Spor yazarlarından Beşiktaş yorumları

Beşiktaş Medya Grup

Güntekin Onay Hürriyet

Beşiktaş, Konyaspor karşısında ilk yarıda fişi çekti. İlk 45 dakika özellikle 1-0’dan sonra çok daha etkili oynayan siyah beyazlılar Konyaspor’u hataya zorlayarak pozisyonlar buldu.

Maça solda Semih Kılıçsoy, sağda Ernest Muci ile başlayan Beşiktaş, bu 2 oyuncunun hazırladığı pozisyonlarla skora gitti. Gedson Fernandes’in temposu, Arthur Masuaku’nun soldan oyun kurulmasına desteği, Rafa Silva’nın üstün oyun zekası ve tekniğiyle fark yaratan siyah beyazlılar, maçı çok daha farklı kazanacak fırsatları ikinci yarıda yakalamasına rağmen final paslarında ve son vuruşlardaki beceriksizlik yüzünden büyük bir farkı kaçırdı.Giovanni Van Bronckhorst’un 68. dakikada yaptığı Semih Kılıçsoy-Al Musrati değişikliği radikal görülebilir. Ancak ikinci yarının başında Konyaspor’un arka arkaya girdiği pozisyonlara karşı bir önlem gerekiyordu ve Hollandalı teknik adamın bu değişikliğinin ardından yeşil beyazlılar bir daha fırsat yakalayamadı ve oyunun kontrolü Beşiktaş’ın eline geçti.Al Musrati sakatlığın ardından fiziksel olarak çok geriye gitmiş. Beşiktaş, maçların son bölümlerinde açık bir şekilde fiziksel olarak düşüş yaşıyor.Dün 133 top kaybı ile oynaması da siyah beyazlılar için ciddi bir olumsuzluk. Çünkü her top kaybının ardından topu tekrar kazanabilmek için efor sarfetmek zorundasın. Rakip çıkabilirse geri koşmak mecburiyetindesin ve böyle olunca fiziksel olarak düşüş yaşamak da son derece normal. Hollandalı teknik adama sorulması gereken bir soru da Salih Uçan’ın neden hiç süre almaması olmalı.Perşembe günü oynanacak Lyon deplasmanı ve ardından Galatasaray derbisi öncesinde bu galibiyet önemli ve değerli.Konuk Konyaspor’a gelince... Bir sezon boyunca yapacakları basit top kayıplarını bir maçta yapınca Beşiktaş’a çok fazla pozisyon verdiler.

 

Sinan Vardar Fotomaç

Milli takımımızla iftihar ettik. Bu devrim bayağı sancılı oldu ama sonunda iftihar edeceğimiz genç bir milli takımımız oldu. UEFA'da da iddialı bir konuma geldik. Bir aksilik olmazsa A Grubuna da terfi edeceğiz. Bu takımın bu duruma gelmesinde ana fikir çok önemliydi. Lucescu'dan başlayan sistem değişikliği ile Türk Milli takımı daha üretken, genç bir yapıya dönüştü. Benim de uzun yıllardır futbolda inandığım tek bir prensip var. Bir general, iki albay ve gerisi yetenekli askerler. Milli Takımımızın Generali Hakan Çalhanoğlu Albaylar Merih ve Arda gerisi yetenekli askerler. Bunun yanı sıra Milli takımımızın kaleci problemi hiç yok. Oynayan kalecilerimiz çok yetenekli ve aşağıdan da gelenler oldukça sağlam.

Milli takımımızla iftihar ettik. Bu devrim bayağı sancılı oldu ama sonunda iftihar edeceğimiz genç bir milli takımımız oldu. UEFA'da da iddialı bir konuma geldik. Bir aksilik olmazsa A Grubuna da terfi edeceğiz. Bu takımın bu duruma gelmesinde ana fikir çok önemliydi. Lucescu'dan başlayan sistem değişikliği ile Türk Milli takımı daha üretken, genç bir yapıya dönüştü. Benim de uzun yıllardır futbolda inandığım tek bir prensip var. Bir general, iki albay ve gerisi yetenekli askerler. Milli Takımımızın Generali Hakan Çalhanoğlu Albaylar Merih ve Arda gerisi yetenekli askerler. Bunun yanı sıra Milli takımımızın kaleci problemi hiç yok. Oynayan kalecilerimiz çok yetenekli ve aşağıdan da gelenler oldukça sağlam.

Onursal Başkanımız Süleyman Seba, Gordon Milne ile aynı sistemle maliyeti ucuz futbolcuları kadroya katarak 3 yıl üst üste Beşiktaş'a şampiyonluklar getirdi. Galatasaray Ümit Milli Takım hocası Fatih Terim, iki general Popescu, Hagi ve tecrübeli kaleci Taffarel ile gerisi yetenekli askerler Ümit Milli Futbolcularla 4 yıl şampiyonluk ve UEFA şampiyonluğu kazandı. Sonrasında katma değer olarak bu genç futbolcuları da zirveye çıkarıp sattılar, kulüp büyük bir gelir elde etti.

Aynı sistemle Karadeniz'in genç yetenekli futbolcuları toplanıp Trabzonspor'un sıfır yabancı futbolcu ile 3 kere üst üste şampiyonluğu da kazandığı unutulmamalı. İşte doğru sistemler bunlar. Fakat bilhassa büyük kulüpler gereksiz bir yarışın içerisine girdi. Ben daha çok para verdim aldım diyerek birçok işi bitmiş yabancı futbolcularla kulüplerimizi doldurdular. Onlara uyan Anadolu Kulüpleri de iflası yaşadılar. Şu anda Süper Lig'deki 7 kulüpte transfer yasağı var. Büyük kulüplerde neredeyse ödenemeyecek düzeye gelen borçlarla iflasın eşiğinde. Trabzonspor banka borçlarını ödedi. Temennim yine aynı düzene ayak uydurmaz ve yeniden borçlanmaz. Yukarıda verdiğim Milli Takım örneği temennim kulüplere de yansır ve aynı sistemi uygularlar. Yani tekrarlayayım BİR GENERAL, İKİ ALBAY VE YETENEKLİ ASKERLER. Sayın Federasyon Başkanı ile de önümüzdeki hafta bir araya gelerek kendisiyle çok önemli konular paylaşacağım. Mesela yıllardır sürüncemede bırakılan rezerv ligin kurulması, rezerv lig maçlarının Süper Lig maçlarından önce oynanaması, bu liglerin yalnız futbolcu yetiştirmek için faaliyet göstermesi.Genç futbolcu çıkaran kulüplere de özel ikramiyeler verilmesi. Alt liglerde bilhassa yabancı işi bitmiş futbolculara yer verilmemesi, Süper Lig de yabancı transferininde serbest bırakılması ama kulüplerin mali yapılarının federasyon tarafından dikkatlice incelenmesi ve cezaların UEFA'ya kalmadan TFF tarafından verilmesi. Mesela İtalya'da Juventus, 2022-23 yılında mali yolsuzluktan dolayı 15 puanı silinerek 3. sıradan 11. sıraya geriledi. Ayrıca kulübün eski yöneticilere de dahil olmak üzere hak mahrumiyeti cezaları verildi. Bunlar İtalya Futbol Federasyonu tarafından verilen cezalar. Neyse sadede dönelim. Milli takım çok iyi yolda. Fakat kulüplerimizi yönetenler doğru sistemi değil yanlış sistemi tercih ettikleri için büyük başarılar gelmedi. Süratle mali durumlarını düzeltip prensipleri doğru uygularlarsa Türk futbolu Dünya futbolunda hak ettiği yeri alacaktır. Kalın sağlıcakla.

 

Ali Ece Fanatik

Maç öncesi Cumhuriyet Bayramı temalı organizasyon harikaydı. Rafa Silva da ilk yarı boyunca topla ne zaman demarke vaziyette buluşsa harika işler yaptı: Dar alandaki muazzam driplingleri ve fark yaratan ani hız yükseltmeleri bir yana orta sahadan hücum hattına geçişlerdeki tek pas dokunuşları da müthiş kaliteliydi.Konyaspor beklendiği gibi ön alan presiyle başlarken Gabriel’in yokluğunda Rafa’nın santrforu Immobile’den çok iç oyuncuları Ndour ve Gedson’a yaklaşarak orta sahada ekstra bir iç oyuncusu olarak pozisyon alması adeta tıkalı damarı açan bir doktor dokunuşu tadındaydı. Konyaspor ise geriden top çıkartırken Beşiktaş organize presi karşısında zorlandı, Beşiktaş’ın bundan bir gol çıkaracağı belliydi, devre sonunda Muçi kaptı Rafa yazdı. Beşiktaş’ta ilk yarının en kötüsüyse Svensson’du: Sağ stoper kademesinde Gabriel önünde de Rashica’nın ekstra defansif katkısı olmayınca çok zorlandı. Solda Masuaku final kararlarını daha iyi verebilse ilk yarıdan skor tabelasına adını yazdırabilirdi ancak en azından yaptığı sürekli bindirmelerle önündeki Semih’in açıktan ekstra forvetleşmesini sağladı, zaten ilk gol de bu şekilde oluşan penaltı pozisyonundan geldi.Maçta ikinci yarıda özellikle 50- 65 arası Beşiktaş yeteri kadar etkili değildi. Mert Günok olmasa skor açısından da maç çok tehlikeli hale gelebilirdi. Kalan sürede Beşiktaş oyunu tekrar dengeledikten sonra hovardaca harcadığı pozisyonlar ise Lyon ve Galatasaray maçları için kötü sinyal

 

Bilal Meşe Milliyet

Yazılı ve görsel medyada, A Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella’yı eleştirenlerin sayısı az değil, olabilir! Neticede futbol göreceli bir oyundur, herkes farklı pencereden bakabilir, burada sıkıntı yok. Örneğin forvetsiz oyun anlayışı eleştirilerde başı çekiyor! Ancak, güneşi de balçıkla sıvamayalım, İtalyan hoca başarılı bir grafik çiziyor, bunu pas geçemeyiz! Diyeceksiniz ki, ‘kadronun maşallahı var, müthiş yetenekli kramponları bünyesinde barındırıyor’ doğru... Gelin görün ki bu kadroyu kullanmak da ‘maharet’ ister. Ki Montella ‘sıfır’ forvetle oynasa da kazanıyor, skorlar onu haklı kılıyor. İzlanda’yı tarihimizde ilk kez sahasında yenme başarısı gösterdik, buna ne diyeceksiniz? Üstelik o zeminde bırakın futbol oynamayı bir kenara ‘buz pateni’ yapılır! Bu tabloda hem zeminle, hem de rakiple mücadele etmek kolay mı sanıyorsunuz! Ay-yılldızlı ekibimiz, Reykjavik’te tarihi bir başarıya imza attı, geriye düştük, asla pes etmediler, son saniyeye kadar müthiş bir mücadele ortaya koydular, kazandılar, daha ne olsun? Yiğidi öldüreceğiz, ama hakkını da teslim edeceğiz! Demem o ki Montella, eleştiriden çok övgüyü hak ediyor bence. Görüyoruz ki, son yılların bu ALTIN kadrosu müthiş bir uyum içinde, oynayanı, oynamayanı fark etmiyor. Tek parçalar, artı Montella’ya da hem sevgi, hem de saygı var... Bu faktörler, şu anki başarının mihenk taşlarından birisidir bence. Uluslar Ligi’nde grubumuza bakıyorum, dişimize göre en iyi rakip Galler, İzlanda ve Karadağ kantarımızda bile yer kaplamaz! Kuşkusuz bu uzun soluklu ligde çok güçlü takımlarla da mücadele edeceğiz, asıl boyumuzun ölçüsünü bu kulvarda alacağız! Ne var ki, lejyonerlerden kurulu bu ekip, ülke insanını asla hüsrana uğratmayacaktır. NOKTA...

“Vicdanımız yanılmaz bir yargıçtır, biz onu öldürmedikçe...” HONORE DE BALZAC

Milli mola bitti, rotamızı yeniden lige çevirdik. Beşiktaş, Konyaspor ile kritik bir maç oynacak. Kritik diyorum, çünkü Konya’dan sonra Lyon ve hemen ardından Galatasaray deplasmanları var. Kartal’ın sahasında Konya’ya takılması, moral olarak çöküntülere yol açar!

 

Turgay Demir

Koyu gri pantolon üzerine lacivert hırka giyen karizmatik (!) bir teknik direktörü var Beşiktaş'ın!.. Kadroları, oyuna müdahaleleri gibi kıyafet seçimi de ezbere dayanıyor besbelli.

Konyaspor vasat bir takım.. Buna rağmen maç içinde skora ve sahadaki görüntüye göre tam beş kez müdahale etti kenar yönetimi… Bir şeyleri değiştirmeye çalıştı. Öte yandan İmmobile'nin penaltı golüyle öne geçip, Rafa Silva'nın şık golüyle rahatlayan Beşiktaş ortaya futbol olarak bir şey koyamazken, Giovanni son dakikalara kadar, seyretmek dışında hiç bir şey yapmadı!.. PES!

Beşiktaş'ın matematiğinde ortada iki savaşçı şart... Bunlardan biri Al Musrati, diğeri Gedson, tek alternatifleri ise Salih Uçan… Garip olan şu ki, Al Musrati sakatken o bölgede bir tek Salih'e şans vermedi Gio… NEDEN!? Sol kanatta ilk yazılması gereken oyuncu Can Keleş… Bu Beşiktaş metamatiğinin Pi Sayısı gibi bir şey… Peki hiç şans buldu mu!? HAYIR! 

GİO çizgi ötesi bir teknik adam olsa takım 2-0 öne geçmişken, derbiyi ve Lyon deplasmanını da düşünüp İmmobile'yi çıkarır, Semih'i en öne, Can Keleş'i sola, Onur Bulut'u da sağ öne atardı! Böylece Konya risk alırken siz her iki kanadı da kapatmış olur ve onca pozisyonu vermezdiniz... Dahası Lyon ve G.Saray deplasmanları için de ders çalışmış olurdunuz... Ancak Gio yine ezberini bozmadı; çıkardı Semih'i, aldı Al Musrati'yi, ortayı üçledi, kanatları boşladı vesselam!.. Sonra baktı manzara kötü, çaresizce dediğimiz noktaya geldi ve en azından sağ öne Onur'u koydu... BRAVO!...

"Uzatma be adam, Beşiktaş 2-0 kazandı, çuvalla da gol kaçırdı" diyebilirsiniz!.. Peki Konyaspor ikinci yarının başlarında yüklenirken, Mert adeta karateci gibi ayağıyla topu çıkaramasa neler olurdu!.. Bir düşünün derim!.. Uzatmayalım, gri pantolon, lacivert hırkayla olmaz bu işler…

 

Cem Dizdar

Maçın ilk devresi oyun açısından dengede geçti diye düşünülebilir ancak hücum sayısı az olsa da atak yoğunluğu, dolayısıyla rakibi yıpratma bağlamında Beşiktaş hayli baskındı.

İşte o tedirginlik anlarının birinde Semih hareketlendi. Boranijasevic çalımı yediğinde ayağını Semih’e uzatmak yerine eşlik koşusu yapsa ki, Adil kademedeydi, Konya açısından atağı savunmak görece kolay olabilirdi. Lakin dediğim gibi Beşiktaş’ın sayısı düşük olsa da gerek atak yoğunluğu gerek oyuncu beceri farkı bu tür defansif handikaplara yol açacaktı, o hücum da penaltı oldu. Keza Muçi baskısından gelen Rafa golü de aynı koşullarda değerlendirilebilir. İkinci devre başlarken “İlk devreyi 2-0 önde bitirmek tehlikeli skordur” diyenlerin tezini bir kez daha test etme fırsatımız oldu! Devrenin ilk 15 dakikasındaki Konya hücumları tezi haklı çıkaracak gibi görünüyordu. Ancak 62’de Beşiktaş 4’e üç oyuncuyla hücuma çıktı ve Rafa sağa Muçi’ye değil sola pas atsa tez büyük ihtimalle bir kez daha doğrulanmamış olacaktı! Gerçi yine doğrulanmadı ya... Bu atak sonrası Konya da çekildi sahneden.