18 Aralık 2024, Çarşamba

Beşiktaş Buluşmaları! Spor yazarlarının kaleminden haftanın panoraması!

Beşiktaş Buluşmaları! Spor yazarlarının kaleminden haftanın panoraması!

Spor yazarları ve yorumcularından Serdar Sarıdağ, Sinan Vardar, Cem Dizdar, Bilal Meşe, Kartal Yiğit, Ali Ece, İsmail Er, Turgay Demir, Fatih Doğan, Güntekin Onay, Ergin Aslan ve Uğur Meleke Beşiktaş'ta yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. İşte sizin için derlediklerimiz:

Kartal bu kez gücünü gösterdi / Serdar Sarıdağ (MİLLİYET)
Süper Lig’in ilk haftasındaki Kayserispor maçı hariç, Beşiktaş son iki lig maçının ilk 45 dakikasında müthiş bir tempo koydu ortaya. Dünkü Fatih Karagümrük maçında da gördük bunu. Avantajlı bir skor elde ettikten sonra oyunun geri kalanında topu rakibe bırakan bir anlayışa geçiyor. Futbolda bu durum elbette normaldir ama oturmamış savunmasıyla Beşiktaş için bu haftalarda sıkıntılı bir durum.

İlk yarıya kasırga gibi başlayan Beşiktaş, koca bir 90 dakikada bulabileceği pozisyonları 45 dakikada buldu. İki gol dışında üç gol ve kaçan başka fırsatlar vardı. Weghorst 17. dakikada attığı golle sanki bu işin tek golle kalmayacağını hissettiriyordu. Nkoudou 33. dakikada skoru 2-0’a getirdi ama asisti yapan Salih Uçan yavaş yavaş eski günlerine dönüyor. Alanya maçının da ilk yarısında bu isimler öne çıkmıştı ki bu nedenle Valerien Ismael, Salih ile Nkoudou’yu çıkardığı için eleştirilmişti.

İkinci yarının 50. dakikasında bu kez Muleka, avcı santrafor özelliğini göstererek farkı üçe çıkardı. Kasımpaşa’daki klasikleşmiş korner gollerini Beşiktaş’ta da atacak gibi. Bu gole Diagne 53’te yanıt verse de Rosier 90’da atttığı golle tabelaya 4-1’i yazdırdı. Fakat 85’te Ricci’nin şutunu Ersin kurtarmasa kalan dakikalar Beşiktaş için sıkıntılı olabilirdi. Karagümrük karşısında üç puanı alarak zirve yarışında önemli bir avantaj elde eden Beşiktaş, oynadığı futbolla da taraftarını mutlu etti.

Parçaladı / Sinan Vardar (FOTOMAÇ)
Beşiktaş dün Karagümrük'ü baskılı, tempolu, rakibe nefes aldırmayan futbol anlayışıyla tam anlamıyla paramparça etti.
İlk yarıda Beşiktaş'ın üç top direkte patlarken, hakem Arda Kardeşler'in VAR'la ortaklaşa penaltıyı yemesi yine ayıp ötesiydi.
İkinci yarı hakem arkadaş, Karagümrük'ün 12. oyuncusu gibiydi. Gerçek olan şu ki; Beşiktaş dün hakemi de yendi.
Ghezzal'in yokluğunda Rosier;
Muleka ve Berkay'ın özellikle topsuz alan driplingleriyle sağ kanattan müthiş bindirmeler yaptı. Weghorst hem atıyor hem de rakibe nefes aldırmıyor.
Söylemedi demeyin; Hollandalı, Mario Gomez'i aratmaz. Kalitesi her halinden belli Masuaku 40 yıllık Beşiktaşlı gibi... Necip yine yüreğini ortaya koyarken N'Koudou sol kanatta her topu ayağına aldığında tribünleri ayağa kaldırdı.
Fransız yıldızın sezon başında satış listesinde konulmasını İsviçreli bilim adamları bile açıklayamaz!
H H H
Maçın yıldızı Salih Uçan'dı. Hele hele ikinci golde N'Koudou'ya attığı nefis pas tekrar tekrar izlenecek kadar güzellikteydi. Kim ne derse desin yılın transferi Salih Uçan'dır.
Bir sözüm de Valerien Ismael'e...
Hocam sen takımı her maçta böyle oynat, kimse sistemi sorgulamaz. Ismael'in hakkını verelim; özellikle duran toplardaki varyasyonlar çok çalışılmış.
Beşiktaş taraftarı desteğiyle takımın temposunun artmasına etken oldu. Dolmabahçe'ye gelen Karagümrük taraftarı da 90 dakika takımlarına destek verdi.
Andrea Pirlo oyunculuğu sırasında bir futbol efsanesiydi ama teknik direktörlüğü soru işareti. Gerçek olan şu ki; bu Karagümrük'ün işi zor!
Dünkü maçı Bodrum Beşiktaşlılar Derneği'nde izledim. Derneğin eski eski başkanları Serdar, Semih ve Uğur; oğlum Mete ve Bodrum Kaymakamı Bilgehan Bayar'la birlikte Beşiktaş coşkusuyla ortak olduk. Takım böyle oynayınca turizmin göz bebeği Bodrum bir başka güzel oluyor.

Ezip geçtiler / Cem Dizdar (FANATİK)
Türkiye’de futbolun gelişememesinin nedenlerinden biri de, 'Rakipsizlik’tir. Karagümrük oyunda uzun süre o kadar yoktu ki, Beşiktaş mı 'Döktürüyor’ rakip mi ‘Yok hükmü'ndeydi ayırt etmek zordu! Beşiktaş soldan, N’Koudou üzerinden yürüdükçe Karagümrük teğellenmiş gibi söküldü. Oysa sol bek Caner’in yerleştiği koridor da o kadar verimliydi. Ancak 'Orta sever’ ülkenin en bildik ‘Orta açıcısı ’Caner’in üzerinden yüklemediler değil ama direklere takılıp durdular. Yine de ilk golü yine o koridordan buldular.

Ülkenin büyük şöhretlerinden Diagne’yi de ilk devre sadece hakeme itiraz anlarında görmüş olmamız futbolun ’Transfer’le özdeş tutulduğu ülkede durumumuzun özeti olsa gerek! İkinci devre, ilk devre bitirilmiş işin devamı olarak geçecekti ki, ‘Sıradan’ı baştacı etme konusunda pek mahir olan ülke genetiği devreye girdi! Diagne ülke yıldızı Caner’in (!) kornerden gelen topuna ayak koyup golü attı. Böylece maçı anlatan arkadaşın Caner’i ’Tam bir duran top ustası’ diye tanımlaması da anlam kazanmış oldu! Golden sonra maç koptu! Orta sahanın olmadığı, topu alanın gittiği ya da uzun vurup ortalığı karıştığı, 'İyi bir gösteri’ye dönüştü maç. Bu arada yardımcı hakem Hakan Yemişken, VAR’dan önce incecik ofsaytlar yakaladı durdu! Elbette takdirname beklemiyordur ancak ‘Yasin Kol’un başına gelen kısa sür sonra onun da başına gelir mi?’ diye düşünmeden edemiyor insan.

Can havliyle savundular

Beşiktaş’ın uzun süre ezip geçtiği bir maçtı. Rahat rahat oyun kurup, rahatça oynadılar. Topu da kullandılar, alanları da. Ancak 65’ten sonra anlaşılmaz biçimde onlar da kayboldu! Weghorst ileride yapayalnız kaldı. Karagümrük’ün plansız hücumları kolayca savuşturulduysa da topu ön alana efektif biçimde taşıyamadılar. Çünkü 3-1 öndeki takım rakibini son 30 metrede karşılamaya yeminli gibiydi. Karagümrük şuursuzca yüklenirken Beşiktaş da can havliyle savundu ceza alanını! Yine de bir son dakika golü bulmayı bildiler. Skora rağmen kendine güvenli bir ‘Tasarım oyunu’’ oynayamadı Beşiktaş. Kısaca, skora rağmen gelecek için ‘Belirsizlik’ hali sürüp gitti.

Çok özel bir futbolcu / Bilal Meşe ( MİLLİYET)
Futbol biraz da şovdur. Bu unsur olmayınca, oyunun pek tadı-tuzu da olmuyor. İzlerken keyif alacaksınız, güzel hareketleri alkışlayacaksınız.
Bunun içindir ki, Beşiktaş’ın ele-avuca sığmayan oyuncularından N’Koudou maça daha bir renk katıyor. Oynadığı her maçta onu radarıma alıyorum. Topu ayağına aldığı anda, rakip eksiltiyor, üretiyor, asist yapıyor, ekstra goller de atıyor. Kartal’ın attığı ikinci golü gördünüz mü? Baş mimarı N’Koudou’dur.
Düşünün savunmanın solunda, oyun sıkıştığı anda neredeyse 60 metreye yakın öyle bir pas attı ki, Rosier oyunu adeta terse yatırdı. O da topu Salih’e aktardı. Buraya kadar normal. Peki, o N’Koudou ne zaman ileri çıktı? Nasıl ciğerdir arkadaş... Gitti, ceza alanına girdi, Salih’in asistini şık bir golle taçlandırdı. Hadi siz siz olun, bu adamın peşine takılmayın. Çok özel bir oyuncudur benim penceremden.
***
Beşiktaş, maça coşkulu ve de iştahlı başladı. Öyle bir baskı kurdu ki, rakip nefes almakta zorlandı! Kuşkusuz bu baskı, pozisyon üretimine de olumlu yansımalar yaptı. Weghorst, Süper Lig’de ilk golünü attı, şovunu da yaptı.
İlk yarının özetini yaparsak; Kartal’ın iki golü dışında, üç topu da direkten döndü. Yani üç direğe, iki filelere! N’Koudou’nun yanı sıra orta sahada Salih Uçan etkili bir futbol ortaya koydu. Biraz daha üzerine koyarsa ki, çok yetenekli, onun da tadına doyum olmaz.
Bu yarıda maçın tek tartışmalı pozisyonu, Caner Erkin topu eliyle mi, yoksa omuzuyla mı çıkardı? Valla, biz çözemedik. VAR diyaloğundan ‘devam’ çıktı! Yayıncı kuruluşun çektiği görüntülerle o pozisyona ahkam kesmek çok zor...
***
Dünkü Kartal’ın o baskısına can dayanmaz. Ne var ki, ikinci yarıda Kartal fark nedeniyle vites küçültür gibi oldu. Ama 50’de Masuaku’nun korner atışına iyi yükselen Muleka farkı üçe taşırken, takımını da rahatlattı.
Ne var ki, fark ne olursa olsun, bu oyunda hiç bir şeyin garantisi yoktur, Alanya maçı gibi(!)... Nitekim 53’te Diagne karambolden attığı golle farkı ikiye indirdi. Bu gol konuk takımı ayağa kaldırdı, ofansa çok adamla çıktı, bu faktör Kartal’a sıkıntılı dakikalar yaşatmasına neden oldu.
Belli ki Beşiktaş, Alanyaspor psikolojisini hala üzerinden atamadı. Bu yüzden savunmaya kapanmak zorunda kaldı. Neyse ki ikinci yarıda oyuna giren Kartal Kayra, 89’da sağdan kesti, Rosier kalabalık savunmanın arasından golünü atarken, olası bir puan kaybına da set çekti.

N’Koudou şampiyon yapabilir / Kartal Yiğit (AJANSSPOR)
Alanya’daki sonuç, hakem Yasin Kol’un bariz hataları, ardından başkan Ahmet Nur Çebi ‘nin TFF’ye adeta baskın yapmasının takımı olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyordum. Öyle de oldu.

İnanmış dolu tribünler önünde Beşiktaş, öyle bir 60 dakika yaşattı ki siyah beyaz gönüllere, gece yarısı herkes evlerine huzurla, mutlu döndü. Çok uzak değil geçen hafta verdiği tartışmalı değişikliklerle konumu tartışılan Valerien İsmael’in takımı istek, arzu ve tempo ile sezon için umut verdi.  Beşiktaş oyuna öyle bir başladı ki zaten sıkıntılı olan Karagümrük iyice afalladı. N’Koudou, Salih ve Weghorst’tan oluşan muhteşem üçlü ilk yarı Karagümrük’ün fişini çekti. Kartal’ın zaten böyle başlayıp golü erken bulması halinde farka gideceği malumdu.

İyi ki satılmamış
Dün gecenin parlayan yıldızı hiç kuşkusuz N’Koudou idi. Bir ara takımdan ayrılmak isteyen tecrübeli ayak iyi ki gitmemiş. Böyle bir oyunu geldiğinden beri belki bir ya da iki kez oynamıştır. Sahanın her yerinde vardı. Hele attığı golü bile kendi hazırladı. Yetmedi asist yaptı. N’Koudou’nun en çok eleştirilen yanı istikrarsızlığı idi. İddia ediyorum N’Koudou böyle oynarsa Beşiktaş şampiyon olur. Tabi ki ona diğerleri de eşlik etmesi gerek. İşin enteresan yanı bu oyuncunun performansı arkadaşı Masuaku’nun gelişiyle arttı. O zaman Masuaku da iyi ki gelmiş, hoş gelmiş.

Weghorst en iyisi
Maçta N’Koudou, Salih gibi öne çıkan diğer bir isim de Weghorst’tu. Hollandalı ne kadar fırsatçı olduğunu attığı golde gösterdi. Ama ben attığı golden değil oyun içerisindeki çalışkanlığından bahsetmek istiyorum. Böylesine çalışkan, mücadeleci bir santrafor değil Beşiktaş’a Türkiye’ye gelmedi. Bu sezon da lige gelen en iyi forvet oyuncusu. Beşiktaş’ın uzun süre uğraşması boşuna değilmiş. Weghorst’un hala alışma aşamasında olduğunu düşünüyorum. Bu evreyi de atlatırsa Mario Gomez etkisi yaratabilir.

Cenk'e yanlış yaptı
Beşiktaş’ın farklı skoru tribünleri mest ederken geceye bir de olumsuzluk damga vurdu. Tribünlerin bile Cenk Tosun’un girmesi için Valerien Ismael’e baskı yaptığı anlarda Fransız teknik adam oralı bile olmadı. Halbuki hepimizin gördüğünü illa Valerien de görmüştür. Son 20 dakika özellikle Weghorst, Muleka gibi isimler çok yoruldu. Orta saha düştü. Bu anlarda da Karagümrük golü bulup, Beşiktaş’ın üzerine iyice gitti. Gelecek ikinci bir Karagümrük golü panik yaratabilirdi. O nedenle bir Cenk Tosun hamlesi takımı tamamen rahatlatacaktı.

Ismael, Cenk’i uzatmalarda oyuna alarak ne yapmak istedi doğrusu kimse anlamadı. Evet takımın patronu Valerien ama karşınızda da genç bir isim yok. Everton’a Beşiktaş tarihinin bonservis rekoru ile giden A Milli Takımın da değişmez oyuncularından biri var. Hocanın ona bu şekilde muamele yapması yakışmadı. Cenk de tabi ki ister istemez reaksiyon verdi. Neden verdi diye de kimse bir şey diyemez. Umarız bu sorun uzamaz. Çünkü Cenk duygusal biri. Üstelik çok iyi profesyonel. Valerien İsmael ve Beşiktaş’ın ona çok ihtiyacı var. Hep söylüyorum iyi bir Cenk bu takımda oynar. Bu işin uzayacağını sanmıyorum ama hocanın da oyuncusunun gönlünü alması gerek. Valerien Ismael’in herkesin oyuncu değişikliği yapılmasını beklediği anlarda bu değişiklikleri yapmamasının nedeni Fransız teknik adamın işi inada bindirmesinden. Geçen hafta gelen tepkileri gördü ve adeta herkese, “Madem geçen değişiklikleri beğenmediniz, ben de şimdi hiç yapmayacağım” düşüncesiyle haklılığını ispat etmek istemiş olabilir. Çünkü bunun başka bir izahı yok.

Bu anlayışla işleri çok zor
Karagümrük’e gelince; İstanbul ekibinin geçen yıl ki halinden eser yok. Pirlo’nun işi zor. Savunma anlamında çok gerideler. Takım boyunda da sorun var. İlerde Diagne kendi başına çabalıyor. Geçen sezon Emre Mor’un bu takımın her şeyi olduğunu gördük şimdi ise bir Emre’leri yok. Bu anlayışla işleri çok zor.

Hataları tekrarlamadı / Ali Ece (FANATİK)
Newcastle- Manchester City maçında Saint-Maximin’in kanat forvetlik şovunu izlerken zamanında N’Koudou’nun ne kadar büyük beklentilerle İngiltere Premier Lig’e gittiğini hatırladım. Ham yetenek sizi en üst seviyeye taşıyabiliyor ama o yeteneği geliştiremeyince en üst seviyede kalıcı olamıyorsunuz. Karagümrük maçında; N’Koudou, Rosier, Salih ve Gedson kendilerini genç yaşlarda Avrupa’nın en başarılı liglerine taşıyan yeteneklerini sergilediler.

Rosier’nin önünde Ghezzal yokken doğal olarak ikinci bir forvet gibi oynayan Muleka’nın açtığı alanları Rosier çok iyi işledi, adeta iki kişilik hem sağ bek hem de sağ açık olarak oynadı. Gol perdesini Weghorst açarken, Rosier asistinde Hollandalı kuleyi en verimli vurabileceği şekilde topla buluşturdu. Alanya deplasmanında ilk 45’te sahanın en iyileri olan Salih ve N’Koudou ikinci golde Türkiye Ligi ölçeğinde De Bruyne diyagonal pasında Saint-Maximin nasıl gol atardı senaryosunu gerçekleştirdiler.

90 dakikaya yayabilirse...

Zaten Valerien Ismael hoca geldiğinden beri Beşiktaş duran topları çok etkili kullanıyor. Bu kez hoca Alanyaspor maçında yaptığı hataları tekrarlamadı. Özellikle son bölümde Gedson, sakinleştirici, oyunu demleyen top kullanımı ile tempoyu Beşiktaş lehine ayarlamayı başardı. Sıra yönetimde, merkez orta saha ve sağ stopere doğru takviyeler ile bu oyun daha da geliştirilip 90 dakikaya yayarak daha etkili olunabilir.

Beşiktaş'ta Cenk Tosun, Karagümrük maçında yaşananları anlattı! "Valerien Ismael ile konuştuk, hak verdi" / İsmail Er (HÜRRİYET)
Cenk Tosun, Süper Lig'in üçüncü haftasındaki Fatih Karagümrük karşılaşmasında yaşananları Hürriyet’e anlattı. Son saniyelerde oyuna giren ve maç bitimi direkt soyunma odasına giden Cenk Tosun yaşananların yanlış anlaşılmasından rahatsız.

Karagümrük maçı sonrası direkt soyunma odasına giden Beşiktaş'ın yıldız golcüsü Cenk Tosun, "Maçın son 30 saniyesinde oyuna girdiğim için değil, daha önce girip katkı sağlamak istememden, hırsımdan dolayı yaptığım hareket yanlış anlaşıldı. Şanssızlığıma sinirlendim. Tepkim asla ne teknik adam ne de başkasına. Tek menfaatimiz Beşiktaş. Beşiktaş’ın zaferleri her şeyden üstündür." dedi. 

Beşiktaş’ta Karagümrük maçının son 30 saniyesinde oyuna alınan Cenk Tosun karşılaşma sonunda yaşananların yanlış anlaşılmasından rahatsız. Önceki gün Zorlu Center’da Cantinery Cafe’de karşılaştığımız tecrübeli golcü hakkında yapılan yorumlar için tepkiliydi. Gerek medyada gerekse sosyal medyada maç sonrasında direkt soyunma odasına gitmesiyle ilgili olarak söylenenlerin doğru olmadığının altını çizen Cenk, Hürriyet’e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

KAVGAM OLMADI ASLA DA OLMAZ

“Sezon başında teknik direktörümüz Valerien Ismael ve ekibi ile çok iyi bir hazırlık dönemi geçirdik. Sezona çok iddialı hazırlandım. Benim için 30 saniye de 90 dakika da oyunda kalmak kadar takımın başarısı önemlidir. Özellikle Beşiktaş formasını giymek şereftir. Futbol yaşamım boyunca teknik adam ve futbolcu arkadaşlarımla en ufak bir kibir, gurur, kavgamız olmamıştır. Kesinlikle de olmaz.

HERKES OYNAMAK İÇİN YANIP TUTUŞUYOR

Karagümrük maçının son 30 saniyesinde oyuna girdiğim için değil, daha önce girip takıma katkı sağlamak istememden hırsımdan dolayı yaptığı hareket yanlış anlaşıldı. Önemli olan takımın başarısı. Ben sadece şanssızlığıma sinirlendim. Tepkim asla ne teknik adama ne de başkasına. Bu hırs inanıyorum ki Beşiktaş’a şampiyonluk getirecek. Çünkü tüm oyuncular oynama hırsı ile yanıp tutuşuyorlar. Beşiktaş menfaatleri her şeyin üstünde.

ISMAEL İLE KONUŞTUK, HAK VERDİ

Karşılaşma bitiminde teknik direktörümüz Valerien Ismael ile de konuştuk o da hak verdi. Ayrıca yöneticilerimizle bir araya geldik ve herhangi bir sorun olmadığını belirttik. Beşiktaş bu yıl şampiyon olmalı. Genç, tecrübeli ve çok güçlü isimlerden oluşan bir kadromuz var. Taraftarlarımız gibi bizler de şampiyonluğa odaklandık. Kimse saha içi davranışlarımızdan sorun çıkarmasın. Bizim tek menfaatimiz Beşiktaş. Beşiktaş’ın zaferleri bizler için her şeyden üstündür. Futbolcular olarak taraftarlarımızın şampiyonluk coşkusu ile ortak hareket ediyoruz.

Siyah ve Beyaz! / Turgay Demir (FOTOMAÇ)
Valerien İsmael'in Beşiktaş'ı her maç farklı heyecanlar yaşatmayı başarıyor. İlk yarıda fırtına gibi esen bir takım izledik. N'Kouduo sol kanadı felç etti, Gedson Fernandes ve Salih orta sahayı tamamen kapattılar, Muleka sağdan, Weghorst ortadan yüklendi, savunmada Necip, Roiser ve Saiss Karagümrük takımına aman vermediler.
Bu manzaranın tabelaya yansıması üç gol şeklinde oldu. Weghorst, ve Muleka şanlı forma altında ilk gollerini atıp taraftarı selamlarken, N'Kouduo da müthiş performansına bir gol ekledi. Sağ kanadın önünde, ardında etkili olan Roiser ilk yarıda bir asistle katkı yaparken üç top direkten döndü, iki gol ofsayda takıldı, bir penaltıyı da hakem ve VAR es geçti.
İlk yarıdaki şov harikaydı ama ikinci yarıda manzara değişti.
Beşiktaş oyunu tutmaya çalışırken Karagümrük'te Pirlo'nun yaptığı değişiklikler orta sahada çok daha etkili olmalarını sağladı. Pozisyonlar ve Diagne ile bir de gol buldular.
H H H
Maç 3-1 ve tribünler sustu, çünkü geçen maçtan kalan acı tecrübe yüreklere korku düşürdü bir kere.
Taraftar her an bir terslik olabilir diye düşünüyor. Çünkü kenarda, olan biteni seyreden ve Berkay-Kartal değişikliği dışında oyuna müdahale etmeyen bir teknik adam var.
Neyse ki Roiser yüreklere su serpip son dakikaların daha fazla stres yüklenmesine izin vermedi.
Beşiktaş'ın 45 dakikalık bir enerjisi var. Dahası öne geçtikten sonra tempoyu ayarlayacak bir organizatörü yok. Bu eksiklik Dele Alli ile giderilecek gibi görünüyor. O takdirde çok daha iyi bir Beşiktaş izleyebiliriz.
Aksi halde sezon boyu Siyah-Beyazlı yüreklerde nabız hep yüksek olur ve Kartal üç farklı öne geçse bile kimse galibiyetten emin olamaz.

Beşiktaş on fire! / Fatih Doğan (SABAH)
Beşiktaş taraftarı tribünde Hollandalı yıldızın ilk golü için "Weghorst on fire... (Weghorst yanıyor)" pankartı açsa da maç başladığında tüm takımın kazanmak için yanıp tutuştuğuna şahit olduk. Bu ateşin fitilini yakan hiç kuşkusuz tribünlerdi. İki asisti bulunan Weghorst dün ilk golünü attı, 2 golü ofsayttan iptal edildi. Neredeyse her gol pozisyonunun içinde gözüktü. Özetle sadece atakta değil bir lider gibi oyunun her anında vardı. Kanatlarda oynamayı yadırgayan Muleka sağ kanat performansıyla Ghezzal'ın yerini dolduramasa da bir gol atarak moral buldu. Ancak maçın iki yıldızı vardı: N'Koudou ve Salih Uçan... İkisi de şimdiye kadarki performanslarının üzerine çıkarak alkışı hak etti.
Valerien Ismael 3 gol atan, 3 şutu direkten dönen, 15'e yakın nitelikli atak geliştiren takımı oyuncu çıkarmayıp bu sefer ödüllendirdi. Necip'in sağ stoperde başlaması kadar, 3 top kaybı yapan ve kırmızı tehlikesi bulunan Berkay'ı çıkarıp Kartal'ı ikinci yarı oyuna alması doğru adımdı.
Fatih Karagümrük'ün baskısı karşısında seyircinin "İsmael değişiklik yap" diye tempo tutttuğu anlarda maçın bir diğer yıldızı Rosier, skoru 4-1 yaptı. Ancak İsmael'in uzatmaların bitimine 30 saniye kala Cenk Tosun ve Umut Meraş'ı alması ilginç, bir o kadar da tartışılabilir değişikliklerdi. Biri Sn. Valerien İsmael'e söylesin; "Tribün oyuncu değişikleri için tezahürat yapmaya başlamışsa o hoca tartışılmaya başlanmıştır."

İlk 60 dakika Terminatör gibiydi / Güntekin Onay (HÜRRİYET)

Beşiktaş, yorulana dek olağanüstü oynadı.

Beşiktaş olağanüstü bir 35 dakika oynadı. Uzun zamandır ligde bir takımın bir diğerine bu kadar açık üstünlük kurduğunu görmemiştik. Bu süreçte atılan 2 gol, sayılmayan bir ofsayt gol, direkten dönen 3 top ve çizgiden çıkarılan bir top var. Beşiktaşlı futbolcular fiziksel olarak ligdeki tüm takımlardan daha iyi durumda. Bu da yoğunluğu ve şiddeti yüksek pres yapmalarını sağlıyor.

GEDSON HER ALANDA ÇOK FAYDALI

Siyah beyazlılar ilk 1 saatlik bölümde Karagümrük’ü yaptığı presle adeta paralize etti. Masuaku ve N’Koudou ile sol kanadı çok etkili kullanan Beşiktaş, merkezde de Salih’in maestroluğunda izleyenlere keyif veren kesitler ortaya koydu. Gedson Fernandes hücumda belki çok görünmüyor ama savunma ile orta alan arasındaki bağlantıyı sağlayan oyuncu. Ayrıca top rakibin ayağındayken de kazandığı toplarla son derece faydalı işler yapıyor.

Yüksek tempo sonrasında 70’inci dakikadan sonra açık bir şekilde yorgunluk belirtileri gösteren Beşiktaş’ta teknik direktör Valerien İsmael, bu kez de hiç oyuncu değiştirmeyerek şaşırttı. Karagümrük son bölümde oyunu ele alırken 2’nci gole yaklaştığı pozisyonları da buldu. Maç 3-2’ye gelmiş olsa siyah-beyazlıların bu kadar üstün oynadığı bir maçın son dakikaları yine kâbus gibi geçecekti. Gedson’un hazırladığı pozisyon sonrasında gelen Rosier golüyle skoru 4-1’e getiren Kartal, çok daha önce çekmesi gereken fişi 90’ıncı dakikada çekti.

PiRLO’NUN HOCALIĞI TARTIŞILIR

Pirlo futbolcuyken gerçek bir efsaneydi ancak teknik adamlığı için ne yazık ki pozitif şeyler söylemek mümkün değil. Karagümrük ne savunma yapabildi, ne pas oyunu oynadı, ne de kontratağa çıktı. Beşiktaş, Josef’in katılmasıyla orta alanda güçlenecek. Ama siyah beyazlıların skoru bulduktan sonra daha fazla pas yaparak oyunu soğutması ve top kendi kalesinden uzak tutmayı da öğrenmesi şart.

Başkası olma kendin ol / Ergin Aslan (YENİ ŞAFAK)

90’lı yılların başı... Tarkan’ın müzik piyasalarını kasıp kavurduğu dönem... Bir şarkı herkesin dilinde. Biz de o zaman gençliğe yeni adım atıyoruz... “Başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin...” Beşiktaş-Karagümrük maçını izlerken istemsizce bu şarkı geldi aklıma ve mırıldanmaya başladım. Bilinçaltındaki izler, böyle zamanlarda tezahür ediyor demek ki. Geçen hafta yazdığım yazıda, Beşiktaş’ın Alanyaspor deplasmanının ikinci yarısındaki oyununu kabullenemeyip; “Büyük kulüplerin gözle görülmeyen, kağıda yazılmamış kaideleri vardır... Bunlar yazısız kurallardır. Örf, adet, töre gibi... Beşiktaş gibi oynamak, sahada Beşiktaş gibi görünmek diye bir şey vardır. Beşiktaş’ın cüssesi büyüktür; yeri gelir sahadan taşar ama asla kendi ceza sahasına sığmaz...” demiştim. Karagümrük’e karşı tam da öyle bir ilk yarı oynadı Beşiktaş, hatta ikinci yarının bir bölümünü de... Beşiktaş kendi ceza sahasından çıktığı zaman neler yapabildiğini gösterdi. Çünkü; hem geleneği hem şu an elindeki oyuncu yapısı buna uygun. Yani bağlasan durmaz bir takım Beşiktaş. Nitekim, öne çıktığında neler yapabildiğini, yine maçın bir bölümünde geriye yaslandığında neleri yapamadığını net olarak gördük.

Benim Valerien İsmael’in oyun anlayışına itirazım vardı. Neyse ki saplantılı olmadığını, gelişime, değişime açık olduğunu gösterdi. Hem sahadaki diziliş, hem Salih’in 6’dan 10’a evrilmesi, hem Rosier’in eski günlerdeki gibi oyunun içine çok dahil olması, hem de takımın Weghorts’a yaklaşması... Zaten beklenti bu değil miydi? İtiraz da diğerine değil miydi? Mesele bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek... İyi olsun, daha iyi olsun diye... Maçın önemli bir bölümü bu anlayışla oynandı. Hoca, doğruyu aramaya çalıştıkça ve buldukça Beşiktaş camiasının desteğini hiç görmediği kadar yanında hissedecektir. Elbette maçları rakipten bağımsız değerlendiremeyiz ama mevcut sonucu salt Karagümrük’ün kötü görüntüsüne de bağlayamayız. Beşiktaş, önde oynadığı sürece her takımı böyle geri iter. Eksikler, akan oyuna müdahalede geç kalma gibi olumsuzluklar da göze çarptı ama yapılacak takviyeler ve daha fazla birlikte oynama alışkanlığı ile onlar da giderilebilir. O albüm boşuna piyasayı kasıp kavurmadı; Başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin...

Weghorst gülünce Dolmabahçe’de çiçekler açtı / Uğur Meleke (HÜRRİYET)

Hollandalı futbolcu ve arkadaşları sezonun en iyi futbolunu oynadı.

Dün 22:30 sularında Dolmabahçe’de ilk yarının bitiş düdüğü çaldı. Sporcuların hepsi tünele doğru yönelmişti ki, kamera onlardan birine, Weghorst’a yakın çekim yapmaya başladı. Hollandalı santrfor bir yandan tünele yürüyor, bir yandan da futbolcuları çılgınca alkışlayan tribünleri seyrediyordu. Yüzündeki gülümsemeyi tarif etmek zor. İlk yarıda gösterdiği iyi performansın sonucu bir gülümsemeydi o belki. Ama ben daha çok hayranlık dolu bir gülümsemeye benzettim. Weghorst hayranlığını gizleyemiyordu Beşiktaş tribünlerini seyrederken...

MARiO GOMEZ RUHU

Weghorst tribünlere hayran, tribünler de ona hayrandı dün aslında! Mario Gomez ruhunu formasının içine saklamış çalışkan Weghorst ve arkadaşları dün sezonun en iyi futbolunu Karagümrük’e karşı oynadılar. Çok iştahlı, çok coşkululardı. Birinci dakikadan son ana kadar denediler, risk aldılar, gol aradılar ve tüm Dolmabahçe ahalisini gülümseterek gönderdiler evlerine. Ancak müsabakanın bu kadar tek taraflı olmasında Karagümrük’ün cesur deplasman oyununun da rolü olduğunu unutmamak gerek.

KARAGÜMRÜK’TE 11 PiRLO VARDI!

Karagümrüklüler dün adeta 11 Pirlo’ymuşçasına ele aldılar maçı! Özellikle ilk devrede sadece top ayaklarındayken oyundalardı, top rakipteyken temaslı oyundan uzak kaldılar. 75 dakika formalarını kirletmeden oynadılar adeta! Devre sonunda istatistiklere baktım, Beşiktaş 10, Karagümrük 3 faul yapmıştı. Sahadaki oyunu düşününce çok da şaşırtmayan bir istatistikti bu aslında.

N’KOUDOU SÜPER OYNADI

Dün süper bir N’Koudou izledik, Biraschi’yi 10 dakikada futboldan soğuttu, sonra da Salih Dursun’u çok zorladı Fransız oyuncu. Masuaku ve Rosier kanatlarını koridora çevirdiler. Berkay, Kartal, Salih, Gedson’un hepsi çok çalıştılar. Ancak Beşiktaş’ın dünkü maçın büyüsüne tamamen kapılmaması için ufak bir not düşmek gerekir buraya:

Süper Lig’deki 19 takımın en az 10’u Karagümrük gibi oynamıyor. Oyunu geriden kurmayı deneyip ısrarla topu rakibine hediye etmiyor! Süper Lig, daha fazla mücadelenin olduğu bir turnuva. Pirlo da Süper Lig’de kalıcı olmak için daha fazla savaşan bir takım yaratmalı elbette.

Editör: Spor Servisi

Haber Yorumları

Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yükleniyor
yukarı çık