Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, aday tanıtım toplantısı için bulunduğu İzmir’de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Edinilen bilgilere göre; çok sayıda konuya değinen Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Erzincan’da yaşanan maden faciası ve sorumluları hakkında, “Bir yandan İzmir’deyiz ama aklımız, gözümüz, kulağımız İliç’te. 9 emekçi büyük bir toprak yığının altında kaldılar. Kurtarılmalarını ümit ediyoruz ama geçen saatler ümitleri tüketiyor. 2 genel başkan yardımcımız ve 4 milletvekilimizle bölgedeyiz. Arkadaşlarımız oradan hem an be an gelişmeleri bizlere bildiriyorlar, hem de ön raporlarını hazırladılar. Ön raporları korkunç ihmallere işaret ediyor. Önümüzdeki günlerde genel başkan yardımcılarımız ve milletvekillerimiz tarafından bu rapor açıklanacak ancak ben hikayenin tamamını dinlediğimde, Soma’da göstere göstere gelen bir facia ve faciadan sonra ailelerin hayatını kaybedenlerden dinledikleri ve aktardığı hikayelere benzen hikayeler var. Özellikle bir gün bu yığın bizim başımıza dert olacak, bu kadar yüksek yığın en sonunda hepimizi alacak ve götürecek ifadeleri var. 9 hayatından endişe ettiğimiz emekçiden 8’i ortaya çıkan bir büyük çatlağı incelemek üzere oraya gitmişler. Yani bir çatlak oluşmuş ve oradaki şevin kaymasına anlar kala oraya gidiyorlar, hayatlarını hiçe sayarak veya birilerinin talimatı ile hayatları yok sayılarak bir araştırma yapıyorlar. 9’ncu isim de bildiğiniz gibi aracın içinde. Ümit ederiz onlar için yaşam alanını oluşturabilecek şekilde konteynerin içindelerdir veya bir aracın içindelerdir. O çok büyük yığınların en altında değil de kolay kurtarılabilecek bir yerdedir. Validen düzenli bilgi alıyoruz. Bakanların açılamalarını dikkatle takip ediyoruz” dedi.
“İLKEL BİR YÖNTEMLE ALTIN ARANIYOR”
“Arkadaşlarımız arama ve kurtarmada gerek droneların kullanıldığını, gerek arama kurtarmanın olduğunu ancak her geçen saat artan endişeyi bertaraf edebilecek hızlı bir arama ve kurtarma çalışmasına tanıklık etmediklerini rapor etmişlerdir” diyen Özel, “Bunu yakından izliyoruz. Bu konuda kamuoyunun daha hızlı, şeffaf ve sık bilgilendirilmeye ihtiyacı olduğunu ifade etmek durumundayım. Ama esas sorun, yıllardır orada bir direniş var. Niye var? Bir açık maden ocağı var. Orası mekanik yöntemlerle, koca kayalar kum haline getiriliyor. Üstüne siyanür damlatılarak altın arındırılıyor oradan. İlkel, terk edilmiş, terk edilmesi gereken ve Afrika halklarının hayatlarını hiçe sayan bir yöntem ile burada altın madeni işletiliyor. Açık altın madeni aramasına Avrupa Birliği’nin koyduğu sınırlamalar, yasaklar ortadayken bu yapılan iş, burada hayatı hiçe saymaktır. 9 can, hepimiz endişe ile takip ediyoruz ama kaybedersek çok önemli 9 canımızı kaybedeceğiz. Ama özellikle oradaki siyanürün yer altı sularına kavuşması, nehre ulaşması, yağan yağmur ile toprak tarafından emilerek yer altı suları kaynağı ile nehirlere ulaşması büyük bir çevre felaketini ve büyük bir sağlık riskini ortaya çıkarıyor. Bu konuda Türk Tabipleri Birliği’nin deneyimlerini dışlayan bir anlayış var. Türk Tabipleri Birliği’nin mutlaka heyetlerine izin verilmelidir. Meslek odalarının bundan önce yaptıkları uyarılar haklı çıktı diye şimdi meslek odalarını dışarıda tutmak değil TMMOB’a bağlı meslek odalarının bölgede araştırma yapmalarını ve katkı sağlamalarının önü açılması gerekmektedir. Ayrıca çok tali görülmekle birlikte bir tutumu ortaya koymak açısından bu madenin kapasite artış raporunun altında Murat Kurum’un imzası vardır. Şimdi bu artışı, ‘Biz sadece çevre değerlendirmesine imza attık’ diyor. Sen 3 kat, 4 kat kapasite artışı çevreye zarar vermez diye imza atmışsın, bugün ortadadır. Ayrıca 2022 yılında bu madendeki sızıntıyı hep birlikte endişe ile takip etmiştik. Ne oldu? 3 ay maden durduruldu. Ne oldu, 116,2 milyon lira ceza kesildi. Sonra faaliyete başladı. Peki bundan sonra ne oldu? Birkaç ay sonra Meclis’e getirilen kanun ile 16 milyon lira ceza kesilen bu şirketin 222 milyon lira vergi borcu affedildi. Bir yandan 16 milyon ceza kesip bir yandan bu cezanın 12,13 katı bir vergi borcunu affetmek… Şirketi cezalandırmak değil ödüllendirme yoluna gitmiştir bu iktidar. Bu ön rapordan, arkadaşlarımızın aktardığı ve spekülatif olmayan, tamamen bilgi ve Meclis kayıtlarına dayanan, kurum kayıtlarına dayalı bilgilerdir. Bunun dışında çok fazla şüphe ve endişe yaratacak bir takım ilişki ağlarının da üzerinde çalışıyoruz. Bu konularda somut bilgiler oldukça arkadaşlarımız bizlerle, biz de sizlerle paylaşmaya çalışacağız” ifadelerini kullandı. Özel, kazanın olduğu maden şirketinin yerli ortağının “Operasyonel sorumluluğumuz yok” açıklaması hakkındaki soruyu şöyle yanıtladı:
“YERLİ ORTAK DA SORUMLU”
“Şimdi yüzde 80 yabancı bir şirketin, yüzde 20 kendilerinin hissesi var. Siz oraya finansal bir yatırım yapıyorsanız, oradan altın çıksın diye yatırım yapıyorsunuz. Herhalde yumurta imalatı için yatırım yapmıyorsunuz. Siz altın çıkaracak şirkete yatırım desteği verip, edilen kardan payınızı alıyorsanız orada yapılan her şeyden müştereken sorumlusunuz. Hukuk bunu söyler, akıl bunu söyler, vicdan bunu söyler. Şimdi kendilerini bu işten sıyırmaya çalışmaları, bugüne kadar kamu yönetimi, iktidar ile olan yakın ilişkileri ile olmaması gereken bir yöntem ile oradan altın çıkarılmasına seyirci kalıp, daha doğrusu teşvik ve kaynak sağlayıp, milletin sağlığı ve canı pahasına orayı sömürenler sorumluluktan kurtulamazlar.”
“AYNISINI SOMA’DA DA YAŞADIK”
Özel, “Birincisi ‘İliç’teki madene ne öneriyorsunuz’ derseniz, derhal kapatılmasını öneriyoruz. Bu madenlerin bu yöntemle denetlenmesi hasarın uzun zamana, felaketin bir güne ertelenmesidir. Aynısını Soma’da da yaşadık. Bugün İliç’te de yaşadık. Yıllardır çevre mücadelesi verenlere terörist muamelesi yapanlar, çevre aktivistlerinin her fırsatta jandarma aracının içine atıp, gözaltına alıp, yıldırma gözaltıları yapanlar, bunun talimatını verenler bu facianın sorumlusudur. O maden derhal kapatılmalıdır. İzmir’deki büyük çevre mücadelesini biliyoruz, ilk günden beri o direşin arkasındayız. Bu konuda aslında mayıs ayında istenen sonuç alınsaydı, şimdi bu sıkıntıların tamamının üzerine giden bir yönetim anlayışı ile karşı karşıya olacaktık. Ancak yüzde 48,5’e yüzde 51,5 ile rant, talan kazandı, çevrecileri düşman görenler kazandı. Çevreyi rant uğruna birilerine peşkeş çekenler kazandı. Biz, ana muhalefet sorumluluğu ile mücadele edeceğiz. Ama vatandaşımıza da şunu söylüyoruz. Sandığa gidip oy kullanırken, bu yaşananları düşünüp öyle oy kullanmaları gerekir. Bu felaketlere yol açanlara siyaseten yolunu kesmek seçmenden başka kimsenin gücünde, iradesinde değildir. Biz söyleyerek, basın açıklamaları ile Meclis mücadeleleri ile ve orada yapılan direnişlere gerek düşünsel, gerek fiili destek oluruz. Ama bunları durdurmak milletin elinde. Bu anlayışa ‘Dur’ demedikten sonra, sandıkta uzaklaştırmadıktan sonra bunlar yaşanmaya devam edecek.”
“İZMİR SEÇMENİNİN BEKLENTİSİ YÜKSEKTİR”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in neden tekrar aday gösterilmediği sorusunu da yanıtlayan Özel, ”Tunç Başkanımızı seviyoruz. Objektif kriterler uyguladık. İzmir’de CHP belediyeciliği bütün engellemelere rağmen çok çok önemli işler yapmıştır. Ancak İzmir seçmenin haklı olarak, beklentileri yüksek. Notu da kıttır. İzmir seçmeni, biz bunu sayın başkan ile de konuştuk, İzmir’de çok daha yüksek beklentilere sahip. Biz İzmir genelinde, belki ülkenin başka coğrafyalarında bu yaptığı işler ile yüksek beğeni oranları yakalayabilecek belediye başkanlarımızdan, İzmirlilerin bir yenileşme, gençleşme, bir dinamizm ve yaptığımız bütün profil araştırmalarında İzmir’in birçok ilçesinde İzmir’e kadın eli değmesinin, Cumhuriyet kadınlarının elinin değmesi yönünde bir talep vardı. O yüzdendir ki 9 kadın listede. Bu bir kadın devrimidir. O yüzden 12 tane 40 yaş altı genç listelerde. Bugün buradan İzmir ve Türkiye’nin geleceğini yönetecek çok önemli isimlere görev verdik. Önceki dönem belediye başkanlarımızın her bir tanesinin emeği başımızın tacıdır. Başka görevler yapacaklar. Partimize katkılar sağlayacaklar ama bugünkü bu kadro yarın İzmir’de CHP belediyeciliği anlamında bir devrimi gerçekleştirmeye aday. Birbiri ile son derece uyumlu, ortak gelecek stratejimize son derece yatkın ve onu sahiplenmiş bir ekibimiz var. İzmir, CHP’nin seçimlerden sonra bambaşka bir dinamizmle muhteşem bir belediyecilik hizmeti verdiğini görecek. İzmir ve sokak adayları sevdi. 1 Nisan’dan sonra oy veren ve vermeyen herkes bu listeye memnuniyetini ifade edecek” dedi.
“PARTİ VE KENT İÇİN ÇALIŞMAK…”
Özel, aday gösterilmeyen belediye başkanları ile gelecekte görüşüp görüşmeyeceği hakkındaki soruya, “Zaten hepsi ile adaylık sürecinde randevu isteyen herkesle görüştük. Hiç görüşmediğimiz ile 2 kez görüştük. Hatta bazı arkadaşlarımıza görevler verdik. Bu görevleri kabul eden arkadaşlarımız var, ‘Biraz düşünmek istiyorum’ diyen arkadaşlarımız var. Bundan sonraki süreçte arkadaşlarımızın birikim ve deneyimlerinden istifade edeceğiz. Partililik şunu gerektirir. Bir yere aday olursunuz, 40 aday var. Bir kişi seçiyorsunuz. Çeşitli kriterlerle, profil anketine bakıyorsunuz, uygun profildeki olanları aday anketine sokuyorsunuz, anket sonuçlarına göre sahadan 46 milletvekilimiz rapor ulaştırdı bize. Raporlara bakıyorsunuz, ilin, ilçenin raporlarına bakıyor ve karar veriyorsunuz. 40 kişiden bir kişi. Geriye kalan 39 kişi ‘Ben seçilmedim’ diye küser ve çalışmazsa, burası parti olmaz. Bugün Türkiye’de istifa eden 3-4 kişi konuşuluyor. Gazete manşetlerinde, eteklerinde, iç sayfalarında onlar yer buluyor. Esas bu partinin 3 bin 600 tane aday olup adaylaşmayan kahramanları var. Ertesi sabah bana adayımız diyor ki, 08.00’de telefonum çaldı. Yorgundum, yeni uyanıyordum. Bana aday adayımız, ‘Hadi başkan, emrindeyiz, çalışalım’ dedi. İşte particilik bu. Particilik aday olmayınca küsmek, kaçmak, başka yere gitmek, partiye düne kadar rakip gördüğün partilere, gelseler İzmir’in iliğini, kemiğini sömürecek olan partilere katkı sağlamak değildir. Particilik aday olduğun güne kadar iddianı korumak, adaylaşamadığın noktada ya da görevde olmadığın noktadan itibaren parti ve kent için çalışmaktır. Ben esas önümüzdeki günlerde de göreceksiniz bunu, bu partinin isyan edip de itiraz edip de başka partilere gidip de istifa edip de adından söz ettiren 4 kişisini değil hiç bunlara tenezzül ve tevessül etmeyip, can ve baş ile partisi ve kenti için çalışan kahramanları tebrik ediyorum. Esas manşet olması gerekenler, haber olması gerekenler, son dakika verilmesi gerekenler bu kahramanlardır” yanıtını verdi.
DEĞİŞEN BAŞKAN ADAYLARI
Özel, İzmir’de Karaburun ve Çiğli Belediye Başkan Adaylarının neden değiştiği sorusuna, “Yaptığımız saha çalışmaları, anket sonuçlarını arkadaşlarla da paylaştık. Bazen seçmen ses verir, sesini duymanız gerekin. Değişimi yaptığımız arkadaşlardan bir tanesi Uygar ile dün konuştuk, birlikte yol yürümeye, çalışmaya ve siyaset yapmaya karar verdik. Bir diğer arkadaşımızla akşam saatlerinde görüştük. O da birkaç gün düşündükten sonra bize nasıl katkı sağlayabileceğini söyleyecek. Hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Partilerde değişim olur. CHP’de bir değişim olacaksa bugün ortalama belediye başkanı yaşı 45 ise benden bile 4 yaş genç ise böyle bir devrim İzmir’e yakışırdı. 9 kadın aday düşünün, bütün Türkiye’ye bakın kadın aday oranına, İzmir’deki 30’da 9’luk oran bir kadın devrimidir. İzmir bugüne kadar Cumhuriyet tarihi boyunca 6 kadın belediye başkanına sahip oldu. 1 Nisan’da 9 kadın belediye başkanımız olacak. Bu devrimi İzmirli kadınlarına, Atatürk’ün kızlarına, kadınlarına, Atatürk’ün gençlerine emanet ediyorum” yanıtını verdi. Özel, “CHP adaylarını tanıtmıştır, bundan sonra değişim AKP’li belediye başkanları ile yeni adaylarımızın devir teslim töreninde yapacağı değişimdir. Bir başka değişim yok” dedi.
Editör: Haber Merkezi
Haber Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.