Spor yazarlarından Sinan Vardar, Serdar Sarıdağ, Bilal Meşe, Ali Ece, Turgay Demir, Fatih Doğan ve Güntekin Onay, Beşiktaş'taki son gelişmeleri değerlendirdi. İşte derlediklerimiz...
Ellerine sağlık / Sinan Vardar (Fotomaç)
Beşiktaş maça istekli ve tempolu başladı. İlk 20 dakikada Siyah-Beyazlı takımın kazanma arzusu alkışlanacak derecedeydi. Redmond'un organizasyonu ve siyah beyazlılar taraftarlarının desteğiyle Kasımpaşa'yı ilk 20 dakikada kalesine hapsetti. Kolay gibi başlayan maçın bu kadar zor bitmesi anlaşılacak gibi değil doğrusu!
Beşiktaş kalecisi Mert Günok ilk yarıda maç berabereyken harika bir top çıkardı. Siyah-Beyazlılar, Salih'in harika ara pasında Cenk Tosun'la öne geçerken Weghorst'un golüne kadar Mert Günok yine iyi çalıştı ve bu periyotta tam 3 mutlak golü önledi. Nereden bakarsanız bakın maçın yıldızıydı Mert! Gerçek olan şu ki; Günok, son haftalardaki formuyla Beşiktaş'ı yarışta tutuyor. Ellerine sağlık arkadaş! Gedson'a ayrı parantez açmak gerek. İlk yarıda savunmada ikinci devrede hücumda çok çalıştı. Beşiktaş özellikle ikinci yarıda oyundan koptu, oyuncular fizik yönden sınıfta kaldı.
İkinci yarı oyuna giren Muleka tam bir hayal kırıklığıydı. Baktı Şenol Hoca olacak gibi değil; son 10 dakikada savunmaya Saiss takviyesi yaptı, çok da iyi yaptı. Son dakikalarda Kasımpaşa öyle goller kaçırdı ki maç Beşiktaşlılar dualarıyla bitti.
Kazananı tebrik edelim. Dün alınan 3 puan Beşiktaş için çok önemliydi ama bu futbol şampiyonluğa yetmez. Kasımpaşa taş gibi takım. Ara transferde 2-3 takviyeyle daha çok takımın canını yakarlar. Hakem Zorbay Küçük zaman zaman hatalı kararlar verse de oyundaki temponun artması için dikkatli düdükler çaldı.
Weghorst taraftara ne anlatmak istedi? / Serdar Sarıday (Milliyet)
Valerian Ismael sonrası Beşiktaş’a gelen Teknik Direktör Şenol Güneş’in yapması gereken tek şey, doğru teşhisi koyabilmekti. Şenol Güneş sonrası değişikliklere baktığımızda, Cenk Tosun ile Mert Günok’u daha çok sahada görmeye başladık. Gerçekten de biri kurtarışlarıyla biri de attığı gollerle, teşhisin doğru konulduğunu gösteriyordu. Peki teşhisin doğru konulması tek başına yeterli miydi?
Cenk Tosun ve Mert Günok ile birlikte, transfer döneminde de atılması gereken adımlar olduğunu Şenol Güneş yönetime iletti. Kasımpaşa maçı 2-1 kazanılmış olabilir. Ama son üç maçtaki Beşiktaş’ın oyununu beğenenlerin sayısı çok değildir. Dünya Kupası sonrasındaki son üç maçta, iki galibiyet bir beraberlik ve toplamda 7 puan. Kağıt üzerinde olumlu bir tablo ama saha üzerindeki oyun, gelecek adına pek umut vermiyor.
Bu nedenle stoper, bir ya da iki tane orta saha transferi de, Şenol Güneş’in verdiği raporlar içerisinde yer alıyor. Mert Günok olmasa bugün Beşiktaş’ın hanesinde üç puan daha olmazdı. Hatta son üç maçta Mert Günok olmasa belki de Beşiktaş üçte sıfır çekecekti. Çünkü savunma ciddi pozisyonlar veriyor.
Gelelim Weghorst’un sevincine. Farklı bir anlam çıkarmaya çalışmak biraz zorlama olur. Ama taşları yerine oturtmaya çalışırsak ortaya enterasan tespitler çıkabilir. Bir aksilik olmazsa Weghorst’un menajeri önümüzdeki hafta İstanbul’a geliyor. Hangi kulüp için geliyor pek bilinmiyor. Önümüzdeki sezon golcü sıkıntısı çekeceği bugünden belli olan Galatasaray ve Manchester United adına birilerin, bu oyuncunun menajerleriyle temasa geçtiği artık çok daha net konuşuluyor. Ama bir dahaki sezon için. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde ortaya şöyle bir tablo çıkıyor. İki sene önce Ghezzal’in menajeri transfer masasında ne yaptıysa, şu an o yapılıyor. Menajerler, yönetimin üzerine şimdiden bir taraftar baskısı kurarak, yaz transfer döneminde kozları elinde tutmaya çalışacak. Daha önce yapılmadı mı? Yapıldı…
'Orta' değil pas golleri / Cem Dizdar
Bilinir, futbol ilginç bir oyundur! Umulmadık anda 'Yüze güler’, çalışıp ezberlediğini sandığın işlerde 'Hayal kırıklığı’na uğratır. İlk 20 dakikada ağırlıklı olarak Kevin N’Koudou koridorunu zorlayan Beşiktaş nafile ortalarla zamanı öğütüp durdu. Gelin görün ki, yüksek topa kurgulu görünen iki ön oyuncusuyla iki gol buldu! Gollerin ikisi de rakip defans içine orta alandan yerden pasla gelen toplardı. Devre boyunca 16 orta yapmış bir takım için ironik değil mi? Beri yandan 20’den sonra oyunu dengeleyen Kasımpaşa üç kez kaleci Mert Günok’la karşı karşıya kaldı. ‘Topla oynama’ dışında hemen her istatistikte rakibinin önünde olan Kasımpaşa’nın o pozisyonlarının gol olmayışı, devrenin Beşiktaş açısından en iyisi olan kalecileriyle doğrudan ilgiliydi. Bu arada ilk gol olurken Kasımpaşa’nın sahada 9 kişi olduğunu da not etmeden geçmemek gerek...
Gedson Fernandes ile Salih Uçan’ın iki yönlü verimliliğine Redmon’dun da katkı vermesiyle devreyi sağ salim kapatan Beşiktaş, ikinci devreye 'Düşük’ başladı. Çünkü ilk 20’de sürekli fazladan iş yapmaya çalışan N’Koudou devamında oyundan çekilmişti! Dolayısıyla Cenk de... Haliyle bu durum 60’larda iki değişikliği mecbur kıldı Beşiktaş için. Ancak 69’da sonradan oyuna giren Atiba’nın çevre kontrolünü ihmal eden davranışı Kasımpaşa’ya izlenirliği yüksek bir gol getirdi. Genel olarak maçı özel olarak ikinci devreyi iyi geçirmeyen Beşiktaş, son bölümü ise hayli tedirgin tamamladı. Kasımpaşa ise sona doğru aktifliğiyle görünür olurken maçın bu bölümde de önde olan isim yine Mert Günok oldu. Keza karşı kalede Ertuğrul Taşkıran, sahanın diğer iyisiydi.
Beşiktaşlı duruşu bu muydu?
83. dakika futbolda iyiliğin, merhametin, doğruluğun anlarından biri oldu. Atiba ile mücadelesi sonucu yerde acı içinde belini tutan Kasımpaşalı Tırpan’ı gören Gedson Fernandes topa basıp hakeme durumu gösterdi ve Zorbay Küçük maçı durdurdu! O an o güzelim İnönü ıslıktan yıkılıyordu! Acaba o ünlü ‘Beşiktaşlı duruşu’ bu muydu yoksa Fernandes’in davranışı mı? İster VAR kayıtları açıklansın ister federasyon kulüp yönetimlerinden ’Rica etsin’, doğru/yanlış, olumlu/olumsuz her durumda hakeme itiraz etme geleneği tüm hızıyla büyüyerek sürüyor!
Kazanan haklıdır / Bilal Meşe (Milliyet)
Yayıncı kuruluşta, maç öncesi, Feyyaz Uçar’ın Beşiktaş Hollandalı yıldızı Weghorst ile ilgili yaptığı yorumlar çok hoşuma gitti. Hani derler ya, golcü, golcünün derdinden anlar! Uçar, “Böylesi bir silahınız varsa ki var, onun tüm yönlerinden yararlanmak gerekir” dedi. Başka bir benzetmeyle, “Onun etinden, sütünden yararlanacaksınız” demeye getiriyor Uçar.
Souza ve Rosier’in olmayışı, Güneş Hoca’yı farklı on bire zorladı. Valla, Rosier’in yerine Tayfun Bingöl’ü tercih etmesi doğru bir karardı bence. Artı Redmond, öyle sanıldığı gibi boş bir oyuncu değil... Çabuk, teknik, üstelik mücadeleden kaçmayan, saklanmayan bir oyuncu... Topu kazandığında direkt rakip kaleye gitme arzusu da artısıdır bence.
Hani istatistikler var, malum... Topla oynama yüzdesi bir ara 75’e 25 Kartal lehine idi. Gelin görün ki, bu rakamlar pozisyon üretimiyle pek de örtüşmüyor.
Demem o ki, topla oynayan Beşiktaş, net iki pozisyon üreten ancak Mert’e takılan Kasımpaşa! Biri Ouanes, diğeri ise Fall... Üstelik ikisi de net... Ama tecrübe var kalede kardeşim, tecrübe...
Gedson ile birlikte yan yana oyanan Salih Uçan, 28’de Cenk Tosun’u aşırtma bir vuruşla ceza alanı içinde topla buluşturdu, tecrübeli golcü, Ertuğrul’a rağmen topu fileleri gönderdi.
Neyse, gelelim uzatma dakikalarına... Cenk Tosun, Hadergjonaj tarafından formasından çekildi, düştü, ne Zorba Küçük’den ne de VAR’dan tık yok, tık! Bana göre mi buz gibi penaltı, lami - cimi yok!
Ve 45 artı 6’da Redmond, soldan ceza alanına hareketlenen Weghorst’un koşu yoluna topu yuvarladı, tecrübeli futbolcu soluyla gelişine vurdu, Ertuğrul’un kapadığı köşeden topu filelere gönderdi.
***
Evet, Kartal, kritik bir virajı, iş kazası yaşamadan döndü, dönmesine de taraftarlar ve ekran başındakiler dokuz doğurdu, dokuz!
Hiç kimse alınmasın, düzgün giden Kartal’ın oyuncu hamleleriyle tekerine taş koymak nerden çıktı! Atiba 69’da kaptırdığı topu, Ahmet Engin’in kafa şutuyla gole dönüştü, bu birrr... Muleka, güya Cenk’in yerini dolduracak, olmaz! 76’da Muleka yakın mesafeden topu kafayla Ertuğrul’un kucağına attı, bu da etti size ikiii! Demem o ki, hani oyuna giren, bir şeyler yapar amenna.... Ne katkıları oldu sorarım Allah aşkına?
İkinci, Ahmet Engin’in golüyle ümitlenen Kasımpaşa, sahasına kapanan Kartal’ın üzerine gitti, fırsatlar yakaladı. Ne var ki Mert ve savunma, bu bindirmelere gol imkanı tanımadı.
Tabi ki Weghorst, 66’da altı pastan topu Ertuğrul’a teslim ederken, uzatmanın son saniyelerinde ise çaprazdan vurduğu şut, tecrübeli kaleci tarafından kornerle önlendi.
Maç bitti, bitmesine ancak bir seyirciye sorun, bir de bize! Eee, ‘kazanan haklıdır’ diyeceğiz mecburen!
Mert maçı kurtardı / Ali Ece (Fanatik)
Maçtan önce Şenol Güneş hoca “Kendi oyunumuzu oynayarak oyuna hakim olacağız” dedi. Bir anda “Yoksa Şenol hoca da benim gibi Hakim Ziyech’i mi istiyor?” diye düşünürken maç başladı, Beşiktaş ilk 2 dakika içinde iki kez etkili ön alan presi yaparak Şenol Güneş’in maç önü demecinde ne demek istediğini açtı. Dele Alli yine hazır değildi, Josef olmadığı için Gedson ofansif orta sahadan savunma önüne çekilmişti, Beşiktaş’ın maç başlangıcındaki oyun kurucusu ön alan presiydi. Ancak Beşiktaş’ın ilk yarıdaki en etkili oyuncusu kaleci Mert oldu.
Beşiktaş ilk 12 dakikada yüzde 86’lık topa sahip olma oranı yakalayarak oyuna hakim olsa da 22’de Mert karşı karşıya pozisyonu harika bir şekilde kurtarmasa Beşiktaş 6 dakika sonra Cenk Tosun ile öne geçip skora hakim olamayabilirdi. Beşiktaş öne geçtikten sonra da pozisyonlar verdi, hatta birkaç kez geride eksik yakalandı. Mert Günok’un diğer kritik kurtarışları olmasa devre sonunda Redmond-Weghorst ortak yapımı klas gole rağmen Beşiktaş ilk devreyi 2 farkla önde kapatamayabilirdi.
Ziyech gibi büyük oyuncu şart
İlk 11’de bu kadar çok forvet ve ofansif karakterli oyuncuyla başlayınca, hücum pres ağırlıklı oynamak teorik açıdan doğru olsa da hücum-savunma dengesini sağlayıp takımın iki ceza alanı arasında ideal formasyon boyunu ayarlayacak Josef gibi gerçek bir çapa olmayınca geride eksik yakalanıp geriye doğru sürekli depar atmak zorunda kalıp yıpranıyorsun. O zaman da oyunun ikinci yarıdaki gibi çok gel gitli oluyor, Şenol hocanın maç öncesi hedeflediği oyun hakimiyetini kuramıyorsun. Kalede Mert gibi Fabri’den beri Beşiktaş formasıyla en iyi kaleci performansı sergileyen duvar gibi bir kaleci olmasa değil 3 puan 1 puanı bile zor kurtarırdın! Oyuna hakim olabilmek için Ghezzal seviyesinde misal Hakim Ziyech gibi büyük oyuncular lazım, mümkünse bir de Sergen Yalçın dönemi seviyesindeki Josef!
Kartal geliyor / Turgay Demir (Fotomaç)
Beşiktaş'ın Şenol Güneş yönetiminde bir yandan üç puan, diğer yandan özgüven kazanarak yoluna devam ediyor. İlk yarıda Cenk-Weghorst ikilisiyle Kasımpaşa savunmasının göbeğine resmen tünel açan, tempoyu arttırdığı anda kaleye çok rahat giden, goller bulan Siyah-Beyazlı takım tempo düştüğü anda ne yapacağını şaşırıyor. Basit oynamak isterken basit hatalar yapıyorlar vesselam. Gedson Beşiktaş'ın en önemli silahlarından biri, Salih fizik olarak düşene kadar ona ayak uyduruyor ve bu durumda Kartal maçı alıp götürüyor. Salih yorulup, Gedson yalnız kaldığında ya da Atiba veya başka bir oyuncu orta sahaya alındığında dengeler değişiyor. Dün de böyle oldu. Atiba inanılmaz kötü bir oyun sergiledi. Dünya Kupası'nda izlediğimiz Atiba ile uzaktan yakından ilgisi yoktu ki, çok rahat pozisyonda en kritik yere pas atmaya kalkıp bir anlamda Kasımpaşa'yı umutlandıran golü hazırlamış oldu
Golden sonra Kasımpaşa daha etkili oynarken Beşiktaş kontrataklarla rakibi tehdit etti. Weghorst ve Muleka'nın kaçırdığı üç net fırsat var ki atmak daha kolaydı. Dün Beşiktaş'ın en iyilerinden biri Mert Günok'tu. Özgüveniyle arkadaşlarına güven, rakiplere korku veriyor resmen. Weghorst, Cenk, Gedson'u da beğendim. Tayfur Bingöl her zamanki gibi işini iyi yaptı, en kritik anlarda savunmayı rahatlattı. Kasımpaşa Mamadou Fall'ın getireceği toplar üzerine yapmış tüm planlarını. Beşiktaş o kanadı daha iyi savunmuş olsa son dakikaları daha keyifli geçirebilirdi. Yarış çok acımasız ve kimsenin puan kaybına tahammülü yok. O nedenle Beşiktaş kazandı ve önündeki rakiplerine bir adım daha yaklaştı. Darısı gelecek haftaların başına.
Şenol Güneş'e açık mektup! / Fatih Doğan (Sabah)
Beşiktaş, Kasımpaşa maçına iyi motive olmuş. Etkili bir oyunla da kazandı. Ama madalyonun iki yüzü var. Bir yüzünde görünen şu… Şenol Güneş'in gelişiyle birlikte dokunuşlarının gün geçtikçe hissedildiğinin altını çizelim. Kasımpaşa maçında galibiyetin kapısını attığı gole aralayan Cenk Tosun ile kritik kurtarışlar yapan Mert Günok'un bireysel performans artışında direkt Güneş'in imzası var. Gedson başta olmak üzere orta saha oyuncularının kimlik ve değer kazanmasında yeni oyun siteminin etkisi büyük. Topun ve oyunun hakimiyetini alarak oynama noktasında gözle görülür bir toparlanma var. Beşiktaş yeniden büyük takım ve güçlü oyun reflekslerini yakalama yolunda adımlar atıyor. Ancak madalyonun bir de diğer yüzü var. O da gerçekliğin diğer parçası. Bir de o yöne bakmak lazım. Kasımpaşa Mert Günok'u aşamasa da Beşiktaş'taki bazı bölgelerde ve oyunculardaki kalite sorununun yeniden altını çizdi. Beşiktaş iyi oynamaya ve kazanmaya başlamışken yeniden hatırlatıyorum; Şenol Güneş hocam, elinde sihirli değnek yoksa bu kadronun sana rağmen rakiplerinin önüne geçerek şampiyonluğa ulaşması mümkün gözükmüyor. Şampiyonluk için bu takıma en az 4, golden sonra 'bye bye' diyen Weghorst da giderse, 5 sağlam takviye şart gözüküyor. Bu savunma hattı ile şampiyonluk bence hayal. Dünkü savunma dörtlüsünü üzerine şampiyonluk inşa edilemez. Bu gerçeklerin altını çizmez ve yönetimi biraz daha teşvik etmezseniz hayal ettiğiniz ve hayal edilen Beşiktaş'a hasret kalınır!
3 puanı alırken ecel terleri döktü / Güntekin Onay (Hürriyet)
Haftayı bay geçen Beşiktaş’ın bu denli zorlanması düşündürücü.
Beşiktaş maça kararlı ve rakibine ev sahibi olduğunu hissettirerek başladı. Öyle ki ilk 20 dakika topa sahip olma oranları siyah beyazlı takımın lehine ?’e 16 idi. İlk bölümde sadece kendi yarı sahasında oyunu kabul eden Kasımpaşa, Cenk Tosun’un golünden sonra kabuğundan çıkmaya başladı. 3 kez Beşiktaş kalesinde tehlike yaratan lacivert beyazlılar, kaleci Mert Günok’un iyi oyunu sayesinde eşitlik sayısını bulamadı.
N’KOUDOU YiNE FiNAL PASLARINDA BAŞARISIZDI
İlk 45 dakikada toplam 12 top kaybı ile oynayan Kevin N’Koudou yine final paslarında başarısızdı. Devrenin son anlarında Wout Weghorst ile farkı ikiye çıkartan Beşiktaş için maçı izleyenler “artık 3 puanı cebine koydu” diye düşündü.
İkinci yarıda etkisiz ve silik bir oyun ortaya koyan Beşiktaş’ta Şenol Güneş, N’Koudou ve Cenk Tosun’u oyundan alıp Atiba Hutchinson ile Jackson Muleka’yı sahaya sürdü. Burada amaç orta alanda Salih Uçan ve Gedson Fernandes’in üzerindeki yükü azaltmak ve orta alanı güçlendirmekti. Ancak büyük tecrübe Atiba’nın kaptırdığı top sonrasında gelen Kasımpaşa golü Beşiktaş’ı paniğe itti.
RAKiBE BU KADAR MAHKUM OYNAMASI DÜŞÜNDÜRÜCÜ
Kasımpaşa’nın 2-0’a rağmen maçı bırakmaması ve son ana kadar asılması takdiri hakediyor ama hafta içi bay geçmesine rağmen Beşiktaş gibi bir takımın evinde oyunu bu kadar rakibe bırakıp mahkum oynaması düşündürücü.
Beşiktaş’ın önünde şimdi 5 maçlık zorlu bir fikstür var ve bu maçların 4’ü deplasmanda. Valentin Rosier, Romain Saiss ve Josef de Souza’nın dönmesiyle birlikte takım savunmasındaki sorunlar büyük ölçüde tamir olacaktır. Ancak Şenol Güneş’in oyunun tamamında rakibine hükmetmeyi öğrenmesi gerekiyor.
Editör: Spor Servisi
Haber Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.