18 Aralık 2024, Çarşamba

Büyük İstanbul depreminde ulusal güvenlik tehlikede

Büyük İstanbul depreminde ulusal güvenlik tehlikede

İstanbullular yıllardır deprem korkusu ile yaşıyor. Her depremde gözlerin çevrildiği İstanbul, İzmir depreminin ardından yeniden gündemde. Uzmanlar, yüzde 65 olasılıkla İstanbul'da 7 ve üstü deprem beklediklerini söylüyor ve bu 1 milyon 166 bin binanın bulunduğu kentte, 100 binlerce binanın orta hasarlı, 50 bine yakın binanın da ağır hasar alacağını gösteriyor. SÖZCÜ'de yer alan habere göre; söylenildiği gibi olası bir depremde İstanbullular ne yapacak, gerçekten de ulusal güvenliğimiz tehlikeye girer mi, acil eylem planımız var mı, işte o felaket senaryoları…

“ULUSAL GÜVENLİK TEHLİKEYE GİRER”

Konu ile ilgili konuşan Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, şunları söyledi:

“Ulusal güvenlik tehlikeye girer. Özellikle stratejik sektörler lojistik kolaylıklar nedeniyle İstanbul ve civarında yoğunlaştığı için, hem ekonomi kökenli hem de sosyolojik ve savunma kökenli olarak, büyük riskleri de beraberinde getirir.  Bu riskler ortadan kaldırılamaz ancak minimalize edilebilir. Özellikle savunma sanayi ile ilgili olan sektörlerin dağıtılması gerekiyor. Zaten bu noktada stratejik sektörlerin konumlandırılmasına dikkat edilir. Popülasyon ve yoğunlaşma çok arttığı için konumlandırmaların imkan dahilinden yeniden yapılması ve tedbirlerin arttırılması gerektiğini düşünüyorum.”

“ÜLKELER YARDIM BAHANESİYLE GELİP ÇÖKEBİLİRLER”

Yüksek Mimar ve Kentbilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, depremin doğal afetlerin en acımasızı olduğunu belirterek, “Depremin verdiği hasarın tamiri çok uzun yıllar alır. Ülkenin ekonomi ve iş merkezini vuran ağır bir deprem hazırlıksız yakaladığı çarpık ve çürük yapılaşmış az gelişmiş veya gelişmekte olan bir ülkeyi tökezletir. Hele biz de olduğu gibi terör, ekonomik kriz, kitlesel ayrışma ve sınır ötesi savaş hali var ise ciddi bir çöküntü kaçınılmaz olur. Çaresizlik egemen olur. Dış düşmanların mevcudiyeti durumu daha vahim hale getirir. İşte bu noktada ağzından sular akan azgın ülkeler yardım bahanesiyle gelip ülkeye çökerler, bir daha geri gönderilmeleri çok zordur. Örnekleri yaşanmıştır. 20 yıllık derslerden sonra İzmir'in durumu gözlendiğinde muhtemel Istanbul Depremi'nde ülkemizi böyle bir tehlikenin beklemediğini söylemek zordur. USA ve AB akbaba gibi gelirler. Aklımızı başımıza alalım artık” diye konuştu.

“45 MİLYAR DOLARLIK KAYIP”

Ekonomist Atilla Yeşilada ise, konu ile ilgili şunları kaydetti:

“İstanbul’da ne zaman olacağını bilemediğimiz bir deprem gerçeği var. Önümüzdeki 10 yıl içinde ciddi bir depreme hazırlıklı olmalıyız. Bu ciddi bir milli güvenlik ve ulusal yaşam sorunu aynı zamanda. Çünkü, İstanbul’da Türkiye’nin ekonomik ve finansal varlığının çoğu burada. Bütün bunların acilen yedeklenmesi gerekiyor. İstanbul’da biriken sanayici gücü ve beşeri insan gücünün Anadolu’ya yayılması lazım. Neden Anadolu’nun bir kentini de İstanbul gibi cazibe merkezi haline getirmiyoruz? 1999 Depremi milli gelirde yüzde 6’lık bir kayba neden olmuştu. Bugün 750 milyar dolarlık ekonomide yüzde 6’lık bir kayıp 45 milyar dolara denk gelir en az.”

 

Yeşilada, depremin gerçekleşeceği konumun da çok önemli olduğunu belirterek, “Ciddi bir can kaybı ile karşı karşıya kalacağız ve Türkiye’nin çoğu ilinden yardım ekipleri İstanbul’a nasıl ulaşacak, hangi yollar üzerinden ulaşım planlanacak, kimler gelecek acilen belirlenmeli. Bankaların genel merkezleri de burada. Paraya bir şey olmaz ancak bu şirketlerin, bankaların yeniden merkez organizasyonları yapması ve vatandaşın parasını çekebilmesi bile zorlaşacak. Bunlar için de önlem alınmalı. Konunun ranttan ayrılması lazım, İstanbul nüfusunun da seyreltilmesi lazım. Bazı mahallelerin devlet tarafından alınıp yeşil alan olarak düzeltilmesi gerekiyor” diye konuştu.

“İLK DEPREM ANINDA 48 BİN BİNA ANİDEN YOK OLACAK”

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) ve yine aynı sene İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, İstanbul'daki beklenen 7.5 büyüklüğündeki deprem için 'Deprem Senaryo Çalışmaları' yaptırdı. Her iki kurumun çalışmalarında depremin ilk anında 45-50 binanın yok olacağı göze çarpıyor. Bir senaryoya göre 44 bin 500 diğer senaryoya göre de 48 bin binanın aniden yok olacağı öngörülüyor.

“ALTYAPIMIZ DAYANIKLI DEĞİL, YOLLAR KAPANACAK”

Afet Güvenlik Uzmanı Dr. Kubilay Kaptan, Sözcü'ye nasıl bir acil kurtarma sistemi gerektiğini anlattı.
Kaptan, İstanbul'da 7.2 büyüklüğünde bir depremin yıllardır beklendiğini belirterek, “İstanbul'a yakın fay hattında meydana gelebilecek en kötü senaryoyu  düşünecek olursak, yolların açık olacağı ve altyapının da işleyeceği düşünülüyor. Ancak bu ikisi de ne yazık ki doğru değil. Ne altyapımız dayanıklı ne de yollar açık olacak. Beklenen İstanbul Depremi'nde insanlara ulaşabilmek sıkıntılı olacak. Kaldı ki İzmir'de tek bir noktada yıkımlar olmasına rağmen, çalışmalar hala sürüyor. Bunun İstanbul'daki halini düşünmek felaket senaryosu olacaktır “ dedi.

Kaptan, İstanbul'da 145 bin binanın riskli olduğunu ve bunun 45 bininin depremde yıkılmasını öngördüğünü belirterek, “Bizim bu kadar binada yaşayan insanlara ulaşabilecek ekiplerimiz yok. Olası bir depremde, koordinasyon bozukluğu yaşanacak, elektrik, sular, doğalgazlar kesik olacak. Yollar kapalı olacak ve acil durumda insanlara ulaşmak çok zor olacak. İnsanlarımızın da bu noktada bilinçli olmadıklarını düşünürsek, yaralanmaların ve ölümlerin de oldukça yüksek olacağını söyleyebilirim” diye konuştu.

“İSTANBUL DEPREMİ'NDE 500 BİN İNSANA ACİL ULAŞILMASI GEREKECEK”

Deprem çantası hazırlamanın çok önemli olduğunun altını çizen Kaptan, “Deprem durumunda acil ulaşılması gereken 500 bin insan olacak İstanbul'da. Bu insanlar nasıl kurtulacak? Afet durumunda ne yapılması gerektiğini bilmiyorlar ve bu noktada da acilen eğitimler verilmeli. Felaket senaryoları çizilmeli ve ekiplerin nereden nasıl gelecekleri, nasıl iletişim kuracaklarına kadar her şey detaylıca belirlenmeli” ifadelerini kullandı.

Editör: Araştırma Servisi

Haber Yorumları

Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yükleniyor
yukarı çık