Spor yazarlarından Beşiktaş yorumları
Güntekin Onay (Hürriyet)
ISMAEL PARLAK FİKİRLER ORTAYA KOYAMIYOR
Beşiktaş, evinde Başakşehir ve Fenerbahçe’den sonra bir diğer rakibi Trabzonspor’a da diş geçiremedi. Bu 3 maçın hiçbirinde İsmael’den güçlü bir başlangıç planı göremedik. Bu tip iç saha derbilerinde agresif, kararlı ve ev sahibi olduğunu hissettiren bir takım görmeyi beklerken tedirgin, taktiksel açıdan bir kurgusu olmayan ve rakipleri çok da rahatsız etmeyen bir Beşiktaş vardı sahada. Skorlardan bağımsız olarak tercih edilen futbol anlayışı Beşiktaş taraftarını rahatsız ediyor. Rakip ceza alanına atılan uzun toplar, orta alanın by-pass edilmesi ve çabuk sonuçlandırılan ataklarla kanat beklerini de pasifize edip etkin şekilde hücuma çıkartamamak. Takım boyunun uzun olması, topun değerini bilmeyen ve kolay kaybeden bir Beşiktaş.
Futbol seyreden herkes bu kadronun top ayağındayken çok daha iyisini yapacağını görebiliyor. Ancak İsmael’de ne taktiksel bir yaratıcılık, ne esneklik ve ne de pragmatizm var. Hep aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar almak ve sorunlara çözüm üretmek mümkün değil. Ancak Fransız teknik adam, Dele Alli’nin hazır olmadığını hala göremedi. İsmael’in Cenk’i sokup 4-4-2’ye dönmesi çok da parlak bir fikir değil. Bunu 70’te yaptı, halbuki maçın devre arasındaki programda “Bu değişikliği yapamaz mı?” diye zaten konuştuk. Futbolun emrettiği basit bir çözüm bu. Ancak Fransız teknik adam asla parlak fikirler ve çözümler ortaya koymuyor.
1 PUAN TRABZON iÇiN KÖTÜ DEĞiL
Beşiktaş, puan olarak enseyi karartacak bir noktada değil ama rakipleri Avrupa’da oynarken haftada bir maç oynuyor. Ayrıca yenemediği Başakşehir, Fenerbahçe ve Trabzonspor ile deplasmanda oynayacak. Diğer taraftan bakarsak bu 1 puan Trabzonspor için kötü değil. Son 10 günde 4’üncü maçını oynayan bordo mavililer özellikle de ikinci yarıda sadece oyunu soğutmayı ve skoru korumayı düşündü. Bu anlayıştan dolayı Trabzonspor’u eleştirmek acımasızlık olur. Abdullah Avcı, ikinci yarıda sahaya sürdüğü isimlerden verim alamayınca beraberliğe de fazlasıyla razı oldu.
KALiTE SEViYESi DÜŞÜKTÜ
Dev maçta gol, heyecan, pozisyonlar ve mücadele vardı ancak kalite seviyesi geçer not almadı. Beşiktaş’ın başındaki teknik direktör hayatında hiç kupa kazanmamış, bu tip maçları teknik adam olarak oynamamış. Büyük takım çalıştırmamış ve yeterli tecrübesi yok. Hem başlangıç planlarında sorun var hem de maçların devamında oyuna hamlelerinde.
Bilal Meşe (Milliyet)
HESAPTA OLMAYAN İŞ KAZALARI
Futbol adına çok keyifli bir ilk yarı izledik dersek abartmış olmayız. Temposu yüksek, mücadele derseniz harika... Baskı, pres ve goller, yani her şey var. Hesapta olmayanlar, yani iş kazaları... Larsen kendi kalesine golü atıyor, Masuaku, Gomez’e asist yapıyor! Eee futbolun içinde bunlar da var. Bu tip sakarlıklar, oyuna başka güzellikler katıyor, heyecanı bir tık daha yukarı çıkarıyor. Bu yarıda atılan üç golü kantara çıkaralım. Gomez, Trabzonspor’un ileri uçtaki golcüsü, yani onu yalnız bırakmayacaksınız, radarınızda olacak! Beni asıl şaşırtan, Saiss’in yerine on birde sahaya çıkan Montero tercihidir. Montero, yanılmıyorsam Alanya maçında 45 dakika oynadı. Peki Valerian Ismael, elinin altında Welinton varken, niye o arkadaş? Kaldı ki Welinton, boylu - poslu, artı, fiziğini de çok iyi kullanıyor. Gördük ki, Gomez hava toplarında oldukça etkili... Attığı ilk golde bunu gördük. Gerek Tayyip Talha, gerekse Montero onu kontrol etmekte sıkıntı çektiler. Trabzonspor, Beşiktaş dersini iyi çalışmış. Nitekim savunmayı sağlam tuttular, rakibe boş alan bırakmadılar, özellikle N’Koudou’ya adeta gözaltında tuttular. Weghorst, forvette belki klasik olacak, çok yalnız kaldı. Bir pozisyon yakaladı, ona da Uğurcan vize vermedi. Hep söyledik, Ghezzal varsa pozisyon üretirsiniz. Nitekim Larsen’in kendi kalesine attığı golde onun payı olduğu kadar, Rosier’in de çabukluğu ön plandaydı. Ne var ki Ghezzal’e nazar değdi, sakatlanıp, yerini Redmond’a bıraktı. Kuşkusuz Masuaku, Kartal’ın bence en iyi transferlerinden... Gelin görün ki öyle bir hata yaptı ki, o da şaşırdı, biz de ona yakıştıramadık! Sanırım Larsen’e nazire yaparcasına Trezeuget asist yaptı, tecrübeli futbolcu bu piyangoyu kaçırır mı, elbette kaçırmaz! Bu yarıda Salih Uçan’ın estetik içeren bir şutu var, ona da Uğurcan izin vermezken, Weghorst’un da bir fırsatı golle taçlandıramadı. Bu işin ustası falan yok. Örnek mi Souza... Kartal’ın baskıyı öne çıkardığı anlar, Bardhi’ye o da asist yaptı, Allah’tan dışarı attı. Bazı hamleler vardır, karşılığını alırsınız. Dele Alli çıktı, yerine Cenk Tosun girdi, üç dakika sonra hocasını utandırmadı. Weghorst’un kafa şutunda direkten dönen topu tamamladı, skoru eşitledi. Son yirmi dakikasında Kartal, adeta rakip kaleye park etti, müthiş bir baskı kurdu, Ugurcan’ı geçecek kramponu ara ki, bulasınız! Trabzon öyle veya böyle istediğini alıp, evine döndü. Kartal ise kan kaybetmeye devam ediyor. Gelelim orta hakem Ali Şansalan’a... Faullerde adeta çifte standart uyguladı, ne Beşiktaş’ın ne de Trabzon’un senin kıyağına gereksinim yok, bilesin hocam. Örnek Cenk Tosun ve Weghorst’un mücadesi, ikisini de ters verdin! Yusuf, Gedson’a arkadan müdahelesi kırmızının babası! Sen sarıyı çekiyorsun, neyse ki VAR’da Serkan Tokat var. Sen pas geçtin, o geçmedi, uyardı. Üstelik burnunun dibinde!
Fatih Doğan (Sabah)
GEREĞİ YAPILMALI
Beşiktaş tribünleri oyundan ve skordan memnuniyetsizliklerini dile getirerek 65. dakikada "İsmail uyuma değişiklik yapsana" diye topyekün tezahürat yaptı. 2 dakika sonra Dele Alli yerine Cenk'i, Salih yerine Gedson'u oyuna aldı. Valerien, seyircinin etkisiyle değişiklikler yaptı. Arkasından da Cenk Tosun'un beraberlik golü geldi. Peki bu ana kadar sahada ne oldu? Beşiktaş, Rosier'in ortasıyla Trabzon'a kendi kalesine gol attırdı. Sol kanadı yine eksikti. Sezon başından bu yana vasatı aşamayan Masuaku, rakibe asist yapacak kadar büyük maç gerçeklerinden uzak bir oyuncu olduğunu gösterdi. Beşiktaş'ın sol kanadı N'Koudou'nun gelmesine rağmen zayıf kaldı. Böyle olunca da Weghorst'a oyun akışı yeterli olmadı ve Valerien İsmael, bu görüntüyü değiştirmek için hamle yapamayınca seyircinin müdahalesi geldi. Bir teknik adamın tribünlerin 'oyuncu değiştir' dedikten sonra hamle yapması ve giren Cenk'in gol atması acı bir durum. Burada temel nokta şu, bugün Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi'yi destekleyen-desteklemeyen bütün Beşiktaşlıların tribünde İsmael için 'İstifa' söylemini paylaşması. Sahasındaki son 3 maçı kazanamayan, istifa sesleriyle uğurlanmış bir teknik direktör ile yol devam etmek zor yol. Beşiktaş yönetimi, şampiyonluk şansını tamamen kaybetmeden gereğini yapmalı, taraftarına kulak vermeli.
Cem Dizdar (Fanatik)
ÇOKÇA DUYGU, BİRAZCIK FUTBOL
İlk devre düşünüldüğünde hafta içi antrenmanlarında planlanmış ve deneyimlenmiş uygulamalara iki takım içinde pek şahit olamadık. Yine de Beşiktaş “hücum etmeye gayret eden taraf” görünümündeydi. Lakin bu görüntüde, kurgusal olmaktan çok temel planı rakip orta sahayı bozmak olan Trabzon’un oyunu kabullendiği bölgelerle ilgiliydi. Josef’in kayıpları, Dele Alli’nin görünmezliği ile birleşince yükün bindiği Salih’in gayreti mecburen yetersiz kaldı. Yine de ilk devre üç gol izlediysek bu plan, kurgu yada yetenek değil doğrudan hatayla ilgiliydi. Korner golünde başta Josef ve stoperler olmak üzere hatalı yerleşim, diğerinde Masuaku Beşiktaş golünde ise kaleci Uğurcan’ın zamanlamaya bağlı “hesap hatası” belirleyici oldu.
SKORUN ETKİSİYLE
İkinci devre birazdan skorun etkisiyle maç hareketlendi. Beşiktaş öne gidip alanlar aradıkça Trabzon da aradığından daha çok alan ve pozisyon buldu. Oyuna sonradan giren Bardhi’nin 58 ya da 59’daki iki pozisyondan birinde gol çıkaramamış olması ilginçti! Ancak 65 sonrası tempoyu yavaş yavaş yükseltmeye başladı Beşiktaş ve bu hareketlilik Trabzon’un rakibin 25. ortasında çaresiz kalmasıyla sonuçlandı, beraberlik oluştu. Golden daha fazlası, karşılaşma iki takım için de bu zaman diliminden sonra kısa süreli de olsa ülke mücadele seviyesinin hayli üzerine tırmandı. Üstelik gollerin üçü futbolsuz geçen bölümde gerçekleşmişken...
ZAMAN KAZANDILAR
Beri yandan, iki teknik adam da haklarındaki yergilerden haberdar şüphesiz. Haliyle bu maç doğrudan takımlarındaki gelecekleri konusunda belirleyici nitelikte değilse de harareti yükseltecek maçlardandı. Bu beraberlikle ikisi de en azından keskin tartışmalar bağlamında zaman kazandı dersek yanlış olmaz...
Turgay Demir (Fotomaç)
ISMAEL İSTİFA
Beşiktaş bildiğimiz kimliğinden çok uzak. Dele Alli sahada yok, N'Kouduo karşısında ligin en statik sağ beki varken rüzgar gibi eseceğine aldığı her topta bekliyor. Kör dövüşü gibi oyuna benzer bir şey var ama ruh yok… Trabzonspor ona keza… Abdülkadir Ömür başta onlar da uyur gezer gibi. Duran top ve sahanın en iyilerinden Masuaku'nun asistiyle iki gol buldular ama yine oyun diye bir şey koymuyorlar ortaya. Soğutabildikleri kadar soğutmaya çalışıyorlar.
Sahada bunlar olurken Fransız seyrediyor. İkinci yarının ortaları olmuş hâlâ, sakatlanan Ghezzal dışında değişiklik yok. Pes! Taraftar çekiyor isyan bayrağını; İsmail uyuma değişiklik yap Kartal'a… Ondan sonra anca uyanıyor Valerien İsmael ve Gedson'la Tosun Paşa'yı atıyor sahaya. Manzara değişiyor elbette, Beşiktaş büyük baskı kuruyor ve tribünler de devreye girince Cenk'le beraberlik golü geliyor. Trabzonspor'da beş değişiklik yapılıyor ama oyunları hep aynı, soğutmaya çalışıyorlar. Gedson, Redmond, Cenk ve sonradan giren Muleka ile ön taraf daha bir canlanıyor. Gedson da orta sahayı toparlıyor.
İsmael bu değişikliklerin yarısını 46. dakikada yapmış olsa Beşiktaş muhtemelen maçı kazanırdı. Taraftar işin farkında o nedenle son dakikalarda "İsmael istifa" diye haykırdılar. Başkan Ahmet Nur Çebi duydu mu bilmem ama duyması şart, çünkü İsmael, Beşiktaş'ın hocası olacak kaliblerede değil. Not: Ali Şansalan berbat bir maç yönetti, faullerdeki kararları inanılmaz çelişkiliydi. VAR olmasa gözünün önünde olan pozisyonda Yusuf Yazıcı'nın kırmızısını da es geçecekti.
Ali Gültiken (Sabah)
HAMLELER GECİKTİ
Dele Alli ile oynama düşüncesi kağıt üstünde bakınca güzel görünüyor. Fakat bugüne kadarki performanslarına baktığımızda büyük bir hayal kırıklığı... Bu kalitedeki bir oyuncuyu oynatarak kazanma düşüncesi kabul edilebilir bir şey. Ama her maçta bu kadar sabretmek faturayı Valerien İsmael'e çıkartır. Beşiktaş orta alanından beklediği verimi bugüne kadar alamadı. Bu da sonuçları çok net etkiliyor. Josef sahada var ama kafa olarak geçmiş performanslarının çok gerisinde. Dele Alli zaten varla yok arası. O zaman iş bir tek Salih'in omuzlarına kalıyor. Trabzonspor karşısında da Beşiktaş bu tekrarı yaşadı. Ghezzal'ın da oyundan çıkması ister istemez hücum verimlilğini de eksiltti. Trabzonspor bu maçta çok net bir şekilde tempoyu düşürme üzerine bir felsefe ile oynadı. Bunu da makul görüyorum. Bu durumda hamle yapması gereken taraf Beşiktaş kulübesi... Oyun özellikle ikinci yarıda Dele Alli'nin yerine ikinci bir santrforu çağırıyor. Yani sahadaki oyun bağıra bağıra bunu istiyor. Nitekim Cenk değişikliği ile oyun buna karşılık verdi. Yani Beşiktaş'ın elinde etkili bir ofansif kadro var. Sonradan oyuna giren Redmond ve Muleka da bu maçı kazandırabilecek derecede oyuna etki etmeye çalıştı. Özellikle başta Dele Alli olmak üzere bu değişiklikler daha önce yapılabilseydi Beşiktaş bu maçı alabilecek yeterliliğe sahipti. İçeride oynadığın Başakşehir, Fenerbahçe ve Trabzonspor gibi üç önemli rakibine karşı bu oyuncularla kazanamazsan tribünler de bu tepkiyi doğal olarak koyar.
Ali Ece (Fanatik)
HAYBEYE GOLLER YERSEN
Beşiktaş ilk yarıda iki golü de haybeye yedi. Maxi Gomez bir ara La Liga’da Benzema’dan sonra en fazla kafa golü atan oyuncuydu. Form geçici, klas kalıcı: Trabzonspor kornerinde kafayla gol atabilecek bir numaralı olağan şüpheli Maxi Gomez’i bomboş bırakırsan golü göz göre göre yersin! İkinci yenilen gol zaten o ana kadar Beşiktaş formasıyla gayet iyi performans sergileyen Masuaku’nun bir anlık büyük hatası.
İlk yarıda Beşiktaş’ın golü tamamen Beşiktaş’ın en güçlü kanadının başarısı: Rosier çok iyi sağ bek, Ghezzal çok özel bir oyuncu lakin ikisi arkalı önlü oynayınca Beşiktaş’ın sağ kanadı ikisinin bireysel yeteneklerinin toplamından daha da güçlü! Orada Ghezzal, Rosier’yi gördükten sonra nihayet bir oyuncu bir Beşiktaş akınında havadan ezbere şişirme yerine yerden sert keserek gol opsiyonlarını çoğalttı ve Larsen kendi kalesine attı.
Beşiktaş 2-1 yenik duruma düştüğünde bile Ghezzal- Rosier kanadı umut veriyor, Beşiktaş’ın oyununa başka bir boyut katıyordu. Ta ki Ghezzal tekrar sakatlanıp çıkana kadar! Sonrasında Beşiktaş oyuncu değişiklikleriyle 4-4- 2’ye dönene kadar vasatlaştı. Dele Alli ilk yarıda kötü, ikinci yarıda iyiydi.
BEKLENEN PERFORMANS DEĞİL
24’te müsait pozisyonda acele etmeyip sağına alarak ayak içiyle golü atması gerekirdi. Form geçici klas kalıcı diyoruz ya, o kaçırdığı klasına yakışmadı. Nathan Redmond skoru 2-2’ye getiren golde çok iyi kesti lakin ileri 3’lüyle oynarken Ghezzal’ın gerçek bir alternatifi yok, Redmond aslında solda daha etkili olabilecek bir oyuncu. Cenk'in yanı sıra Muleka'yı da hesaba katarak A planı olarak 4- 4-2 daha fazla denenebilir. Tek tek sabaha kadar oyuncuları değerlendirebiliriz lakin asıl mesele oyunculardan çok oyunda. Beşiktaş bu sezon ev sahibi olduğu ikinci derbide de tribünlerin beklediği performansı sergileyemedi. Trabzonspor’un Perşembe gecesi Monaco karşısında oynadığı maçın ertesinde beklenen fiziksel üstünlük farkını da sahaya yansıtamadı.
Sinan Vardar (Fotomaç)
HOCAM SİSTEM BU
Gazetem Fotomaç'da önceki gün yayınlanan yazımda 4 büyükler arasında güç farkı olmadığını, 'Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışında eksiği yok fazlası yok' yorumunda bulunmuştum. Dünkü 90 dakika beni haklı çıkardı. Beşiktaş, ilk yarıda yanlış sistemde ve bazı futbolcuların aksayışında Trabzonspor karşısında yenik duruma düştü. Tabii ki bu kötü tabloda başrol Valerien Ismael'indi. Josef'in kötü gününde oluşu, Alli'nin oyunu seyredişi takımın eksik mücadele etmesine neden oldu. Ghezzal'ın sakat sakat oynaması ise tam bir cinayet! Ya arkadaş; Cezayirli yıldız sezonu kapatsa, bunun hesabını kim verecek? Masuaku'nun hatasının telafisi olabiliyor ama teknik adam hata yaparsa bunun telafisi yok. Siyah Beyazlı takımın rakip duran toplarında yanlış dizilim yapması biri gol olmak üzere rakibe 3 net gol pozisyonu verilmesine neden oldu. Madem Weghorst takımın en uzunu; ne işi var ön direkte? Valerien Ismael 67. dakikadan sonra doğru değişikliklerle Beşiktaş'ı ayağa kaldırdı. Cenk ve Gedson Beşiktaş'a hücum zenginliğine taşıdı. Özellikle Cenk'in oyuna girmesiyle 4-4-2'ye dönen siyah beyazlılar Trabzonspor'a baskıyı kurdu. Demek ki Beşiktaş'ın sistemi 4-4-2'ymiş ama bu olumlu değişiklikler sadece 1 puanı getirdi. Montero geçtiğimiz hafta satış listesindeydi, dün oyundaydı, iyi de oynadı. Kulübün futbol planlamacılarına sevgilerimle! Dünkü zevkli mücadeleden 1 puan alan Trabzon sahadan mutlu ayrılan ekip oldu. Ismael'in geç uyanışı Beşiktaş'ı 3 puandan etti. Ama insan, Fransız teknik adamın geç de oysa uyandığına şükretmeden edemiyor. Ligin 10. haftası olmuş, Ismael'in hala doğru sistem üzerinde yoğunlaşıyor olması biraz garip değil mi?