21 Aralık 2024, Cumartesi

Spor yazarlarından Beşiktaş Başkanı Hasan Arat sözleri ve futbolcuların performans değerlendirmesi!

Spor yazarlarından Beşiktaş Başkanı Hasan Arat sözleri ve futbolcuların performans değerlendirmesi!

Spor yazarları, Beşiktaş'taki başkanlık seçimini, takımın maçlardaki performanslarını ve yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. İşte, yazarların o sözleri:

Serdar Sarıdağ: "Tek yürek olma dönemi"

"Beşiktaş’ın 35. Başkanı Sayın Hasan Arat ve yönetimini kutlarım. Ayrıca Beşiktaş’ta tek adaylık olmaz diyerek yarışa giren Serdal Adali ve yönetim kurulunu da kutlarım. Bu yarışta kazanan elbette Beşiktaş oldu. Sorunlar çok. Bundan sonraki süreç tek yürek olma dönemi."

Sinan Vardar: Bu kongre Beşiktaş’ımız için bir milat (Fotomaç)

"Geçtiğimiz kongre Beşiktaşımız için bir milat oldu. En güzel tabloda, iki başkan adayının birbirlerine sarılarak uzun yıllar sonra, Beşiktaş'ta birlik ve beraberliğin öncülüğünü yapmalarıydı. Yıllardır devam eden sportif başarının azlığı ve borçların gittikçe artması sağduyulu Beşiktaşlıları rahatsız ediyordu. Sayın Hasan Arat yıllardır tanıdığım hatta Serdar Bilgili'ye karşı aday olduğunda listesinde olduğum muhteşem bir vizyona sahip. Uluslararası ilişkileri olan ve Türkiye Milli Olimpiyat Komisyonu Başkan Yardımcısı olarak ülkemize uluslararası büyük değerler kazandırmış bir adaydı. Sayın Serdal Adalı'da, bir dönem beraber yöneticilik yaptığım, duygusal, Beşiktaş'a hem maddi, hem manevi değerler katmış bir kardeşimdi. Hatta bir müddet evvel yazdığım köşe yazımda da ikisinin birleşmesini gönülden arzu etmiştim ama olmadı. Sonuçta Sayın Hasan Arat 21 sandığın tümünde kazanarak Beşiktaşımızın 35. başkanı oldu. Başkan söylemlerinde, benimde yıllardır her platformda söylediğim "FUTBOLU FUTBOL ADAMLARI YÖNETSİN" teorimizi uyguladı ve kadrosunda Feyyaz ve Samet kardeşimin de olması beni ziyadesiyle mutlu etti.

Yönetim kuruluna baktığımız zaman ülkemizin finans sektöründeki önemli isimleri, futbolun içinden gelen Onur kardeşim, işadamları, avukat, profesör birçok liyakatli isimden oluşturdu. Hatta ekonomist ve futbol adamı Mete Vardar'ın listesinde olması ile iki listeyi karşılaştırdığımız zaman Sayın Hasan Arat'ın listesi daha bir başarıyı getirecek insanlardan oluşturulması gurur verici.

BİRLİK BERABERLİK ÖNEMLİ

Şimdi Beşiktaş hepimizin ve kongre sonrasında ki bu birlik beraberlik mesajları, iki başkanın sarmaş dolaş olması, ilerisi için Beşiktaşlılara büyük bir umut verdi. Temennim bu birlikteliğin, daha üst seviyede devam etmesi, hatta bugüne kadar yöneticilik yapmış, başkanlık yapmış değerli Beşiktaşlılarında, bu birlik beraberlik içinde kulübümüze destek olması en büyük arzum.

ÇOK ÜZÜCÜ

Biliyorsunuz kongrede rekor bir katılım gerçekleşti ve 12.152 kişi oy kullanmaya geldi. Ne yazık ki yüzlerce kişi de oyunu kullanmadan döndü. Delegelerimiz maalesef Akatlar Salonu'nun önünde 4 saat bekleyerek oy kullanabildiler. Aylardır Beşiktaş kongresi Türkiye'nin gündeminde olmasına rağmen, Sayın Başkan Ahmet Nur Çebi'nin mi, Divan kurulunun hatasıyla mı böyle bir küçük salonda kongremiz yapıldı. Artık bundan sonra daha büyük salonlar da, hatta stadımızda yapmalıyız. Böylesine önemli bir kongrenin, bu kadar küçük bir salonda yapılması yanlıştı.

SPORTİF BAŞARI ÖNEMLİ

Ne olursa olsun camia sportif başarıyı öncelikle istiyor. Sezon başından beri bilhassa sakatlıklar, transfer edilen bazı futbolcuların randıman vermemeleri, Beşiktaşımız için büyük bir engel. Sayın Başkan ve yönetiminin ilk işi bu takımı süratle daha üst seviyeye taşımaları gerekiyor. Feyyaz'ın ve teknik Direktörümüz Atom Karınca Rıza'nın diyaloğuyla, eksik yerlere yapılacak transferleri de ön plana alarak en kısa sürede toparlayacaklarına inanıyorum. Yeni yönetimin, hemen bu hafta F.Bahçe ile olacak derbi maçını iyi bir netice ile bitirmesi Beşiktaş'a büyük bir moral verecektir. Şimdiden Beşiktaşımıza ve yeni Başkan ve yönetim kuruluna başarılar diler tüm camiaya saygılar sunarım."

Cem Dizdar: Ülke sıkıcılığında bir maç daha... (Fanatik)

"Durum yeni değil epeydir böyle; Beşiktaş maçlarının ilk devreleri onlar açısından yok hükmünde geçiriyor. Topla oynamasına oynuyorlar ama oyunu kurgulayamadıklarından uygulama da mümkün olamıyor. Geriye rakibin bariz hatalar yapmış olması kalıyor ki, Ankaragücü ilk devre o hataları yapmayınca bırakın golü kaleye dahi yaklaşamadılar. Ankaragücü ise Beşiktaş stoperlerinin arasına düşen tek pozisyonu gole çevirmeyi bildi. İlk devrenin en ilginç istatistiği ise ‘Orta’ sayıları idi. Beşiktaş 11’de sıfır, Ankaragücü ise 9’da sıfır çekmişti! Nafilenin böylesi... İkinci devresi de ilkinden farklı değildi aynı yavanlık yaklaşık sıradanlık! Rıza Çalımbay’ın yaptığı değişiklikler de esasen oyunun gidişatına etki etmedi ancak 74. dakikada Necip’in kestiği top neticeye doğrudan etki etti. Şimdilerde ‘Geçiş oyunu’ deniyor ya, Alex Oxlade-Chamberlain neredeyse tüm Ankaragücü oyuncularının geri değil, geri geri koştuğu yerde aralarından geçip golü attı. Bu yazı yazılırken Beşiktaş başkanlık yarışında Hasan Arat önde gidiyordu. Arat da tıpkı rakibi Serdal Adalı gibi takımın yola Çalımbay’la devam edebileceğini açıklamıştı haberler göre.

Kazanılması gereken zaman...

Ne var ki, Beşiktaş’ta revizyondan öte hayli radikal uygulamalara ihtiyaç var sanki. Hem de baştan ayağa... Öncelikle kazanılması gereken şey maçlar değil epeydir kaybedilmiş ‘Beşiktaşlı olma duygusu’dur. Bunun için de elle tutulur planları önce anlatmak ardından da adım adım hayata geçirmek gerekir. Bu da mevcut uygulamaları tekrar ederek değil tam tersi elin tersiyle masadan süpürmek anlamını taşır. ’Kaybedilmiş zaman’ yoktur ‘Kazanılması gereken zaman’ vardır. Ve başkan ile yönetim kurulu zamanın kıymetini bilmek durumundadır. Beşiktaş dün akşam belki yenilmedi ama ‘Zamanı kullanamadığı’ da aşikar. Peki, ‘Ne izledik akşam?’ diye sorarsanız ‘Ülke sıkıcılığında bir maç’ doğruya en yakın yanıt olur sanırım..."

Bilal Meşe: Çalımbay’ın suçu değil (Milliyet)

"Beşiktaş’ın Avrupa Konferans Ligi’ne veda etmesinin faturasını kime çıkaracağız, Şenol Güneş’e mi, yoksa Burak Yılmaz’a mı? Yoksa bu oyunun asıl aktörlerine mi? Aslan payı, o formayı taşıyanlardadır, bunu bilir, bunu söyleriz! Diyeceksiniz ki, olan olmuş, oturup ağıtlar yakmanın da bir anlamı yok, haklısınız!
Acaba Güneş’in ayrılığından sonra bu göreve Rıza Çalımbay getirilseydi ne olurdu? Bu bir varsayım, ancak negatif bir tablo olmazdı. Çünkü Çalımbay, o kısıtlı kadroya karşın Sivasspor’u üç kez Avrupa’ya taşıdı, yani bizimkisi varsayım değil, rakamsal gerçeklerdir!
Kartal’ın şu anki negatif tablosunuya bakıyorum, Avrupa’da tren kaçmış, önünde bir lig bir de Türkiye Kupası var. Bu iki kulvardan birine Kartal tutunsa Avrupa kapısını aralar, taraftarlar üzerinde oluşan kara bulutları dağıtır. Demem o ki, iç hatlarda tren tamamen kaçmış değil, Süper Lig’de daha 25 hafta var, liderle arasındaki puan farkı 9, kapanmaz mı, bal gibi kapanır. Rıza Çalımbay faktörünü de unutmayalım.
Beşiktaş penceresinden Brugge maçı prestijden öteye gitmiyor. Öyle Amir ve Gedson’u yedek soyundurdu diye Çalımbay’a gönül koymayın, ligi düşünüyor ligi. Kaldı ki, Brugge maçı öncesinde dokuz sakat oyuncu, bir kart cezalısı, iki de statü gereği oynamayan, etti size neredeyse bir takım.
Farklı mağlubiyete kılıf arayacak halimiz yok, ancak Tayfur ve Onur zorunlu olarak farklı pozisyonlarda oynadılar, savunmanın dağılması da bundandır!
İlk yarıda rakip iki gol attı, Kartal, pozisyon üretmede sıkıntı çekti, hücumda çoğalamadı, Rebic bir pozisyon yakaladı, o da dağlara taşlara! Grup lideri Brugge, hem çabuk, hem de iyi futbol oynuyor, bulundukları konum asla rastlantı değil, bu kulvarda daha çok yol alırlar.
Tablo ne olursa olsun, koca Beşiktaş sahasında rakibinden beş gol yemez, yememesi gerekir, Kartal’a yakışmadı bu skor! Hani kıran - kırana mücadele edersiniz, yenilirsiniz, eyvallah. Üretimi geçtik arkadaş, takım savunmasının yerinde yeller esti, elini - kolunu sallayan Ersin’le karşı karşıya kaldı, golleri sıraladılar!
Skor tabelası pek iç açıcı değil, Kartal’a yakışmayan bir skor! Ancak bu takımın Süper Lig’de sizin desteğinize gereksinimi var, eyyy vefalı taraftarlar! Zaten takımda özgüven kaybı var, protesto etmeye devam ederseniz, bu dibe vurur, dibe! Kartal’ın zirveye tutunması, tribünlerin pozitif enerjisinden geçer, unutmayın."

İsmail Er: Kulübüne sahip çıkan üyelerin zaferi

"1978’den beri kongre takip ederim; İlk 5 sandıkta kazanan seçimi kazanır. 
Oy simsarları sınıfta kaldı…
Onursal Başkan Süleyman Seba’nın sandıklarından Hasan Aratçıktı..."

TFF'ye tepki

"Türkiye’nin 120 yaşında olan kulübünün seçilen başkanını web sitenizde böyle kutlamak nedir ? “TFF’nin icabına bakacaklar” sözünün karşılığı mı ?"

"Hür seçim oldu"

"Dernekler benim istediğim oyları atar, şu kadar oya sahip olduğunu iddia eden sinyalcileri devri kapanmıştır. Demokratik hür seçim oldu, kulübüne sahip çıkan üyelerin zaferi"
"Siyasette, futbol kulüplerinde, dernek ve kurumlardaki seçimlerde Klavuzu karga olanın seçim kazanma şansı yoktur! Geçmiş seçimlerde bunu yaşadım! Şimdi yine görüyorum yaşıyorum! Yazık liyakat adaletten uzaklaşan kaybeder!"

Kartal Yiğit:Kulübüne sahip çıkan gerçek Beşiktaşlılar

"Öncelikle Beşiktaş’ın yeni başkanı sn. Hasan Arat’ı kutlar başarılar dilerim. Serdal Adalı’yı alkışlayıp bugüne kadar görmediğim şekilde destek tezahüratı yaptırtan Hasan bey çok değerli bir harekette bulunup gönülleri fethetmiştir .  Artık sıra camianın kenetlenmesinde.
Kongrenin sonucu bir gerçeği daha ortaya çıkardı.  Artık yeni nesil bilinçli üyeler öyle baba parasıyla gelip hovardaca para harcayıp kulübü borç batağına sokup kaçan başkanları istemediğini gösterdi . Eski başkanlar artık akıllarından bile başkanlığı geçirmemeli.
Bu kongre bize gösterdi ki artık “Benim şu kadar oyum var , kaç koltuk buna göre oy” devri kapanmıştır . Artık hür iradesi ile gelip kulübüne sahip çıkan gerçek Beşiktaşlılar vardır."

Ali Ece: Yeni yönetimin işi çok (Fanatik)

"Bu satırları yazarken başkanlık seçimi tamamlanmamıştı, o yüzden kim seçilirse seçilsin bu oyuncu kadrosu ve sözleşmeleriyle işleri kolay değil. İstanbul’da Beşiktaş seçimleri devam ederken Ankara’da bir takımdan çok en fazla maç sabahı bayii toplantısı vesilesiyle tanışmış birbirine yabancı insanların oynayabileceği kadar kolektif oynayabilen oyuncular vardı. Bu oyuncuların çoğunun sözleşmeleri uzun vadeli ve performanslarına göre bayağı yüksek maliyetli. Performans demişken ilk yarı sonucunda Beşiktaş forması giyen 11 oyuncudan gol beklentisi 0.09’du. 0.09 kadar düşük ihtimal de olsa kimlerin o performanstan ve hangi pozisyonlarda gol beklediğini gerçekten çok merak ediyorum. Bir transfer sezonunda 15 milyon Euro harcayıp sprinter veya driplingci kanat olmadan sahaya çıkmak akıl almaz bir kadro planlama hatası. O parayı Seçil Erzan’a bile versen geri alma ihtimalin bu kadroyu kurup aynı paraya bu oyuncuları satma ihtimalinden daha fazla. O yüzden yeni yönetime sabırlar diliyorum. O harcanan paraya rağmen lider stopersiz bir kadro kurmak da büyük futbol akılsızlığı. 21’de Ali Sowe yine Beşiktaş’a gol atarken, pozisyonda top toplamda 7 kez Ankaragücü santrforunun ayağına değdi veya yerde sekip sahipsiz top olarak kaldı.

Nokta transfer şart

Yine bu kadar transfer yapıp sahaya kreatif bir lider pasörün, top yönlendiricin olmadan çıkmak da eski yönetimin son 6 aydaki en büyük hatalarından birisi. Skoru 1-1’e getiren gol, tamamen Chamberlain’in bireysel merkezden delici dripling yeteneği sonucu geldi. Yoksa orta sahada görev alan oyuncular sadece iyi niyetle mücadele ettiler, pas trafiği ile tek bir organize atak geliştirememeleri onlardan çok onları gerçekten tamamlayacak bir oyuncunun takıma transfer edilmemesinin sonucu. Yeni yönetim kimlerden oluşursa oluşsun en azından sezonun ikinci yarısı için acilen nokta transferler ile lider stoper, kreatif pas yönlendirici ve sprinter driplingci kanat forvet takviyesi yapmaları gerek."

Turgay Demir: Beşiktaş kazandı! (Fotomaç)

"Evet Beşiktaş'ta bir devir sona erdi ve yeni bir dönem başladı. Ahmet Nur Çebi günahıyla, sevabıyla Beşiktaş başkanlığını bırakmış oldu. Günlerdir süren amansız yarış dün yapılan seçimli genel kurulla bitti ve büyük Beşiktaş camiasının yeni başkanı Hasan Arat oldu… Tebrikler. Kelimenin tam anlamıyla centilmence bir yarış oldu, her iki aday da yarışı çirkinleştirmemeye özen gösterdiler. Dün genel kurul öncesi kucaklaşmaları da ayrı bir güzellikti.

Kongre Beşiktaş adına bir gövde gösterisiydi bir bakıma… Dile kolay 11 bin 785 kişi oy kullandı. Bu kadar seçmeni olmayan ilçeler ile var… Dolayısıyla Beşiktaş camiasının ne kadar büyük olduğunu dün bir kez daha cümle alem görmüş oldu. Hasan Arat ve ekibine bütün kalbimle başarılar diliyorum. Umarım hayallerindeki kadar güzel bir Başkanlık dönemi-dönemleri yaşar Arat. Umarım tüm projelerini gerçekleştirme imkanı bulur… O takdirde kazanan Beşiktaş olacaktır. Öncelikle futbol takımının acil müdahaleye ve çok önemli transferlere ihtiyacı olduğu aşikar. Samet Aybaba direktörlüğünde, Feyyaz Uçar'ın ciddi katkılarıyla futbolda ciddi atılımlar yapılmasını bekliyoruz. Takımın durumu ortada. Dün Ankaragücü karşısında ilk yarıda sahada varlığı ile yokluğu olmayan, ikinci yarıda biraz toparlanınca en azından beraberliği kurtaran bir Beşiktaş izledik. Bu takımın her şeyden önce çok iyi bir 10 numaraya ihtiyacı var. Kanat oyuncusu da gerekir, stoper de; orası ayrı hikaye ama üç sezondur çekilen çilenin asıl sebebi 10 numara bölgesinin yeterince doldurulamaması. Başkan Arat'ın, mazbatayı aldıktan sonra hemen işe koyulacağından ve kişisel ilişkilerini de kullanıp 10 numara konusunu çözeceğine inancım tam. Diğer transferler de ardından gelecektir. Uzatmayalım, Ankara'da beraberlik vardı, İstanbul'da ise kardeşlik, dostluk ve elbette BEŞİKTAŞ KAZANDI. Türk futboluna ve büyük Beşiktaş camiasına hayırlı olsun. Unutmadan!.. Bu arada, Beşiktaş ne zaman zora düşse, kazanırım, kaybederim korkusu yaşamadan her zaman taşın altına elini koyup "Ben varım" diyen Serdal Adalı, iyi ki varsın."

Fatih Doğan: İlk neşter futbola (Sabah)

"Beşiktaş'ın yeni başkanı Hasan Arat oldu. İki eski dost ve 2 Adanalı Serdal Adalı ile Hasat Arat, bu sefer kongrede karşı karşıya geldi. Dip dalgayı yakalayan Hasan Arat sadece son yönetimi değil son 23 yılı eleştiren keskin söylemleriyle kongre üyelerinin teveccühlerini kazanıp başkanlık koltuğuna oturdu. Kongre günü iki başkan adayının birlikte çay içip görüntü vermesi yükselen tansiyonun düşmesi açısından çok isabetliydi. Son oy kullanıldıktan ve sandıklar kapatıldıktan sonra iki tarafın da birbirini alkışlayıp Beşiktaş tezahüratı yapıp birlik ve beraberlik mesajı vermesi Beşiktaş'a yakışan görüntülerdi. 12.152 rekor katılım gösterdi ki, Beşiktaş camiası kulübüne sahip çıkıyor. Her zaman tartışma konusu olan blok oyların sandığa yansımasının da sandığa ipotek koyan bir etkisinin olmadığı görüldü. Beşiktaş'a kattığı değerler için Serdal Adalı'yı da Beşiktaş'ın yeni başkanı Hasan Arat ve yönetimini de kutluyorum… Şunu belirtmeliyim ki, yeni başkan ve yönetimini dikensiz gül bahçesi beklemiyor. Sayın Arat bilerek ve isteyerek ateşten gömleği giydi. Hem bu ateşi söndürecek hem de bu yangından çıkış yolunu bulması için önünde 17 aylık bir süre var. Yolu kısa, işi çok zor… Kongrenin gölgesinde sahaya dönersek Amir'in hatasıyla yenilen gol, Beşiktaş futbol takımının genel görüntüsü gibiydi. Dağınık, ruhsuz ve toparlanmaya muhtaç… Chamberlain'in attığı gol ve bu vasat takımın durumu; ne taraftarı ne camiayı ne de yeni başkan ve yönetimini kesmez. Sayın Arat'ın, bu süreci iyi yönetmek istiyorsa ilk neşteri futbol takımına vurması şart."

Ergin Aslan: Asıl seçim şimdi başlıyor (Yeni Şafak)

"Beşiktaş’ta epeydir gündemin ilk maddesi başkanlık seçimleriydi. Öyle ki, futbol takımının oynadığı maç dahi arka planda kalıyordu. Uzun süredir yorgun ve yılgın olan Beşiktaşlılar, bu belirsizliğin bir an önce bitmesini istiyordu. Seçimden önce yazdığım son yazının başlığını “Seçimi kim kazanır?” diye atmıştım. O yazıdan bir bölüm şöyle idi; “Size mavi boncuk dağıtan bir yazı ve cümle gibi gelmesin; bu işin sonunda kazanan başkan değil, Beşiktaş olacak. İki isim de son dönemde yanlış yönetilen bir kulübü doğru yönetmek için aday oldular. Ötekileştirmeye değil, kapsayıcılığa ihtiyaç var.”

Seçim süreçlerinde elbette yanınızdaki isimleri konsolide etmek adına bazen sert cümleler kurabiliyorsunuz. Ancak son evre iki tarafa da, hepsinin de ötesinde Beşiktaş ismine yakışır şekilde bitti. Beşiktaş Başkanı Sayın Hasan Arat’ın kazandıktan sonra yaptığı konuşmada Sayın Serdal Adalı’yı alkışlatması çok şık bir hareketti. Aynı şekilde, Adalı’nın her zaman desteğe hazır olduğuna dair yaptığı açıklama da kendisinin nasıl bir Beşiktaşlı olduğunu ortaya koydu. ‘Beşiktaş kazanacak’ derken tam da bunu kastediyordum.

Bu vesileyle, seçime daha iyi hazırlanan ve tüm sandıklardan bütün yaş grubundaki üyelerin büyük teveccühünü kazanan Hasan Arat ve ekibini kutlarım. Dört koldan, çok kapsamlı bir süreç geçirdiler ve çok iyi yönettiler. Seçim sonuçları da bunu ortaya koyuyor. Artık Beşiktaş’ta blok oymuş, eski yöneticilerin oylarıymış, dernekler komple birlikte hareket ediyormuş vs. gibi kozlar da, tarihin sayfalarındaki yerini aldı. Bunu bize bir önceki denetim kurulu seçimlerinde Gökhan Tiryaki ve ekibi çok net göstermişti. Daha iyi hazırlanan, sosyal medyayı iyi kullanan ve kendini iyi ifade eden her ekip ve proje artık net olarak Beşiktaş seçimlerinde öne çıkar. Tabi, Çok temiz bir insan olan Serdal Adalı’ya da önceki iki seçimde yaşadığı şeyler, güvendikleri tarafından üçüncü kez yaşatıldı!

Şimdi bu yazının başlığına dönelim; Asıl seçim şimdi başlıyor... Beşiktaş başkanını seçti, şimdi daha önemli bir tercih yapacak. Camia refleksi yeniden hayata geçip birlikte mi olunacak, yoksa kafadan 2025 seçimlerinin hesap kitabı mı başlayacak? Kongre sürecinde hissedilen ‘sizin aday, bizim aday’ bakışı devam mı edecek yoksa, bütün camia seçimi açık farkla ve net şekilde kazanan Hasan Arat’ın yanında birleşecek mi?

Kulübün ve futbol takımının içinden geçtiği süreç bugünden yarına hemen düzelecek gibi değil. Özellikle futbol takımının çehresinin düzelmesi 2 transfer döneminin geçmesine bakıyor. Bu süreçlerdeki tercih, Başkan Hasan Arat’a omuz verip gardı düşen camiayı birlikte ayağa kaldırmak olursa, her şey çok çabuk toparlanır. Aksi halde neler yaşanacağını size ben değil, yakın tarih söylesin..."

Güntekin Onay: Utanç gecesi (Hürriyet)

"Beşiktaş tarihinde yenilgiyi bu kadar kolay kabul eden bir takım hatırlamıyorum.
Açık yüreklilikle ifade edeyim; gazeteye köşe yazım olduğu için eziyet ile seyrettiğim bir ilk 45 dakika gördüm dün. Beşiktaş takımı çok eksikti tamam ama sıfır konsantrasyon ve sıfırın da altında bir oyun coşkusu vardı sahada. İyi yaptığı hiç bir şey olmayan, sahaya bir oyun gücü ve karakter koyamayan bir Beşiktaş izledik.

ERSiN ARTIK KARARINI VERMiŞ

Ne yazık ki kaleci Ersin, artık kararını vermiş ve üst düzey bir file bekçisi olmaya hiç niyeti yok. Tamamen işin ucunu bırakmış. Rebic’in maça hiç konsantrasyonu yoktu. Biraz Oxlade-Chamberlain, biraz Zaynutdinov ve Aboubakar’ın futbol oynamaya niyetleri vardı. Genç Demir Ege telaşlı ve orta alanda pas açılarına doğru bir şekilde giremeyen bir görüntüde idi. Cenk Tosun oynadığı pozisyonu çok yadırgadı ve etkisizdi.

iKiNCi YARI DAHA KÖTÜ OLDU

İkinci yarı bazı şeyler düzelir mi diye umut ederken işler daha da kötüye gitti. Club Brugge maçı ciddiye alan taraf olmaya devam etti ve farkı kısa sürede 4’e çıkarttı. Beşiktaş açısından bakınca kesinlikle unutulması gereken bir gece idi.
Beşiktaş tarihinde yenilgiyi bu kadar kolay kabul eden ve çaresiz bir takım hatırlamıyorum. Hem de iç sahada. Beşiktaş tarihinin en büyük utanç duyulması gereken gecelerinden birisinin sorumlusu mevcut yönetimdir. Bir takım bu kadar sahipsiz ve çaresiz bırakılmaz.

BRUGGE OYNADI, BiZ SEYRETTiK

Ne yazık ki Ahmet Nur Çebi ve yönetimi dün gece yaşanan utancın baş sorumlusudur. Bir futbol takımını bu kadar sahipsiz bırakırsanız yaşanan bu hezimete de yol açmış olursunuz. Kimsenin Beşiktaş taraftarını bu kadar üzmeye ve utandırmaya hakkı yok. Club Brugge oynadı ve biz 90 dakika seyrettik.

Hiç yaşanmamış olmasını dilediğimiz skandal ve utanç verici bir geceydi. Herşeyin özeti ne yazık ki bu."

Editör: Spor Servisi

Haber Yorumları

Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yükleniyor
yukarı çık