Spor yazarlarından Beşiktaş sözleri!
Spor yazarlarından Serdar Sarıdağ, Sinan Vardar, Cem Dizdar, Bilal Meşe, İsmail Er, Ali Ece, Turgay Demir, Fatih Doğan ve Ergin Aslan, Beşiktaş'ı değerlendirdi.
Spor yazarlarından Serdar Sarıdağ, Sinan Vardar, Cem Dizdar, Bilal Meşe, İsmail Er, Ali Ece, Turgay Demir, Fatih Doğan ve Ergin Aslan, Beşiktaş'ı değerlendirdi.
SERDAR SARIDAĞ: Beşiktaş'ın kamptaki kadrosu lig için yeterli değil
Spor yazarı ve yorumcusu Serdar Sarıdağ, "Beşiktaş'ın kamptaki kadrosu, Avrupa Konferans Ligi'nde 2. eleme turunu geçebilecek bir takım. Ama lig için yeterli olacak bir kadro değil." dedi. Serdar Sarıdağ'ın Beşiktaş hakkındaki yorumları şöyle: "Şenol Güneş olsam hemen bugün Quaresma’nın gidiş dönüş uçak biletini alırdım. Eğer hala tesislerdeyse, Saiss’in karşısına çıkartıp aynen şu sözleri söylerdim: Bana bak Saiss efendi. Bu yanımdaki adam gezegendeki en yetenekli oyunculardan biri. Ben basının önünde buna neler neler dedim biliyor musun? Ama bir gün olsun işini aksatmadı bir gün olsun alınganlığı işinin önüne geçmedi. Böylesine bir yetenek bile bana alınmıyor ama sen alınıyorsun. Ben Mario Gomez’e neler neler dedim biliyor musun? Şimdi sana soruyorum; sen kimsin ya? Oynayacaksan oyna oynamayacaksan defol git. Bak kapı orada. Çıkarken de kapıyı kapatmayı unutma. Şuna bak gören de Messi sanacak." "Lyanco… Rüzgar gibi geçti dersek yalan olmaz. Yalan demişken bu konu hakkında da inanılmaz bir bilgi kirliliği var gibi geliyor bana. Bu konudaki en önemli şüphem ise oyuncuyla sözleşme durumu varken, medyaya oyuncunun sakatlığı var bilgisinin sızdırılması.
Bu sızdırma sonucunda yönetime “sakat adamı nasıl getirirsiniz” eleştirileri geldi. Dizinden hiç ameliyat geçirmemiş o bir kenara dizinden dolayı maç bile kaçırmamış bir oyuncunun basına sakat diye sızdırılması bana tuhaf geldi.
Sakın yanlış anlaşılmasın elbette Beşiktaş, risk barındıran bir oyuncuya çok büyük paralar bağlamamalı. Bu nedenle kontrat değişti. Performansa dayalı ve sakatlık halinde para almama gibi özel maddelerin olduğunu öğrendim. Üstelik şu an ameliyatlık bir durum olmamasına rağmen. Ama risk var mı evet var. Belki iki ay belki iki sene belki de hiç sakatlanmayabilir.
Aboubakar’ın şu anki dizi daha facia durumda ama bugün çıktı iki gol attı. Üstelik eskisinden daha fazla paraya oynuyor. Peki bu acil ameliyat sızıntısını kim yaptı? Ve neden yaptı. Beşiktaş Yönetimi elbette bu oyuncu almama hakkı var. Fakat kimse Beşiktaş Yönetimi’ni sızıntılarla yönlendirmeye çalışmamalı.
Son dönemlerde Beşiktaş’ı algıyla çok küçük göstermeye çalışan paylaşımlar dikkatimden kaçmıyor. Bazı olumsuz haberler kulübü takip etmeyenlerde bile çıkıyor. Beşiktaş’ın yıldız transferinden önce bir iç temizliğe ihtiyacı var. İçerideki bilgiyi gizli tutma konusunda en başarılı isim Fatih Terim’di.
Fikret Orman hep bize “Benim görevim içerideki bilgiyi gizli tutmak sizin göreviniz ise bilgiyi bulup yazmak” derdi. Doğru mu evet doğru. Ama buradaki durum çok farklı. Beşiktaş, sosyal medyadan atılacak twitlerle yönetilecek bir kulüp değil. Lyanco giderken gözleri dolmuş. Tüm şartları kabul etmiş. “Ben çılgınım bu taraftar da benim gibi çılgın” dedi. İkinci bir Pascal Nouma gibi olabilirdi.
Yanlış anlaşılmasın Lyanco alınır alınmaz. Vahim olan Beşiktaş’ın politikasını belirleyen sızıntılar. Beşiktaş’ın en büyük sorunu bu. Ve bu durum çözülmedikçe bundan sonraki her yönetim bu sorunları yaşar."
SİNAN VARDAR: Keyifli başlangıç
"Beşiktaş sezonu dün itibariyle açtı. Bu Temmuz sıcağında sahada olmak zor ama kendi düşen ağlamaz. Futbolumuza zarar veren, ülke puanımızı yerlerde sürükleyenlerin kulakları çınlasın. Beşiktaş dün taraftarının desteğiyle özellikle ilk 45 dakikada maça ağırlığını koydu. Son yarım saatte ise Beşiktaş sahada dolaştı. Tirana takımı Beşiktaş ayarında bir takım değil ama siyah-beyazlı takımın özellikle son yarım saatteki oyunu düşündürdü. Allahtan maçın son anlarında sahneye genç Semih çıktı da gece aydınlandı, hatta ışıldadı. Bravo Semih, aynen devam... Savunmada Necip yine can siparene oynadı. Amir Hadziahmetovic dün en çok alkış alan isimdi. Belli ki tatilde iyi çalışmış. Salih'e tavsiyem; pas hatasından korkma, direkt kaleye yönel! Beşiktaş'ta dün özellikle Masuaku'yu çok beğendim. Attığı harika pas ve ortalar bu sezonda da ortalığı kasıp kavuracak gibi. Onur Bulut sürpriz çıkışlarını klas bir golle süslerken Muleka hırsıyla formayı ne kadar çok istediğini gösterdi. Bu istek, yeterli olur mu, doğrusu kararsız kaldım. Yeni transfer Onana'nın ise zamana ihtiyacı var. Sezon başında çok eksik varken ve beklenen transferler henüz gelmemişken Şenol Güneş'e kulak vermekte yarar var. Şenol Hoca dün yine belirtti; yeni transferlerini bekliyor. İstediği transferler gelirse Beşiktaş gücüne güç katar.
CEM DİZDAR: Fark var
"İki takım arasındaki fark hayli büyüktü. Bu nedenle Beşiktaş için, “Ciddi bir antrenman yaptı” demek daha doğru olur. Özellikle ağır sezon başı antrenmalarının etkisi bedenlerde sımsıcakken temponun düşüklüğünü doğru okumak gerek. Tam da bu nedenle topu ayağında tutan, onu doğru kullanan, gerektiğinde sakin ve dengeli gerekince seri ve agresif bir Beşiktaş vardı sahada. Tersi düşünülemezdi zaten.
Herhangi bir oyuncusunun diğerinden daha üstün görünmediği ancak kolektif davranma gayreti konusunda hayli gayretli bir Beşiktaş izledik. Alan kapatma, kapılan topla alanı kullanma konusunda iyi işler görmüş olsak da golleri getirecek alanların yaratılması hususunda çalışılması gereken çok ders olduğu da aşikardı. Bu da hız ve tempo gerektiren bir durumdur. Henüz sezon başı olduğu için bu durumu takımdan beklemek fazlaca iyimserlik olur. Lakin, orta yapmak ya da öne uzun vurmak gibi ülkeye özgü takıntılardan kurtulmak da bir o kadar önemli. Bir takımın yüzde 73 oranında topu ayağında tutmuşken 31 orta yapmış olması üzerine düşünmesi gerekir.
Kızıp köpürse de...
Salih Uçan’ın kenara gelmesinin ardından orta sahada pas etkinliğini kaybedince bir de gol yedi Beşiktaş ancak yine de topu ayağında tutma ısrar ve kararlılığını sürdürdü. Bu oyunla ikinci maçta ciddi hatalar yapılamazsa sıkıntı yaşamayacağını düşünüyorum Beşiktaş’ın... Ancak bu oyunun adı futbol, peşin konuşmak yerine temkinli olmayı öğretti bana... Ve iki not...
- Tribünlerinden çok sosyal medyası kızıp köpürse de Necip Uysal bu takımın kimliği niteliğinde bir oyuncu...
- Maçları anlatan arkadaşların tribünleri övme takıntısından kurtulmasını öneririm! Futbol da tüm oyunlar gibi bilgi ve tekrara dayalı bir oyundur. Ve özellikle bu maçta olduğu gibi ‘boş tribünler’in sonuca ciddi bir etkisi yoktur!"
BİLAL MEŞE: Hiç mi ders almadınız?
Çok eskiye gitmeye gerek yok, özellikle dış ve iç transferde, “centilmenlik” diye bir kavram vardı. Vardı diyorum, şimdilerde ise o kelimenin yerinde yeller esiyor! Efsane başkan Süleyman Ağabey’in (Seba) dönemini anımsıyorum. Bir yerli futbolcu mu alınacak, Süleyman Ağabey, yöneticileri uyarır, ardından da devreye girerdi. Rakip takımın başkanını arar, transfer için izin isterdi. İstese parayı bastırır, izine falan gerek yok, alırdı. Ama o bir centilmendi. Bu kulvarın içinde yoğrulmuş, teknik adamlar ne kadar istese de, izin verilmediği sürece asla devreye girmezdi. Hadi bunu geçtik, rakibinin istediği bir oyuncuya bırakın kancayı atmayı, almazdı. Öyle bir başkan fotoğrafı geçti bu alemden. Şimdilere bakıyorum, rakip bir yabancıyı mı gündemine aldı, hopp bir başka kulüp devreye giriyor. Ne izin ne de centilmenlik hak getire... Basıyor parayı alıyor. Rakam bir iken, ikiye, üçe çıkıyor. Hedef tabii ki hem rakibini zor durumda bırakmak, hem de şampiyonluğu yakalayacak bir ekip oluşturmak. İyi hoş da kardeşim, şampiyonluğun garantisi mi var, yokkkk! Sanırsınız ki, şampiyonluk çantada ‘keklik’! Bu madalyonun bir yüzü, diğer yüzü tamamen ekonomiyle orantılı... İsmi lazım değil, bir sezonda neredeyse 14 transfer yapmış, ama şampiyonluk hak getire! Eyy başkanlar, eyyy yöneticiler... Rekabet güzeldir, ama, hadi centilmenliği bir kenara bıraktık, bu politika ile nereye kadar gideceksiniz, sorarım size? Sonra bir bakmışsınız ki, kasa tam takır, borçlar almış başını gidiyor, onca yatırıma karşın şampiyonluk kuş misali uçup gidiyor! Geçmiş başkan ve yönetimlerden hiç mi dersinizi almadınız? Temmuzu pek sevmem
Bir yılın, her ayının özelliği vardır. Ya güzel anılar, ya dostlar biriktirirsiniz, ya da çok sevdiğiniz birilerini kaybedersiniz, o ay geldiğinde üzülürsünüz. Şöyle takvimin yapraklarını çeviriyorum, özellikle TEMMUZ ayı içinde ne güzel, adam gibi adamları toprağa vermişiz. Beşiktaş’ın efsane isimleri Cenk Koray ağabeyimiz, Vedat Okyar ve de Yusuf Tunaoğlu, temmuz ayında aramızdan ayrılıp, göçüp gittiler. Vefat tarihlerine bakıyorum, Vedat Okyar 20 Temmuz 2009, Yusuf Tunaoğlu 22 Temmuz 2000, bir gün sonra ise yani 23 Temmuz 2000’de Cenk Koray abimizi sevdiği dostlarının yanına uğurladık. Dedim ya, temmuz ayı geldiğinde içimi hep hüzün kaplar. Üçü de benim penceremden özel insanlardır. Cenk Koray Ağabey’i en son vefatından bir gün önce Sinema Sevenler Derneği’nde gördüm. Hoşsohbet, esprili bir fotoğraftı. Hele hele Yusuf Tunaoğlu (Arap Yusuf), onun yeri bende başkadır. Adam gibi adamdı. Futbolu erken yaşta bıraktı, izleyemedim. Ne var ki, kendisiyle salonda az mı minyatür kale maçlar yaptık. İnanın bu kadar teknik kapasitesi yüksek bir fotoğrafa hiç ama hiç rastlamadım. İki ayağını eli gibi kullanan ender futbolculardandı. İki, hatta üç kişi onun ayağından topu alamazdık, hepimize gemici düğümü atardı, benzetme yerindeyse içimizden geçerdi! 24 Temmuz’da Şan Ağabey’i (Ökten) kaybettik. Uzun süre yöneticilik yapan Şan Ağabey, o sert görünümü altında, pırlanta gibi bir kalpe sahipti. Şan Ökten, 1987 yılında Beşiktaş Futbol Takımı’na Abant’ta kamp yeri seçmek için yola çıkmıştı. Beşiktaş sevgisiyle çıktığı bu yolda trafik kazası geçirerek, yaşamını yitirdi. Güzel adamlar, adam gibi adamlar, sizleri nefes aldığım sürece asla unutmayacağım, unutturmayacağız. Mekanınız cennet, ışıklar yoldaşınız olsun. Yok öyle yağma! Beşiktaş’ta adeta yılan hikayesine dönen Faslı Saiss, 2.5 milyon euro karşılıında Katar ekiplerinden Al-Saad’a transfer oldu, defter kapandı. Kim ne derse desin, bu oyun profesyonellerin oyunudur. Demem o ki Saiss giderayak, Teknik Direktör Şenol Güneş’i hedef aldı. Gerekçesi ise Dünya Kupası’nda yarı final maçında sakat sakat oynadığı için tecrübeli hocanın kendisiyle ilgili eleştirilerini gösterdi. Bak arkadaş, tabi ki Milli Takım formasını giyiyorsan, ülken için alın terini dökeceksin. Ama sakat sakat oynuyorsan ki öyle, orada bir duracaksın. Profesyoneller sakat sakat oynamaz, riske giremez. Artı, ekmek paranı kazandığın takımı yani Beşiktaş’ı da düşüneceksin. Eee sen riske gir, kalk Şenol Güneş’i eleştir, öyle yağma yok. Önce profesyonelliğin kurallarını öğren, sonra çık konuş...
Güzel sözler
Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz anlamına gelmez. Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin, egonuzdan yüksek olduğunu gösterir. - SIGMUND FREUD"
İSMAİL ER: Beşiktaş'ı ayakta tutan değerlerdir
"Besiktaş Yıldız U13 takımının yetenekli oyuncusu Kaan Kartal Bora'da İspanya ve ABD kulüplerinin scoutlarının takibinde. ABD’ye gidiyor. Tebrikler Beşiktaş ve alt Yapı ekibine değerler yetiştirdiği için." "Tiran takımı yöneticisi attığı golden sonra yaptığı terbiyesizliğe tribünler tepki gösterdi. Tiran yöneticisi "Arnavutluk'ta göreceksiniz" diyerek tehdit etmesine taraftar alkışlarıyla, genç Semih golüyle cevap verdi." "Bazen yola çıktıklarınızı, yolda bulduklarınızla bilinmeyen nedenlerden değiştiriyorsunuz! Geçen yıl Beşiktaş 25 milyon euro’luk bütçeli takıma zirve oynatan ve 30 milyonluk Gedson’u kazandıran Ceyhun Kazancı’ya teşekkür edildi." "Beşiktaş’ı ayakta tutan değerlerdir." "Ceyhun Kazancı, şeytani düzene karşı dayanamadı. Geçmiş yönetimin bıraktığı ağır borç yükü karşısında bonservis bedeli ödemeden oyuncular aldığı unutulmamalı! Ne kadar çok transfer o kadar çok masraf! Herşey için teşekkür. Ismael konusunda haklıydı ama 1 futbolcu herşeyi bitirdi!"
ALİ ECE: Pozitifler ve büyük negatif
"Şenol Güneş, Beşiktaş tarihinin Gordon Milne ile beraber en başarılı iki teknik direktöründen birisi. Maçın başında da Beşiktaşlı taraftarlar yaptığı tezahüratlarda Şenol Güneş’in hakkını verdiler. Hemen ardından da Beşiktaş yönetimini istifaya davet ettiler. Beşiktaş’ın asıl rakibi Tirana değil, tabii ki Konferans Ligi önemli ancak ezeli rakiplerin flaş transferlerle kadrolarını geçen sezona göre güçlendirdiklerini hesaba katarsak asıl rakiplere karşı Beşiktaş yönetimi gerekeni yaptı mı? Maça gelen, gelmeyen Beşiktaşlıların yüzde 99’unun meselesi öncelikle bu! Yoksa Beşiktaş zorlansa, hatta daha az güçlü bir kadroyla sahaya çıksa bile Tirana’yı her türlü yenmeli, elemeli. Genç Semih’in tur kapısını açan golü, oyuncu kumaşı kalitesini gösteren cinsten hücum aksiyonları ve pozisyonu usta işi şutuyla bitirişi moral verici. Şenol Güneş’in ileri üçlüde görev verdiği Onur ve Muleka’nın skor tabelasına katkıları da maçın pozitifleri. Ancak yönetimin transfere ihtiyaç varken halen yapamamış olması camiada negatif hava estirmeye devam ediyor. Eğer unuttuysa... Başarılı bir takım için kare formülü gerek: O karenin dört köşesinden birisi teknik heyet, diğeri futbolcu ekibi, diğer ikisi de taraftar ve yönetim. O ikisinin arası açıkken arzu edilen başarıya ulaşmak kolay değil. Bu bakış açısını en iyi başkan Ahmet Nur Çebi’nin bilmesi gerek, eğer unuttuysa Fikret Orman’ın başkanlığının son dönemini hatırlaması yeterli!"
TURGAY DEMİR: Necip’ten Semih’e!
Beşiktaş transferde gecikmesi sabırları taşırdı. Dün maç öncesi, yani sahadaki manzarayı bile beklemeden yükseldi istifa sesleri. Biz şimdilik bu problemi başka bir güne bırakıp sahada gördüklerimizi yorumlayalım. Sağ kanatta, Roiser-Onur ikilisi geçen sezon da bu pozisyonda birkaç maç oynadıkları için son derece uyumlu göründüler. Onur hem önde rakibe baskı uyguladı hem de bir santrafor gibi stoperlerin arasına girip golünü attı. Muleka ve Aboubakar'ın hazırlık maçlarından sonra Avrupa arenasında da iyi görüntü vermeleri Beşiktaş adına çok önemli. Eski günlerine dönen bir Muleka yeni transfer gibi olur. *** Rakibin oyunu kısa mesafede tutup sıkıştırmaya çalışmasını, Gedson, Hadjiahmedovic, Salih üçlüsüyle bol pas yaparak bozmaya çalışan Beşiktaş, sağ kanadı da etkili kullanınca kontrolü elinde tuttu. Oyun sağ kanada yıkıldığı anlarda atılan ters toplarla solda klasını konuşturan Masuaku, Premier Lig'deki günlerini hatırlatan ortasıyla aslında kilidi açan oyunculardan biriydi. Yeni transfer Onana son bölümde süre aldı, kalitesini bildiğimiz bir isim, birkaç hafta sonra Gedson'la birlikte o bölgenin değişmezi olacaktır. Beşiktaş iyi oynadığı ve çok farklı kazanması gereken maçta 2-0'dan sonra işi hafife alınca rakibine tur için umut veren golü yedi. Golden sonra da Beşiktaş özellikle Aboubakar'ın şahsi becerisiyle yine net pozisyonlar bulduysa da kah şanssızlık, kah beceriksizlik farkın artmasını önledi. Sonra genç Semih girdi oyuna ve tam maç biterken attığı harika golle işi bitirdi. Bu golden önce alt yapıdan 15 yıl önce çıkan Kaptan Necip'in kritik bir pozisyonu önlemesi harika bir tesadüftü!
FATİH DOĞAN: Onur alkışı hak ediyor
"Beşiktaş'ta transfer sesleri, sancıları ve taraftarın gönül kırıklığı camianın üzerine sis perdesi gibi çökmüştü. Maç önü, gollerden sonraki ve maç bitimi 'yönetim istifa sesleri' duyulmayacak, görülmeyecek, özellikle göz ardı edilmeyecek seviyedeydi. Yönetim özellikle transfer kaynaklı bu sitemi dikkate alacaktır. Böyle bir ortamda Tirana karşısında bir Avrupa maçında sezonu açmak kolay değil. Bu yüzden sakatlara, eksikliklere rağmen Şenol Güneş yönetiminde iyi bir başlangıç yapıldığını düşünüyorum. 10 gün sonra takımla çalışmalara başlayacak kaptan Cenk Tosun'un yokluğu hissedildi. Ancak Muleka'nın sağ yerine sol kanattaki performansının çok daha iyi olduğunu ve gizli golcü formasyonunu daha çok sevdiğini söyleyebilirim. Onur'un, Rosier'in önündeki rolü yeni bir deneyimdi. Attığı gol alkışı hak edecek ve kafaları karıştıracak kadar değerliydi. Rosier'in hatasında yenilen golü de dikkate alınca Ghezzal oynayana kadar ya da yeni kanat transferi örneğin Rebic gelene kadar oralarda farklı rekabet sahneleri izleyebiliriz. Rebic demişken sorunların ? giderildiğini ve bugün sağlık kontrolü için İstanbul'a getirilmesinin planlandığını söyleyebilirim.. Beşiktaş'ta istek var, takım oyunu var ama özellikle topla çıkışlarda ve atak sonlandırmada ciddi kalite eksiklikleri var. Bunlar bir an önce giderilirse Şenol Güneş iddialı bir takım ortaya çıkaracaktır."
ERGİN ASLAN: Fazlası lazım
"Beşiktaş, yeni sezonu kendi evinde kendi seyircisi önünde bir Avrupa maçıyla açtı. Elbette stadın ismini yazarken sponsorla birlikte yazmak istedim, ancak sezon başlamasına rağmen dünyanın en güzel konumlu stadyumlarından birisinin hala sponsoru yok! Geçen sezondan bu yana Beşiktaş’ın Konferans Ligi’nde büyük hayaller kurması gerektiğini vurguluyorum. Geçen sezon kadro derinliği konusunda sıkıntı yaşayan Beşiktaş, 3 kulvarda girdiği ve büyük hedefleri olduğu yeni sezonda elbette bu derinliği artırmış olması gerekirdi. Ama bırakın sahayı, kulübede bile yeni 2 tane isim vardı. Sahadaki 11, geçen sezonun kadrosu. Oysa resmi ilk maçın oynandığı gece bu dokunuşların en azından birkaç tanesi sahada olmalıydı. Transferler konusunda yaşanan aksaklıklar tribünlerin ruh haline de yansımıştı. Maç öncesi ve maçın içerisinde yönetim bu konuda oldukça nasibini aldı. Şenol Güneş ise, elindeki mevcut isimlerle yeni şablon deneyerek çıktı sahaya. Kanatlarda oynayan Onur Bulut ve Muleka, Aboubakar’ı destekleyen 3’lü forvet gibiydi. Nitekim bu şablon işe yaradı ve goller de bu iki isimden geldi. Kanat beklerinin oyunun içerisindeki aktifliği de dikkat çeken başka bir noktaydı. Rakip Tirana, Beşiktaş’a göre elbette ölçülü olacak bir takım değil. Mevcut şablonu, bu tarz maçlarda Onur ve Muleka ile uygulayabilirsiniz ama yarın sert maçlar başladığında bu işi daha kaliteli isimlerle yapmanız gerekecek. Dikkat çeken bir başka konu ise orta sahanın kreatif oyundan uzak oluşu. Geçen sezondan gelen Amir, Salih ve Gedson üçlüsünün mücadelesi iyi ama bu yetmez. Skor üretmekte ve oyuna ofansif katkı vermekten uzak bu 3 ismin olduğu bölgeye kesinlikle hücum gücü yüksek bir isim katılmalı. Beşiktaş için, sezonun ilk maçı skor anlamında kabul edilebilir. İkinci maçta da çok ciddi bir sürpriz olmazsa Beşiktaş turu geçmeye hala yakın. Ancak hedef, bu maçlardan ziyade daha ilerisi olduğu için, zaten gecikmiş olan hamleleri daha fazla geciktirmemek gerekiyor."