Türkiye'de sokak köpeği tartışması büyüyor!

Sahipsiz sokak hayvanları sorununun çözümü için hükümet hazırlıklara başladı. Türkiye'de sahipsiz sokak hayvanlarının uyutulması kararının konuşulması büyük tartışma yarattı.

Beşiktaş Medya Grup

Son günlerde sahipsiz sokak hayvanlarıyla ilgili alınacak önlemler kamuoyunda tepkiyle karşılanıyor. Edinilen bilgilere göre; AKP, sokak köpekleriyle ilgili kanun teklifinin hazırlıklarında sona geldi. Kamuoyundaki talepleri dikkate aldıklarını ifade eden AKP yetkilileri, dünya örneklerini de inceleyerek yeni bir düzenleme üzerinde çalıştıklarını belirtiyor. Ancak düzenlemelerin sahipsiz köpeklerin uyutulmasını da içermesi tartışma yaratıyor.

Temmuz 2021'de yürürlüğe giren 'Hayvanları Koruma Kanunu'nda kedi, köpek gibi evcil hayvanlara çip takılarak dijital kimlik sistemi getirilmiş, ayrıca sokak hayvanlarının da kısırlaştırılarak popülasyonunun azaltılması öngörülüyordu. 

Sokak hayvanlarının uyutulması ise, hayvan hakları derneklerinden ve kamuoyundan tepkilerle karşılanmıştı.

Ne var ki son zamanlarda sokak köpeklerinin saldırılarına uğrayan vatandaşların şikayetleri üzerine hükümet, uyutulma seçeneğini içeren yasa teklifini gündeme getirdi.

SOKAK HAYVANLARINI NELER BEKLİYOR?

AKP’nin hazırlığını sürdürdüğü yasa teklifine göre başıboş hayvanlar sahiplendirilmeye çalışılacak. Bunun için belediyelerin barınaklarındaki köpeklerin fotoğrafları çekilip internet sitelerinde yayınlanacak.

30 gün boyunca sahiplenilmeyen köpekler ilaç verilerek uyutulacak. Uyutulan köpeklerden boşalan barınaklara yeni hayvanlar alınacak ve aynı süreç geçerli olacak. Sahiplendirilen hayvanlar ise Tarım Bakanlığı tarafından izlenecek.

DİĞER ÜLKELERDE NELER YAPILIYOR?

Türkiye'de iktidar partisinin üzerinde çalıştığı yeni düzenleme tartışılırken diğer ülkeler bu sorunla nasıl baş ediyor?

BİRLEŞİK KRALLIK

Türkiye'nin kendine yol haritası belirlerken seçtiği Birleşik Krallık'ta başıboş köpeklere yönelik zorunlu mikro çip takma ve sıkı raporlama gereklilikleri benimseniyor. Ancak ne yazık ki sokak köpekleri bir hafta içerisinde sahiplerine kavuşturulamazsa veya sahiplendirilemezse ötenazi düşünülüyor. Birleşik Krallık'ta günde ortalama 21 köpeğe ötenazi yapılıyor.

ÇİN

Çin'de başıboş kediler için sunulan çözüm geçtiğimiz aylarda dünya basınına da yansımıştı. Şubat ayında Washington Post'un haberinde "kediler için dünyadaki en mutlu yer" olarak nitelendirilen Kedi Adası'nda sokak hayvanlarına özel oyun bölümleri ve beslenme alanları yer alıyor.

Şanghay Disneyland'den sadece birkaç kilometre uzaktaki Kedi Adası'nda 400'den fazla kedicik, özel olarak inşa edilmiş çim kaplı oyun tünellerinde dinleniyor veya dolaşıyor. 

Bir zamanlar 25 milyon nüfuslu Şanghay'da 400 bin ila 1,5 milyon arası başıboş kedi yaşıyor.

Evcil hayvan olarak bir kediye veya bir köpeğe sahip olma fikri de Çin'de nispeten yeni bir fikir. Yaşam standartları yükseldikçe hayvanlara bakış açısı da değişti. Genç Çinliler, genellikle bebek sahibi olmak yerine evlerini evcil hayvanlarla daha fazla paylaşmaya başladı. Hatta artık kedilerini düzenli olarak şeffaf sırt çantalarında veya tasmalarla gezdirirken de görülüyorlar.

KEDİ ADASI

Analistler, Çin'in kentsel bölgesinde 51 milyon kadar evcil köpek ve 65 milyon evcil kedi bulunduğunu tahmin ediyor. Ne yazık ki bu yüksek rakamlar özellikle COVID sırasında olumsuz bir tablo çizdi. İnsanlar karantina merkezlerine gönderildiğinde evcil hayvanları sıklıkla öldürüldü ya da ölüme terk edildi.

Kedi Adası, 2022'de açılıp Şangay Sokak Kedileri Denetim Merkezi adlı sivil toplum kuruluşu tarafından işletilmeye başlandı. Merkez, başıboş hayvanları yakalayıp kısırlaştırmaya ve daha sonra onları bulundukları topluluklara geri göndermeye odaklanıyor. Bu mümkün olmadığında da Kedi Adası'na yeniden yerleştiriliyorlar.

Kedi Adası ve Evcil Hayvan Merkezi'nden sorumlu vakıf yetkilisi Zha Zhenliang, "Burada ve şimdi yapabildiğimiz şey bu. Her apartman kompleksinin, kedilerin yaşayabileceği güvenli bir yer olan kendi 'kedi adasına' sahip olmasını umuyoruz" diyor.

Ayrıca toplum değiştikçe Zhenliang, hayvanları koruma yasasının gerekli olduğunu düşünüyor: "Hayvan istismarcılarını izole eden ve kara listeye alan bir sosyal standart oluşturmalıyız."

Zhenliang, kedileri sahiplenmek isteyenlere eğitim verdiklerini, ayrıca bu kişilerin evlerinin uzaktan görüntülü aramalarla incelendiğini söyledi.

Sitelerde ve parklarda başıboş kedileri besleyen insanların çoğu bunu gece karanlığında yaparken, şehir merkezinde 130'dan fazla kedi sever, park kedileri için beslenme vardiyaları oluşturuyor ve kitlesel fonla mama ve tıbbi bakım sağlıyor. 

RUSYA

Rusya'da da bir uygulama ocak ayında tartışma yaratmıştı. Rusya'nın Sibirya bölgesindeki ana istasyonda bir grup insan -20 derecede, kucaklarında köpeklerle beklerken görüntüleri basına yansıdı. 

Ulan-Ude'nin neredeyse yarım milyonluk bir nüfusu var ve sık sık birinin başıboş bir köpek tarafından ısırıldığına dair haberler çıkıyor.

Rusya parlamentosu da köpeklerin yakalanmasını, kısırlaştırılmasını, aşılanmasını ve serbest bırakılmasını gerektiren daha insani politikalar getiren yeni bir yasayı geçirene kadar bu bölgede başıboş hayvanların itlaf edilmesi yıllardır yaygın bir uygulama.

Yasa 2020'de yürürlüğe girdiğinde, bölge sakinlerinin köpeklerin tekrar sokaklara çıkmasından, sürüler oluşturup insanlara saldırmasından korktuğu Buryatia'da işler karıştı ve geçtiğimiz yıl Rus milletvekilleri itlafları yasaklayan yasayı geri aldı ve her bölgenin başıboş hayvanlarla nasıl başa çıkacağına kendisinin karar vermesine izin verdi. Buryatia'da da bu, eski itlaf politikasına geri dönmek anlamına geliyordu. Ve bir barınakta bulunan 18 başıboş köpek, bir haftada uyutuldu. 

Aktivistler buradaki sorunun kökeninin ihmal olduğuna dikkat çekerken yerel yasaların insanların davranışlardan sorumlu tutmadığından şikayetçiler. Bu nedenle, ne kadar köpek öldürülürse öldürülsün, sokaklara daha çok köpek çıkacağına inanıyorlar. Buryatia'daki bir hayvan vakfının başkanı olan Daria Zaytseva, "İnsanlar bir yaz boyunca bir köpeği alıp sonra atıyorlar" diyerek yaşanan vahim durumu özetliyor.

Köpeklerin öldürülmesine karşı çıkan gönüllüler sahip oldukları maddi destek olmasalardı bu kadar çok köpeği kurtarmayı başaramayacaklarını belirtiyor. Evlerine köpek alamayanlar, yolculuk masraflarını karşılamaya gönüllü oluyor. Ancak gönüllülerden Stella Ovsoyan, yaptıkları seçimin ne kadar zor olduğunu anlatıyor:

"Barınağa geliyorum ve bir seçim yapmam gerekiyor. Bu köpeği başka bir bölgeye gönderiyorum ama diğer üçü burada kalıyor ve onlara ne olacağını bilmiyoruz. Bu çok zor."

İSPANYA

İspanya'da ise çoğunlukla kolluk kuvvetleri tarafından seferber edilen ekipler, başıboş hayvanları topluyor ve onların karantina, aşılama ve kısırlaştırma da dahil olmak üzere uygun bakımı almalarını sağlıyor.

FRANSA

Yaklaşık 80 milyon evcil hayvana ev sahipliği yapan Fransa ise sokakları başıboş hayvanlardan uzak tutma konusunda oldukça kararlı.

Her yıl yaklaşık 100 bin evcil hayvan terk ediliyor ancak belediye ekipleri onları toplamak için hızla harekete geçiyor.

Ülke, pitbull gibi potansiyel olarak tehlikeli olarak görülen köpek türleri için halka açık alanlarda tasma kullanılmasını zorunlu kılıyor ve evcil hayvanların terk edilmesini yasaklayarak üç yıl hapis ve 45 bin Euro para cezası veriyor.

HOLLANDA

Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre dünya çapında 200 milyon civarında başıboş köpek var. Ancak hiçbiri Hollanda'da yaşamıyor. Yavru köpekler şehirde bisiklet sepetleriyle gezdiriliyor, çoğu kafe ve restoran köpek dostu ve küçük evcil hayvanlar toplu taşıma araçlarına indirimli bir fiyata binebiliyor. 

Hollanda Hayvanları Koruma Derneği 1864 yılında Lahey'de kuruldu ve bir asır sonra Hayvanları Koruma Yasası yürürlüğe girdi. Yasa, sahibinin herhangi bir hayvana kötü davranmasının yasak olduğunu belirtiyor. Hatta bunu yapanlar, üç yıla kadar hapis ve 16.750 Euro para cezasıyla cezalandırılabiliyor.

HİÇ BAŞIBOŞ KÖPEK YOK

Ayrıca ülke çapında hükümet tarafından finanse edilen bir kısırlaştırma programı olan CNVR programı (Toplama, Kısırlaştırma, Aşılama ve İade) uygulanıyor. Dünya Hayvanları Koruma Ajansı da bunun başıboş köpek popülasyonuyla mücadelede en etkili yol olduğuna inanıyor.

Birçok belediye, insanları barınaklardan evsiz köpekleri sahiplenmeye teşvik etmek amacıyla mağazadan satın alınan köpeklere yönelik vergileri artırıyor.

Hayvanlara karşı işlenen suçları denetleyen bir polis gücü de kuruldu. Bu polisler, başı dertte olan hayvanları da kurtarıyor.

Hollanda Hayvanları Koruma Partisi'nin (PvdD) lideri Marianne Thieme, "Hayvanlara yönelik şiddet ile insana yönelik şiddet arasında doğrudan bir bağlantı var” diyerek hayvan haklarına verdikleri önemi gösteriyor.

ALMANYA

10 milyondan fazla evcil hayvana sahip olan Almanya, köpek sahiplik vergisi ve agresif ırklara yönelik özel düzenlemeler getiriyor. Sahipsiz hayvanlar veya kaybolan evcil hayvanların sahipleri bulunamazsa altı ay boyunca mikroçipleri ve barınakları kontrol eden yetkililere bildiriliyor. Ve yasa da ciddi hastalıklar dışında ötenaziyi yasaklıyor.

POLONYA

Polonya'daki başıboş hayvanlarla mücadele etme görevi belediyelere ait. Yakalanan hayvanlar çip kontrolünden geçiriliyor, çip bulunması halinde sahiplerine iade ediliyor. Çipsiz hayvanlar karantinaya alınıyor, aşıları yapılıyor, kısırlaştırılıyor ve ardından barınaklara gönderiliyor. Ötenaziye yalnızca ciddi ihtiyaç durumlarında izin veriliyor.

ÜNLÜ İSİMLERDEN TEPKİ

AKP'nin 'Hayvan Hakları Kanunu' ile ilgili yeni düzenlemede sahipsiz sokak hayvanlarının uyutulmasını yani öldürülmesini gündemine alması tartışmalara yol açtı.

Hayvanları koruma derneklerinin temsilcileri, uyutmanın hayvan katliamlarına yol açacağını savundu. Ünlü isimler de sosyal medya hesaplarından tepkilerini dile getirdi.

"HATA YAPIYORSUNUZ"

Ajda Pekkan paylaşımında şunları ifade etti:

"Hayvanseverler sandığınız gibi Facebook, Instagram'da hayvan sayfaları olan insanlardan ibaret değildir. 15 tane sahte hesap yürütüp bütün gün sokak hayvanlarına düşmanlık eden insanların lafına bakıp hareket ediyorsanız hata yapıyorsunuz. Bu ülkede daha önce hiç karşı karşıya kalmadığınız vicdanlı merhametli milyonlarca insan, sonu ne olursa olsun asla buna izin vermeyecektir ki bunu savunmak için hayvansever olmak gerekli değil, vicdanlı olmak yeterlidir."

"Ayrıca Enam Suresi 6/38 hayvanların da Allah'ın ümmeti olduğunu buyuran peygamber efendimizin ümmeti olduğumuzun altını çizelim. Haksız yere bir serçeyi öldürenden Allah kıyamet gününde hesap soracaktır. Yıllardır yapılmayan kısırlaştırmalarda artan nüfusu çözmeyi beceremeyince onları öldürmeye karar veremezsiniz. Belediyelere görevini yaptıramadınız diye bedelini hayvanlara ödetemezsiniz."

"NE KADAR DOĞRU İFADE ETMİŞ"

Tarkan X hesabından Güven Eken adlı kullanıcının yazısını "Ne kadar doğru ifade etmiş" notuyla paylaştı.

İşte o yazı:

"Sokak hayvanları tarafından kimi zaman zarar görmemize neden olan üzücü olaylar yaşıyoruz. Ancak şunun adını koymak lazım. Bu sorunun öznesi hayvanlar değil, bizlerin ve can dostlarımızın can güvenliğini koruması gereken devlettir. Devlet, bu konuda düzenleyici yetkilerini ve gücünü tam olarak kullanmamakta, adeta iki mağduru karşı karşıya bırakmaktadır. İhmaller nedeniyle oluşan bu acı reçetenin faturası, can dostlarımıza ödetilemez."

"Bu sorunu itlafsız çözmenin tek geçerli ve bilimsel yolu, merkezi ve yerel yönetimler arasında kurulması beklenen güç ve vizyon birliğidir. Fakat gündelik siyasetin gölgesinde bu birlik bir türlü tesis edilememektedir. Biz, bu ülkenin halkı, hayvan hakları konusunda daima Batı uygarlığından birkaç gömlek ileride ve uygar olduk. İtlafın, uyutmanın, bu ülkenin kanunlarında yer almasına asla müsaade etmedik. Bundan sonra da müsaade etmeyeceğiz. Çünkü biz bu ülkede can dostlarımıza sadece merhametle bakmayız. Onlarla adalet içinde yaşarız. Yaşamı ve yaşadığımız alanları, sokakları, parkları onlarla paylaşırız. Halkımızın bu duruşu bir tesadüf değildir. Bilinçli bir tercihtir. İradi bir kültürdür. Bu derin kültür, bir gecede bir kağıt parçasıyla değiştirilemez."

"Kimse bize Batı'daki bazı ülkeleri örnek gösterip can dostlarımızı uyutalım demesin. Vicdanımızı da, can dostlarımızı da uyutamayız. Uyutmayız… Hükümeti ve belediyeleri, ivedilikle, bizlerin ve can dostlarımızın sokaklardaki can güvenliğini sağlamak konusunda ortak bir politika ve eylem planı belirlemeye ve uygulamaya davet ediyorum."

"NEDEN AKLA İLK YOK ETMEK GELİR?"

Sezen Aksu da tepkisini yazdığı mektupla dile getirdi: 

"Tarihimizdeki Sivriada hikâyesi vicdanıma, kalbime batıyor… 80 bin köpeğin kâh bir turiste saldırdı diye kâh sayıları arttığından toplanıp Sivriada'ya götürülmelerini, her zaman var olagelmiş iyi insanların çabalarına rağmen açlığa ve ölüme terk edilmelerini okurken seslerini duydum. Biz orayı hak edilmiş sıfatıyla 'Hayırsız Ada' diye anarız. Açlıktan olduğu yazılsa da vefasızlığa attıklarından emin olduğum çığlıkları hepimizin gökyüzünün bir yerlerinde kayıtlı, bundan eminim.

"Hayırsızlığın başı ademoğlunca tutulmuş, adanın günahı yok. Bir asırdan fazla zamanın affına sığınacak yüzümüz de… Neden benim sevgili ülkemde çare ararken akla ilk yok etmek gelir..."

İKİ GÜNDE 100 BİNDEN FAZLA İMZA 

Öte yandan sokak hayvanlarının barınaklarda toplatılıp, 30 gün içinde sahiplendirilmeyenlerin öldürüleceği yönünde bir yasa hazırlandığı haberleri üzerine başlatılan kampanyayı iki günde 100 binin üzerinde kişi imzaladı. 

Sokak köpeklerinin popülasyonunun artışında, belediyelerin 20 yıldır kısırlaştırma görevini gerektiği gibi yapmamasının da rolü olduğu vurgulanan kampanyada, hayvanları öldürmenin sorunu çözmeyeceği vurgulanıyor.