Spor yazarlarından Beşiktaş yorumları
Bilal Meşe - Batshuayi çabalıyor ama Pjanic’in hiçbir katkısı yok
Futbolda kötü oynarsınız, üretemezsiniz, yenilirsiniz, kimsenin gıkı çıkmazı... Gelin görün ki Beşiktaş özellikle Rize ve Malatya maçlarında asla kötü oynamadı, tam tersi hem iyi mücadele etti, hem de sayısız gol pozisyonu üretti. Her iki maçta Kartal ikiyi bulabilse, inanın tarihi skorların ortaya çıkması işten bile değildi! Ancak o top çizgiyi geçmediği sürece sizin güzel oyununuza kimse bakmaz, puan kayıplarını öne çıkarır, eleştiri yağmuruna tutulursunuz. Gelibolu’da çarşıda dolaşırken, Beşiktaş sevdalılarının bitmek tükenmek sorularıyla karşılaşıyorum şu sıralarda. Dilim döndüğünce yanıtlıyorum, ama beni de yoruyorsunuz eyyy futbolcular! Onca kaçan gol pozisyonlarının adını ne koyacağız, şanssızlık mı, beceriksizlik mi? Hadi 1-2 tanesi şanssızlık diyelim, direkten dönenleri de es geçelim. Ya diğerleri? Valla hiç mazaret falan üretmeyin, beceriksizliktir bunu adı, lamı-cimi yok! Batshuayi’ye kızanlar da var, övenler de. Ben olumlu bakanlardanım. Belki gol atamıyor, ama Kartal’ın en çalışkan, en mücadeleci oyuncusudur bana göre. Atamıyor ama asist yapıyor, en azından yan gelip, birileri gibi yatmıyor! Sokaktaki dostların en çok dert yandığı isim ise büyük umutlarla getirilen Pjanic! Onların eleştirilerine sonuna kadar katılıyorum, takıma hiçbir olumlu katkısı yok bu arkadaşın! Gelelim yeni sezon yapılanmasına... Yönetim bu konuda startı çoktan aldı, öncelikle Ümraniye’deki kabarık kadroyu indirmenin hesapları içinde. Nsakala, Douglas, Lens ve Ljajic başlı başına sorun, hiç kimse gitmiyor! Tabi ki gitmezler, yan gelip yatıyorlar, paralarını da tıkır-tıkır alıyorlar! Yönetim bu sorunu çözdüğü anda ki mecbur, yeni isimlere yönelecek.
(Milliyet)
Ali Ece - Bu kadar kaçırılmaz
Önder Karaveli hoca santradan önce ilk 11 tercihini açıklarken Kenan Karaman’ın savunmaya destek olacağından bahsetti. Sahada kaldığı sürede Kenan tüm iyi niyetli mücadelesine rağmen maalesef hücuma da köstek oldu! Daha 5. dakikada korner sonrası altı pastan gelişine vurmak yerine bu zeminde o kadar hızlı gelen topu kontrol etmeye çalışınca kaleciye geri pas gibi oldu.
Tamam Larin formunun zirvesinde değil, sözleşme olayı yılan hikayesine döndüğü için de geçen sezonki performansından uzak ancak bu haliyle bile Larin en azından o pozisyonu gole çevirebilir, hücuma da çok daha fazla destek verebilirdi.
Teixeira’nın oyun gücü...
Alex Teixeira tercihi ise ilk 20 dakikada Beşiktaş’ın daha etkili olmasını sağlarken devrenin kalanında Alex daha çok Pjaniç’in yanına gelip ona pas istasyonu oldu. Alex halen 6 aylık maç eksiğinden kaynaklanan fizik kondisyon sorunları nedeniyle oyun gücünü 30 dakikadan fazlasına yayamıyor. 61’de doğru zamanda doğru yere koşusunda doğal golcülük sezgisi sayesinde Beşiktaş’ın maçtaki tek golünü attı. Golden önce zaten Önder hoca, Alex’in fizik kondisyon açısından son verimli olma dakikasının geçmiş olabileceğini hesaplayarak oyuncu değişikliğine karar vermişti.
Beşiktaş’ın asıl sorunu!
Golün asıl kahramanları tabii ki tacı hızlı kullanma uyanıklığını gösteren Ghezzal ve mükemmel pres katkısıyla rakip yarı alanda Ghezzal’ın hızlı kullandığı tacı kazandıran Batshuayi. Aynı Batshuayi’nin golden hemen 2 dakika önce Atiba’nın pasında buluştuğu topla kaçırdığı gol pozisyonu ise Beşiktaş’ın asıl sorunu: Malatya’da da direkler, az farkla auta gidenler derken Beşiktaş çok pozisyona girip karşılığında çok az gol atabildi, rakibine çok uzun süre neredeyse hiç net gol pozisyonu vermezken maç 1-1 bitti.
(Fanatik)
Turgay Demir - Cesur olmalısın Önder hoca!
Beşiktaş alt yapısında görev yaparken, A Takım kapıları kendisine açılınca Önder Karaveli öncelikle sevecen yapısıyla takımla sıcak bağlar kurdu. Bu önemliydi ama o sıcak bağları kurduktan sonra inandığı doğruları yapması ve kadroyu gerçekçi bir yaklaşımla kurması daha önemliydi. İkinci bölümde sıkıntı yaşadı Önder hoca ve hala yaşıyor.. Takımın tecrübeli isimlerini kırmamak adına büyük risk alıyor.
DENENMİŞ DENENMEZ! Kenan Karaman, Gökhan Töre ve Oğuzhan Özyakup, Sergen Yalçın'ın defalarca verdiği şansı değerlendiremeyen üç özel isim. Kenan şaşkın, özgüvensiz; Gökhan asla oyuna motive olamıyor; Oğuzhan ürkek ve çekingen. Bu şartlarda, bu oyunculara şans vermek havanda su dövmektir, Önder hoca cesur olmalı ve Can Bozdoğan, Serdar Saatçı, Emirhan İlkhan ve Hasic (iyileşince) gibi gençleri daha çok kullanmalı.
NECİP STOPER DEĞİL Bu vesileyle şunun da altını çizmek isterim. Necip zor şartlarda, hangi görev verilirse verilsin layıkıyla yapan bir alternatif oyuncusudur. On bir oyuncusu olmayı ise asla taşıyamıyor. O nedenle şartlar gereği mecbur olmadıkça Necip'i stoper kabul edip kadroya koymak doğru değil.
OYUNU TUTMAK Ghezzal, Alex Teixeira, Josef de Souza, Pjanic ve Batshuayi, mevcut kadronun en kaliteli ayakları. Bunları birlikte kullanmak ve sahada tutmak önemli. Daha da önemli olan ise oyun içinde birbirlerine yakın olmalarını sağlamak. Pjanic'in daha önde oynaması bazı sorunları çözer ve kaliteli ayakları birbirine yakınlaştırır. Bu taktirde Beşiktaş oyunu tutabilen, rakip sahada topa daha çok sahip olan, daha az kontratak yiyen bir takım haline gelebilir.
(Fotomaç)
Cem Dizdar - İşin tadına varmak yeter
’Mahalle baskısı’ sonuç vermiş Galatasaray kalesine Fatih Öztürk geçmiş. Bunun etkisi mi, maçın büyüklüğünün getirdiği motivasyon mu, liderin çekingenliği mi yoksa hepsi birden mi bilinmez ama ilk 30 dakikada Galatasaray ligde sezonun en yüksek eforuna çıktı desem yeridir! O kadar aksiyon içinden de bir penaltı golü çıkarmayı başardılar nihayetinde. Peki Trabzon? İki yeni oyuncusu, Visca ve Puchacz ile daha çok neyi, nasıl yapması gerektiğini bilmiyor gibiydi ilk yarı! İyice geriye büzülmüş, bir şey bekliyor ama ne beklediğini bilmiyor şaşkınlığındaydı. Ancak ikinci yarı Siopis ile Ahmetcan’ın oyuna girmesini ardından enteresan biçimde roller tersyüz oldu. Sahaya yayılıp topa hakim olma konusunda Galatasaray ilk devre ne yaptıysa Trabzon ikinci devreye ondan daha fazlasını yaparak başladı. Şaşkınlık sırası ev sahibindeydi. Ne oyunu soğutabildiler ne de rakibe temas edebildiler. Trabzon maça el koydu ancak rüzgar 70’i bulmadan tekrar dindi. Domenec Torrent önde top alıp top tutabilen dahası sahada aldığı pozisyonla geriden oyunun kurgulanmasına ön ayak olan Babel’i oyuna sürdükten sonra Galatasaray ilk devre güvenine yeniden ulaştı.
Ancak bilinir, bizde ’Konsantrasyon’ sık kullanılır. Boey’in sakatlığı sırasındaki duraklamalar, beklemeler takım algısını bozmuş olmalı ki, sağ tarafı yine unuttu Galatasaray. İşe birazda Marcao’nun acemiliği bulaşınca top şut için düşebileceği en iyi oyuncunun vuruşuna düştü; Bakasetas! Devamında yine bizde pek gözde bir gerekçe olan, ‘Taylan’ın basit hatası’nda bu kez Visca maça noktayı koydu. Uğurcan’ın özel etkisi de devreye girince Trabzon aslında gerçekten oynadığı değil de Galatasaray’ın fırsat tanıdığı anlarda koparıverdi maçı. Peki ne oldu da iki takımdan biri ilk diğeri ikinci devre oynamayı unuttu! Kendi yaptıklarından daha çok rakibinin yapamadıklarının belirlediği Süper Lig’de Trabzonspor artık yolu tamamladı dersem yanlış olmaz. Bundan sonra sadece eğlenmeye bakıp, işin tadını çıkarmaya çalışmaları bile şampiyon olmalarına yetecektir.
(Fanatik)