18 Aralık 2024, Çarşamba

81 ildeki atık suların Covid-19 haritası çıkarıldı

81 ildeki atık suların Covid-19 haritası çıkarıldı

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Türkiye’de corona virüsün dağılımına ilişkin detaylı bilgi edinmek ve erken uyarı sistemini geliştirmek amacıyla, Türkiye Su Enstitüsü Başkanlığı koordinatörlüğünde çalışma yapılacağını duyurmuştu. Medyadan edinilen bilgilere göre; Nisan ayından bu yana devam eden çalışmalarda, Türkiye genelindeki atık sularda virüs taraması yapılmaya devam ediliyor.

Virüsün yayılımının daha sağlıklı bir şekilde gözlemlenmesini sağlayan bu kapsamlı çalışmalarda Türkiye, Avrupa ve Afrika’da öncü ülke olarak anılıyor.

En büyük amaçlarından birinin yaptıkları ölçümleri vaka sayıları ile ilintilemek ve aralarında bir korelasyon kurabilmek olduğunu söyleyen Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilge Alpaslan Kocamemi, bunun erken uyarı sistemi için önemli olduğunu vurguladı.

Asemptomatik vakaların fazla olması nedeniyle, toplumdaki corona virüsü yayılımını çok daha sağlıklı bir şekilde gösterilmesini sağlayan çalışmalarının güncel verilerini Doç. Dr. Kocamemi, anlattı.

ATIK SULARDAKİ VİRÜS BÖLGE BÖLGE RENK SKALASI İLE GÖSTERİLİYOR

Nisan ayından bu yana devam eden çalışmaların sonucunda, Türkiye’deki corona virüsü yayılımını gösteren haritalar oluşturduklarını anlatan Kocamemi, şunları söyledi:

Nisan ayında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın başlattığı bir proje bu. Türkiye Su Enstitüsü koordinatörlüğünde.  Nisan ayında biz Türkiye’nin 81 ilinden numuneleri toplamaya başladık, Haziran ayına kadar bu toplama işlemleri devam etti ve bunlarda SARS-CoV-2 qPCR analizleri gerçekleştirdik.

Bunun neticesinde, Nisan ayında başlıca 7 şehrimizde kovid-19 vakalarının yaygın olduğunu gözlemledik. O tarihlerde, haritadan da görüleceği gibi Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde, Karadeniz bölgesinde, Akdeniz’in özellikle doğu kesiminde çok fazla vaka yoktu.

Ağırlıklı olarak İstanbul, Bursa, İzmit, İzmir, Konya illerinde kovid-19 vakası daha fazla görmüştük. O tarihlerdeki demeçlerimde de belirttiğim gibi, bizim bir sonraki hedefimiz rutin analizler yaparak bir erken uyarı sistemi oluşturmaktı.

Bu amaçla da biz 22 tane pilot şehir belirledik. Bu şehirleri belirlerken, haritada da gördüğünüz gibi, Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği 12 tane bölgeyi baz aldık.

Her bölgede en az bir şehir olacak şekilde, vakaların fazla olması beklenen bölgelerde ise birden fazla şehir belirledik. Ve şu anda Türkiye’de belirlenen 22 pilot şehirden 2-3 haftada bir numune alınıyor.

Burada İstanbul’u hariç tutuyorum çünkü İstanbul’da hali hazırda vakalar çok fazla. En fazla yoğunluğun olduğu yer baştan beri İstanbul’du. Onun için İstanbul’dan her hafta numune alıyoruz ve yine Devlet Su İşleri (DSİ)’nin yardımıyla, numunelerin qPCR analizleri gerçekleştiriliyor.

Fakat raporlamada bir değişiklik yaptık çünkü anladık ki, bizim bu değerleri bu şekilde belirtmemiz, insanlarda bir hissiyat yaratmıyor. Bu amaçla da bir renk skalası belirledik.

Aynı Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı gibi, atık sulardaki bu virüs yayılımını haritalar üzerinde nasıl belirleriz skalası bu skala. Koyu yeşil vakaların çok yüksek olduğunu, açıldıkça da  vakaların azaldığını gösteriyor.

Orada bir sarı renk görüyorsunuz, o sarı renk de bizim dedeksiyon limitimiz. Yani qPCR cihazının bir dedeksiyon limiti var. Bunun altındaki değerler ya o bölgede vakaların çok düşük olduğu ya da hiç olmadığı anlamına geliyor.

“MAYISTA ATIK SULARDAKİ MUTASYONU ÇOK NET GÖRDÜK”

Çalışmalar sorunsuz bir şekilde devam ederken, Mayıs ayında birden atık sulardaki virüsü görememeye başladıklarını ifade eden Kocamemi, o tarihlerde virüsün mutasyona uğramış olabileceğini dile getirerek şöyle konuştu:

İlk önce İstanbul’un haritasından bahsedeyim. Burada haftalık olarak alınıyor ve iki adet arıtma tesisi belirledik. Bu arıtma tesisleri çok büyük, Avrupa’da emsali olmayan arıtma tesisleridir. Ambarlı Atık Su Arıtma Tesisi, Avrupa Yakası’nı temsil ediyor ve 1,5  milyon kişiye hitap ediyor.

Paşaköy ise Anadolu Yakasını. Anadolu Yakasında 1 milyon kişiye hitap eden tesisler. Yani şöyle söyleyeyim, bu tesislerden bir numune alıp baktığınızda 1 milyon ve 1,5 milyon kişideki yayılıma bakmış oluyorsunuz. Renk değişimlerini görüyorsunuz. Nisan ve Mayıs aylarına vakamız çok yoğundu, sonra bir azalma görüldü.

Şu tarihlerde ise İstanbul’da vaka sayılarında artış olduğu renk skalasında da görülüyor. Aradaki boşluğun sebebi şu, biz qPCR’da RDRP genine hitap eden bir primer kullandığımızdan bahsetmiştik.

Bu tabii çok teknik ama önemli bir bilgi. Virüsün bir genomu var ve bu genomun değişik bölgelerine hitap eden primerler var. Biz önce RDRP bölgesine hitap eden primerlerle çalışmaya başladık. Virüsü gayet de güzel redekt ediyorduk. Fakat sonrasında, Mayıs ayında Türkiye genelinde virüsü görememeye başladık.

81 ildeki numunelerde, bıçakla kesilir gibi bütün analizler negatif sonuç vermeye başladı. Biz bunu çok ciddi araştırdık. Haziran, Temmuz, Ağustos aylarımız bununla geçti ve primeri değiştirdik. N1N2 bölgesine hitap eden primere geçtik.

Aynı tarihlerde, dünyada da çıkmış olan yayınlar. O tarihlerde virüste bir mutasyon olduğunu çok net gösteriyor. Biz de numunelerimizi sekans analizine gönderdik, sonuçları bekliyoruz.

O mutasyonu herhalde biz de bu sonuçlarda göreceğiz. Yani biz de atık sularda bu mutasyonu çok net olarak görebildik. Primeri değiştirdiğimiz noktada, virüsü hemen yakalamaya başladık.

EN FAZLA VAKA OLAN İLLER İSTANBUL, BURSA, ANKARA

Bu haritalar sayesinde bölgesel karantinaların yapılabileceğini vurgulayan Kocamemi, şu ifadeleri kullandı:

Şu an en yüksek iller İstanbul, Bursa, Ankara. Samsun’da da biraz daha artış var. Doğu illerinde Ekim ayında bir yükseliş oldu. Fakat şu an bir azalışa geçti.

Tabii haftalık olarak çok ciddi değişimler olabiliyor. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bu şekilde değişti.  Mesela Elazığ’da Ekim’de çok yüksek değerler var, ama şu an açık yeşile dönmüş durumda Elazığ. Yani vaka sayılarında azalma var. Adana ve Mersin’de de azalma oldu.

Şanlıurfa da çok yüksek bu arada. Van’da hiç yoktu, şimdi var. Bu haritaları daha hızlı bir şekilde oluşturabilirsek, bölgesel karantinalar yapılabilir. Bu karantinayı çift taraflı düşünmek lazım.

Biz hep ‘vaka sayısı yüksek olan şehirler karantinaya alınır’ gibi düşünüyoruz ama aslında vaka sayısı düşük olan yerlerde de karantina yapılabilir. O şehri vakasız olarak muhafaza edebilmek adına. Mesela Trabzon ilinde şu an bir vaka yoksa, diğer illerle irtibatı kesilebilir.

Editör: Haber Merkezi

Haber Yorumları

Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yükleniyor
yukarı çık