Spor yazarlarından Beşiktaş yorumları
Giresun kilidini açamadılar
Güntekin Onay (Spor Arena)
İsmael’in bu tip rakipler karşısında farklı opsiyonlar geliştirmesi şart.
Beşiktaş, oyunun büyük bölümünde Giresunspor kilidini açacak formülleri bulamadı. Sadece Ghezzal’ın yaratıcılık sergilemesi, Rosier’in etkisiz oyunu, Rıdvan’ın etkisizliği, Alex Teixeira’nın kötü performansı, yapılan basit top kayıpları siyah beyazlıların yaşadığı olumsuzluklardı. Dünkü Beşiktaş’ı izledikten sonra akıllara şu soru geldi:
Valerien İsmael’in bu anlayışı, Alanyaspor ve Trabzonspor gibi pas yaparak oyun kumaya karşı etkili olurken; Giresunspor gibi kendi yarı alanında savunmada bekleyen ve rakibini bozmak için oynayan ekiplere karşı geçerli değil mi?
MiRALEM PJANiC 90 DAKiKA OYNAMALIYDI
Bu soruya yanıt bulabilmek şu an mümkün değil. Henüz erken. Lakin Valerien İsmael, maçlarının yüzde 80’inini bu tip rakiplere karşı oynayacak. Daha farklı opsiyonlar üretmesi şart. Ayrıca bu tip kapanan takımlara karşı golü bulmak için Larin’in oynaması akla daha yatkın görünüyor. Sahada Necip-Ersin ve Rıdvan gibi 3 Türk oyuncu varken Can’ın yerine de orta alanda Pjanic’in oynaması kesinlikle verimliliği ve kaliteyi artırabilirdi. Topa sahip olunan bir maçta sahada Pjanic olmalı.
WELiNTON’U ARADILAR
Takım savunmasında başarılı olan ve ev sahibi ekibe fazla şans vermeyen Beşiktaş, Necip Uysal ve Vida’nın bireysel birkaç hatası ile kalesinde bazı tehlikeler yaşadı.
Dün ön alan baskısı ve geriden oyun kurma konusunda Beşiktaş’ın Welinton’u aradığını da gördük. Necip-Rosier ikilisi iyi bir pas bağlantısı oluşturamazken bu durum Rosier’in oyununu da olumsuz etkiledi.
Giresunspor ise Altay, Rizespor ve Göztepe gibi rakiplerinin kazanamadığı bir haftada 1 puanın değerinin farkındaydı. Yeşil beyazlıları dün anti-futbol oynadığı için eleştirenler olabilir ama bu beraberlik sayesinde Giresun takımı, rakipleriyle arasındaki farkı 4 maçlık mesafeye taşıdı.
Kartal çilingirini bulamadı
Bilal Meşe (Milliyet)
Teknik direktör değişimlerinde o takımlarda bir ‘rüzgar’ eser. Bu tablo kuşkusuz gerek oyuna gerekse skor tabelasına olumlu yansımalar yapar. Tıpkı Beşiktaş’ta olduğu gibi... Elbette Kartal’daki bu rüzgarın başka bir nedeni ise iskeleti teşkil eden çok sayıda oyuncunun sözleşmesinin bitecek olması. Kim kalacak, Kartal Yuvası’ından kimler kopacak, Teknik Direktör Valerien İsmael karar verecek. Bu faktör, kalıcı olmak isteyen oyuncuların performansına da yansıyor kuşkusuz. Görüyoruz ki, Fransız teknik adam, Kartal’da üçlü savunmayı oturtmaya çalışıyor. Aksamalar var mı? Elbette yok değil... Örneğin kanatlardaki Rıdvan ve Rosier, ileriye çıkışlarda tamam... Ya geriye dönüşler? İşte orada her iki futbolcu da bazen ‘rötar’ yapıyor, bu da savunmayı sıkıntıya sokuyor, rakibin iştahını kabartıyor. Rıdvan Yılmaz, kanat oyuncusundan çok, sürpriz golcü olarak görev yaptı ilk yarıda... Sürekli göbekten rakip savunmanın arasına girdi, kaleye şutlar attı, ama golü bulamadı. Montero da sık sık savunmadan çıkarak ofansif ataklara katıldı, ekstra göreve soyundu. Her iki takımın ligdeki konumu farklı, bu da ‘temposu’ yüksek mücadeleyi de beraberinde getirdi. Giresunspor, ligin altlarında ince çizgide... Kırmızı hattan çıkmanın yollarını arıyor, ‘ne koparırsam kar’ düşüncesinden hareket ediyor. Beşiktaş ise klasman derdinde! Bu yarıda kuşkusuz iki net pozisyonu Kartal üretti. İlki Batshuayi, ikincisi ise Ghezzal... Her iki futbolcu bu pozisyonları golle taçlandıramadılar. Nedeni de kaleci Okan’ın müthiş kurtarışlarıydı. İlk yarının istatistikleri yine Kartal’ı işaret ediyor. Ne var ki, hücuma çıkışlarda yapılan top kayıpları Kartal’ın hızını kesen en büyük faktör idi. *** İster üçlü, ister dörtlü oynasınlar, ben ona bakmam! Savunma güvenliğini elden bırakıyorsanız o sistemler yerle-bir olur arkadaş! Alın 47. dakika... Kartal, ailecek ilerde, geri bomboş... Rosier topu kontrol edemedi, Giresunspor pozisyon üretti. Serginho ve Umut biraz dikkatli olsalardı, golü bulmaları işten bile değildi. Zaten üçlü oynuyorsunuz, buna bir de Vida gibi pas hatasını eklerseniz... Nitekim 51’de Süleymanov, topu ayağında buldu, vurdu Ersin’e gole izin vermedi. Fransız hocanın Pjaniç ve N’Koudou dokunuşları işe yaradı. Kartal, hem oyunu domine etti, hem de oyunu sürekli rakip alana yıktı. Artı, pas kayıplarını da asgariye indirirken, en büyük sıkıntıyı pozisyon üretiminde çekti bu yarıda... Böylece rakip savunma duvarına tosladılar, beşincilik şansını kullanamadılar.
Fatih Doğan (Sabah)
Beşiktaş için büyük kayıp
Teknik direktör Valerien İsmael, Giresunspor karşısında özellikle ilk yarıda kenar oyuncuları Ghezzal ve Alex'in içeri girip gol yollarını açmalarını istedi. Fakat bu taktiksel plana ek olarak Rıdvan'a ayrı bir görev ve misyon yüklendiği, dakikalar ilerledikçe görüldü. İlk 45 dakika geçildiğinde Rıdvan içe kat ederek 18'in göbeğinden 4 kez sızma denemelerinde bulundu. Alex'in skor üretemeyen vasat oyunu takım için yük olmaya başladı. Ghezzal ise bu maçta oyunun hep içindeydi ve özellikle Okan'ın muhteşem kurtarışıyla sonlanan 44'teki şutuna rağmen skor üretemedi. Kaleci Okan, hem Ghezzal'ın uzaktan şutunda hem de maçın başında Batshuayi'nin dönerek vuruşunda kalesinde devleşti. İlk yarı dengeli bir mücadele geçmesine rağmen ikinci yarı ev sahibinin kapanmasıyla farklı bir hal aldı. İsmael hocanın bu tıkanıklığı açmak için 56'da Alex'in yerine N'Koudou ile Can yerine Pjanic'i alması ve bir süre sonra da Batshuayi'yi çıkarması yapılması gereken zorunlu değişikliklerdi. Ancak ilk değişiklikte gözlerim Larin'i aradı. Beşiktaş'ta Rosier ve Josef'i iyi buldum. Ama galibiyet için farklı hamlelere hatta risklere ihtiyaç var. Rıdvan ve Rosier'in ısrarla çizgiye inmemesi sıkıntı. Taktik plan ise daha büyük sıkıntı. Kapanan takımlara karşı çözüm üretmeye ihtiyaç var. Takımı hücumda bu kadar kasmak her zaman iyi sonuç vermeyebilir! Az da olsa düşme tehlikesini hisseden GZT Giresunspor için 1 puan iyi ama Avrupa kovalayan Beşiktaş için büyük kayıp...
Cem Dizdar (Fanatik)
Aralarında çok fark yok
Öyle bir sezon ki, her hafta bir öncekinden daha enteresan şeyler oluyor. Onca hakemi lig devam ederken, kapıya koyan MHK’nin gerekçelerinden biri de bazı takımların maçına ısrarla aynı hakemin verilmiş olmasıymış. Giresun’daki maçı yöneten Arda Kardeşler de daha önce 9 Beşiktaş maçını yönetmiş. Bu maçların sekizini ise Beşiktaş kazanmış! Gelin görün ki Kardeşler’i, 10. kez Beşiktaş maçına atayan MHK Başkanı bir gün bekleyemeyip, maç oynanmadan istifa etti! Size de enteresan gelmiyor mu? Neyse maça geçelim. İlk 15 dakika Giresun tempoyu yükseltmeye çalıştı ancak ön alanda sade oynamak yerine hep, 'Fazladan bir iş yapma’ya kalktıkları için hücum girişimleri verimsiz kaldı. 20. dakikaya doğru Beşiktaş kontrolü eline aldı ve Josef/Can ikilisi üzerinden oyunu metre metre öne taşıdı. Ancak bir pozisyon dışında kaleye inecek organizasyonlardan uzaktı ve varsa yoksa bir ülke klasiği olarak şut atıp durdular! İkinci devre Beşiktaş topu dolayısıyla oyunu eline almış görünse de verimli hücum organizasyonu sıkıntısı sürüp gitti. Batshuayi ya da N’Koudou’ya ulaştırılan toplar o alanda eriyip gidiyordu. Ancak Giresun da şut atma konusunda rakibi gibi davranınca maç 'Verimsizlik dengesi’nden bir şey kaybetmemiş oldu!
Turgay Demir (Fotomaç)
Yeni Beşiktaş
Valerien İsmael, Pjanic, Larin, Atiba gibi gelecek sezon kadroda olmayacak isimleri kenarda bırakıp, kafasındaki sistemi, kafasındaki oyunculara ezberletmeye çalışıyor. Günü kurtarmak için değil geleceği kurgulamak için çaba harcıyor. Alkış... İsmael'in sisteminde gerideki ana kofra Montero... Sağa, sola, öne, arkaya tüm elektrik dağıtımını İspanyol yapıyor. H H H Rıdvan'ın görev tanımı da değişti, artık çizgiden gidip etkisiz ortalar yapmak yerine içeri kat edip arkadan gelene kulvar açıyor. Geriden destek veren varsa önüne bırakıyor, gelen-giden yoksa kendi zorluyor. Bu yeni görev tanımı Rıdvan'ı geliştirecektir diye düşünüyorum. Valerien İsmael'in en güvendiği isimlerden biri de Josef... Orta sahada "Aldırma, Döndürme, Oynatma" formülünü uygulama görevi onun. Rakip savunmadan dönen tüm topları kovalıyor, alıyor, alamadığı zaman da rakibin etkili atak yapmasını önlemek için bozgunculuk yapıyor. Yine çok etkiliydi. Giresunspor ilk yirmi dakikada öne-arkaya iyi koştu ve Beşiktaş'ın, topla uzak akraba stoperleri Necip- Vida ikilisini baskı altına alıp zaman zaman da top kaptılar. Ancak etkili bir pozisyon ürettiklerini söylemek zor. H H H Buna karşılık maçın büyük bölümünde oyunu kontrol eden Beşiktaş kanat ortaları ve şut denemeleriyle sonuca gitmeye çalıştı. Batshuayi önde top tuttu, pozisyon buldu, harika bir denemesi vardı o pozisyonda da Orkun'un ayaklarına takıldı. Muadilleri çıkıp, Güven, Pjanic, N'Kouduo ve Umut girince de sistem aynen çalıştı. N'Kouduo'nun meşin topu sevmek yerine döverek oynamaya çalışması etkinliğini azalttı. Beşiktaş kazanabilirdi, bunu hak etti. Güven girdiğinde Batshuayi de sahada kalsa belki kazanmak daha kolay olabilirdi.
Ali Gültiken (Sabah)
Sorun hedefsizlik
Beşiktaş'ın Valerien İsmael ile seçtiği oyun düzeni hem sistem olarak hem de uygulama olarak baskı üzerine kurulu. Rakibi oynatmamak konusunda Beşiktaş'ın aldığı mesafeler var. Top rakipteyken baskıyı çabuk yapıp topu daha erken kazanmak isteyen Beşiktaş'ı görüyoruz. Bu sistemin diğer bir tarafı da top Beşiktaş'a geçtikten sonra olan bölümü. Giresun karşısında hücum zenginliği açısından baktığımızda bu taraf çok istenilen düzeyde olmadı. Batshuayi'nin bir tane net pozisyonu dışında Beşiktaş arzu ettiği gol pozisyonu zenginliğini yaratamadı. Oyunda hakimiyet var, özellikle maçın ikinci yarısında daha çok rakip yarı alanda kalma isteği var ama bu durumu gol pozisyonuna çevirme noktası istenilen düzeyde olmadı. Giresun, Beşiktaş'ın Rıdvan ve Rosier ile iki kanadı kullanma isteğini etkili bir şekilde durdurdu. Ghezzal'a da çok fazla alan bırakmadılar. Durum böyle olunca Beşiktaş, oyuna hükmeden, rakibi yarı sahasına hapseden bir oyunun ötesine geçemedi. Tabii Konyaspor ve F.Bahçe'nin de daha önce oynayıp kazanmış olması, puan farkının devam etmesi oyuncuları da psikolojik olarak yoran bir şey. Ligin boyu kısaldı ve puan farkı devam ediyor. Avrupa kupalarına katılma ümidini bir şekilde hedef olarak tutmak önemli. Ama bu farklar oyuncuyu etkiliyor, bunun maça yansıdığını da gördük. Büyük takım oyuncularını soyunma odasında ne kadar motive etmeye çalışırsanız çalışın, onlar motivasyonlarını önlerindeki hedeften alırlar. Orası uzaklaştıkça takımın bunu hissetmesi de zorlaşır. Beşiktaş şu anda bu tür durumları da beraberinde yaşıyor. Sahada oynama isteği var ama bu hedef coşkusu olmayınca bazı şeyler eksik kalıyor.
Serdar Sarıdağ (Milliyet)
Kartal çok istedi ama yetmedi
Bir gün şort bir gün mont giydiğimiz bu günlerde, Beşiktaş’ın bu sezonki oyunu da tıpkı hava durumu gibi değişkenlik gösterdi. Tam kış bitti bahar geldi diyoruz, Sibirya soğukları yine Kartal’ın kapısını çalıyor. Büyük bir aksilik olmazsa sezonu üçüncü hocayla tamamlayacak olan siyah-beyazlı takımın, Giresunspor karşısında oyunu Valerien Ismael’in ilk iki maçından biraz daha farklıydı. Dedik ya, Beşiktaş’ın havasının sağı solu belli olmaz. Beşiktaş maça çok hızlı başlamasa da maç içerisinde dişe dokunur pozisyonlar buldu. Belki ilk golü bulsa durum daha farklı olabilirdi ama üçlü savunmanın sağındaki Necip, hele bir de sarı kartı görünce, mecburen idare etmeye çalıştı. 8. dakikada Suleymanov ile 10’da Chiquinho’nun şutları maçın ilk tehlikeli anlarıydı. 18. dakikada Batshuayi’nin dönerek vurduğu Okan’ın ise anında kurtardığı şut da ilk yarının en çok konuşulan dakikalarından biri oldu. Kaleci Okan 44. dakikada Ghezzal’in çektiği şutta da çok başarılıydı. İkinci yarı ilk yarıya göre daha tempoluydu. 47’de önce Serginho ile başlayan ve sonrasında Umut’un tamamlamak istediği top karambol nedeniyle kornere gitti. Beşiktaş için şanslı denilebilecek bir andı. 51’de Vida’nın hatasıyla fırsat bulan Suleymanov, bu şansı iyi değerlendiremedi. Kalan dakikalar da kuru gürültü şeklinde geçince iki takım da beraberliğe razı olmak zorunda kaldı. Bu beraberlik Valerien Ismael’e yazmaz ama ilk iki maçtaki aşırı övgünün ne kadar gereksiz olduğunu da hatırlatmakta fayda var.
Ali Ece (Fanatik)
Kadronun sınırları
İlk 45’te Beşiktaş, sadece Valerien Ismael usulü hücum preste iyiydi, o da devrenin tamamında değil, son 20 dakikasında. Bu etkili presin de etkisiyle Giresunspor’un Beşiktaş yarı sahasındaki isabetli pas oranı yüzde 57’de kaldı. Lakin Valerien hoca, karşı presi rakip ceza alanına yakın yerlerde kestirmeden gole gitmek için yaptırmayı hedefleyen bir teknik direktör. Bu açıdan bakınca Beşiktaş’ın ilk yarıdaki gol girişimleri hem nitelik hem de nicelik açısından yeterli değildi: Ghezzal 44’te uzaktan müthiş bir şut çıkardı, bir de 18’de Batshuayi’nin dönerek attığı etkili beklenmedik şut vardı. Yani ilk yarıda Beşiktaş oyun sisteminden çok oyuncuların bir anda konuşturduğu bireysel yetenekleri ile iki ciddi tehlike oluşturdu.
Final paslarının kalitesi...
Maçta ikinci yarıda özellikle Pjaniç ve N’Koudou girdikten sonra Beşiktaş kolektif açıdan daha etkili olmaya başladı. Lakin bu kez de final paslarının kalitesi yetmedi: 71’de Beşiktaş, 12 orta denemişti ve hiçbiri isabetli değildi. Bu formasyonun ideal gol girişimi biçimi ortalar değil yerden seri paslar. Orta tercihten çok zorunluluktan yapılıyor. Bu açıdan Hakan Keleş hocayı da tebrik etmek gerek, Giresunspor merkezi çok iyi kapattı. Güven girdikten sonra oyunun son bölümünde Beşiktaş baskısını iyice arttırdı, Giresunspor çok iyi direndi.
Gedson gelince...
Karşılaşmanın sona kalmaması, başından itibaren bu formasyonda daha etkili oynayabilmek için Beşiktaş’ın özellikle hücuma daha etkili katılabilen savunmacılara, sonrasında da Ghezzal’ın kalitesine daha efektif şekilde ayak uydurabilecek daha kaliteli ofansif oyunculara ihtiyacı var. Gedson gelince orta saha zaten otomatikman bir üst kaliteye yükselecek.
Sinan Vardar (Fotomaç)
Operasyon şart
Kimsenin dikkatini çekmiyor ama Giresunspor bozuk futbol düzemizde en iyi yönetilen kulüplerin başında geliyor. Geçtiğimiz ay Faik Çetiner'le birlikte konuk ettiğimiz Ekotürk'te Giresunspor Başkanı Hakan Karaahmet, 6 milyon Euro'yla ligin en düşük bütçeli takımı olduklarını belirtti ve şunu da ekledi; "Küme düşsek de hocamız Hakan Keleş'le devam edeceğiz." Dün aldıkları 1 puan belki de onları ligde tutacak. Alkışlarım Başkan Karaahmet ve tüm Giresunspor ailesine... Dünkü maçın maçın favorisi elbette Beşiktaş'tı... 90 dakika boyunca temposu yüksek bir maç yaşadık. Hakkını verelim Ghezzal ve Batshuayi tüm önlemlere rağmen özellikle ilk yarıda önemli pozisyonlara girdiler. Batshuayi ve Ghezzal'ın iki pozisyonunda Beşiktaş'ın gol bulamamasında en önemli aktör ev sahibi ekibin başarılı kalecisi Okan Kocuk'tu. H H H Ama Beşiktaş'ta dün göze batanlar rahatsızlık vericiydi. Ismael Hoca, tabii ki takımı tanımaya çalışıyor ama 56 dakika oyunda kalan Alex Teixeira bu sistemde oynar mı? Elbette hayır! Alex Beşiktaş'ı yavaşlatıyor. Temennim Beşiktaş'taki son maçları olur ve ülkesi Brezilya'da futbol hayatına devam eder. Alex; bildiğiniz Ljajic 2! Aynı şekilde aynı sürede oyunda kalan Can Bozdoğan'ın bu borç harç içinde transfer edilmesi lüks olur. Teknik direktör Ismael'in ikinci yarı Pjanic ve N'Koudou'yu oyuna sürmesi çok doğru karardı ama Batshuayi sakatlanmadıysa oyunda kalmalıydı. Tekrar tekrar yazıyorum ama; Güven'e güvenmek çok büyük risk. Onu da sezon sonunda özgür bırakalım. H H H Ghezzal ve Batshuayi dün de takımın önemli güçleriydi. Beşiktaş'ta dün takımın en iyisi oyunda kaldığı 77 dakikada Rıdvan Yılmaz'dı. Akıllı Bıdık Rıdvan artık tam bir hücum silahı olarak dikkat çekiyor. Montero ve Necip çok çalıştı ve her zaman hazır olduklarını gösterdiler. Beşiktaş, Ismael'in göreve geldikten sonra önemli bir ilerleme kaydetti. Dün de son ana kadar golü kovaladı ama maalesef bu takımın kadrosunda ciddi bir revizyon ihtiyacı var. Ismael Hoca, umarım gerekli olan operasyonu bir an önce hayata geçirir. Yoksa gelecek sezon bu puan kayıpları Beşiktaş'ın çok canını yakar.