Usta spor yazarları Beşiktaş'taki son gelişmelerle takımı performans yönünden değerlendirdi. İşte sizin için derlediklerimiz:
İşte teknik adam işte üç puan (Bilal Meşe - Milliyet)
Hep aynı gelişmeleri yazıyoruz, ama mecbur kalıyoruz! Beşiktaş acaba tarihinde böylesi bir sezon yaşamış mı, varsa da ben anımsamıyorum! Kadrosu derin, gelin görün ki, Ümraniye tesis olmaktan çıkmış adeta revire dönmüş! Artı baş döndüren bir teknik adam enflasyonu yaşanmış, biri gidiyor, biri geliyor! Tek kalıcı olan nöbetçi hoca Serdar Topraktepe, yani zor günlerin adamı! Unutmayalım ki Topraktepe, Kartal Yuvası’ndan bugünlere geldi, oranın ekmeğini yedi, havasını suyunu çok iyi bilir.
Topraktepe’nin elindeki malzeme bol gibi gözüküyor, ancak sakatlıklar nedeniyle sınırlı, sıkıntılı! Sakatı var, performans düşüklüğü yaşayanı var, onlar kendini bilirler! Hadi siz siz olun iyi futbol oynayan Ankaragücü karşısına ideal 11’i sürün?
Topraktepe’nin sahaya sürdüğü kadro geçmişe oranla baskı yapan, üreten, kaçıran, istekli bir takımdı. Açıkçası futbol adına biraz keyif aldık, gözümüzün pası silindi. Kuşkusuz futbolun bir tık yukarı çıkmasında konuk takımın da katkısı yok değildi. Tehlikeli kramponları var, ancak Kartal’ın savunması onları iyi kontrol etti.
Coşkulu oynayan Kartal 18’de Muçi’nin şık golüyle öne geçti. İlk yarıda Muçi, Gedson ve Rashica’nın gollük şutlarına kaleci Bahadır geçit vermedi. Aslında maçın bir başka anlamı da var. Kartal, Türkiye Kupası’nda iki kez Ankaragücü ile final için mücadele edecek, yani kupanın provası dersek abartmış olmayız. Ali Sowe ilk yarıda net pozisyonda kafayla topu dışarı attı. Artı Morutan’ın orta şut karışımı şutunda topun yan direkten döndüğünü de anımsatalım.
İkinci yarıda Kartal bıraktığı yerden devam etti. Nitekim Ghezzal’ın frikiğinde top üst direkte patlarken, Rashica’nın korner atışına iyi yükselen Muleka kafayı çaktı, farkı ikiye taşıdı. Muleka bu golle Topraktepe’nin güvenini de boşa çıkarmadı.
Evet, dileriz yönetim bu negatif sezondan dersler çıkarır, sağda solda yabancı hoca arayışını rafa kaldırır! Niye mi, elinizin altında Kartal’ın öz evlatlarından Serdar Topraktepe var. Ona sahip çıkın, yabancılara da paraları çarçur etmeyin! Alın size yerli hoca, alın size üç puan daha ne olsun? NOKTA!!!
“Çürükler” için harika! (Turgay Demir - Fotomaç)
Çarpmada bir, toplamada sıfır etkisiz eleman, futbolda Swenson etkisiz eleman! Çarpmada sıfır yutan eleman futbolda Umut Meraş… Serdar hoca birini savunmanın sağına koymuş, diğerini soluna. Hadi sağ tarafta alternatifi yok peki solda, Masuaku gibi bir oyuncu varken bir teknik adam ne diye Umut Meraş macerasına girer! Yok arkadaş, oturup konuşurken herkes futbol uzmanı, saha kenarına geldikleri zaman başlıyorlar şapkadan tavşan çıkarmaya! 40 bin takımım olacak birinde bile Umut ile Masuku arasında kararsız kalmam, yürüyebiliyorsa Kongoluyu tercih ederim. Net! Umut Meraş daha ilk dakikalarda maçı, belki de turu veriyordu… Pes! Beşiktaşlı oyuncular Samet hocadan "Çürük raporu" aldıktan sonra iyice kendilerini kaybettiler. Ön bölgede Muçi, Ghezzal, Rashica, Muleka ilk yarıda gık bile diyemediler.
Sonra değişiklikler geldi, Tosun Paşa merkeze yerleşti, Muleka kıpırdadı ama Ghezzal ve Muçi yine aynı hikaye. Ghezzal'ın önünde seken top var, adeta "Gel bana yapıştır" diye yalvarıyor, Cezayirli oyuncu o pozisyonu pas vererek harcıyor! Ne oldu bu adama bilen varsa geri gelsin! Masuaku ve Muleka sol kanadı hareketlendirdiler ama yeterli etki olmadı. Daha doğrusu Atakan'ın yaka-paça indirmeleri ve bunları seyreden Ümit Öztürk daha fazlasına izin vermediler. Emre hoca, baktı Atakan atılacak ama hakem atmıyor zorlamadı daha fazla, aldı kenara… Muçi-Salih, Muleka-Aboubakar değişiklikleri Beşiktaş adına son bölümde, son arayışlar için taze kan niteliğindeydiler. Neticede rakip üç net pozisyon yakalamışken deplasmanda alınan golsüz beraberlik Kupa'nın ilk maçı için iyi bir sonuç. Üstelik bunu çürük raporlu oyuncu topluluğu yapmışsa harika bile diyebiliriz. Diğerleri dua etsinler Necip ve Mert'e!.. En iyisi bu ikiliydi.
Nereye kadar? (Fatih Doğan - Sabah)
Beşiktaş için Türkiye Kupası hiç bu kadar önemli olmamıştı! Birinci sınıf bir teknik adam getireceksin, Avrupa vitrinine ihtiyaç var. Kaliteli transferler yapacaksın, Avrupa arenası önemli! Ay-Yıldızlı bayrağı dalgalandırmanın ve armayı Avrupa'ya taşımanın değerinden bahsetmiyorum bile... Özetle Avrupa'ya açılan en güçlü ve kolay kapı Ziraat Türkiye Kupası… Beşiktaş dün Başkent'te Ankaragücü maçına bu motivasyonla çıktı. Aldığı beraberlik, rövanş için kötü bir sonuç değil. Üstelik ilk 25 dakikada Umut Meraş'ın hatasıyla Ali Sowe'un kaçırdığı iki pozisyon düşünüldüğünde iyi sonuç da denilebilir. Oyunda gel-gitler çok. Takım öyle basit hatalar yapıyor ki güven vermiyor. Savunmada, geçişlerde ve atak sonlandırmada ciddi sorunlar var. Salt mücadele de nereye kadar taşır? Belirsiz. Serdar Topraktepe ikinci yarıya oyunu ve skoru değiştirmek adına Umut Meraş ile Rashica'nın yerine Cenk ve sakatlıktan yeni dönen Masuaku hamleleriyle başladı. Orta sahada oyun, Al-Musrati tarafında öncelikli dinamizm ve hız aradı. Demir Ege düşünülebilirdi. Serdar hoca sanırım, "Boğulacaksam Al-Musrati'de boğulayım" tercihini yaptı. Cenk forvete, Muleka sol açığa geçti. İkinci yarı Beşiktaş daha iyiydi. Siyah-beyazlı oyuncuların hem kendileri için hem de Avrupa için Türkiye Kupası'nı çıkış kapısı görüp görmeyeceklerini, İstanbul'daki rövanş performansı belirleyecek.
Bu kadroyla kupa zor (Ali Ece - Fanatik)
Beşiktaş silik, uyduruk bir ilk yarı oynadı. İlk devrede Ali Sowe’un iptal edilen golü doğru bir karardı ama kararın verilmesi aşırı uzun sürdü ve VAR protokolü bu TFF ve uyduruk hakemlerine yakışacak cinsten bir savsaklıkla uygulandı. Yıllardır Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarına verilmeye layık görülmeyen Ümit Öztürk bey zaten kuralları ezberlediği kadar futbolu bilse top oynandığında ileriden geriye koşan oyuncunun ofsayt olduğunu da bilirdi. Futbolu bilip bilmeme kriteri açısından ilk 45’te sahanın en zayıf halkası ise Beşiktaş forması giydiği maçların ?’unda olduğu gibi sözde sol bek Umut beydi! Kendisini 10 dakika izleyen bir insan futbolun nasıl oynanmaması gerektiğinin özetini izlemiş olur. Beşiktaş’ın ilk yarıda tek bir isabetli şutu yoktu. Musrati savunmadayken feci Cuma akşamı trafiğini açmaya çalışırken herkese yol veren memur gibiydi. Muçi ile bağlantı kurup Beşiktaş’ın oyununu akıcı hale getirmek göreviyle sahaya sürülen oyuncu, Ankaragücü’nün ilk devrenin son çeyreğinde kurduğu oyun üstünlüğünün mimarıydı.
Asla kabul edilemeyecek...
Serdar Topraktepe devre arasında birisi 1 doğru olan iki oyuncu değişikliği ile müdahale etti. Beşiktaş ikinci yarıda ilk devreye oranla daha derli toplu ve pozitif oynadı. Ancak sadece göreceli olarak böyleydi mesela üst üste şampiyon olunan sezonlarda bu ikinci yarıdaki seviye de asla kabul edilmeyecek cinsten. O dönemin sol beki Adriano, Masuaku’nun yanında yaşayan bir futbol efsanesidir ama bu sezon Beşiktaş kadrosu o kadar kötü ki Meraş yerine Masuaku girince sanki Real Madrid dönemi Roberto Carlos gibi gözüküyor. Teknik direktörün dayanmadığı bu kadro ile kupa kazanmak çok zor iş, Serdar Topraktepe hocaya sonsuz sabırlar ve iyi şanslar diliyorum.
Beşiktaş avantajlı dönüyor (Sinan Vardar - Fotomaç)
Türkiye Kupası Yarı Final ilk karşılaşmasında Ankara'da güzel bir futbol havası, Ankaragücü taraftarları stadı doldurmuş, muhteşem bir atmosfer var. Fakat hiç heyecanı olmayan, özellikle ilk yarıda çok fazla bireysel hatanın yapıldığı bir maç izlemek beni üzdü. İlk yarı boyunca Beşiktaş sadece bir pozisyon üretirken, özellikle Umut Meraş'ın olduğu sol kanatta büyük bir koridor oluşturan Ankaragücü Ali Sowe, Tolga Ciğerci ve Efkan ile birçok gol pozisyonu üretti. Neyse ki ilk yarı golsüz tamamlandı. Bizim gibi 45 dakika boyunca Umut Meraş'a zor dayanan Serdar Topraktepe, ikinci yarıya Umut Meraş'ın yerine Masuaku, Rashica'nın yerine Cenk Tosun ile başladı. İlk yarının tersine Beşiktaş daha iyi başladı fakat anlamadığım bir şey var.
Canım kardeşim Serdar, Masuaku sakat değilse neden ilk 11'de başlamadı, sakatlığı var ise neden ikinci yarı oyuna alındı. Çünkü Masuaku'nun girişiyle sol taraftaki Beşiktaş'ın zaafları giderildi. Bir de yine dikkatimi çeken ve anlam veremediğim, birkaç haftadır ortalarda bile olmayan Cenk, önümüzdeki yıl kadroda da düşünülmüyor galiba ama yine oyuna giriyor. Dakika 76'da Ankaragücü'nün geliştirdiği atakta kaleci Mert, Morutan'ın sert şutunu sektirince Macheda yakın mesafeden kafayı vurdu ama kalenin üstünden dışarı gitti. Yine Beşiktaş'a Allah yardım etti. Yarı finalin ilk ayağında deplasmanda beraberlik, Beşiktaş'a kendi sahasında oynayacağı ikinci maç için avantajlı bir skor. Ayrıca Beşiktaş'ta sahanın en iyisi olan ve mücadele etmeyi hiç bırakmayan Necip ve kalede güven veren Mert'i de tebrik ediyorum.
Gerçekçi tercih! (Ergin Aslan _ Yeni Şafak)
Beşiktaş yönetiminin Fernando Santos ile yollarını ayırması isabetli oldu. Ne takıma ne bireysel olarak oyunculara dokunamayan Portekizli, teknik adamlık konusunda çoktan ununu eleyip eleğini asmış ama bundan kendisinin haberi yok! Santos geldiği günden beri işler kötü gidiyordu ancak yeni yönetim, kendi hamlesi olduğu için, bir umutla süreci uzattı. Yönetimler için en tehlikelisi; oluruna bırakmak, idare etmek ve net karar alamamaktır. Daha sonra iş işten geçiyor ve tamiri zor hasarlar kalıyor. Beşiktaş'ın bu konuda son yıllarda ağzı çok yandı. Yan sahada koşup çuvalla para alanlar mı dersin, kadro dışı kalıp bir süre sonra daha kötü dönenler mi dersin... Özetle; Sergen Yalçın ile alınan şampiyonluktan 1 hafta sonra başlayan futbol şubesi sıkıntısı hala aşılmış değil. Devre arasında çok ciddi bir bütçe kullanıldı ve henüz bu transferlerden de oyun anlamında bir geri dönüş alınamadı. Beşiktaş'ın artık tek kurşun bile karavana atma lüksü yok. Kolay iş değil elbette ancak bu görevler de zor yerlerdir ve Beşiktaş'ı yönetmek, bu zorlukların üstesinden gelmeyi gerektirir.
ÇELİŞEN HAMLE!
Fernando Santos tercihi düşünülmüş ve planlanmış bir hamle değildi. Giovanni van Bronckhorst’un yardımcısında problem çıkınca “Beşiktaş teknik direktör mü bulamıyor?” eleştirileri yükseldi ve yönetim, “Oyun felsefesi Beşiktaş ile uyar mı?” sorusunu sormadan, apar topar Santos’u getirdi. Nitekim bir tercihtir, tutmadı, ayrı... Elbette eksi yazar. Ama asıl mesele böyle acı tecrübelerden yola çıkarak bundan sonra ne yapmaman gerektiğini öğrenmiş olmandır. Çünkü hem Samet Aybaba hem de Hasan Arat, “Beşiktaş hücum oynar” cümlelerini slogan haline getirmişken, Futbol Koordinatörü’nden bağımsız olarak Santos’u getirmek birbirine tezat işlerdir.
Serdar Topraktepe’nin elbette ligin ve kupanın geri kalanında bu takıma teknik adamlık etme yetkinliği vardır. Bu süreç yönetime nefes alma ve alan açma imkanı sunacak. Şimdi ince eleyip sık dokuyarak bir teknik direktör tercihinde bulunacaklar. Yönetim, geleneksel medya ve sosyal medya baskısına yenilmeden, rüzgara kapılmadan, popülistlikten uzak, Süper Lig gerçeklerini göz önünde bulundurarak gerçekçi bir tercih yapmak zorunda. Çünkü henüz yönetimin ilk yılında 2 yanlış teknik adam tercihini camia kaldırmaz. Zaten yıllardır kötü yönetilen futbol şubesinden dolayı yılgın ve yorgun bir Beşiktaş camiası var.
BU İŞ ANKETLE OLMAZ!
Beşiktaş’ın futbol kurmayları, şayet iş kendilerine bırakılır ve rahat hareket etme olanağı sağlanırsa en doğru kararı alacaklardır. Sosyal medyadan anketler açarak, açtırarak Beşiktaş’a hoca aranmaz. Farklı farklı gruplar oluşturup futbolu yönetmeye çalışmak işin sonunda kargaşaya ve kaosa neden olur. Beşiktaş’ta futbolun görev tanımları bellidir ve Sayın Başkan Hasan Arat’ın bu çizgileri net bir şekilde çekmesi gerekir. 10 kişilik transfer komitesi olmaz. Birbirinden bağımsız, farklı farklı kişilerce yürütülen scoutluk sistemi olmaz. Çok başlılık her zaman işi kaosa götürür, istifaları getirir. Biz, dost olarak acı söyleyelim; testi kırılmadan bunları dile getirelim. Yarın testi kırılırsa herkes yol gösterir ama iş işten geçtikten sonra ne fayda!
Beşiktaş’ın üzerinden bir yük kalkmış (Güntekin Onay - Hürriyet)
Santos’tan sonra sanki futbolcuların ayaklarındaki prangalar kalkmış gibiydi.
Beşiktaş’ın Fernando Santos’tan sonra sanki futbolcuların ayaklarındaki prangalar kalkmış gibi bir görüntüsü vardı. Her şeyin ötesinde arzulu, coşkulu, oynadığı futboldan zevk alan bir oyuncu grubu gördük sahada. Başta Ernest Muci ve Jonas Svensson olmak üzere futbolcuların tamamı geçmiş maçlara oranla performanslarını daha da yukarıya çıkarttı.
FEDAKÂRCA MÜCADELE ETTiLER
10 eksikli bir kadroya rağmen Serdar Topraktepe taşları doğru yerlere koyarak, tempolu ve baskılı oynayan Beşiktaş’ın vizyonuna ve misyonuna uygun bir anlayışla takımını oynattı.
Al-Musrati takımı orta alanda hem organize etti hem de savunmanın önündeki alanı çok iyi kapattı. Necip Uysal gerçek bir savaşçıydı, Joe Warrall hatasız oynadı. Milot Rashica, Jackson Muleka ve Gedson Fernandes kaslarına kramp girene dek mücadele etti. Rachid Ghezzal fiziksel olarak tam hazır olmamasına rağmen fedakarca mücadele etti.
HIZLI OYNADI VE HEP GOLÜ DÜŞÜNDÜ
Her şeyin ötesinde hızlı oynayan ve maçın her bölümünde golü düşünen bir Beşiktaş izledik. Ankaragücü topu iyi kullanan, iyi bir takım.
Dün kaleci Bahadır Güngördü iyi bir maç çıkarttı. Stoperler Uros Radakovic ve Nihad Mujakic hamlelerinde başarılıydı. Kişilikli oynayan ve iyi mücadele eden bir Ankaragücü’ne karşı Beşiktaş, daha da farklı kazanabilirdi.
ALKIŞLAR SERDAR TOPRAKTEPE’YE
Aylar sonra ilk kez futbolseverler Beşiktaş’ın futbol oynadığını, tempo yaptığını ve pres yaptığına tanıklık etti. Maçı izleyen Beşiktaşlılar sahada siyah beyazlı takımın gerçek kimliğini gördü. Serdar Topraktepe’yi gerçekten kutlamak gerek. Vincent Aboubakar kendi kimliğini bulursa, Arthur Masuaku, Omar Colley, Mert Günok ve Semih Kılıçsoy dönerse; Alex Oxlade-Chamberlain de bu gruba güçlü bir şekilde katılırsa Beşiktaş bu istekli oyunuyla bu ligde her maçı kazanabilecek gücü olduğunu dün gösterdi.
Dün akşam güzel bir maç izledik. Oynamayı düşünen Ankaragücü’ne de, tempolu, baskılı ve hızlı oynayan Beşiktaş’a da tebrikler. Bu iki takım kupada salı günü bir kez daha karşılaşacak. Ankaragücü kupa maçında daha defansif bir kurguyla oynayacaktır ve dün akşamkinden farklı bir maç bekliyorum.
Editör: Spor Servisi
Haber Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.