Cuma namazını, Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyonu tamamlanan Sultanahmet Camii'nde kılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, namazın ardından caminin yeniden ibadete açılması dolayısıyla avlusunda düzenlenen törende konuştu.
Edinilen bilgilere göre; Taha Suresi'nden ayetler okuyarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışa katılan vatandaşları selamladı.
Çok farklı bir mekanda olduklarını belirterek, vatandaşların Ramazan Bayramı'nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne mutlu bizlere ki bu restorasyon çalışmalarını böyle anlamlı bir günde bitirdik ve bugün de cuma gününe isabet eden Ramazan Bayramı sayesinde iki bayramı bir arada yaşadık" dedi.
Bayram namazını Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde kıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun bir mahzunluk döneminin ardından üç yıl önce yine bir cuma günü Ayasofya'yı yeniden ibadete açtıklarını hatırlatarak, o günden beri Ayasofya'nın hep dolu, canlı olduğunu, uzun bir hasretin ardından bu hasretin şimdi dolu dolu giderildiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Cuma namazını da restorasyonun bitmesi ve yeniden hizmet vermeye başlaması vesilesiyle Sultanahmet Camii'nde eda ettiklerini aktararak, caminin tamamlanan restorasyonunun hayırlı olmasını diledi.
“SULTANAHMET CAMİİ, İSTANBUL'UN EN ÖNEMLİ SEMBOLLERİNDEN BİRİDİR”
Başta Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Vakıflar Genel Müdürlüğü olmak üzere restorasyon çalışmasında emeği geçenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sultanahmet Camii, İstanbul'un en önemli sembollerinden biridir, hatta belki de ilkidir. Tabii burası sadece bir cami değildir. Medresesi, kasrı, arastası, hamamı, çeşmesi, sebili ve diğer pek çok birimiyle burası kelimenin tam anlamıyla külliyedir. İstanbul'un merkezi konumundaki bu bölgeyi kuruluşundaki bütünlüğüne uygun şekilde muhafaza etmemiz gerekiyor. Ata yadigârı eserleri korumak, kollamak, ihya etmek, yaşatmak, bizim en başa gelen görevimizdir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şu anda muhalefet ne diyor? Gelince Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracaklarmış. Yerine inanç bilmem ne başkanlığı diye bir şey kuracaklarmış. Kardeşlerim, tabii yuh yetmez. 14 Mayıs'a kadar gece gündüz çalışacağız ve onları siyasi mevta hâline getireceğiz. Terör örgütüyle el ele olanlardan başka bir şey beklenebilir mi? Öyleyse 14 Mayıs bunların sonu olmalı. Bunun için hükûmetlerimiz döneminde sınırlarımız içindeki ve dışındaki binlerce ecdat emaneti esere biz sahip çıktık. Her birini yeniledik. Ayağa kaldırdık. Vakıflarımıza ait eserleri amaçlarına uygun şekilde tekrar hizmete sunduk. İnşallah önümüzdeki dönemde de bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Gerek içeride gerek yurt dışında bütün bu eserleri ihya edeceğiz."
"RESTORASYONU BİLE İFTİHAR VERİCİ BİR ESER"
Güzel bir eseri inşa etmenin ayrı bir hüner, asırlar sonra onu yeniden eski güzelliğine kavuşturmanın ise ayrı bir hüner olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bakın şimdi Ayasofya'nın bile minarelerini ele aldık. Onları bile ihya ediyoruz. İnşa ediyoruz. Neden? Sadece Ayasofya'daki o olumsuz mührü kazıyıp atmak yetmez dedik. Onu hallettik. 86 yıl sonra açtık. Ama şimdi de inşa çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Sultanahmet Camii ve külliyesi bırakınız hayranlık verici inşasını, restorasyonu bile iftihar verici bir eserdir. Şöyle minarelere baktığımız zaman bu yükselen minareler bize ayrı bir gurur veriyor. Allah'a hamdolsun. Bu emaneti inşallah daha asırlar boyunca yaşayacak şekilde yeni nesillere bırakacak bir restorasyon gerçekleştirdik. Camimizde kılınacak namazların, edilecek duaların, okunacak Kur'an-ı Kerim'lerin, huzura kavuşacak gönüllerin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçenleri tekrar tebrik ediyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki katılımcılara seslenerek, "14 Mayıs'a kadar gece gündüz demeden çalışıyor muyuz? Gayret ediyor muyuz? Ben size inanıyorum, size güveniyorum. İnşallah sizlerle beraber durmak yok, durmak yok, durmak yok" ifadelerini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Sultanahmet Camii'nde irat ettiği hutbenin ardından Cuma namazını kıldırdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ın yaptığı duanın ardından katılımcılarla birlikte açılış kurdelesini kesti.
"ÜLKEMİZİ BÜYÜTÜYORUZ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Gaziosmanpaşa Meydanı’nda düzenlenen Kentsel Dönüşüm Projeleri Anahtar Teslim ve Temel Atma Töreni’ne katıldı.
Vatandaşların Ramazan Bayramı'nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün bayram namazını uzun bir aranın ardından geçen yıllarda yeniden ibadete açtıkları Ayasofya'da kıldıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cuma namazını da beş yıllık restorasyon çalışmaları biten İstanbul'un bir diğer sembol eseri Sultanahmet Camii'nde eda ettiklerini dile getirdi.
Şimdi de İstanbul için tarihi bir adımın sevincini beraberce yaşamak üzere Gaziosmanpaşa'da bir arada olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gaziosmanpaşa deyip geçmeyin, Gaziosmanpaşa'daki kışlayı İstanbul'un en büyük kütüphanesine dönüştürdük mü? Nasıl buldunuz? Güzel olmuş mu? 7/24 açık" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Filyos'ta Karadeniz gazının devreye alınması münasebetiyle doğal gazın konutlarda ilk bir ay tamamen, bir yıl boyunca da mutfak ve su ısıtma amaçlı kısmının ücretsiz olacağının müjdesini milletle paylaşıp erken bir bayram yaşadıklarını belirterek, iftarı da orada yaptıklarını kaydetti.
"BİZİM GÜNDEMİMİZDE BU ÜLKEYE VE MİLLETE DAİR HER ŞEY VAR"
Bugün ise, kentsel dönüşüm müjdeleri ile adeta iki bayramı bir arada yaşayacaklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu yedili masa Karadeniz gazı için ne diyordu? 'Hani nerede?' Öyle diyorlar mıydı? Bu 'Bebecan' diye birisi var. O ne diyordu? 'Hani nerede?' Yahu Türkiye'nin bir ucundan, bir ucuna burada denizin altına doğal gaz boruları yerleştirildi. Ya bunu da görmedin mi? Doğal gaz ne zamandan beri Filyos'ta yanıyor. Görmedin mi? Bunların gözleri var görmez, kulakları var duymaz. Kalpleri var mühürlü. Ya bunlara biz nasıl oldu da bu masaları teslim ettik? Birisini nasıl başbakan yaptık? Birisini nasıl oldu da devlet bakanı yaptık? Bizden istifa ederken geldi bize neler neler neler söyledi. Öbürü veda konuşmasını yaparken neler neler neler söyledi. Değerli kardeşlerim aynen dediğim gibi. Ama asıl bunlara ihanetlerinin bedelini 14 Mayıs'ta ödetmeye hazır mıyız, bunları siyasi mevta olarak gömmeye hazır mıyız? Öyleyse yapmamız gereken ne? Ana kademe çok çalışacağız. Kadın kolları çok çalışacağız. Gençler çok çalışacağız. Durmak yok."
"Deprem bölgesinde inşa edilen köy konutlarının teslimiyle oradaki kardeşlerimizle iki bayramı bir arada kutlayacağız" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından Gaziantep'te vatandaşlarla bir araya geleceğini bildirdi.
Eser ve hizmet şölenleriyle millete yaşattıkları bayramları ilerleyen günlerde de sürdüreceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim gündemimizde bu ülkeye ve millete dair her şey var" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerde birilerinin sürekli, "Millet kuru soğan alamıyor, et alamıyor. Siz yol açılışı, gemi açılışı yapıyorsunuz" dediğine işaret etti.
"Milletimizin günlük hayatında bazı sıkıntılar olabilir, onlar bugünün işi değil. Küresel sağlık krizlerinin, bölgemizdeki savaşların ve bunların dünya ekonomisine etkilerinin elbette bize de yansımaları olabilir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, aldıkları tedbirler ve verdikleri desteklerle bu etkileri en aza indirmenin gayreti içinde olduklarını, yaptıkları işlerin amacının, bu sıkıntıları kökten çözmek olduğunu belirtti.
“GENÇLERE, BİLGİLERİNİ KENDİ VATANLARINDA KULLANABİLME İMKÂNI SAĞLADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeyi ve milleti bu sıkıntılardan kalıcı olarak kurtarmanın yolunun, açılışını yaptıkları bu eserlerden, hizmetlerden, yatırımlardan geçtiğini vurgulayarak, şöyle konuştu: Biz İHA, SİHA derken, TCG Anadolu derken, Kızılelma, Millî Muharip Uçak derken, sadece savunma sanayi ürünlerinden bahsetmiyoruz. Bizi asıl sevindiren, bu ürünlerin gerisindeki teknoloji birikimidir. Çünkü teknoloji demek tasarımıyla, yazılımıyla, araştırma-geliştirmesiyle, üretimiyle, ihracatıyla iş demektir, istihdam demektir, gelecek demektir. Yıllarca başkalarının teknolojilerini hayran hayran seyretmek mecburiyetinde bırakıldık. Bir toplu iğne üretemiyordu bu ülke. Şimdi İHA'yı, SİHA'yı, AKINCI'yı, Kızılelma'yı, TCG Anadolu'yu üretiyoruz. Sadece kullanıcı olarak bile sürecin içinde yer almamız, geçmişte çoğu defa sınırlandı. Tasarımından üretimine, her safhasına kendi damgamızı vurduğumuz bu ürünlerle beraber artık dünyada, teknolojide ne oldu? Söz sahibi olduk. Şimdi Togg'umuz var mı? Togg'umuza şu anda üretimde yetiştiremiyoruz."
Gençlere bilgilerini, kabiliyetlerini, enerjilerini başka ülkelerin şirketlerinde değil, kendi vatanlarında kullanabilme imkânı sağladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimden sağlığa yapılanlara dikkati çekerek, Çam ve Sakura Şehir Hastanesi, Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi ve Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi'ne işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ya bundan önce bay bay Kemal. Savaş Ay sağ olsaydı da... Hani video çekimleri var ya Savaş Ay'ın. Orada bay bay Kemal saf saf duruyor. Ama o hastanelerin hâli neydi? Okmeydanı, SSK hastanesinin hâli neydi? Eğer hastanede ölüyorsa bir vatandaşımız, orada rehine olarak kalıyordu. Bir ufak broşür hazırlamış. O broşürü şöyle inceledim. Aman ya Rabbim. Şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. Rezalet. Ya sen önce bunların hesabını ver. Önce hastanelerde, senin döneminde rehine olarak kalanların hesabını ver. Senin gidecek yerin yok ya. Benim vatandaşım, o hastanede ölüp de rehine kalanların varisleri, bunun hesabını ağır sorması lazım."
"MİLLETİM 21 YILDIR BİZE GÜVENDİ, İNANDI, HEP ARKAMIZDA DURDU"
Sadece bununla kalmadıklarını, ulaşımdan enerjiye her alanda attıkları adımlarla hem insanların hayat kalitesini yükselttiklerini hem yatırımla istihdamla üretimle Türkiye'yi büyüttüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, depreminden yangınına, selinden heyelanına pek çok afet riskiyle karşı karşıya olan ülkede, altyapısı ve konutlarıyla hızlı bir dönüşüm gerçekleştirdiklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Gaziosmanpaşa'da aynı zamanda bunun için bulunduklarını anımsatarak, "Bugüne kadar 3,3 milyon konutu kentsel dönüşümle yenilerken 1,2 milyon konutu da TOKİ eliyle inşa ettik. Özel sektörümüzün de katkılarıyla ülkemizi bu alanda 20 yıl öncesine göre, çok iyi bir seviyeye getirdik. Ama bunu yeterli görmüyoruz. İstanbul başta olmak üzere, deprem riski yüksek yerlerdeki kentsel dönüşümü hızlandırıyoruz. Biraz sonra bu konudaki müjdelerimizi sizinle paylaşacağız" ifadelerini kullandı.
“ENFLASYON MESELESİNİ ÖNÜMÜZDEKİ YIL TAMAMEN ÇÖZMÜŞ OLACAĞIZ”
Bir hususun altını çizmek istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Günlük hayatımızda, yaşadığımız sıkıntılardan kurtulabilmemizin yolunun ülkemizi büyütmekten, üretimi ve istihdamı artırmaktan, ekmeğimizi çoğaltmaktan geçtiğini unutmamalıyız. Şayet enflasyonun yükselmesinde, fiyat artışlarında, ekonomik işleyişin tabii seyri haricinde birilerinin aç gözlülüğünün, hatta alçaklığının payı varsa bunun da peşine düşeriz. Nitekim ilgili tüm kurumlarımıza bu konuda verdiğimiz çok açık talimat var, 'Vatandaşımızın ekmeğine göz dikenin gözünün yaşına bakmayacaksınız.' Evet, söz konusu bu ülkenin ve milletin bekasıysa kimse kusura bakmasın. Gözümüz başka bir şey görmez. Allah'ın izniyle Türkiye'nin önündeki tüm engelleri nasıl birer birer kaldırdıysak, enflasyon meselesini de bu yılsonuna kadar kontrol altına almış, önümüzdeki yıl tamamen çözmüş olacağız. Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece, faiz yükselemez, faiz devamlı düşecektir. Amerika'da faiz yükselebilir, Avrupa'da yükselebilir ama Türkiye'de faiz düşecek. Ve göreceksiniz enflasyon da faizle beraber düşecek. Türkiye Yüzyılı gibi tarihi bir vizyonu üç beş karaborsacının hırsının kurbanı etmeyeceğiz. Nitekim milletim 21 yıldır bize güvendi, inandı, hep arkamızda durdu."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Aslında bu yedili masanın etrafındakilerin faiz, enflasyon, bu noktadaki düşünceleri nedir, bununla hiç ilgilenmiyorum. Niye? Çünkü bunların bu konularda herhangi bir tavrı yok. Yani, bu Bebecan şöyle demiş, bilmem öbürü şöyle demiş, hiç bakmayın. Bunlar faizcidir. Bunlar, enflasyonist bir ekonominin önderleridir. Hiç bunlara güvenilmez. Çok enteresan, bakın, beraber Davos'tayız. Kimle? Bu Bebecan'la. Ve o zaman IMF'nin başındaki zat da orada. Onunla konuşuyoruz. Dedim ki 'Siz taksitlerinizi alıyor musunuz? 'Alıyoruz'. Öyle dediler. Bizim iktidara gelişimizin ilk dönemi 2003 ve 'Biz size bu taksitlerimizi ödeyeceğiz'. Ve o zaman IMF'ye olan borcumuz -bunu bilmenizi özellikle istiyorum- 23,5 milyar dolardı. Merkez Bankamızın döviz rezervi de 27,5 milyar dolardı. Ve biz 2013'e kadar IMF'ye bu borç taksitlerini ödedik, 2013'te bu işi bitirdik ve ondan sonra bir daha IMF, Türkiye'nin kapısına uğramadı. Kimin kapısına uğradı? CHP'nin sözcüsü ve İP'in sözcüsü, onlar ikisi otel lobilerinde IMF temsilcileriyle görüşme yaptılar. Ne dediler? 'Hükûmetin bunlardan borç alması lazım.' Biz ne dedik? 'Hayır almayacağız.' Ve almadık. Ben o zaman IMF'nin başındaki zata ne dedim? 'Türkiye'yi ben idare ederim. Siz buraya müdahale edemezsiniz. Taksitlerinizi alın gidin.' 2013 ödemeler bitti. O günden bugüne bizim artık IMF'yle ilişkimiz kalmadı."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası’nın döviz rezervinin 27,5 milyar dolardan şu anda 122 milyar dolara kadar çıktığını belirtti.
Başbakanlığı döneminde Merkez Bankası’nın döviz rezervini 135 milyar dolara kadar çıkardıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Bebecan, hatırlıyorsun o günleri değil mi? Sen mi yönettin o işi? O işin kararını veren, son imzayı atan kimdi? Sen misin, ben mi? Ben başbakanım. Ama bunlar maalesef dürüst değil. Yalanda bunların üzerine yok. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Ne olacak? Bay bay Kemal'in yanında olanlar ya huyundan kapacak ya suyundan kapacak. Ve şu anda da zaten artık 14 Mayıs onların siyasi mevta olmaya hazırlandıkları dönem."
Dik duruşları sebebiyle hep mücadeleleri kazandıklarını, sayısız tuzağı bozduklarını, yine bu sayede ülkeye asırlık demokrasi ve kalkınma kazanımları sağladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biraz daha sabır ve 14 Mayıs'ta çok daha güçlü bir destek istiyorum. Buna var mıyız? Bu ülkenin ve insanlarının demokrasiden kalkınmaya tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, bugünkü sıkıntıların üstesinden gelecek olan da yine biziz" dedi.
"DAYANIKSIZ YAPILARIN YENİLENMESİ KONUSUNDA ÖNEMLİ ADIMLAR ATTIK"
Yaşı yetenlerin kendilerinin hatırlayacağını, yetmeyenlerin büyüklerinden duyduklarını, bundan 24 sene önce 17 Ağustos 1999 gününün ilk saatlerinde Marmara Bölgesi'nin 7,4 büyüklüğünde bir depremle sarsıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'un yanı sıra Kocaeli, Yalova, Sakarya, Düzce'de ağır yıkımlar ve sayısı 17 bin 500'ü bulan can kayıpları yaşandığını hatırlattı.
Daha sonra da çeşitli şehirlerde nispeten daha sınırlı depremlerin olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Ama 6 Şubat'ta ardı ardına yaşadığımız depremler, orada olanların ifadesiyle adeta birer küçük kıyamet gibiydi. Yaklaşık 50 bin vatandaşımızın hayatını kaybettiği bu depremlerde 311 bin binadaki 872 bin bağımsız bölüm kullanılamaz hâle geldi. Vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılara şifalar diliyorum. Enkazlar bitiyor inşallah. Öbür taraftan da kalıcı konutların yapımı süratle devam ediyor. Bazı şehir merkezlerimizdeki binaların yüzde 80'ine tekabül eden bu büyük yıkım, bize deprem gerçeğini bir kez daha acı bir şekilde hatırlattı."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Marmara depreminin ardından ülkedeki dayanıksız yapıların yenilenmesi konusunda milletin güçlü bir talebinin ortaya çıktığını belirterek, "Hükûmetlerimiz döneminde bu konuda gerek TOKİ konutlarıyla, kentsel dönüşüm projeleriyle gerek özel sektörün teşvik edilmesiyle geçmişle mukayese edilemeyecek kadar hızlı bir mesafe kat ettik. Sadece dönüşüm ve sosyal konut projeleriyle 13 milyon insanımızın hayatına dokunduk. Ancak 6 Şubat'ta gördük ki deprem bizim hazırlıklarımızın bitmesini beklemiyor" dedi.
6 BİN 635 KONUT VE 201 DÜKKÂNDAN OLUŞAN DÖNÜŞÜM PROJESİ
Bir yandan deprem bölgesindeki şehirleri 1 yıl içinde ayağa kaldıracak çalışmaları yürüttüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Diğer yandan da ülke genelinde yeni bir seferberlik başlatıyoruz. Hiç şüphesiz 1999 depreminin acıları hâlâ taze olan İstanbul, nüfus yoğunluğu ve stratejik önemi sebebiyle bu seferberlikte ilk sırada yer alıyor. İstanbul'un 39 ilçesinde 220 bin binadaki 1,5 milyon bağımsız bölüm risk altındadır. Bizim dönüşümünü tamamladığımız 695 bin konuta çok acil olarak her yıl 300 bin yeni konut ilave etmemiz gerekiyor. Hâlen sahada dönüşümü süren 98 bin konut var."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce Esenler'de 60 bin konutluk dönüşüm projesinin ilk etabını teslim ettiklerini, pazartesi günü 12 bin 418 konutluk bir proje olan yeni Fikirtepe'de ilk anahtar teslimlerini gerçekleştirdiklerini hatırlattı.
Bugün de Gaziosmanpaşa, Esenler ve Başakşehir ilçelerindeki 2 bin 410 konutun ve 49 dükkânın anahtarlarını hak sahiplerine verdiklerini, 2 bin 158 konutun ve 152 dükkânın da temelini attıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Esenler'deki kuzey rezerv alanında da 2 bin 67 konutun ve 83 dükkânın inşasını başlattıklarını söyledi.
Böylece açılış ve temel atmalarla yerinde ve rezerv alanlarda toplam 6 bin 635 konut ve 201 dükkândan oluşan bir dönüşüm projesini hayata geçirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konutların ve dükkânların hak sahiplerine hayırlı olmasını diledi.
"1,5 MİLYON YENİ KONUT İLE EN AZ 6 MİLYON İSTANBULLUYU GÜVENLİ YUVALARA KAVUŞTURACAĞIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat depremlerinin verdiği mesajı dikkate alıp, çok daha büyük bir dönüşüm projesi başlatacaklarını belirterek, şöyle devam etti: "Amacımız, İstanbul'da her biri 500'er bin konuttan oluşan 3 ayrı projeyi hızla hayata geçirmektir. Birincisi, Avrupa Yakası'ndaki rezerv alanlarımızda 500 bin konut yapmaktır. İkincisi, Asya Yakası'ndaki rezerv alanlarımızda 500 bin konut yapmaktır. Üçüncüsü, buralara taşıyacağımız nüfusla epeyce seyrelteceğimiz mevcut yerleşim yerlerinde 500 bin konutu yerinde dönüştürmektir. Böylece 1,5 milyon yeni konut ile en az 6 milyon İstanbulluyu güvenli yuvalara kavuşturmuş olacağız. Bina yoğunluğunu seyrelteceğimiz yerlerde yeni yeşil alan, sosyal birimler, toplanma alanları yapacak, şehrin trafiğini de rahatlatacağız. Temelini attığımız Esenler projesi, rezerv alanlarımızdaki 100 bin konutluk dönüşümün ilk adımıdır. Bugünü, İstanbul'da yüzyılın dönüşümünün başlangıç tarihi, miladı olarak görüyoruz. İstanbul'daki tüm vatandaşlarımızı bu büyük dönüşüme dâhil olmaya, katkı sağlamaya davet ediyorum. Buna hazır mıyız? Sadece bu davetle kalmıyor, iki önemli adımla konutlarını dönüştürecek İstanbullu kardeşlerimize de destek oluyoruz."
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE YARISI BİZDEN KAMPANYASI
İstanbul'un şehircilik tarihinde yeni sayfa açacağına inandığı iki müjdeyi paylaşacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "İlk müjdemizin adı 'Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden' kampanyasıdır. Oturdukları evlerinin riskli yapı tespitini yaptıran vatandaşlarımızın ister yerinde, ister rezerv alanda dönüşüme giren evlerinin maliyetinin yarısını devlet olarak biz karşılayacağız. Mesela, diyelim ki 100 metrekare büyüklüğünde 2 oda, 1 salon evini yeniden yapmak isteyen vatandaşımızın önüne 1,5 milyon lira bir maliyet çıktı. Bunun 750 bin lirasını biz hibe olarak vereceğiz. Kalan 750 bin lirasını vatandaşımız kendisi koyacak ve böylece hemen evini yenileyebilecek. Devletin karşılayacağı kısım 120 metrekare büyüklüğündeki 3 oda, 1 salon ev için ise 1 milyon 800 bin liranın yarısına tekabül eden 900 bin liraya çıkacak."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaş kendi koyacağı kısım için borçlanacaksa çeşitli kolaylıklar sağlayacaklarını dile getirerek, şunları kaydetti: "Örneğin, bu vatandaşımız yüzde 0,79 faizle 10 yıl vadeli kredi kullanabilecek veya yüzde 10'u peşin, kalanı 10 yıl vadeli olarak ÜFE/TEFE memur maaş artış oranlarından düşük olanını aşmayacak düzeyde güncellenecek rakamlarla borcunu ödeyebilecek. Bu yöntemle yüzde 10'u peşin ödenen 750 bin liralık borçlanma için aylık taksit 5 bin 625 lira, 900 bin liralık borçlanma için aylık taksit 6 bin 750 lira düzeyinde gerçekleşecek. Dolayısıyla cebinde hiç birikmiş parası olmayan vatandaşımız bile devletin vereceği katkıyla ve kendi payına düşen kısmı uygun şartlarda borçlanarak güvenli bir yuva sahibi olabilecek. Tüm bu dönüşümleri TOKİ güvencesi ve kalitesiyle gerçekleştirerek, herhangi bir istismara veya tereddüde yer bırakmayacağız. Ayrıca, evini parsel bazında kendisi dönüştürmek isteyenlere de yine 0,74 faiz oranıyla 1 milyon 250 bin lira kredi kullanma imkânı sağlıyoruz. Böylece vatandaşımız bilecek ki riskli binasını sağlam bir şekilde yeniden yapmak istiyorsa devleti hibesiyle, kredisiyle yanındadır. En ağır sonuçlar doğurabilecek deprem riski burada olduğu için kampanyayı İstanbul'dan başlatıyoruz. Amacımız, bu şekilde İstanbul'da dönüşüm ihtiyacı olan 1,5 milyon konuttan durumu acil olan 300 binini, 200 bini yerinde, 100 bini rezerv alanlarda olacak şekilde bir yılda tamamlamaktır. Takip eden yıllarda da aynı dönüşüm rakamını yakalayarak İstanbul'da beş yıl içinde depreme dayanıksız bina bırakmamakta kararlıyız. Önümüzdeki çarşamba günü başvuruları başlayacak kampanyanın detaylarını Bakanlığımız ilan edecek."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden" kampanyasının ülkeye, İstanbul'a ve bundan faydalanacak vatandaşlara hayırlı olmasını diledi.
İkinci müjdenin kira yardımlarıyla ilgili olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul'da kira yardım tutarını 3 bin 500 liradan 5 bin 250 liraya yükseltiyoruz. Kampanyamıza katılan vatandaşlarımız ister kira yardımından yararlanabilir, isterse uygun şartlı kredi kullanarak evini hızla yenileyebilir. Yeni kira yardımı rakamının da hak sahiplerine hayırlı olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.
Ayrıca kura çekimleri devam eden İlk Evim kapsamındaki 50 bin konutun ve İlk Arsam kapsamındaki 50 bin arsanın da şimdiden hak sahiplerine hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeşlerim, hep söylediğim gibi bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. Biz sadece eserlerimizle, yatırımlarımızla, başarılarımızla konuşuruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Kimsenin kökenine, inancına, meşrebine bakmadan herkesi Türkiye Cumhuriyeti devletinin birinci sınıf vatandaşı olarak görür ve buna da böyle hizmet ederiz. Milletimizi köken vurgusuyla bölmek, mezhep vurgusuyla ayrıştırmak, yalan ve iftira dolu hezeyanlarla kamplaştırmak isteyenlere bir bakın. Bugüne kadar ülkemize ne kattıklarına bir bakın. Mesela Kılıçdaroğlu'nun, başında bulunduğu SSK'yı batırmak, genel başkanı olduğu partiye her seçimde kaybettirmek dışında bir vasfı var mı? Hadi geçmişte bir şey yapamadı diyelim. Bundan sonrasına dair vizyonuna bakın.
Kılıçdaroğlu'nun ülkenin ve milletin geleceğine ilişkin gerçekten emek mahsulü, çalışılmış, altı dolu herhangi bir projesi var mı? O da yok. Çünkü bunların öyle bir dertleri, böyle bir gayeleri yok. Yedi kişi bir masanın etrafında bir yıl boyunca toplantı üstüne toplantı yaptılar. Sonuçta oradan kavga, kıyamet dışında bir şey çıktı mı? Kılıçdaroğlu'nun aday olacağı bir yıl önce de belliydi. Öyleyse bunca tiyatro niye oynandı? Çünkü orada kimsenin kimseye güveni yoktur. Daha birbirlerine güvenemeyenler milletin kendilerine güvenmesini ve ülkeyi teslim etmesini istiyor. Birbirlerine saç baş girdikleri yetmediği gibi bir de PKK'dan FETÖ'ye tüm terör örgütlerinin ülkemizle ilgili iştahlarını kabarttılar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradan, CHP'ye ve ittifakı altında topladığı diğer partilere gönül vermiş kardeşlerine seslendiğini belirterek şöyle devam etti: "Siz kendinizin ve evladınızın geleceğini bu yedili kavga masasına emanet eder misiniz? Buradan hangi partiye gönül vermiş olursa olsun milletimin tamamına sesleniyorum. Ülkenizin güvenliğini, huzurunu, akıbetini kendi deyimleriyle, bu kumar masasına emanet eder misiniz? Hanımlar, bakkala ekmek almak için göndermeye bile güvenemeyeceğiniz birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Beyler; dükkânınızı, atölyenizi, tezgâhınızı, beş dakikalığına bırakamayacağınız birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Gençler, dersinize yardım etse verdiği bilgilerin doğruluğuna şüpheyle bakacağınız birine kendi geleceğinizi teslim edebilir misiniz? Çiftçi kardeşim, önüne üç keçi katsanız akşama hepsini de kaybedip geleceğini bildiğiniz birine ülkenizin geleceğini teslim edebilir misiniz? İşveren kardeşim, kendi müessesenizde vasıfsız eleman olarak çalıştırmayacağız birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misiniz? Emekli kardeşim, oturduğun apartmana yönetici olarak seçmeyeceğin birisine ülkenin geleceğini emanet edebilir misin? Öyleyse gelin 14 Mayıs'ta tercihimizi, tüm tereddütlerimizi bir kenara bırakıp aklımızın ve vicdanımızın sesini dinleyerek yapalım. Emin olun bu ses size Cumhur İttifakı diyecektir. Tayyip Erdoğan diyecektir. Kandil'le işbirliği yapan bay bay Kemal'e bu ülkeyi teslim edebilir misiniz?"
Yarın deprem bölgesindeki kardeşleriyle hem bayramlaşacağını hem de biten ilk köy evlerinin teslimini yapacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 319 bini bir yılda teslim edilmek üzere toplamda 650 bin yeni ev yaparak depremden etkilenen şehirleri ayağa kaldıracaklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin bu depremde gösterdiği dayanışmanın Türkiye Yüzyılı vizyonu için kendilerine umut ve şevk verdiğini ifade ederek İstanbul başta olmak üzere deprem riski altındaki tüm yerleşim yerlerini yeniden inşa ederek ülkeyi tüm tehditten kurtarmayı, yeni dönemdeki önceliklerinin en başına yerleştirdiklerini söyledi.
Türkiye'nin siyasi, ekonomik, askerî, diplomatik gücü arttıkça insanların daha güvenli ve müreffeh bir hayata kavuşacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: "TCG Anadolu'yu gezdiniz mi? Bir gezenleri göreyim şöyle, maşallah. Daha gitmeyenler var. Şimdi diyoruz ki; sizinle bir oylama yapayım. Son hafta TCG Anadolu'yu İzmir'e göndersek nasıl olur? İyi olur değil mi? İzmir de istiyor inşallah. TCG Anadolu nasıl ses getirdiyse, İHA'larımız nasıl ses getirdiyse, SİHA'larımız nasıl ses getirdiyse, Akıncı'mız nasıl ses getirdiyse, Kızılelma nasıl ses getirdiyse, Togg nasıl ses getirdiyse artık attığımız her adımda bunlar hopluyorlar. Karadeniz gazını hazmedemiyorlar. Niye? Şimdi ücretsiz vereceğiz ya rahatsız oldular. Şu kalan üç haftada, tekrar soruyorum ana kademe yeri yerinden oynatacak mısınız? Kadın kolları oynatacak mısınız? Gençler oynatacak mısınız? Bu işi Allah'ın izniyle bitirdiniz. Sağ olun, var olun. Yeni tehditler ve saldırılarla değil, gümbür gümbür sandıkları patlatmaya yürüyeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, kentsel dönüşüm projesiyle evlerine kavuşan hak sahiplerine anahtarlarını teslim etti.
Kentsel dönüşüm projelerinin uygulandığı İstanbul’un yedi farklı noktasına canlı bağlantı gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkımı tamamlanan binaların temelini attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindekilerle butona bastı ve temele ilk harcı döktü.
Editör: Haber Merkezi
Haber Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.