Spor yazarlarından Beşiktaş sözleri!
Spor yazarları ve yorumcularından Serdar Sarıdağ, Sinan Vardar, Cem Dizdar, Bilal Meşe, Ali Ece, İsmail Er, Turgay Demir, Fatih Doğan ve Güntekin Onay Beşiktaş'ı değerlendirdi.
Spor yazarları ve yorumcularından Serdar Sarıdağ, Sinan Vardar, Cem Dizdar, Bilal Meşe, Ali Ece, İsmail Er, Turgay Demir, Fatih Doğan ve Güntekin Onay Beşiktaş'ı değerlendirdi.
Cenk Tosun Beşiktaş’ta kalacak mı?
Skorer TV'ye konuşan Serdar Sarıdağ, "Cenk Tosun, gidiyor. Valizi hazırlamış. Kapıyı bir açıyor, bakıyor ki Aboubakar kapının önünde yere yatmış. Aboubakar, Fransızca olarak, "Benim cesedimi çiğner öyle geçersin." Ben Aboubakar'ın yerinde olsam bırakmam. Çünkü, gerçekten Cenk Tosun olduğu zaman Aboubakar'ın verimi daha da artıyor. Aboubakar olduğu zaman Cenk'in de verimi daha çok artıyor." ifadelerini kullandı.
Emin adımlarla
Fotomaç'taki köşesinde Beşiktaş'ın İstanbulspor'u 3-1 yendiği maçı değerlendiren Sinan Vardar, "Beşiktaş, coşkulu taraftarı ve çubuklu formasıyla mücadeleye hızlı başladı. Siyah-beyazlı takım, özellikle kanatlardan; Onur Bulut ve Arthur Masuaku ile başarılı bindirmeler yaptı. Onur Bulut; bitmez, tükenmez enerjisiyle sahanın yıldızıydı. Gedson, Salih ve Gedson uyumu yine muazzamdı. Tayyip Talha yine güven verirken, Omer Colley de iyi bir kesici olarak göze çarptı. Ghezzal bu maça kendini hazırlamış. Cenk Tosun, Ghezzal'in asistinde ustalığını gösterirken Beşiktaş'ı da rahatlatan isim oldu. Beşiktaş ikinci yarıya da hızlı girdi. Aboubakar'ın attığı gol şiir güzelliğindeydi. Kamerunlu yıldız; golün her türlüsünü atıyor. Attığı goller; futbol akademilerinde ders olarak gösterilmeli. Özellikle Redmond attığı klas golle "Ben bu takımda oynarım" mesajı verdi." dedi.
Orta oyunu değil kültür farkıyla kazandı
Fanatik'teki köşesinde Cem Dizdar, "Topla oynuyorsa da düşük temposu gereği üretkenlikte zorlanan Beşiktaş’ın bu eksiğine güvenmiş görünen İstanbulspor ilk devre boyunca haniyse orta sahaya gitmeye dahi yeltenmedi.Beşiktaş ise bir iki kırık dökük Aboubakar girişimi dışında tek plandaydı; her koşulda Rachid Ghezzal’ı bulmak! Neticede yapılan 29 ortadan sonuç bulamayan Beşiktaş, altıncı kornerinde golü buldu. Evet, korner vuruşu iyi Cenk de doğru yerdeydi. İkinci devre de benzeri tempoda devam ederken İstanbulspor bir parça öne çıkınca Aboubakar top sürecek ve topa vuracak fırsatı yakaladı. Beşiktaş bir süre bocalamadı değil... Ancak değişikliklerle birlikte rakibi yeniden durağana döndü. Ve nihayet topu alıp giden Redmond noktayı koydu. "Beşiktaş icra ettiği oyun değil futbolcu farkı ve 'Kültürel üstünlüğü’ ile maçı kazandı" denebilir. Bu ‘Diken üstü oyun’la maç kazanılır ama tribüne insan kazanılır mı, işte maça ve Beşiktaş’a dair bir soru daha..." ifadelerine yer verdi.
Kartal iz sürüyor
Bilal Meşe, Milliyet'teki köşesinde, "İstatistiklerle pek işim olmaz, arada bir göz atarım, hepsi o kadar! İlk yarıda topla oynama yüzdesi 71’e 29 Beşiktaş lehine... Bu rakamsal gerçeğe takılırsak,Kartal’ın tek kale oynadığı ortaya çıkar, eyvallah. Peki, ya pozisyon üretimi, sıfır ötesi!.. Ghezzal yeniden takıma döndü, ilk asistini gerçekleştirirken, iştahlı ve arzuluydu, belli ki futbolu özlemiş. Cenk Tosun’un kafa golü ikinci yarıda İstanbulspor’u zorunlu olarak ofansif oyuna döndürürken, hem heyecan arttı, hem de oyun kalitesini bir tık yukarı çıkardı. Cenk Tosun’un asistiyle buluşan Aboubakar yay üzerinde nefis vurdu, top uçatala gönderdi, farkı ikiye çıkardı. Kronometrelerin 63’ü gösterdiği anda Şenol Güneş’in, Maxim ve Redmond hamlelerini izledik, Salih Uçan ve Ghezal’ı kenara aldı. Salih’i bilmem ama, Ghezzal’ı alması çok doğaldı, ne olur, ne olmaz, Fenerbahçe derbisi var değil mi? Güneş, baktı savunma gedik veriyor, Saiss’i sahaya sürerken, Kartal farkı ikiye çıkarma adına yüklendi, nitekim 89’da Redmond sağdan kesti, Maxim kafayla vurdu, top yan direkte patladı. Ve Redmond, bence onbirin bankosu, 90+3’te soluyla falsolu vurdu, farkı ikiye çıkarırken, olası bir puan kaybına set çekti. Onur’un asistini de yemeyelim... Evet, Kartal vites yükseltmeye devam ediyor, üçte üç yaparak, firesiz zirve yarışını sürdürüyor, aman nazar değmesin!" değelendirmesinde bulundu.
İki nefis gol
Fanatik'teki köşesinde değerlendirme yapan Ali Ece, "Tam 153 gün sonra, yağmurlu bir günde Beşiktaş taraftarları Ghezzal’ı nihayet ilk 11’de tekrar gördü. İlk devre sonuna doğru Cenk Tosun’un üst üste maç kazandıkça daha da sağlamlaşan İstanbulspor kilidini kıran golünde Ghezzal’ın sırf kornerlerde bile Beşiktaş için nasıl paha biçilmez bir çilingir olduğunu herkes gördü. İkinci yarıda Gedson çizgiye yakın yarı kanat mezzela rolünde devam ederek başladı. Sağdan Onur Bulut ve Ghezzal’ın yaptığı katkıyı solda Masuaku ile beraber değişerek Gedson-Cenk- Aboubakar üçlüsü yaptılar. Aboubakar tam da o sol hücum ekseninde topla buluşup kolektif hareketlilik sayesinde oluşan boş alanı değerlendirerek nefis bir gole imza attı! Maçın sonuna doğru Beşiktaş yine üstünlük sağladı ve bu kez Redmond harika bir golle perdeyi kapattı." dedi.
48 milyon TL’lik Dele Alli problemi
Hürriyet yazarı İsmail Er, "Beşiktaş’ta beklentilerin çok uzağında kalan ve son 3 maçta kadroya dahi alınmayan Dele Alli’ye yönetim formül arıyor. 2.2 milyon Euro garanti ücret ve 10 bin Euro maç başı ücret karşılığında sözleşme imzalanan Dele Alli ise ayrılmak için sezon sonuna kadar olan alacağının ödenmesini aksi takdirde kontratı bitene kadar antrenmanlara çıkmaya devam edeceğini yönetime iletti. Şu ana kadar 13’ü ligde 2’si Türkiye Kupası’nda olmak üzere 15 resmi maça çıkan Alli 150 bin Euro almaya hak kazandı. Mevcut şartlarda geri kalan maçlarda hiç oynamasa dahi yönetimin 26 yaşındaki futbolcuya 2 milyon 350 bin Euro yani yaklaşık 47.9 milyon TL ödemesi gerekiyor." açıklamasını yaptı.
Köşeler ağladı!
Turgay Demir, Fotomaç'taki köşesinde "Beşiktaş'ın sistemi net… Şenol hoca başlarken Gedson, Salih ve Hadziahmedovic üçlüsüyle fizik olarak rakibine orta sahada üstünlük sağlıyor ve golü de kenar ortalara ve duran toplara bırakıyor… İstanbulspor karşısında da manzara aynıydı. Orta alanda çok koşan ve rakibini sahasına kilitleyen Kartal araya top atmadı, son çizgiye inmedi ve klasik kanat ortaları ile duran toplara bel bağladı. O gol Tosun Paşa'nın kafasıyla gelince de Kartal rahatladı. Nitekim Tosun Paşa ve Salih çıkıp Tayfur'la Maxim orta girince manzara değişti ve üçüncü gol geldi. Tosun Paşa yine tam bir santrafor golü attı, Aboubakar'ın hareketli topu uzak köşeye falsolu göndermesi efsaneydi… Kalitesini bildiğimiz Redmond'un ise gibi 20-25 metre topu sürüp soluyla uzak köşeyi görmesi Hollandalı'yla ilgili hayallerin seviyesini yükseltti. Üç gol de, muhteşemdi, kale köşeleri ağladı vesselam. Ne demiştik, Beşiktaş'ta hesapkitap yok, çıkacak, oynayacak ve her maçını kazanacak… Önündekilerden hangisini yakalarsa kardır. Kaldı ki sezon henüz bitmiş değil. Yol uzun, çok uzun..." değerlendirmesinde bulundu.
Umut ve teselli
Sabah'taki köşesinde değerlendirmelerde bulunan Fatih Doğan, "Takım özgüvenli, Şenol Güneş rahattı. Bunda hiç kuşkusuz uzun bir sakatlık sonrası ilk kez 11'de sahaya çıkan Ghezzal kadar, sezon başından bu yana Beşiktaş'ın ilk kez sakatsız ve eksiksiz olmasının etkisi vardı. İlk yarıda Cenk'in attığı gol ve sonrasında 18 Mart zaferimiz Çanakkale Geçilmez'e çaktığı asker selamı en güzel ve en anlamlı fotoğraflardı. Ghezzal'ın dönüşü umut, Cenk'in golü teselli oldu. Üstüne ikinci yarı Aboubakar'ın muhteşem golü de gelince organizasyon sıkıntısı gölgede kaldı. Redmond'un golüyle Beşiktaş net bir galibiyet alsa da Fenerbahçe deplasmanında bu oyun yeterli olmaz! Bu kibar, bir o kadar da üretken olamayan orta sahaya Şenol Güneş çözüm bulmalı, alternatif üretmeli... Ancak bunu yapabilirse henüz dillendirmeye cesaret edemediği o umut ışığını besleyip büyütebilir... Gerçek şu; Beşiktaş umudunu da planlarını da yolunu da derbiye bağladı." dedi.
Oyun kötü, Abou harika
Güntekin Onay, Hürriyet'teki köşesinde, "Beşiktaş bir kez daha kolay maçı zora sokarak kazandı. Beşiktaş, anlamsız bir şekilde düşük tempoda başladı karşılaşmaya. Beşiktaş, akan oyunda pozisyon üretemediği maçta bir kornerde Cenk Tosun’un şık kafa golüyle 1-0 öne geçti. Golün ardından daha iştahlı gözüken siyah-beyazlılar, 56’da Aboubakar’ın solo eforuyla mükemmel bir gol buldu ve farkı 2’ye çıkarttı. Aboubakar sağlıklı ve fit olduğu zaman bu ligin üzerinde bir santrfor. Üç maçtır attığı goller bireysel yeteneğinin ürünü. Açıkçası Beşiktaş kalitesindeki bir takımın daha fazla pozisyon üretmesi lazım. Biri korner, diğeri tamamen bireysel beceri ile gelen 2 golün dışında pozisyon yok. Maxim’in direkte patlayan kafa şutu ve Redmond’ın 3’üncü golü akıllarda kalan gollük aksiyonlardı. Cenk Tosun bu takımın kaptanı. Harika da bir golcü, çok da fedakarca çalışıyor ancak oynadığı pozisyonun gereksinimlerini yerine getirmediği bir gerçek.Beşiktaş’ın oyun kalitesini ve temposunu yukarıya çıkartması şart. Ayrıca Romain Saiss, mevcut stoperlerin içinde en çok güven veren ve en önde gözüken stoper. Neden 11 başlamıyor? Beşiktaş bir kez daha kolay maçı zora sokarak kazandı. Galibiyet ve Rachid Ghezzal’ın takıma dönüşü güzel ama saha içinde birçok alanda eksikler olduğu gerçek." ifadelerini kullandı.