18 Aralık 2024, Çarşamba

Kılıçdaroğlu: Buna kısaca ikiyüzlülük derler

Kılıçdaroğlu: Buna kısaca ikiyüzlülük derler

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Edinilen bilgielre göre; Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“EKREM BAŞKANA SAHİP OLDUKLARI İÇİN MUTLULAR”

“İstanbul’daydım. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile birlikte yaptığı hizmetlerin bir bölümünü birlikte gezdik. Anadolu Hisarı’nı yeniden onarıyor. 10 metro inşaatı aynı anda devam ediyor. Finans kaynaklarının tamamını sağlamış durumda. Yerebatan Sarnıcı’nı yeniden restore ediyor. Orayı da sadece İstanbulluların değil tüm dünyanın hizmetine açacak. İstanbullular Ekrem başkan gibi bir başkana sahip oldukları için son derece mutlular. Ayrıca orman alanlarını da İstanbullularla buluşturdu. Dolayısıyla İstanbul yaşanabilir bir kent haline geliyor.”

“ZAMMI YAPAN SENSİN HANGİ BELEDİYE BAŞKANI ZAM YAPMAK İSTER?”

“Akaryakıt zamları dolayısıyla haksız eleştiriye muhatap oldum. Elektrik, doğalgaz, akaryakıt zammını yaparsın belediye bu zamlarının yüzde 40 oranında zam yaptığında kıyameti koparırsın. Emin olun bu iktidarı anlamakta zorlanıyorum. Zammı yapan sensin, hangi belediye başkanı zam yapmak ister? Dünyanın zammını yapıyorsun milleti perişan ediyorsun, belediye başkanı ayak uydurmak istiyor kıyameti koparıyorsun. Buna kısaca ikiyüzlülük derler. Bu iktidarın da temel hedefi iki yüzlülüğü dünyaya duyurmak.”

GAZETECİ İBRAHİM HASKOLOĞLU

“Gazeteci İbrahim Haskoloğlu gece 11’de (23:00) evinden alındı. Bunlar açıklama yapmışlardı. ‘Gece baskınları olmayacaktır. Yeni bir düzeni, adaleti getiriyoruz’ diye. Bunlar yapamazlar. Bunlar demokrasiyi, özgürlüğü getiremezler. Bunu getirecek olan biziz, Millet İttifakı’dır.”

"BU ÜLKENİN BÜTÜN AYDINLIK İNSANLARI SENİN ARKANDA"

“Genç bir üniversite öğrencisi de önce tweet attı diye önce gözaltına alındı sonra hapse atıldı Alp Emeç. Sakın moralini bozma, bugün hapishanedesin ama yarın çocuklarına verdiğin demokrasi mücadelesini bu örnekle anlatacaksın. Moralini bozma, gözlerinden öpüyorum. Bu ülkenin bütün aydınlık insanları senin arkanda.”

“KAÇAK ÇAYLARI RİZE MEYDANI’NDA YAKACAĞIM”

“Çay konusunda bir kanun teklifi hazırlanmıştı. TBMM’ye gelmişti ama AK Parti ve MHP milletvekili bizim getirdiğimiz kanun teklifini retdeettiler. Çay, fındık üreticilerini perişan etmeye kararlıyız diyorlar. Bunun üzerine bizim Rize İl Başkanlığı ‘Açıklanan yaş çay alım fiyatının altında alım yapılmasını yasaklayan çay teklifimiz iktidar ve ortakları tarafından reddedilmiştir’ diye bir pankart hazırladı. Korkudan kimse asmadı. İl Başkanlığı’na astılar. Korkularından gelip pankartları indirdiler. Neden korkuyorsun kardeşim? Rizeliler şu anda yüzünü CHP’ye dönmüş durumda. Rize’de söz verdim. Kaçak çayları Rize Meydanı’nda yakacağım.”

“BANA İNANMIYORSAN BÜLENT ARINÇ’I DİNLE”

“En büyük dramı yaşayanlar emekliler, geçinemiyorlar. Bayramda torunları, evlatları gelecek. Torunlarına en azından rahat bir harçlık verebilsinler diye grubumuzun imzasıyla emeklilere asgari ücretin neti tutarında bir bayram ikramiyesi verelim diye indirildi genel kurula. Genel Kurulda bekliyor. Size verilecek ikramiye asgari ücretin neti kadar olacak. Beşli çeteye verdiğinin binde birini emekliye vereceksin. Sarayda oturan ve birazda vicdan sahibi olan bir kişi daha var. Sayın Bülent Arınç. Bana inanmıyorsan Arınç’ı dinle.”

“YANDAŞLARINA YÜZDE 190 ZAM YAPTILAR”

“Açlık sınırı 4 bin 928 lira, asgari ücret 4 bin 253 lira. Olacak bir şey değil ama saray ayrı havalarda. Saray ve şürekası ceplerini doldurmakla meşgul. Ne emekliyi ne asgari ücretliyi düşünür. Yandaşlarını atadılar Türk Hava Yolları’na. Onlara huzur hakkı yüzde 190 zam yapılarak veriliyor. Emekli kardeşim sana sesleniyorum sen 4 bin 253 liraya talim ederken, emekli bin liralık ikramiye talim ederken kendi yandaşlarının aylıklarına yüzde 190 zam yaptılar.

8 bin 678 lira huzur hakkı alıyorlardı bunu 25 bin liraya çıkardılar. Şimdi ben senin vicdanına, ahlakına, adaletine sesleniyorum emekli kardeşim. Sen ay başını zor getirirken, kahveye bile gitmezken, yüzde 190 zam yapmak huzur hakkını 8 bin 678 liradan 25 bin liraya çıkarmak doğru mudur yanlış mıdır?”

“BİZ NEDEN 3 MİLYON 800 BİN SURİYELİYE BAKMAK ZORUNDAYIZ?”

“Suriyeli sığınmacılara değinmek istiyorum. Bir sabah, ’24 saat içinde Emevi camine gideceğiz ve namaz kılacağız’ diye açıklama yaptılar. Bu lafı ettiler, bir süre sonra baktılar ki 3 milyon Suriyeli Türkiye’ye gelmiş. Şu yönetim, devlet anlayışına bakar mısınız? Hedef koymuşlar 24 saatte gidecekler tam tersi 3 milyon 800 bin Suriyeli Türkiye’ye geliyor. Buraya gelenler burada kalmak istemiyor daha gelişmiş ülkelere gitmek istiyorlar.

Avrupalılar bizimle masaya oturdular. ‘Bunlar sizin topraklarınızda kalsın. Bize gelenleri biz size iade edeceğiz size biraz para verelim siz bunlara bakın’ dediler. ‘Dolar’ deyince vazgeçtiler geri kabul anlaşmasını imzaladılar. 3 milyon 800 bin Suriyeli şu anda Türkiye’de hapiste. Bir yere gidemiyorlar. Gitseler Geri Kabul Anlaşması’na göre Türkiye’ye iade ediliyorlar. Dünyada hangi devlet böyle yönetilir? Biz neden 3 milyon 800 bin Suriyeliye bakmak zorundayız.”

“BU NASIL BİR OMURGA?”

“Erdoğan 14 Şubat 2020’de ’40 milyar dolardan fazla Suriyelilere para harcandı’ dedi. Şimdi 2022’deyiz demek ki 50 milyar dolardan fazla para harcandı. 50 milyar dolar hangi Suriyelilere verildi? Nasıl buharlaştı? 50 milyar doları Suriyelilere versen bütün Suriyeliler Türkiye’de han hamam sahibi olur. Hangi Suriyelilere verildi? Nereye gitti bu para? 15 Nisan 2022, ‘Dün Irak’tan, Suriye’den Afganistan’dan gelmişlerdi bugün Ukrayna’dan geliyorlar. Yarın nereden geleceklerini bilemeyiz. Bu güzel ülkede ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler ‘Biz seçimi kazandığımızda mültecileri göndereceğiz’ diyorlar. Biz göndermeyeceğiz’ diyor.

Dün bir açıklama yaptı. ‘Tek başına bırakılmış olsak da…’ diyor. Türkiye yalnız bırakılmış. Sen bıraktın. Geri Kabul Anlaşması’nı Bay Kemal mi imzaladı? ‘Emevi camisinde namaz kılacağım’ diyen Bay Kemal miydi? Sendin. İtiraz eden Bay Kemal’di. ‘Suriyeli kardeşlerimizin dönüşü için elimizden geleni yapacağız’ diyor. Nasıl bir omurga bu? Nasıl dönüyorsun 180 derece? Bu bizim ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyoruz. Halkın nabzının en iyi tutan partinin CHP olduğunu gösteriyor"

“BAHÇELİ DE 180 DERECELİK BİR ÇARK ETTİ”

“Bahçeli de 180 derecelik bir çark etti. O da açıklama yapmış. ‘Demografimizi, istikbalimizi düşünmek zorundayız. Bayramda ülkelerine giden sığınmacıların dönmesine gerek yoktur’ diye. Günaydın. Sayın Bahçeli bunların tamamı bayrama gidecekler sonra gelecekler. Bunları getirecek kişi de Süleyman Soylu. O işten sorumlu olan, senin desteklediğin kişidir. Bizim sınırlarımızı yol geçen hanına dönüştüren odur. O kişinin mültecilerle falan bir ilgisi yok. Onun bütün vakti uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirmek. İçişleri Bakanı zaten yok hükmünde.”

YARGITAY’IN MAN ADASI KARARI

“Man Adası belgelerini açıklayarak Erdoğan ailesinin Man Adası’nda 1 Sterline şirket kurduklarını. Bu şirketle aralarında milyonlarca dolarlık para alışverişi olduğunun belgelerini açıklamıştım. Erdoğan, yandaş medyası itiraz etti. ‘Sahte’ dediler. Mahkemeye verdiler, dava açıldı. Baktılar ki buradaki hakimler namuslu, dürüst hakimler o zaman o hakimleri değiştirdiler. Yerlerine sarayın hakimlerini getirdiler. O hakimler tazminata mahkum ettiler.

Biz itirazımızı sürdürdük. 4. Hukuk Dairesi’nin başkan ve vekillerini de değiştirdiler. Sonra Yargıtay’a geldik. Yargıtay’da vicdan sahibi, namuslu hakimler var ve onlar kararlarını verdiler. ‘Bu belgelerin sahteliği konusunda herhangi bir tespit bulunmamaktadır’ diyor.

Erdoğan ve ailesi neden bunu yapar? 1 sterlinlik şirket vergi cennetlerinde kurarlar? Milyonlarca dolar gidip geliyor. Kendi ülkesine vergi vermemek için. Ekmek alırken vergi veriyor emekli, işçi, memur. Beş kuruş vergi vermeyenler Erdoğan ailesinin akrabaları.

Bunu dile getirdim ki gereğini yap kardeşim. Erdoğan vergi cennetlerinin listesini yayınlayacak 2006-2022 yayınlamıyor niye? Damat dışardan para getiriyor. Oğlu dışarıdan, kardeşi dışarıdan para getiriyor. Bundan kim cesaret alıyor? Uyuşturucu baronları. Onların arkasında da Erdoğan var. Bunun üzerine tekrar dava açacak. Sanacak ki ben korkacağım geri adım atacağım. Sen bu kardeşini daha tanımadın, haklı olduğumuz sürece geri adım atmayız biz.”

“ERDOĞAN İLE BİLAL ERDOĞAN ARASINDAKİ KONUŞMA”

“Burak Erdoğan, Mustafa Erdoğan, Ziya İlgen bunlar da BUMEZ diye şirket kuruyorlar Man Adası’nda. Oradan da paralar geliyor. Erdoğan ile Bilal Erdoğan arasındaki konuşmayı okuyorum size. Bilal Erdoğan, ‘Dün Sıtkı Ayhan geldi. Ondan sonra işte bir türlü işte doğru şekilde transfer işlemini yapamadığını bir 10 milyon dolar filan olduğunu şimdiki kadar birikenin ondan sonra onu istediğimiz zaman verebileceğini falan’ diyor. Tayyip Erdoğan oğlunun sözünü kesiyor ‘Sakın alma sakın alma 10 milyon doları sakın alma’ diyor. Bilal Erdoğan, ‘Ben almayacağım’ diyor. Tayyip Erdoğan, ‘Yok yok, hayır alma kendisi bize ne söz verdiyse onu getirecekse getirsin. Getirmeyecekse gerek yok, başkaları getiriyor da o niye getirmiyor’ diyor. Bilal Erdoğan, ‘Tamam babacığım’ diyor.

Bu bandı getireceğim mahkemeye. Devleti soyan insanlardan cumhurbaşkanı olur mu? Kul hakkı yiyen adamdan cumhurbaşkanı olur mu? ‘İspat edersen Cumhurbaşkanlığını bırakırım’ dedi. İspat ettik, ne yapacaksın şimdi? 50 tane kılıf uyduracaklar. Havuz medyası yazıyor. Ne yazarlarsa yazsınlar. Erdoğan beni tanımıyor daha bir şeyi söylüyorsam mutlaka belgesini elimde tuttuktan sonra söylerim. Millete, ‘Cumhurbaşkanlığını bırakacağım’ dedin. O zaman gereğini yap.”

"SATACAK BİR ŞEY KALMADI ŞİMDİ TÜRKİYE'NİN İTİBARINI SATIYORLAR"

“İşsizlik, talimat veriyorlar ‘işsizlik azaldı’ diye… Siz onu benim külahıma anlatın ne azalması? Biz de gidiyoruz bir yerlere ceplerimiz kağıtlarla dolu. Üniversite bitirdim işsizim diyor. Onlara göre Türkiye’de iş var ama birileri iş beğenmiyor. Halka böyle söylüyorlar ama gerçekler öyle değil. Yönetemiyorlar, yönetme kapasiteleri yok. Hazır parayla idare ettiler. Malları mülkleri sattılar, fabrikaları, bankaları, sigorta şirketlerini, hazine arazilerini sattılar aldıkları paralarla idare ettiler. Deniz bitti şimdi ne yapacaklarını bilmiyorlar satacak bir şey kalmadı ama şimdi Türkiye’nin itibarını satıyorlar.”

“HALK BİZİ İKTİDARA GETİRECEK”

“Biz sadece sorunları dile getiren bir parti değiliz bunun ötesinde her soruna akılcı çözümler üreten bir partiyiz. Bizim akılcı çözümlerimizi anlattığınız sürece halk bizi iktidara getirecek. Halk biliyor ki artık artık zaman CHP zamanıdır. Bazı anketlerde kararsızlar olduğu da söyleniyor. Kararlılığımızı sevgiyle, hoşgörüyle onlara anlatacaksınız.

Karşıdaki kişi şunu hemen fark etmeli; Evet bunlar kararlı, sorunları çözme konusunda hazırlıklı, evet ülkeyi biz artık teslim edebiliriz. Çünkü varolan sorunların tek çözüm adresi halkın partisi Cumhuriyet Halk Partisi diyeceklerdir. Çünkü memleketin iyi yönetilmediğini, her kafadan bir sesin çıktığını, bir bakanın söylediğini bir başka bakanın yalanladığını, fiyatlara egemen olmadıklarını görüyorlar.

O zaman bu ülkeyi gerçekten de ülkenin çıkarlarını savunan, vatandaşları arasında ayrım yapmayan, kavgalı bir dil yerine barışçıl bir dil kullanan bir iktidara ihtiyaç var. O iktidarın adı, Millet İttifakı ve Cumhuriyet Halk Partisi’dir.”

“HALKIN YAŞADIĞI SIKINTILARI YAŞAMAK İÇİN ELEKTRİK FATURAMI ÖDEMİYORUM”

“Ortalama 3 milyon 500 bin hanede elektrik yok. Vatandaş elektriğe gelen zamları görüyor. Bir insan gönüllü ‘ben faturamı ödemiyorum’ diyemez. Fakat elektrik faturasını dahi ödeyemeyecek noktaya bu ülkeyi getiriyorlarsa vatandaş bunu yaşayarak görüyor.

Ben 3 milyon 449 bin 344 hanede elektrikler kesildi onların sözcüsü olarak, onların temsilcisi olarak, onların yaşadıkları sıkıntıları yaşamak için bilinçli olarak elektrik faturamı ödemedim ve ödemiyorum. Ülke böyle bir noktaya gidiyorsa hepimizin tarihi bir sorumluluğu var. Her mağdurun yanında olmak bizim görevimiz, namus borcumuz bunu yapacağız.”

“BAZI ENTELLER VAR ‘KILIÇDAROĞLU GİTTİ KAPILAR KAPANDI’ DİYOR”

"Milyonlarca işçi, memur, emekli enflasyon rakamına göre maaş alacak. Talimat veriyorlar rakamı düşük göster diye. Düşük göster ki aylıkları az verelim… TÜİK’e gittim ve açıklama yaptım. Böylece o kurumda namuslu bürokratlar seslerini çıkarttılar neredeyse üst düzey yönetici kalmadı. Bazıları da istifa ettiler. Milli Eğitim Bakanlığı sınav yapıyor. KPSS’de torpil yok. Türkiye’de dereceye giriyorlar sözlü sınavda hakları yeniliyor. Yüzbinlerce haksızlığa uğrayan, sözlüde elenen genç arkadaşların hakkını, hukukunu aramak için Milli Eğitim Bakanlığı’na gittim.

Her anne baba evladının karnının doymasını ister. Yeterli beslenme bir haktır. Evrensel bir haktır. Bir anne çocuğuna süt veremiyorsa, et veremiyorsa, bir kurumun başındaki kişi ‘Kuyrukları bitirmek için ete zam yaptık’ diyorsa bunu sıradan bir basın toplantısı yaparak kamuoyuna anlatırsanız bu doğru olmaz. Oraya gitmelisiniz. Onun önünde açıklamalısınız. Haksızlığın ne olduğunu söylemelisiniz. Bazı enteller var ‘Kılıçdaroğlu gitti kapılar kapandı’ diyor. Ben kapılar açılsın diye değil, evlatlarımızın hakkını ve hukukunu korumak için oradayım.

Bakandan randevu talep etseydi diyorlar. Benim muhatabım bakan değil, Et ve Süt Kurumu. Devletteki çürüme, bürokrasideki korku görülsün. Hesap veren bir bürokrasi yok. Talimat alan bir bürokrasi var. Bürokrasi gerçekten namusluysa, hesap veriyorsa bütün kapılarını açar. Siz bunu yapmazsanız AK Parti iktidarının devlette yarattığı çürümeyi anlatamazsınız. Et ve Süt Kurumu’na gitmem, çocukların beslenme hakkını savunmam ciddi olumlu bir tepki doğurdu. Bunu da bütün arkadaşlarımın bilmesini isterim.”

“AKP VE MHP ‘ÇAY KANUNU’NA’ RET OYU VERDİ”

“Rize’ye gittim herkes şikayetçi. Çay Kanunu hazırladık. TBMM’de görüşülecekken AK Parti ve MHP ret oyu verdi. Rizeli kardeşlerime söylüyorum. Kesintisiz oy veriyorsunuz, sizin alın terinizi başkalarınıza peşkeş çekiyor. Kilolarca değil tonlarca kaçak çay geliyor.

Ben Rize’de söz verdim, Allah nasip eder onların da oyuyla iktidar olduğumuzda o kaçak çayları Rize meydanında yakacağım. Bu milletin hakkını, hukukunu savunacağız. Yeni bir dönemin başladığını herkes bilmeli. Kendilerine söyledik. Kabul etmiyorsanız, siz kanun getirin biz destek vereceğiz. Onu da getirmiyorlar niçin? Daha soygun bitmedi.”

“ŞİMDİ ENAYİNİN DE SÖZÜNDE DURMAYANIN DA KİM OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI”

“İstanbul’da Suudi konsolosluğunda bir cinayet işlendi. Ses kaydı alındı, bütün dünyaya servis edildi, cinayetin burada olduğu belli. Her şey açık ve meydanda. Suudi’ler ‘Davayı bize devredin’ dediler. Erdoğan, ‘Bunlar insanları enayi zannediyorlar’ Suudi yöneticilerine söylüyor. ‘Bu millet enayi değil, hesabı sormasını bilir suçun işlendiği yer İstanbul olduğu için, bunu İstanbul mahkemelerinin uluslararası hukuka göre yargılaması gerekir.’ Doğru mu doğru. Destek verdik mi? verdik. Ne oldu? Bu davayı aldı Suudi Arabistan’a havale etti. Ben AK Parti’ye, MHP’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum.

Türkiye’de işlenen cinayeti, Türk milleti adına karar vermesi gereken mahkemenin itibarını, egemenlik hakkını Suudi Arabistan’a devrediyorsun. ‘Enayi’ diyordu onlara, şimdi enayinin de sözünde durmayanın da kim olduğu ortaya çıktı. Devletin egemenlik hakkını Suudi Arabistan’a kimlerin devrettiği ortaya çıktı. Biz bu milleti kurarken, mücadele ederken para için mi yaptık? Egemenlik hakkını vereceksin, sen yargılaya diyeceksin. Ben yargılamıyor muyum? Para var işin ucunda. Bahçeli de buna evet diyecek. Nasıl milletçiyse ben anlayabilmiş değilim. Bir devletin egemenlik hakkı başka ülkeye devredilir mi ya?”

“UTANMASALAR ‘BİZE OY VERMEMEK HARAMDIR’ DİYECEKLER”

“Sayın Bahçeli grup toplantısında ‘Zamlar, hayat pahalılığı hepsi geçicidir. Müslümana karamsarlık haramdır’ demiş. İslam alemine fetva veriyor. Aslında utanmasalar ‘Bize oy vermemek haramdır’ diyecekler. Bu beylere göre çalmak, yolsuzluk yapmak, 128 milyarı hiç etmek haram değil ama karamsarlık haram. MHP’ye gerçekten üzülüyorum. Böyle bir pozisyona düşmemeliydi.”

KILIÇDAROĞLU, ERDOĞAN'A TAZMİNAT ÖDEYECEK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 35 bin TL tazminat ödeyeceğini söyledi. Hüseyin Aydın, “Kılıçdaroğlu, ‘ben haklı çıktım’ deyip Cumhurbaşkanımızı istifaya davet ettiği gün, Yargıtay bir dosyamızı daha onadı. Kılıçdaroğlu, 35 bin TL daha ödeyecek. Böylece, içinde man adasının da olduğu konuşmaları nedeniyle tazminata mahkum olduğu dosya beş, ödeyecek tutar 195 bin oldu” dedi.

Editör: Haber Merkezi

Haber Yorumları

Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yükleniyor
yukarı çık