Spor yazarları Beşiktaş'taki son gelişmeleri değerlendirdi. İşte o yazılar:
Sinan Vardar: "Fenerbahçe hak etti!" (Fotomaç)
Biliyorsunuz değişim şart demiştik. Sayın Başkan Hasan Arat'ın koltuğa oturması ile birlikte değişim Ümraniye'den başladı. Sevgili kardeşim Feyyaz ve Samet Aybaba'nın direkt Ümraniye'de göreve başlaması futbol takımımızı ilerleyen günlerde pozitif yönde etkileyecek bundan eminim. Tekrardan hem Sayın başkana, hem tüm camiamıza Feyyaz ve Samet'e hayırlı olsun. Mücadeleye kötü başlamış olsak da 10. dakikada yediğimiz gol dengemizi bozdu. Özellikle sevgili atom karınca Rıza'dan ricamdır. 15 yaşından beri Necip tanıdığım takip ettiğim bir furbolcu. Necip'i stoperde oynatmıyorsan hiç oyuna almamalısın. Bu hatadan vazgeçmelisin. Fenerbahçe'nin her iki kanatta birden makine gibi işlemesi onur ve defanstaki kanat oyuncularımıza çaresiz bırakıyor Rıza hoca'nın da bir an önce kanatlardan gelen ataklara çözüm bulması lazım.
Oyuna baktığımızda Fenerbahçe şampiyonluktaki iddiasından dolayı daha hırslı ve istekliydi. Beşiktaş'ta stoperler rakip golcüye yakın oynamamasından dolayı çok fazla pozisyon veriyorlar. Bu nedenle sezon başından beri gol yiyoruz. Cenk'in akıllıca bir hamleyle kaptığı topu ileri alana taşınmasıyla bulduğumuz pozisyonda hakem bence kırmızı kart olan pozisyonda takdir hakkını Fenerbahçe'den yana kullanarak sarı kartla geçiştirdi. Nitekim oyunun 78. Dakikasında Tayfur'a benzer bir pozisyonda direkt kırmızı çıkardı ve VAR sayesinde sarıya çevirdi. Madem VAR ile karar değiştiriyorsun ilk pozisyonda neden VAR'a gitmedin. Takımımızda çok fazla sakatlık var Bir an önce bunlara çözüm bulunması lazım umarım Gedson'un da sakatlığı çok ciddi değildir. Maalesef takımımızın bu hale gelmesinin büyük sebebi sezon başında yapılan yanlış transferlerle kadro oluşturulmaya çalışması. Yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım hücum bölgesinde Fenerbahçe çok fazla baskılı oynadı ve galibiyeti hak etti. Mert olmasaydı skor çok daha farklı olabilirdi sahanın tartışmasız yıldızı Mert oldu. Fenerbahçe daha iyi oynadığı ve hak ettiği bir maç oldu.
Serdar Sarıdağ: "Sorunlu grup ortaya çıkarıldı" (Sosyal Medya)
"Aboubakar’ın kişisel performans antrenörü sosyal medya hesabında Cenk Tosun’u hedef aldı. 'O niye U-19 takımında değil’ diyor. Ve ayrıca ‘benimle konuşmadan önce takımı kim yönetiyor’ diyor.
Neden Muleka değil de Cenk hedef alındı. Bu paylaşımı Aboubakar’ın haberi olmadan yapmış olabilir mi? Bu durumda kadro dışı kararında Beşiktaş Yönetimi haklı gibi gözüküyor.
Beşiktaş’ta beş oyuncu kadro dışı kaldı. Sorunlu grup ortaya çıkartıldı sanırım."
Turgay Demir: "Acilen transfer" (Fotomaç)
"Beşiktaş maça Aboubakar'la başlasa ne olurdu diye düşünmenin pek anlamı yok. Oyuna girdikten sonra gördük ki, Kara Bela'nın cismi burada ama aklı başka yerlerde. Ayağında top tutmaktan aciz, işi asmış görünüyor. Onur ve Umut'a güvenemediği için önlerine Muleka ve Rebic'i koymuştu Rıza hoca. Böylece arkadan gelen Ferdi ve Osayi'ye fazla alan kalmayacaktı. Akıllıcaydı bu taktik ama arkadaki Umut ve Onur'un beceriksizlikleri önlerindekilerin vurdumduymazlıklarıyla birleşince bu plan işe yaramadı. Beşiktaş önde baskı uygulayarak Fenerbahçe'yi bozmaya çalıştı. İlk 45'te bunda etkili de oldu ancak kazandığı her topu kötü kullanan savunmacılar önde baskıyla harcanan enerjiye de yazık ettiler. Cenk Tosun ve Chamberlain Beşiktaş adına ne yaptığını bilen iki isimdi. Gedson, Necip ve sonradan giren Salih de nispeten işlerini iyi yaptılar.
Rıza hoca Rebic ve Muleka'yı gereksiz yere oyunda tuttu. Hal böyle olunca Fenerbahçe ikinci yarıda ciddi baskı kurdu ve net pozisyonlar yakaladı… Üç-dört net pozisyon ve bir de penaltı kurtaran Mert olmasa hikaye "farklı" yazılabilirdi. Bir takım savunmadan topla çıkamıyor, dönen topları alamıyor ya da aldığı anda tekrar kaybediyorsa baskı da yer, penaltı da yapar, gol de yer… Nitekim olan da budur. Hakem Atilla Karaoğlan akan oyunda göremediği üç penaltıyı VAR'la verdi, yanlış gösterdiği kırmızıyı da VAR'la iptal etti. Yani VAR olmasa dört kritik kararı da yanlıştı. Derbi Atilla kardeşime bir beden büyük geldi. Sonuç olarak Fenerbahçe hak ederek kazandı. Szymanski'nin golü gerçekten müthişti. Tebrikler. Beşiktaş acil transfer yapmalı; en az iki kanat, bir 10 numara, bir stoper ihtiyaç. Hem de ekmek gibi, su gibi acil ihtiyaç."
Bilal Meşe: "Beşiktaş skora dua etsin" (Milliyet)
"Haftanın derbisine öncelikle Beşiktaş penceresinden bakalım... Kartal’ın ligdeki konumu net, zirveye tutunmanın yolu derbiden geçtiğini cümle alem biliyor. Madalyonun bir yüzü bu... Diğer yüzü ise Rıza Çalımbay’ın sahaya sürdüğü on bire bakıyorum, elde-avuçta ne varsa sağlam oyuncuları tercih etmiş. Etse ne olur etmese ne olur, malzeme bu kardeşim!
Rakibin ofansif gücünü ve kadro derinliğini iyi hesaplayan Rıza Hoca, orta sahayı kalabalık tuttu, Necip’i ön liberoya çekti. Aslında taktik iyi, ancak kantarda her yönüyle ağır basan bir Fenerbahçe var. Sen ne yaparsan yap, bu kadroyla kafa tutamazsın arkadaş!
Maça arzulu ve istekli başlayan Kartal’dı. Gelin görün ki, bu faktörleri pozisyon üretimine yansıtamıyorsan, neye yarar ki... Rakibine ikinci yarıda teslim bayrağını çekersin arkadaş!
Dzeko’nun üst seviyede bir yetenek olduğunu herkes biliyor, ancak Beşiktaş’ın stoperleri bunun farkında değiller. Boşluğu bulduğu anda golü çakıyor. İlk golde Kartal’ın stporleri resmen uyudular. Hele bir Bailly var ki, inanılmaz... İki penaltıya neden olunur mu? Olunurmuş! Adam görevini yapamadığı gibi eline - koluna sahip çıkamıyor.
Kartal’da golün şoku kısa sürdü, nitekim 24’de forvette tek oynayan Cenk Tosun, Djiku’ya yaptığı baskıyla topu kazandı, ceza alanına girdi, girmesine ama Samet’in sert darbesiyle kendini yerde buldu. Atilla Karaoğlan, penaltı noktası gösterdi, Chamberlain atışı golle çevirdi, skoru eşitledi.
***
Ya ikinci yarı... Rıza Hoca’nın tüm hamlelerine karşın, Kartal, güçlü rakibine yenilmekten kurtulamadı. Bırakın zirveye tutunması, kan kaybetmeye devam ediyor!
İkinci yarıya konuk takım, kadro ağırlığını sahaya yansıttı, Kartal’ın savunmasına müthiş bir baskı yaptı. 63’de Bailly, Szymanski’ye sert girdi, VAR uyardı, Karaoğlan izledi, beyaz noktayı gösterdi, Tadiç yeniden takımını öne geçirirken, Rıza Hoca’dan Aboubakar hamlesi geldi. Geldi gelmesine de, topun yüzünü göremedi, siyahi oyuncu...Tebrik ederim seni Karaoğlan, illa bir arıza yapacaksın! Tayfur tamam yay üzerinde Szymanski’yi düşürdü, faul doğru, ya o kırmızı... Son adam mı, sevsinler seni! İyi ki VAR’da Özgür Yankaya var da, kırmızı sarıya dönüştü.
Valla, bu yarıda Fenerbahçe tek kale oynadı, ürettiklerini gole çevirselerdi. Skor tabelasına çok farklı rakamlar görebilirdik. Tabii ki Mert Günok olası bir farkı önleyen isimdi. Yani üç gol yemesine karşın, görevini yapan tek fotoğraf idi. Eee, önünde iki acemi stoper var ne yapsın? Yediklerinden fazlasını kurtardı Mert Günok. Szymanski, 90 artı 6’da şık bir vuruşla skoru belirlerken, Kartal’ı da kaderiyle baş başa bıraktı."
Cem Dizdar: "Taraftarla değil ‘doğru oyun’la!" (Fanatik)
"Maçın anahtar tanımları ’Sakinlik’ ve ‘Serilik’ olacaktı ve buna uyan ilk devre boyunca Fenerbahçe’ydi. Maçın ilk bölümde aceleci davranan Beşiktaş’ı pas oyunuyla boş kaleye gol atarak cezalandırdılar. Aslında daha fazlasını yapacak kadar da iyiydiler ama Beşiktaş’ın penaltısından başlayarak yok yere gerilip ve ellerindeki oyunu zora soktular. Düşünün, penaltıyı yapan Samet’in sarı kartı anlaşılır belki ama Dzeko, Fred ve Rebic gibi üç uluslararası kariyerin sarı kartını açıklamak mümkün mü? Büyük ihtimalle tribünlerine ‘O kadar takıma bağlıyız ki’ gösterisi yapıyordu bu ‘Usta’lar! Beşiktaş sahadaki kadrosunun ve antrenman seviyesinin gerçeğine uygun olarak ‘Fırsat oyunu’ oynamaya çalıştı. Lakin alacakları sonuç atacaklarından çok Fenerbahçe’nin atamamasına bağlıydı ve onlar da gerek ilk yarıda gerek ikinci yarının başında girdikleri pozisyonları atamayıp rakibe yardım ettiler. Ancak ev sahibi maçı kazanmaya pek niyetli değil gibiydi. Uzun süre oyuna hakimdi Fenerbahçe. Nihayet 60’a varıldığında Eric Bailly, olay yerine tıpkı rakip stoper Samet Akaydın gibi geç kalıp Edin Dzeko’ya hamle yaptı tabela değişti.
Sakin kalan kazandı
Gol sonrası Rıza Çalımbay bekleneni yapıtı ve Cenk Tosun ile Beşiktaş’ın ‘Zoraki prens’i Vincent Aboubakar’ı değiştirdi. Niyet sanırım şuydu; ’Madem oyunda baştan beri bir şey yok belki marifetle işler yoluna girer!’ Giremezdi... Çünkü işler baştan beri rakibin elindeydi ve bu antrenmansız takımın yapacak şeyi çok azdı ve Beşiktaş da zaten yapamıyordu. Bu memlekette derler ki; ‘Taraftar büyük güçtür’! Bunu söyleyenler futbol bilgilerinden değil ‘Taraftar avcılığı’nın getirisinden nemalanmanın konforundan söyler bunu. Maç rakibe galiz küfürle başladı İnönü’de, tezahüratla devam etti. Peki oyun var mıydı? Sonuçta daha doğru antrenman yapan, maçta sakin kalan, doğru oynayan kazandı maçı."
Ali Ece: "Kalanı azap olur" (Fanatik)
Şu anda zaten futbol şubelerini karşılaştırınca Fenerbahçe’nin kadrosu, Beşiktaş’ın kadrosundan çok daha kaliteli oyunculardan oluşuyor. Lakin Beşiktaş daha az kaliteli oyunculardan oluşan kadrolarla bile kendi semtinde oynanan birçok derbiyi kazanmayı başarmıştı çünkü bireysel yeteneklerin toplamından daha yetenekli takım kimliğini o maçlarda sahaya yansıtmayı başarmıştı. Özellikle Gedson sakatlanıp çıktıktan sonra Beşiktaş, tek bir dakika bile ev sahibi takım hüviyetinde, gücünde oynayamadı.
3 transfer yapılmazsa...
Rıza Çalımbay, aslında mevcut Beşiktaş kadrosundan daha zayıf kadrolara sahip başka kulüplerde başarılı teknik direktörlük performansları sergilemişti ancak Beşiktaş’a döndüğünden beri bir türlü bireysel yeteneklerin toplamından daha yetenekli bir takım sahaya sürmeyi başaramadı. Belki de bu kadrodan anlamlı bir bütün çıkması aşırı zor bir şey. Ancak göreve talip olan teknik direktörden daha fazlası bekleniyor. Zaten devre arasında üç nokta transfer yapılamazsa sezon kalanı sadece futbol azabı."
İsmail Er: "Beşiktaş'taki Afrika Cumhuriyeti: Aboubakar'ın başı ağrısa diğerlerinin de ağrıyor! Kadro dışı kararlarının perde arkası..." (Hürriyet / Spor Arena)
"Başını Aboubakar’ın çektiği ve Ghezzal, Masuaku, Muleka, Colley, Amartey, Onana ile Bailly’nin aralarında yer aldığı Afrikalı futbolcuların oluşturduğu grubun takım içindeki tutum ve davranışlarının yaşanan başarısızlıkta önemli rol oynadığı artık yüksek sesle dillendirilmeye başlandı. Öte yandan tüm bu gelişmelerin ardından siyah beyazlı ekipte 5 isim kadro dışı bırakıldı.
Ne teknik direktör ne de yönetim değişimi Beşiktaş’ta kötü gidişi durduramadı. Sezona takımın başında başlayan Şenol Güneş, Lugano hüsranı sonrası bıraktı. Yerine görevi üstlenen Burak Yılmaz, Antalya maçı sonrası kulübeyi Rıza Çalımbay’a devretti. Ahmet Nur Çebi dönemi biterken yeni başkan Hasan Arat oldu. Ancak tüm bunlar yaşanırken değişmeyen iki şey verdi; siyah beyazlı takımın istikrarsız görüntüsü ile aldığı sonuçlar ve ardı arkası kesilmeyen sakatlıklar...
YALÇIN VE YILMAZ UYARDI
Ancak uzun zamandır kulüp içinde konuşulan hatta daha önce Sergen Yalçın ile Burak Yılmaz’ın ifade ettiği bir konu daha var... Başını Aboubakar’ın çektiği ve Ghezzal, Masuaku, Muleka, Colley, Amartey, Onana ile Bailly’nin aralarında yer aldığı Afrikalı futbolcuların tutum ve davranışlarının başarısızlıkta önemli rol oynadığı da artık yüksek sesle dillendirilmeye başlandı.
SERGEN YALÇIN: KESİNLİKLE SÖZLEŞME İMZALAMAYIN
Beşiktaş’ın eski teknik direktörü Sergen Yalçın, şampiyonluğu kazandırdığı sezon sonunda dönemin başkan ve yönetimine “Başkanım aslolan Beşiktaş’tır. Ben veya başkası teknik adam olur önemli değil ama sizden rica ediyorum, Aboubakar ve Afrikalı oyuncularla sözleşme imzalamayın. (Aboubakar ve Ghezzal’ı kastederek) Hele Beşiktaş oyuncusu iken rakip takımla görüşenlerle asla imzalamayın” demişti.
Yalçın daha sonra Sivas maçıyla ilgili bir anısını anlatırken o karşılaşmada sakatlanan Aboubakar için “Dedim herhalde vuruldu bu, güleceğim kendimi zor tutuyorum” diye anlatmıştı.
BURAK YILMAZ: FORMAYI YERE ATAN FUTBOLCU VAR
Şenol Güneş’in aniden bırakıp gitmesi üzerine takımın başına gelen Burak Yılmaz da Sergen Yalçın gibi şikayetçiydi. Yılmaz, Fildişi Sahilli futbolcu Bailly’yi “Beşiktaş forması, benim için her şeyden daha değerli. Terbiyesizlik yapandan Beşiktaş formasını alırım. Bizim ülkemize gelip, bizim oyuncumuza saygısızlık yapanı asla kabul etmeyeceğim. Bailly'yi, Tayfur ile yaşadığından dolayı oyundan aldım. Benim oyuncumun yakasına yapışamazsın" sözleriyle hedef aldı. Bailly'nin formayı atıp "İkinci yarıya çıkmıyorum" çıkışını o gün anlatmadı ama bu sözleri bile aslında sorunun daha büyük olduğunun sinyallerini vermişti.
"ONANA VE AMARTEY'DE DİKKATLİ OLUN"
Beşiktaş’ın bu sezon yaptığı transferler de çok tartışıldı. Savunmada Bailly ve Amartey gerek performansları gerekse sakatlık problemleriyle beklentilerin çok uzağında kaldı.. Ancak özellikle tartışılan bir isim vardı ki, o da Jean Onana. Siyah beyazlılar’ın 4 milyon 37 bin 500 Euro bonservisle Lens’tan transfer ettiği Kamerunlu'nun forma giymeden gönderilmesi bile gündeme geldi. Sezon başında takımın Avusturya kampına gelen menajer Mithat Halis'in "Özellikle Onana ve Amartey konusunda dikkatli olun. Bu oyuncuları asla almayın" uyarısına bulunduğu ortaya çıktı. Ancak 2 isim de transfer edildi ve ikisi de hayal kırıklığı oldu.
8 İSİM AFRİKA KUPASI'NA GİDEBİLİR
Transfer döneminde alınacak oyuncuların Afrika Kupası’na katılacağı ve takımı yalnız bırakacakları konusunda da yönetimi uyarılarda bulunuldu. Dönemin başkanı Ahmet Nur Çebi “Futbolda bunlar var. Elimizde kalanlarla oynarız” yorumunu yapmıştı.
Sergen Yalçın’ın şampiyonluğa oynattığı Beşiktaş’ı son 10 maçta yalnız bırakıp Suudi Arabistan’ın Al Nassr takımına giden Aboubakar geçen sezonun devre arasında yeniden transfer edilirken siyah beyazlıların 8 futbolcunun Afrika Kupası’na gitme durumu söz konusu.
ABOUBAKAR'IN BAŞI AĞRISA DİĞERLERİNİN DE AĞRIYOR
Bu sezon üst üste attığı gollerden sonra Aboubakar’ın hızı kesildi. Önce karın ağrısı ve yüksek ateş nedeniyle 1 maç takımdan uzak kalan Kamerunlu golcü sonra uyluk adalesindeki gerilme ve kanama nedeniyle 3 karşılaşma daha kaçırdı. Bu süreçte Aboubakar’ın saç ektirdiği için oynamadığı iddiaları ortaya atıldı.
Aboubakar’ın sakatlıklarının nüksetmesinin ardından diğer Afrikalı oyuncular Ghezzal, Amartey, Colley gibi oyuncuların da aynı anda sakatlanması kafalarda soru işareti oluşturdu. Kısaca Beşiktaş’ta Afrikalı oyuncular Aboubakar’ın liderliğinde takımı istedikleri gibi yönlendirdiği iddia ediliyordu. Aboubakar’ın başı ağrısa diğerlerinin de başı ağrıyor sakatlık raporu alıp antrenmanlara çıkmıyorlardı.
Derbi sonrası "Bazı oyuncuların kendisine çekidüzen vermesi gerek" diyen Çalımbay'ın F.Bahçe önünde yedek kalan Aboubakar ile ilgili "Bir oyuncu oynamaya bilir. Her şey olabilir. Söyleyecek bir şey yok. Başka şeyler düşünebiliriz. Ufak bir problemi olabilir" sözleri de kafa karıştırmıştı.
LUCESCU: BEŞİKTAŞ DEĞİL, AFRİKA MİLLİ TAKIMI
Beşiktaş'ın Konferans Ligi'nde karşılaştığı Dinamo Kiev'in teknik direktörü Mircea Lucescu eski takımının oyuncu tercihleri ile ilgili 3-2 kaybettikleri maç sonrası çarpıcı ifadeler kullandı. Rumen teknik adam "Biz Beşiktaş'a karşı değil, Afrika Milli Takımı'na karşı oynadık. Kulüpte yetişmiş 11 oyuncuyla onlara karşı oynamak çok zor" derken sonra sında gelen tepkiler üzerine ifadelerinin tamamen yanlış anlaşıldığını, bunu Beşiktaş’ı yüceltmek için söylediğini vurguladı.
BEŞİKTAŞ'TAN KADRO DIŞI KARARI
Beşiktaş'ta yaşanan tüm bu gelişmelerin ardından siyah beyazlı takımda 5 oyuncu kadro dışı bırakıldı. Samet Aybaba imzasıyla yayınlanan haberde Vincent Aboubakar, Valentin Rosier, Eric Bailly, Rachid Ghezzal ile Jean Onana'nın performans düşüklüğü ve takım içindeki uyumsuzlukları nedeniyle kadro dışı kaldığı açıklandı."
Güntekin Onay: "Fenerbahçe oyun ve kalite farkıyla" (Hürriyet / Spor Arena)
"Beşiktaş'ın evinde bu kadar yetersiz göründüğü başka bir derbi hatırlamıyorum.
Maç öncesinde İsmail Kartal’a sorsalar “Beşiktaş’ta kim oynamasın istersiniz?” diye herhalde Aboubakar derdi. Rıza Hoca tamamen Fenerbahçe’ye karşı tedbir amaçlı bir 11 sahaya sürdü. Ne hücum yapabildi, ne de savunma... Beşiktaş iç sahada bu anlayışla oynamaz. Orta alanda neden Necip? O bölgeye sertlik katsın diye. Kattı mı? Hayır. Sürekli alanını kaybetti. Ama Necip elinden geleni yaptı mı? Her şeyini iyi niyetiyle ortaya koydu ama Beşiktaş’ta formanın değerini bilmeyen, profesyonelliğin gereklerini yerine getirmeyen çok oyuncu var.
Beşiktaş orta alan oyuncuları 2 blok arasını kapatamadı ve Szmanski, Tadiç ve İrfan Can o bölgede cirit attı. Yenilen 3 gol var, direkten dönen top var, kaçan penaltı ve Fenerbahçe'nin net pozisyonları...
FARK YARATTILAR
Hadi savunmada tel tel döküldün, bu tercihlerle bu kadroyla hücum yapabildi mi Beşiktaş? Hayır. Neden Muleka? İnanılır gibi değil ama 80 dakika sahada kalıyor. Tercih edilen 11 mücadele edilsin diye. Ancak kalite diye bir realite var. Büyük takımları büyük yapan oyuncu kalitesi ve yıldız futbolculardır. Lakin Tadic, Szymanski, Dzeko ve Ferdi kaliteleriyle fark yarattı.
Beşiktaş, kalesinde 3 gol yemesine rağmen Mert devleşmese, Fenerbahçe yakaladığı fırsatların yarısını değerlendirse siyah-beyazlılar dün akşamki derbide çok daha ağır bir yenilgi alabilirdi.
Sahadaki kadro kalitesi farkı ortada ancak dün seçilen oyun Beşiktaş’ın ve büyük takımın iç sahada taraftarın önünde oynayacağı bir futbol değil.
HAKLI BİR ZAFER
F.enerbahçe çok haklı ve net bir derbi zaferi elde etti. Bu tartışılmaz. Dün 3 kez skora etki eden kritik VAR müdahaleleri olmasa hafta boyunca hakem skandallarının konuşulacağı bir derbi olacaktı. Uzun lafın kısası, Beşiktaş’ın evinde bu kadar yetersiz göründüğü bir başka derbi hatırlamıyorum."
Kartal Yiğit: "Mevzu bahis isimler değil Beşiktaş’tır" (Sosyal Medya)
"Başkan Hasan Arat ve futbol ekibi uzun süredir kimsenin cesaret edemediği neşteri vurdu. Çok doğru bir hamle. Kalanlara iyi bir mesaj verecektir . Geçen yönetim bunu yapsaydı hiç olmazsa sahada böyle ruhsuz bir oyun ortaya çıkmazdı. Mevzu bahis isimler değil Beşiktaş’tır.
Futbol şubesi kadro dışı kalanlarla kısa zaman içerisinde sözleşme feshi görüşmelerine başlayacak."
Ergin Aslan: "Anlık hazlar zamanı!" (Yeni Şafak)
"“Weghorst’un ayrılık ihtimali Beşiktaş için sürpriz oldu. Alternatif olarak konuşulan isimse Kamerunlu büyük golcü Aboubakar. Gerçekten golcülüğüne lafım yok, çok büyük golcü. Ama... Aması var.. Hani şu Beşiktaş Sergen Yalçın döneminde şampiyonluğa giderken son haftaları sırf sözleşme ve para meselesi yüzünden ‘sakatım’ diyerek, takımı değil kendini düşünerek oynamak istemeyen, belki erkenden kopacak şampiyonluğu riske ederek Beşiktaşlılar’ı son haftalara ve düdüğe kadar strese sokup, hayal kırıklığına sebep olan golcü... Belli ki çabuk unutulmuş, bu yüzden detay vereyim dedim ki, belki anımsayanlar olur!”
10 Ocak 2023 Yeni Şafak
Aboubakar’ın yeniden Beşiktaş’a dönme ihtimali konuşulduğunda yukarıdaki satırları yazmıştım. Birçok yayında da, “Aboubakar’la şampiyon olmaktansa, Aboubakarsız 4. olmak daha onurludur” dedim. “Beşiktaş böyle bir şey değil, başarı için her yol mübah değil, Beşiktaş tarihsel söylemleri ve değerleri ile var olan bir kulüp” dedi. Destek verenler oldu elbette ama butik bir grup... Ekseriyetle tüketim çılgınlığı yaşayan ve başarı gelsin de nasıl gelirse gelsin diye düşünen, anlık haz müptelası arkadaşlardan çok laf yedik. Büyük kulüp böyle düşünmezmiş, bizler dünde kalmışız, romantikmişiz, onların tabiriyle “Loser”mışız.
Ben kabul ediyorum ve pes ediyorum; Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Ne Beşiktaş eski Beşiktaş, ne futbol eski futbol, ne de dünya eski dünya... Bakın buraya yazıyorum; yaşanan bu kadar meselenin üstüne 1 sene sonra Aboubakar’ın Beşiktaş’a geri dönme ihtimali belirsin, meşalelerle karşılayacak hatırı sayılır bir kitle bulunur. İnsanın en çok zoruna giden durum bu. Beşiktaş’ı Beşiktaş yapan, şahsına münhasır bir hava katan soyut kavramların artık tükenmesi ve her şeyin elle tutulur, somut ve faydacı bir hale bürünmesi. Biz dünde kalmış çok az kişiyiz artık... Zamanımız geçmiş.
Bu durum Aboubakar’la sınırlı değil elbette. Aboubakar bir rol model... Siz burada tümevarım yöntemi uygulayın. Bu tüketim çılgınlığı (Sürekli pantolon ve ayakkabı satın almaktan bahsetmiyorum elbette), bu haz müptelalığı yarın öbür gün koca koca efsaneleri eritecek potada. Önce Rıza Çalımbay, sonra Samet Aybaba, ardından Feyyaz Uçar... Ve bu silsile böyle sürüp gidecek. Zaman artık 2 slogan atarak şov yapanların, 1 hafta göklere çıkarttığı oyuncuyu, hocayı, takımı, ertesi hafta yerin dibine gömüp iki durumda da büyük destek alan, alkışlanan, rakipleri aşağılayıp -özür dileyerek yazıyorum- “saplaaa, kuduurrtt” geri dönüşlerinden haz duyanların vakti... Bir farkındalık sağlanmadıkça – ki çok zor artık – buradan dönüş de neredeyse imkansız... İnönü zamanlarında Kapalı tribünde bir tezahüratta ne deniyordu, “Burası Kapalı, herkes kendine gelsin”..."
Fatih Doğan: "Beşiktaş için doğal sonuç!" (Sabah)
"Beşiktaş'ın rakip kim olursa olsun evinde derbi kaybetme alışkanlığı yok. Fenerbahçe maçında yaşandığı gibi alınan istisna mağlubiyetler için olağanüstü olumsuz koşulların oluşması gerekiyor. Rosier ve Masuaku sakatlıkları gerekçesiyle yok. İşin acı tarafı, bu oyuncular uzun süredir yok. Beşiktaş yönetiminin ve teknik ekibin bu ikilinin genel durumunu masaya yatırmasında fayda var. Çünkü patolojik vaka olduklarına inanıyorum. Ayrılış senaryosu oluşturulmalı.
Sağda Onur, solda Umut, Bailly ve Amartey'in uyumsuzlukları dikkate alındığında büyük bir uyum ve performans hikâyesi beklemek haksızlık olurdu. Kaliteleri eksikti, ruhları da sahada yoktu... Ama malzeme bu kadar diye bir söz var… Bu oyuncu grubu zorla getirilmedi, iyi paralar ödenerek alındı.
Necip Uysal'ın 6'da önde oynaması çok yerindeydi. Onun yüreği ve arzusu olmasa Fenerbahçe çok rahat o bölgeyi geçerdi. Aboubakar'ın 11'de olmadığını öğrendiğimizde çok şaşırmadım. Birçok dostum beni arayıp kararı skandal olarak değerlendirdi. Ben öyle görmüyorum. Son iki maçtaki vasatlığı, idmanlardaki isteksizliği, saç ektirdikten sonraki tavırları Rıza hocanın kararını etkilemiş olabilir. Rıza hoca ve takım, bu şartlarda kazansa destansı bir sonuç olurdu. Kaybettiği için ben olağan sonuç olarak görüyorum. Bu takımla bu kadar. Alacaklar için çıkarılacak dersler var."
Editör: Spor Servisi
Haber Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.