bırakın Anadolu'daki kulübü. Bilgisayarlara haciz geldi, ben öğrendim içerde. Her şeye haciz geldi. Alıp götürüyorlardı rezil olayalım diye engel olunuyor."
Turgay Demir: AbouATAR
Antalya deplasmanında Beşiktaş'ın ilk yarıdaki oyunu tatmin edici olmaktan uzaktı. Top kapma ve kaptırma yarışı gibi bir şey izledik. Siyah-Beyazlılar orta sahada bir türlü organize olamazken, Haji Wright başta Antalya forvetlerinin savunma arkasına sarkmasını da önleyemiyorlardı. Ev sahibi takım saman alevi gibi bir parlayıp bir sönerken Kartal bildiğin uyku halindeydi. Taa ki, golü yiyene kadar.
Ömer Toprak'ın golünde Welington dibindeki oyuncuya rahat bir kafa vuruşu yaptırınca Mert'in de yapacak bir şeyi kalmadı. Doğal olarak soğuk bir duş yapmış gibi sarsıldı Beşiktaşlı oyuncular. Deyim yerindeyse yedikleri golle uykudan da uyanmış oldular. Golden sonra işin ciddiyetini anlayan, Siyah-Beyazlılar daha bir canlandılar. Devre arasında Şenol hocanın da soyunma odasında fırtına gibi estiğini hesaba katarsak, takımın ikinci yarıda gol olup yağmasını da anlamamız kolaylaşır. Yoksa sadece Maxim çıktı Onur girdi diye değişmedi manzara, fırçalar parlattı Kartal'ın tüylerini bana göre.
Aboubakar'ın ilk golünden sonra baskı iyice arttı. Sağ kanadın yetersiz kaldığını gören Güneş, dağınık oynayan Roiser'i çıkarıp Tayfur Bingöl'ü sağ öne koydu ve Onur'u da geriye çekti. Önce, Welington'un eveleyipgevelediği topa Tosun Paşa, "Öyle vurulumaz, böyle vurulur" diyerek maçın yakasına yapıştı, ardından Tayfur Bingöl'ün getirdiği topta Aboubakar, Van Persie'ye selam gönderen golü tavana çaktı. Mete Kalkavan'ın VAR uyarısıyla Bünyamin'e gösterdiği kırmızı kart, topun yönüne bakıldığında doğru karar gibi görünüyor. Aboubakar'a yapılan penaltı konusunda VAR'ın uyarmaması bence yanlıştı.
Fatih Doğan: Güneşli günler!
Bir teknik adamın takımına nasıl dokunduğunun en güzel örneklerinden birine şahit olmak istiyorsanız Şenol Güneş'in yönettiği Beşiktaş'ı izleyin. Galatasaray zaferinden sonra oyuncuları motive etmek zordur. Derbide 1-0 yenilgiden 3-1'lik zafere giden yolda takımın yıprandığını öngörebiliriz. Buna son haftalar oyun ve skor olarak yükselen Nuri Şahin'in Antalyaspor'unun istekli oyununu da ekleyince ilk 45 dakika Beşiktaş'ın istediği gibi gitmedi. Özellikle Fernando ve Fredy'nin orta sahadaki dinamik ve etkili oyunlarına siyah-beyazlı orta saha cevap vermekte zorladı. Antalya araya 1-0 önde girdiğinde bu skoru hak etmişti.
Maxim'in Gedson'la uyumsuzluğunu, sağda Redmond'un Rosier'le verimsizliğini gören Güneş, yaptığı müdahalelerle sonucu değiştirdi. Şenol Güneş önce Maxim'in yerine Onur'u, sonra da Rosier'in yerine Tayfur'u alarak 2 oyuncu ama 4 mevki değişikliğine gitti. Aboubakar maçın yıldızı gibi gözükse de bence Tayfur 40 dakikalık performansıyla asıl şov yaptı.
Hakem Mete Kalkavan mevcut en iyi hakemlerin biri. Ancak Ömer Toprak'ın topa yükselmişken Aboubakar'a arkadan müdahalesi penaltıydı. Verilmeyen penaltı da hem kendisi hem de VAR hata yaptı. Son adamdan Bünyamin'e VAR'ın karışması ve atılması doğruydu.
Beşiktaş, Şenol Güneş'in müdahalesiyle yine 1-0'dan 3-1'lik zafere uzanırken rakiplerine şampiyonluk için şu mesajı verdi: Dış kulvardan, geriden geliyoruz... Sessiz ve derinden değil. Geriden ama gürültülü geldikleri kesin.
Ergin Aslan: Usta terzi...
Daha önceki yazılarımda sık kullandığım bir cümledir; Usta terzi dar kumaştan bol gömlek diker... Hayatın içerisindeki imkansızlıklardan imkanlar çıkartarak, gerekçelere sığınmadan maharetini konuşturmak, yazılan başarı hikayelerinin ana fikridir... Konuyu Şenol Güneş’e getireceğim. Daha önce Beşiktaş’ta çalıştığı dönemlerde eli daha boldu Şenol Hoca’nın. Hatta kulübeye baktığın zaman bile gözlerin kamaşıyordu... İyi teknik adamın, elindeki imkanlar iyiyken ortaya başarılı bir iş çıkarma olasılığı daha yüksektir elbette. Yalnız bu dönemi çok da öyle değil Güneş’in. Rekabeti rakiplerle birlikte değerlendirmek lazım. Bir yanda Galatasaray’ın, bir yanda Fenerbahçe’nin bir yanda da Beşiktaş’ın kadrosu... Ben “Beşiktaş kadrosu kötü” demiyorum. Ancak kabul edelim ki kadrosunun derinliği Galatasaray ve Fenerbahçe’ye göre çok daha kısıtlı. Bunu oyuna giren çıkan oyunculardan anlayabilirsiniz. Misal, son 3-4 maçı açın, 3 teknik adamın yaptığı / yapabildiği oyuncu değişikliklerine bakın. Farkı bariz bir şekilde göreceksiniz.
İşte iyi teknik adam meziyeti böyle durumlarda lazım. Bu durumdan şikayet etmeden, mevcut malzeme ile takım olgusunu oluşturmak, öz güven aşılamak önemlidir. Şenol Güneş geriye düştüğü maçları kulübeden soktuğu Tayfur Bingöl, Onur Bulut, Necip Uysal, Welintonlar’la çevirmesini beceriyor. Bu futbolcular Beşiktaş’ta oynadıklarına göre elbette kıymetliler, lakin Beşiktaş’ın rakiplerinde Zaniolalar, Pedrolar kulübeden geliyor... O yüzden başarı ölçütü koyarken bunları da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Zaten çalıştığı her yerde iz bırakmış, hem takım oyununa hem de bireysel performanslara ciddi dokunuşlar yapmıştır Şenol Güneş... Bir örneğini de bu dönemde sergiliyor. Sonradan bir takımın başına gelip, 4-5 oyuncuyu da sezon ortasında takıma katıp, şampiyonluk potasına girmek mühim mesele...
Güntekin Onay: Geriye düştükten sonra kazanmak hiç kolay değil
Beşiktaş’ın performansı yükseliyor ancak... Beşiktaş, ilk 45 dakikada sanki maça gelmemiş gibiydi. Ev sahibi Antalyaspor, çok daha istekli kararlı ve enerjik göründü. Nitekim Ömer Toprak’ın şık kafa golüyle kırmızı beyazlı ekip 1-0 öne geçti.
Savunmada kompakt duran Antalyaspor karşısında Beşiktaş topu 3’üncü bölgeye taşımakta çok zorlandı.
Cenk Tosun ve Vincent Aboubakar rakip ceza sahasında toplam sadece 3 kez topla buluşurken, orta alanda Amir Hadziahmetoviç, Alexandru Maxim ve Gedson Fernandes sorumluluk almaktan uzaktı. Cenk Tosun’un da sol kanadı tamamen bırakıp merkeze gelmesi hem defansif hem de ofansif olarak Beşiktaş’ı olumsuz etkiledi.
GÜNEŞ DiZiLiŞi DEĞiŞTiRiNCE
İkinci yarıda Şenol Güneş Maxim’i oyundan çıkarıp Onur Bulut’u sahaya sürerek 4-4-2’ye daha uygun bir hamle yaptı.
Daha nitelikli bir baskı oluşturan Beşiktaş, Aboubakar’ın attığı golün moraliyle de yüksek kazanma arzusu ve inancı elde etti. Antalyaspor’un 10 kişi kalması da ev sahibinin direncini düşürdü. Beşiktaş, Aboubakar ve Cenk gibi 2 usta golcüye sahip olduğu için çok şanslı. Şenol Güneş’in göreve gelmesinin ardından tüm futbolcuların performansı arttı. Siyah beyazlıların her geçen hafta daha da yukarıya çıkan bir performansı var. Ancak her maç geriye düştükten sonra maçı çevirmek kolay bir hadise değil.
KALECi MERT’iN ROLÜ BÜYÜK
Kaleci Mert Günok çoğu zaman 1-0 yenikken ikinci gole izin vermedi ve Beşiktaş maça tutundu.
Dün eksiklere rağmen ikinci yarıdaki iyi futbol ve kazanma arzusu siyah beyazlılara gönül verenleri mutlu etmiştir.
Ancak maça başlanan 4-2-3-1 (4-3- 3)düzeninde Cenk Tosun’un merkeze gelmesi çeşitli zafiyetleri de beraberinde getiriyor.
Onur Bulut girdikten sonra klasik bir 4-4-2 düzeni ile golcüler daha verimli oldu. Oyuna sonradan giren Tayfur Bingöl de ciddi katkı yaptı. Ancak maçın anahtarı klasik 4-4-2’ye uygun oyuncularla devam etmesiydi.
Editör: Spor Servisi
Haber Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.