Spor yazarlarından Beşiktaş sözleri!
Usta spor yazarları Beşiktaş'ı değerlendirerek, son gelişmeleri yazdı...
Spor yazarlarından Sinan Vardar, Cem Dizdar, Bilal Meşe, Ali Ece, Turgay Demir, Fatih Doğan ve Güntekin Onay, Beşiktaş'ı değerlendirdi.
Güzelll... / Sinan Vardar (FOTOMAÇ)
Türkiye Süper Ligi'nin kalitesinin üzerinde bir maç izledik. Top bir o kalede, bir bu kaledeydi. Futbol değil sanki tenis maçı izler gibiydik. Maçın hemen başında Mert Günok'un yediği gol sıkıntı vericiydi. Ama üzülme Mert kardeşim, futbolun içinde olur böyle şeyler... Tabii bu gol sonrası planların alt üst olması da, hayatın bir gerçeğiydi. Beşiktaş daha çok pas yapar gözükmesine rağmen zaman zaman da kalesinde önemli pozisyonlar verdi. Hele hele 60'da Konyasporlu Bytyqi'nin frikiğinin direkten dönmesi maçın kırılma anıydı.
Gedson Fernandes'in kreatif yaklaşımıyla Cenk Tosun'a verdiği harika asisti defalarca izlemek gerek. Gedson dünkü maçta sahanın yıldızıydı. Gollerine devam eden Cenk Tosun, takımın önemli bir parçası olduğunu bir kez daha gösterdi. 90 dakikada insan üstü bir gayretle mücadele eden Josef'in maçın son anlarında attığı gole de şapkamızı çıkaralım. Masuaku ve Muleka da dün alkışı hak eden performans gösterdiler. Beşiktaş dün takım olarak, hem de ligin en zor deplasmanlarından birinde takım karakterini ortaya koydu. Varsın Weghorst gitsin, kim giderse gitsin... Eğer takım olarak böyle savaşırsanız başarı da gelir, mutlu son da... Şampiyonluk yarışında daha çok sular akacak.
Beşiktaş Şenol Güneş'le kabuk değiştirdi. Şimdi rakipleri düşünsün! Hakem Abdulkadir Bitigen, Beşiktaş'ın son dakikalarda bir penaltısını VAR ortaklığıyla görmemezlikten gelmesini de göz ardı etmeyelim. Ama kızamıyorum çünkü malzeme bu! Maçı güzelleştiren başka bir etken de İlhan Palut ekibinin göze hoş gelen futboluydu. Konyaspor'u da dünkü futbol zevkine renk kattığı için tebrik ederim.
Futbol fena halde hayata benzer! / Cem Dizdar (FANATİK)
Kimi zaman ‘’kaderin oyunu’’ kim zaman da ‘’kaderin cilvesi’’ olarak anılan durumlardan biriyle başladı maç. Ligin ‘’ayağı en iyi kalecisi’’ olarak bilinen Mert Günok ayağının altından kaçırdı. Gerçi bilinir, bu tür durumlarda riski en aza indirmek için topu kale direklerinin dışına göndermek gerek ama o zaman da kaderin ‘’oyunu’’ ya da ‘’cilvesi’’nden söz etmek mümkün olmaz. Elbette Valentin Rosier bunu bilemezdi! Akabinde zaten böyle oynaması beklenen Beşiktaş öne oyununu sürdürdü. Lakin, bol ve ‘’heyecan verici hücum’’lar ile antrenmana dayalı ‘’bilinçli hücum’’ arasında dağlar kadar fark vardır. Örnek mi? 27. dakikadaki Gedson Fernandes’li hücum gibi... Yay üzerinden gelen Jackson Muleka yerine kaleye şut!.. Evet, Beşiktaş devre boyu topu elinde tutup genellikle şut ya da yüksek toplara dayalı hücum girişimlerinde bulundu. Yine de devrenin son hücumunda Zymer Bytyqi rakibi Fernandes’i taklit etmese (!) devre 2-0 ile kapanabilirdi...
Golü yedi, maçı da kurtardı
Maçta ikinci devrede Konya özellikle 55’ten sonra zaman zaman atak girişimlerinde bulunduysa da Beşiktaş, etkin paslarla oynadığı sınırlı anlardan birinde Cenk’i ayak içi vuruşla baş başa bırakıp golü buldu. Ardından, dengesini yitirip orta sahaları kaybeden iki takımın karşılıklı git/gel oyunu... Kuşkusuz izleyenler için bu tarz daha heyecanlı ve eğlenceli ama ya ‘’mühendis teknik direktörler’’ açısından?.. Futbol gerçekten ‘’fena halde hayata benziyor’’! Hepimizin yaşam öyküsü gibi belirsiz bir yolculuk! İlk dakika gol yedikten sonra son anda maçı kazanan Beşiktaş ya da kaçırdıklarına hayıflanacak olan bu ligin ‘’zor takımı’’ Konya’nın yaşadıkları gibi... Ya da, yediği gole rağmen Beşiktaş için maçı kurtaran isimlerin başında gelen Mert Günok’un şu cumartesi gecesi öğrendikleri/öğrettikleri misali...
N’Koudou varsa N’Koudou oynar / Bilal Meşe (MİLLİYET)
Daha bir dakika dolmamış, 57 saniyede Beşiktaş gol yer mi? Yer arkadaş, yer! Rosier’in geri pasında, topu kontrol edemeyen Mert Günok, kendi kalesine gol attı. Hani birisi dese, ‘hadi ya’ deriz... Mert, yılların tecrübesisin, o kendi kalene attığın gol tecrübenle hiç örtüşmüyor bilesin kardeş! Hem kendini hem de takımı demoralize ettin arkadaş... Siyah - Beyazlıların ayağında sanki kurşun var! Ne tempoyu yükseltebildiler, ne pres yapabildiler, ne boşa kaçan var, ne de çapraz koşu yapan... Güneş hoca savunmayı dörtlü kurguladı, Saiss, Souza ile merkez orta sahada görev yaptı. Böylesi maçlarda tempoyu yükseltemez, mehter marşı gibi ileri geri yaparsanız, sıkıntıya yelken açarsanız. Düşük tempoyla oynayan Beşiktaş, buna karşın 26. dakikada net bir pozisyon yakaladı; Gedson, Redmond’un ara pasıyla ceza alanına girdi, sağdan sert vurdu, kaleci Erhan tokatladı. Cenk Tosun önünden geçen topa dokunamadı, top yerine kendisi filelere gitti! 45 artı 1’de yine Redmond soldan topu altıpasa kesti, Cenk Tosun’un estetik şutunda top Erhan’da kaldı. Uzatma dakikalarda Beşiktaş kalesi büyük bir tehlike yaşadı. Bytyqi soldan indi, Welinton’u saf dışı bıraktı, Mert ile karşı karşıya kaldı, sağıyla vurdu, az farkla top dışarı gitti. ***
Güneş, oyunda kaldığı süreçte attığı her uzun topta adresi bir türlü bulamayan Welinton ile Redmond’u 56’da oyundan aldı, yerlerine N’Koudou ve Tayfur’u sahaya sürdü. İyi de yaptı, Kartal biraz olsun vites yükseltti, elbette Konya da boş durmadı. Nitekim 63’de kazanılan frikik atışını Bytyqi kullandı, top üst direğe çarparak auta gitti. 63’de Kartal nihayet skoru eşitledi. Bakın, N’Koudou sakat değilse, Kartal’ın bankosudur, onu, bunu bilmem. N’Kouodu soldan indi, ceza alanı içinde bekleyen Gedson’u gördü, tecrübeli futbolcu topuğuyla Cenk’in önüne yuvarladı, golcü futbolcu topu uzak köşeye gönderdi. İki takım savunmada risk alınca, ortaya tempolu ve de pozisyonlu bir mücadele çıktı. Neyse ki, Mert bu yarıyı sıfır hatayla tamamlarken, Erhan’ın Souza’nın şutunda yapacağı bir şey yoktu. İşte futbol böyle bir oyun... Neyin, ne olacağını önceden kestiremezsiniz. Düşünün 57. saniyede geriye düşüyorsunuz, uzatmanın uzatmasında Souza ile maçı üç puanla noktalıyorsunuz. Valla, kişisel olarak ben Beşiktaş’a alıştım, alışmayanlara da yatıştırıcı öneriyorum! Neyse ki Kartal, zor bir virajı üçüncü viteste geçti, zirve yarışını sürdürdü. Weghorst yuvadan uçtu, Cenk Tosun onun yerini aslanlar gibi doldurur. Muleka da var, daha ne olsun? Taraftar, Aboubakar’ı bekliyor, ne diyelim, onlar da haklılar!
Sıra yönetimde / Ali Ece (FANATİK)
Konyaspor-Beşiktaş maçından önce Manchester derbisini izlerken futboldan aldığım zevk bağlamında kendimi Bodrum’un en güzel plajında partideymişim gibi hissettim. Sonra bizim maç başlayınca aniden inzibatlar gelip beni o plajdan alarak doğuya askerlik görevimi yapmaya götürdüler! Son maçlarda Beşiktaş’ın en iyisi olan, hatta ligin en iyi yerli kaleci performansını sergileyen Mert Günok’un 57. saniyede ayağının altından kaçırarak yediği gol, askerlik görevinin ilk gününde ideal ayak numarandan 2 numara küçük ayakkabı ile koşmak zorunda olmak gibiydi!
Beşiktaş, golü yedikten sonra ilk yarıda Gedson’un bireysel çabaları sayesinde pozisyonlar buldu çünkü sezon başındaki Konyaspor kolektif gücü yok bir süredir yok, daha önce oynadıkları 5 maçta 10 gol yediler. Üstelik takımın en iyilerinden kaleci Sehiç de yoktu. Buna rağmen Beşiktaş golü ta 67’de buldu, Gedson bu kez topuğuyla Cenk Tosun’a al da at pası verdi. Cenk temiz bir ayak içiyle skoru 1-1’e getirdi.
Saiss oyunda tuttu
Maçta 56’da stopere geçen Saiss, Cenk’in golünden önceki Konyaspor baskısında üst üste iki kez Diouf’un kaleye yakın yerden şutlarını bloklayarak Beşiktaş’ı skor bağlamında oyunda tutan isim oldu. Son dakikadaki Josef golü ise hayat öpücüğü oldu, gol sevincindeki askerde tezkere alma anını anımsatan kolektif mutluluk, oyuncuların ne kadar önemsedikleri ve istediklerini gösteriyor. Şimdi sıra transfer takviyeleri bağlamında yönetimde, onlar da ne kadar önemsedikleri.
İnanın çocuklar / Turgay Demir (FOTOMAÇ)
Bu maçı size nasıl anlatsam bilemedim! Ligin en erken golünü kendi kalesine atan Beşiktaş, ligin en geç atılan golüyle Konya gibi zorlu bir deplasmanda kazandı! Altın değerinde 3 puan geldi. Bu galibiyet o kadar önemli ki; "Beşiktaş koptu" demeye hazırlananlar son saniyede büyük hayal kırıklığı yaşadılar… Beşiktaş bitti demeden hiçbir şeyin bitmeyeceğini bir kez daha anladılar.
Bu takım bu kadar kötü oynarken kazanıyorsa yarın daha iyi oynamaya başladığında neler yapar varın siz hesap edin. İlk dakika dolmadan Kartal'ın kendi kendine gol atması, bir çok futbolcunun ayarını bozdu… Redmond, Muleka, Roiser, Josef, Masuaku, hepsi hata yapma yarışına girdiler. Önde Cenk Tosun, ortada Gedson Fernandes ve savunmada Sais-Mert ayakta kaldılar hepsi bu. N'Koudou, Tayfur girip Welinton ve Redmond çıkınca Beşiktaş üzerindeki ölü toprağını attı. Önce Gedson'un şık pasını Tosun Paşa ağlara gönderip eşitliği sağladı, ardından Tayfur Bingöl sahne aldı. Son anlarda, üçe bir kalınan pozisyonda kayarak rakibinin hamlesini geciktirip Konyaspor'un tekrar öne geçmesini önleyen, Tayfur son saniyedeki harika asistiyle de Gedson'la birlikte geceyi kurtaran adam oldu. Beşiktaş şampiyon olacak ise bu maçla olacaktır…
Artık tahtaya, ilk önce Gedson ve Tayfur yazılır diye düşünüyorum. Performansları bir yana ikisi de müthiş pozitifler. Şenol hoca bu sinerjiyi çok yakında tüm takıma yayacaktır. Sanırım dün hoca bu işe gerçekten inandı. Sizler de inanın çocuklar; güzel günler göreceğiz Güneşli günler… Not: Hilmi Şahin, eski bir dost, iyi bir meslektaştı. Dün Hakk'a yürümüş. Mekanı cennet olsun.
Kanatlar çalışınca / Fatih Doğan (SABAH)
11'ler açıklandığında Saiss'i görünce Şenol Güneş'in zaman zaman maç içinde denediği 3'lü savunmayla başlayacağını düşünmüştüm. Ancak Saiss'i ilk 56 dakika geri dörtlünün önünde Josef ve Gedson'un arkasında izledik. Bu maçın ilk sürpriziydi. Ardından Rosier'in geri pasında Mert'in ayağının altından topu kaçırmasıyla Konyaspor'a hediye edilen gol maçın stratejilerini değiştirdi. Beşiktaş orta sahayı tutmasına rağmen kanatlardan atak üretemeyince Muleka ve Cenk'e etkili toplar ulaşmadı. Şenol Güneş'in 56'da Redmond ile Welinton'u çıkarıp N'Koudou ve Tayfur'u kanatlara alması tıkanıklığı çözdü. Saiss'in stopere geçtiğinin altını çizelim. Sol kanadı canlandıran N'Koudou'un Gedson'a onun da Cenk'e çıkardığı asist Premier Lig kalitesindeydi. Konya, kontra ve kanatlardan çizgiye inerek bulduğu net pozisyonları harcayınca Beşiktaş'ın kaptanlarından Josef uzatmalarda altın golünü attı. Golün arkasında N'Koudou ve asistiyle Tayfur'un imzası da vardı. Bu da değişikliklerin zafere direkt etkisini gösterir. Güneş'in sisteminde orta saha oyuncularının yıldızlaşacağını haftalardır söylüyoruz. Lakin oyuna ve sonuca bakarak Saiss'i önde başlatmasını ve kanatları bu kadar güçsüz bırakmasını eleştirilebiliriz, sorgulayabiliriz.
Beşiktaş son nefeste / Güntekin Onay (HÜRRİYET)
Siyah beyazlı takım kalesinde büyük tehlikeler yaşasa da kazanmayı bildi.
Konya bu ligin en zor deplasmanlarından biri ve Beşiktaş dün Mert Günok’un henüz ilk dakika dolmadan topu ayağının altından kaçırmasıyla maça adeta 1-0 yenik başladı. Saiss, Tayyip Talha ve Welinton’u birlikte kadroda görünce “Acaba Beşiktaş, 3’lü savunma kurgusuyla 3-4-3 mü oynuyor?” diye düşündük ancak Faslı stoper orta alanda savunma hattının önünde görev yaptı.
SAiSS KUSURSUZ OYNADI
Şenol Güneş ikinci yarıda kendisini stopere çekerken, Saiss’in her 2 bölgede de kusursuza yakın oynadığını gördük. İlk yarıda topa sahip olan fakat rakip ceza alanında etkili olamayan Beşiktaş, ikinci devrede İlhan Palut’un Muhammet’i çıkarıp orta sahayı kalabalıklaştırmasıyla oyunun kontrolünü de Konyaspor’a kaptırdı.
TEKNiK DiREKTÖRLERDEN KARŞILIKLI HAMLELER
Şenol Güneş’in Welinton’u çıkarıp Tayfur’u sağ öne; Saiss’i de stopere çeken hamlesi dengeleri değiştirdi. Dağınık bir oyun ortaya koyan Redmond’un yerine giren N’Koudou da gününde olunca siyah beyazlılar pozisyonlar buldu. Ancak Beşiktaş risk aldığı bölümlerde takım boyu çok uzun olduğu için Konyaspor’a geniş alanlar bıraktı ve kalesinde büyük tehlikeler yaşadı. Son solukta kazanılan bir maç olsa da Beşiktaş’ın alan daraltmayı ve takım boyunu kısaltmayı öğrenmesi şart. Dün Saiss ve Gedson Fernandes çok iyi futbol sergilediler. Konyaspor ise özellikle 1-1 iken yakaladığı fırsatları kullanamadı ve kazanacağı bir maçtan puansız ayrıldı.