Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uygulanmaya başlandığı süreçte, faiz ve kur üzerinden Türkiye'ye karşı savaş açıldığını söyleyen Bahçeli,"FETÖ elebaşının ABD’nin himayesinde yaşadığı Pensilvanya’dan Türkiye’ye getirilerek yargı önüne çıkarılması, adaletin bu dünyada tecellisi için bir zorunluluk aynı zamanda da 15 Temmuz şehitlerimize olan borcumuzdur" dedi.
MHP olarak dünyayı Türkçe okuduklarını, milli bekaya her şartta sahip çıktıklarını aktaran Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türkiye 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sunduğu imkân ve fırsatlarla, emin adımlarla yürümeye devam edecektir. 15 Temmuz gecesi Türk Silahlı Kuvvetlerine sızan FETÖ'cü teröristler, vatandaşlarımızın üzerine kurşun yağdırmış, millî iradenin tecelligâhı olan TBMM'yi bombalamıştır. O gece yakın siyasi tarihimizin en büyük alçaklığı ve ihaneti sergilenmiş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti uçurumun kenarından dönmüştür” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz’un siyasi tarihe izleri hiçbir zaman silinmeyecek kara bir leke olarak geçtiğini kaydeden Bahçeli, şunları kaydetti:
*Tahribat büyük, travma ağır, milletçe acımız ise çok derin olmuştur. Darbe girişimi neticesinde; maalesef ki 251 vatan evladı şehit, 2 bin 194 kahramanımız da gazi olmuştur.
*Oluk oluk kan akıtan hainler, milli vicdanı da kanatmıştır. Türkiye'yi kaosa sokmak, bir iç savaş çıkararak ülkeyi bölmek ve parçalamak isteyen işgal girişimi, aziz Türk milletinin devletine, demokrasisine ve millî iradeye sahip çıkmasıyla engellenmiştir.
*15 Temmuz darbe girişimi, uzun yıllar boyunca sistemli çabalarla bir çetenin devlete nasıl sızdığını korkutucu biçimde ortaya koymuştur. Bir cami vaizinin kurduğu çete yıllar içinde gelişmiş, palazlanmış ve devlet organlarının kılcal damarlarına kadar sızmış, emniyet, yargı, ordu ve bürokraside sinsi biçimde örgütlenmiş, neredeyse bütün köprübaşlarını tutmuştur.
*İstihbarat birimlerinde hâkimiyet kurmuş, üniversitelerde yuvalanmış, büyük bir özel öğretim kurumu ağı oluşturmuştur. Ürkütücü bir servete kavuşmuş, medyada çok büyük bir güç kazanmıştır. Böylece FETÖ, kapsamlı terör eylemlerini icra etme imkân ve kabiliyetini pekiştirmiştir.
*Bu süreçte FETÖ'nün TSK, emniyet ve yargı dahil tüm devlet kurumlarını, sivil toplum kuruluşlarını, medyayı, spor ve sanat alanını bir ahtapot gibi sarmaladığı ortaya çıkmıştır.
*Yapılan soruşturma ve yargılama süreçlerinden anlaşılmaktadır ki; 15 Temmuz öncesi Terörle mücadeleden sorumlu alçaklar, PKK'ya karşı mücadeleyi zaafa uğratacak hareket ve eylemler içine girmişler, PKK'nın terör eylemlerine yardım ve yataklık yapmışlardır.
*PKK saldırıları karşısında gerekli tedbirleri almayarak bölgenin bir savaş alanına dönmesine ve yüzlerce şehit vermemize seyirci ve tepkisiz kalmışlardır.”
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında yeni bir döneme girildiğini, birçok bakımdan olduğu gibi siyasette de yeni bir dönemin başladığını belirten Bahçeli, şunları aktardı:
*Bu dönem darbecilerin yargılanma süreci, darbe girişiminin öncesinde verilen zararlar dahil kalkışmanın yarattığı hasarın tespiti, FETÖ'cülerin kamudan, siyasetten ve saklandıkları alanlardan temizlenmesi, devlet kurumlarının yeniden yapılandırılması, siyasete dışarıdan müdahale ve darbelerin yeniden yaşanmaması için hukuki altyapının hazırlanması süreci şeklinde işlemiştir.
*Siyasette ‘Yenikapı’ süreciyle başlayan yumuşama ve yapıcı üslup, darbe girişimine karşı ortak siyasi tavrı başlangıçta mümkün kılmıştır. Ancak CHP, bu tavrını çok kısa süre sonra terk etmiştir. Bir yandan 15 Temmuz travmasının toplum üzerindeki yaraları sarılmaya gayret edilirken, bir yandan da devlet kurumlarına yönelik tahribatın onarılmasına, devletin FETÖ'den arındırılmasına çalışılmıştır. FETÖ ile etkili mücadele yapılabilmesi için anayasal bir kurum olan OHAL'e başvurulmuştur.
*Millî bekâmızı tehdit eden FETÖ mensubu hainlerin devletten temizlenmesi için 20 Temmuz 2016'da meşru bir anayasal müessese olan olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmiştir. Türkiye'nin olağan dışı durumla karşı karşıya kaldığı böylesi bir ortamda FETÖ, PKK, DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle olağan yöntemlerle mücadele etmesinin gerçekçi ve mümkün olmayacağı açıktır ve bu sebeple MHP, OHAL ilanını gerekli görmüş ve destek vermiştir.
*Böylesi bir ortamda Yenikapı ruhundan uzaklaşan CHP, hain darbe girişimine ‘tiyatro’ yakıştırması yapmaya başlamıştır.
*Aynı zamanda da CHP ve HDP anayasal bir kurum olan OHAL uygulamasını ’20 Temmuz darbesi’ şeklinde nitelendirerek 15 Temmuz'u aklama gayretkeşliğine soyunmuştur. İlerleyen dönem içinde Türkiye'nin işgal edilmesi girişimine karşı ‘milli bekayı’ savunan siyaset anlayışı ile 15 Temmuz'u ‘tiyatro’ olarak gören anlayışın belirleyicisi olduğu ittifaklar siyaseti şekillendirmiştir. Tekrar eden kronik sorunlara köklü çözüm getirilmesi, ertelenemez bir zorunluluk haline gelmiştir.
*Bu doğrultuda ülkemizin demokratik gelişimini olumsuz etkileyen zaafların giderilerek, sistem krizlerinin rejim krizine dönüşmesini önlemek için Anayasa değişikliği yapılmıştır. 16 Nisan 2017'de yapılan halk oylamasında kabul edilen Anayasa değişikliği ile cumhuriyetimizin üçüncü evresi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmiştir. Yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleriyle birlikte 24 Haziran 2018'de Cumhurbaşkanı seçilmiş, sistem tüm unsurlarıyla devreye girmiştir.”
Günümüze kadar FETÖ mücadelesi kapsamında yapılan adli, idari ve emniyet işlemlerine ilişkin verilerin örgütün çapını ve mücadelenin büyüklüğünü ortaya koyduğunu belirten Bahçeli, şu verileri aktardı:
*Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun 18 Kasım 2019'da Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı açıklamaya göre; FETÖ'nün yurt dışı yapılanmasına yönelik çalışmalar neticesinde 110'dan fazla FETÖ mensubu ülkemizden sınır dışı edilmiş, 38 ülkede FETÖ iltisaklı okul ve kursların faaliyetleri kısmen ya da tamamen sonlandırılmış, 19 ülkede ise okullar Maarif Vakfına devredilmiştir.
*25 Ekim 2019 tarihide Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun Kararlarına ilişkin duyurusuna göre; Olağanüstü hal kapsamında yayımlanan KHK'lar ile 125.678'i kamu görevinden çıkarma (3 bin 213 rütbe alma, 270 yurt dışı öğrencilikle ilişiği kesilme, 2 bin 761 kurum ve kuruluş kapatma) olmak üzere toplam 131 bin 922 tedbir işlemi gerçekleştirilmiştir.
*26 Aralık 2019 tarihi itibarıyla komisyona yapılan başvuru sayısı 126 bin 300'dür. 22 Aralık 2017 tarihinden itibaren karar verme sürecine başlamış olan Komisyon tarafından, 26 Aralık 2019 tarihi itibarıyla verilen karar sayısı, 9 bin 600'ü kabul ve 88 bin 700'ü ret olmak üzere toplam 98 bin 300'dür. İncelemesi devam eden başvuru sayısı 28 bindir. (Kabul kararlarından 50'si kapatılan dernek, vakıf, televizyon kanalı kuruluşların açılmasına ilişkindir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin uygulanmaya başlandığı süreçte 2018 Ağustos ayında kur ve faiz üzerinden Türkiye ekonomisine adı konulmamış bir savaş açıldığını belirten Bahçeli, şunları aktardı:
*31 Mart 2019 seçimleri öncesi bu operasyon tekrar edilmiştir. Son olarak da Türkiye'nin terörle mücadelede uluslararası hukuktan kaynaklı meşru hakları kapsamında 9 Ekim 2019 da başlattığı Barış Pınarı Harekâtı ile birlikte tekrar edilerek Türkiye'nin hedeflerinden caydırılması amaçlanmıştır.
*Tüm bu süreçlerin müsebbibi olan FETÖ elebaşının ABD'nin himayesinde yaşadığı Pensilvanya'dan Türkiye'ye getirilerek yargı önüne çıkarılması, adaletin bu dünyada tecellisi için bir zorunluluk aynı zamanda da 15 Temmuz şehitlerimize olan borcumuzdur.
Editör: Buğurcan Baştuğ
Haber Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.