Bu açıklamasının ardından ise, gövde gösterisi gibi bir yürüyüş yaptı. Beyaz Saray'dan çıkan Trump, gün boyunca gösterilerin sürdüğü Lafayette Parkı'ndan geçerek, protestocular tarafından ateşe verilen Saint John Kilisesi önünde elinde İncil’le poz verdi.
Polisin, Trump'ın yürüyeceği yoldaki göstericilere sert müdahalesi tepki çekmişti.
Hürriyet'in haberinde, Trump'ın ilk savunma bakanı Mattis: Trump bizi bölmeye çalışıyor
ABD Başkanı Donald Trump'ın kabinesinde ilk Savunma Bakanı olarak görev yapmış olan James Mattis, Trump'ı "ülkeyi bölmeye çalışmak ve gücünü kötüye kullanmakla" eleştirdi.
Savunma Bakanlığı'ndan 2018 sonunda istifa eden Mattis, Trump'ın "olgun bir liderlik sergileyemediğini" belirtti.
The Atlantic için bir makale kaleme alan Mattis, "Donald Trump, Amerikan halkını birleştirmeye çalışmayan - çaba gösteriyormuş gibi bile davranmayan - hayatımda şahit olduğum ilk başkan. Aksine, bizi bölmeye çalışıyor." yazdı.
Mattis, George Floyd'un polis tarafından öldürülmesi ardından başlayan ırkçılık karşıtı gösterilerle ilgil olarak da "Kanunlara uymayan birkaç kişi dikkatimizi dağıtmasın. Protestolar, toplum olarak değerlerimizi savunan onbinlerce vicdanlı insanın sesidir" yazdı.
Trump'ı protestoculara karşı Ulusal Muhafızları sokaklara konuşlandırmasını da sert şekilde eleştiren Mattis "Orduya, vatandaşlarımızın anayasal haklarını çiğneme emri verileceği aklımın ucundan geçmezdi" ifadesini kullandı.
Savunma Bakanı da itiraz etmişti
ABD Savunma Bakanı Mark Esper, George Floyd'un öldürülmesinin ardından başlayan protestoları kontrol altına almak için ordunun sokağa çıkarılması fikrine itiraz etmişti.
Protestoların dokuzuncu gününde Pentagon'daki konuşmasında konuya değinen Esper, "Başkaldırı Yasası'nın kullanılmasını desteklemiyorum" dedi ve ekledi:
"Muvazzaf askerlerin kanunlara uyulmasını sağlamak için sokağa çıkması son çare olmalıdır ve yalnızca en acil, en vahim anlarda gerçekleşmelidir. Şu an öylesi bir durumda değiliz."
George Floyd'un ölümünün "korkunç bir suç" olduğunu belirten Esper, polislerin bu cinayetten sorumlu tutulması gerektiğini, böylesi trajedilerin çok fazla tekrar ettiğini söyledi.
ABD'de halihazırda polislere destek olmak için görevlendirilen Ulusal Muhafızlar, ABD Ordusu'nun muvazzaf askerlerinden değil, ihtiyat askerlerinden oluşuyor.
Esper, Ulusal Muhafızlar'ın bu göreve daha uygun olduğunu söyledi ve ekledi: "Bunu yalnızca bir Savunma Bakanı olarak değil, eski bir asker ve eski bir Ulusal Muhafız olarak da söylüyorum."
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Kayleigh McEnany, bu sözlerin Trump'ın Esper'e güvenini sarsıp sarsmadığına dair sorulara "Bakan Esper'e güvenini yitirirse bunu ilk sizin bileceğinize eminim" diye yanıt verdi ve ekledi:
"An itibarıyla Bakan Esper hâlâ Bakan Esper." diye yanıt vermişti.
'Sahiplenilmemek' ABD'deki siyahileri harekete geçirdi
ABD'de siyahi George Floyd'un polis şiddeti sonucu ölümünün ardından yaşanan süreci değerlendiren Temple Üniversitesinden Prof. Nilgün Anadolu Okur, "Sahipsizlik gerçeği, George Floyd'un ölümüyle birlikte siyahları harekete geçirdi. 'Sahipsiziz' diyorlar. İşte bu sahipsizlik ve çırpınış, 'nefes alamıyorum' ile birleşince bugünkü durum ortaya çıktı." dedi.
Floyd'un hayatını kaybetmesinin ardından başlayan gösteriler sıcaklığını korurken, ABD'de siyahlara yönelik polis şiddeti ve ırkçılık bir kez daha gündeme geldi.
Ülkede siyahlara yönelik polis şiddetinin tarihi arka planına ilişkin uzman görüşleri, konunun gündelik siyasetin ötesinde daha derin anlamlar taşıdığını ortaya koyuyor.
Floyd'un ölümünün ardından yeniden gündeme gelen bu yapısal sorunu tarihi bağlamında analiz eden Temple Üniversitesi Afrika-Amerika Araştırmaları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Nilgün Anadolu Okur, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Prof. Anadolu, ABD'de son süreçte yaşananları "kusursuz fırtınaya" benzeterek, bu fırtınanın ortaya çıkmasında 4 temel faktöre bakılması gerektiği kaydetti.
"Sahipsizlik ile 'nefes alamıyorum' birleşince bu durum ortaya çıktı"
İlk olarak yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) getirdiği korku, panik ve belirsizliğin insanların psikolojisini olumsuz etkilediğini anlatan Anadolu, 2. faktör olarak çoğu fakir olan siyah Amerikalıların son birkaç ayda ellerindeki işlerini de kaybettiklerine ve devletin vadettiği ekonomik destek çeklerini halen alamadıklarına işaret etti.
Anadolu, 3. faktör olarak polisin konuşulması gerektiğini belirterek ABD'de polisin büyük bölümünün öteden beri yeterli eğitim düzeyine sahip bulunmayan olmayan kişilerden oluştuğunu ve bunlar arasında ırkçılığın yaygın olduğunu vurguladı.
Anadolu, "4. faktör olarak da Başkan Trump'ın taviz vermeyen ve ortalığı yatıştırmaktan öteye kışkırtmaya çalışan tutumu ve konuşmalarını söyleyebiliriz." ifadesini kullandı.
Trump'ın kullandığı dili eleştiren Anadolu, Amerikan Başkanının en çok da bugünlerde kuşatıcı ve birleştirici bir dil kullanması gerektiğinin altını çizdi.
"Sahipsizlik gerçeği, George Floyd'un ölümüyle birlikte siyahları harekete geçirdi. 'Sahipsiziz' diyorlar. 'Bu ülkede doğduk, büyüdük, atalarımız bu ülkede bedava çalıştılar, bu ülkeyi adam edip bu hale getirdiler ama bugün bize kimse sahip çıkmıyor' diyorlar." yorumunu yapan Anadolu, "İşte bu sahipsizlik ve çırpınış, 'nefes alamıyorum' ile birleşince bugünkü durum ortaya çıktı." dedi.
Anadolu, bu olayların en temel sebeplerinden birinin de fakirlik olduğuna değinerek "ABD'de baktığınız zaman gelir seviyesi en düşük grupların siyahlar, Hispanikler ve bazı yeni gelen göçmenler olduğunu görürsünüz." değerlendirmesinde bulundu.
"Şu sıralar Amerika'da en çok anlayışa ve sevgiye ihtiyaç var"
ABD'nin bugün toplumsal bir güven krizi yaşadığına işaret eden Anadolu, "Sevgi ve şefkat herkesin ihtiyacı. Ancak şu sıralar Amerika'da en çok anlayışa, saygıya, sevgiye ve şefkate ihtiyaç var. Başkan Trump eğer yatıştırıcı konuşmalar yapabilirse çok güzel şeyler olabilir. Ben hala ümitliyim." yorumunu yaptı.
Editör: Beşiktaş Medya Grup
Haber Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.