Spor yazarları ne dedi?..
Spor yazarları Beşiktaş'taki son gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundular...
Spor yazarları Beşiktaş'ın yeni teknik direktörü Valerien Ismael'i değerlendirdi...
Sinan Vardar: Lütfen sağduyu (FOTOMAÇ)
"Aylardır süren spekülasyonlar bitti; Beşiktaş; Guadeloupe asıllı Fransız vatandaşı Valerien İsmael'i teknik direktörlüğe getirdi. Önce hayırlı olsun diyelim. Fakat dünden beri sosyal medyada büyük bir çoğunluk bu antrenörle ilgili olumsuz spekülasyonlar yapıyorlar. Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Bütün kulüplerde ciddi şekilde ekonomik bir sıkıntı var. Sayın Spor Bakanı'nın söylediğine göre de 7-8 senedir mecliste bekleyen spor yasası sonunda yürürlüğü girecek. Çok ciddi yaptırımlar geliyor. Bilhassa başkanlar, kendi döneminde yapılan borçları ödemek zorunda kalacaklar. Bu da ciddi şekilde sıkıntı yaratacak. Sürekli borçlar artıyor. Mesela Beşiktaş, günde 1 milyon TL zarar ediyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın desteğiyle kulüplerin borçları bankalar birliğine aktarıldı. Önümüzde sene bu borçlar ödenmeye başlanacak. Ben yıllardır yerli hocadan yana saf tutan bir futbol adamıyım. Sayın Ahmet Çebi'yi de çok iyi tanıyan biriyim. Kendisi, bu ekonomik krizde kendi evlerini ipotek edip, ciddi şekilde kulübü ayakta tutmaya çalışan bir Başkan...
Şimdi böyle bir karar verilmiş. Ben şahsen tüm Beşiktaşlıların yeni teknik direktöre tam destek vermesini istiyorum. Muhalif olan arkadaşlarımızın da daha müspet şeyler düşünmelerini tavsiye ediyorum. Temennim, yeni gelen hocanın başarılı olması, Önder Karaveli'nin onore edilmesi ve altyapıda yaptığı faydalı işlerin devamının gelmesi en büyük arzum... Artık transferde de çok dikkatli olmamız gerekiyor. Ben başkanlık yaptığım kulüplerde ve Beşiktaş'ta yöneticilik yaptığım dönemde hep söyledim; üretken takımlar futbolcularını kiralık vererek bir nebze yukarı çıkarıp pazarlama taktiğini kullanıyorlar. Bu tuzağa bir daha düşmemek gerek. Hatta Beşiktaş'ın yetenekli isimlerini kiralık vererek gelir getirmesi en doğru çözümlerden biridir. Düşüncem artık Beşiktaş'ın da böyle maceralara girmeyerek, yetenekli isimleri kulübümüzde değerlendirmeli ve 2. ve 3. Lige kiralık vererek faydalı olması.
Benim transferde önerim, daha önce de söylediğim gibi Emre Mor... Geçen hafta takımının Kayserispor'la oynadığı maçta 3 güzel gole imza attı. Bazı olumsuz davranışları malum ama çok büyük yetenek.. Kendisine bir mentör verip bu sorun da çözülürse, Emre hem Beşiktaş'a çok faydalı olur, çok iyi form tutar ve Milli Takıma dönerse çok iyi fiyatlara da satılabilir. Bu da Sinan ağabeyinizin nacizane tavsiyesi... Balıkesirsporlu Erdem Gökçe'yi tavsiye etmiştim ama Eyüpspor çabuk davranıp bu yeteneği transfer etti. Bodrumsporlu Adem Türk de benim gözdelerimden biri. Beşiktaş'ın ligde ve kupada bir iddiası kalmadı. Yeni gelen hoca bugünü değil, yarını düşünüp; Emirhan İlkhan, Serdar Saatçı, Demir Ege Tıknaz gibi gençleri kalan maçlarda oynatması çok doğru bir karar olur. Şimdilik tavsiyelerim bunlar. Lütfen sağduyu, takıma ve hocaya destek."
Sinan Vardar: Değişim başlıyor (FOTOMAÇ)
"Beşiktaş camianın içinden yetişmiş; Sergen Yalçın ve Önder Karaveli'nin ardından teknik direktörlüğe getirilen Valerien Ismael hızlı bir giriş yaptı. Tabii ki Valerein Ismael için ne söylesek çok bir anlam ifade etmiyor. Akademisyen, genç, idealist ve büyük projeleri olduğu söyleniyor. Gençlere önem veren bir teknik adamın öz kaynak hamlesinde büyük katkıları olacağını umut ediyorum. Ismael'in sabahın kör ışıklarında tesislerde mesaiye başladığını medyadan öğrendik. Şu ana kadar Fransız teknik adamın olumlu yönleri yazılıp, çiziliyor. Güzel başladı, güzel de bir dönem olmasını temenni ediyor, kendisine başarılar diliyorum. Ama ülkemizin de özellikle yabancı teknik adamlar için kolay olmadığını kabul etmemiz gerekir. Kabul etmeliyiz ki, futbolda ileri bir düzeyde olmasak da olumlamaları ve eleştirileri fazlasıyla abartıyla yapan kamuoyuna sahibiz. Fransız teknik adamın yanına ilerleyen günlerde olası sert eleştirileri göğsünde yumuşatabilecek yardımcı teknik adam veya menajer dahil edilseydi tam isabet olurdu. *** Naçizane; Del Bosque, Hiddink, Löw, Mancini gibi dünya markası hocalar ülkemizden tef çalınarak gönderildiğini hatırlatmak istedim! Valerien Ismael'in en çok eleştirildiği noktalardan biri daha önce çalıştığı ekiplerde uzun soluklu çalışmamış olması... Almanya'nın Nürnberg ekibinde sadece 4 ay görev almış ve ayrılırken yaptığı açıklama kariyerin basamaklarını özetmer gibi; "Kulüp içindeki entrikalardan çok çektim. Taraftarın ve kamuoyunun erken başarı beklentisinin beni yanlışlara sürükledi. " Bu itirafı şunu gösteriyor ki; böylesine kötü bir tecrübe yaşaması ona Beşiktaş macerasında çok olumlu yansıyabilir. Ama biri ona lütfen şunu da anlatsın; Nürnberg'deki baskıdan çok daha fazlasına hazır olsun. Ben futbolda kuşak çatışmasına gereksiz bulanlardanım. Gerçek şu ki; Türkiye'de futbol yavaş oynanıyor. Futbolumuzu modernleştirmeliyiz. Gelişime açık olmalıyız ama futbolu da yeniden keşfetmiyoruz. 4-4-2 tercihim ama Rosier ve Rıdvan gibi kanat oyuncularınız varsa 3-4-3'e de 'hayır' demem. *** Beşiktaş'ın bu sezon en çok koşan 17. takım olmasının sistemle anlatılır yanı yok. Beşiktaş yeni bir döneme giriyor. Yıllardır belirtiyorum; üreterek kazanmalıyız. Türk gençleri dünyanın en yetenekli gençleri ve patlamaya hazır bomba gibiler... Beşiktaş ve Türk Futbolunun gençlik ateşine ihtiyacı var. Serdar Saatçı, Emirhan İlkhan, Berkay Vardar, Demir Ege Tıknaz gibi genç yeteneklerin yanı sıra öz kaynak düzeninde 17 yaşındaki sol kanat oyuncusu Avtandil Duishoev de gelecek vaadeden önemli oyunculardan... Ismael bu gençlerle Beşiktaş'ın ufkunu açabilir. Unutmadan; Beşiktaş Yönetimi bu gençlerle bir an önce sözleşme yinelemelidir. Ismael'in başarısı Beşiktaş'ın başarısı olacaktır. Yeni teknik ekibe tam destek olmalıyız. Ve, başarı hemen gelmeyecek sancıları da olacaktır. Şimdi birlik olma günüdür. Umarım Beşiktaş'ta büyük başarıların yaşanacağı yepyeni bir döneme yelken açarız."
Ergin Aslan: Valerien İsmael (YENİ ŞAFAK)
"Beşiktaş yönetimi bu sezon 3. teknik adamla sözleşme imzaladı. Bu durum neresinden bakarsanız bakın, bir organizasyon hatası olarak önümüzde duruyor. Yeni teknik adam tercihi, kulübün “futbolda yeni yapılanma stratejisi” çerçevesinde sportif direktörün önerisi sonucunda yapıldı. Bu konuda henüz imzalar atılmamışken itirazlarımı, çekincelerimi yüksek sesle dile getirmiştim. Ancak madem kulübü Sayın Başkan Ahmet Nur Çebi yönetiyor, o da böyle bir yol izleme kararı aldı, karara katılmasak da saygı duymak ve süreci takip etmek durumundayız.
Valerien İsmael’in teknik direktörlük kariyeri pek iç açıcı değil. Ancak henüz yolun başında sayılır. Belli bir sistemi benimseyen ve bunda ısrar eden bir teknik adam. Oynatmak istediği oyunun olgunlaşması öyle “ha diyerek” ortaya çıkacak bir şey değil. Bu bir süreç. Çünkü fizik gücüne dayalı oyunun temeli takımın evvela sezon başı kamplarını geçirmesiyle ilgili. Bu sezon hem Sergen Yalçın’ın hem de Önder Karaveli’nin yaşadığı problemler aşağı yukarı aynıydı. Birbirine benzer ve sonuca gidemeyen oyunlar.
Valerien İsmael, sistem değişikliğine gidecek. 3’lü savunma oynadığınız oyunlarda orta sahanın kenarlarında oynayacak futbolcuların önemi ortaya çıkıyor. 90 metreyi komple kullanacak dinamizme sahip oyuncu profili gerekiyor. Rıdvan solda, Rosier sağda, yaşları ve hızları itibariyle bu sisteme uygun futbolcular. Tabi burada taktik disiplini ne kadar benimseyecekleri belirleyici olacak. Sadece iki futbolcunun değil, takımın genelinin teknik adama ne kadar adapte olacağı, ne kadar saygı duyacağı ve taktik disipline ne kadar sadık kalacakları Beşiktaş’ın yol haritasını belirleyecek.
Sezonun bu dönemlerinde takıma yükleme yapmak ve kondisyonları yukarı çekmek çok mümkün değil. Yani kalan 8 maçta biz İsmael’in felsefesini anlayabiliriz belki ama bunu oyun olarak sahada göremeyebiliriz. Türkiye’deki tahammül eşiğinin ne kadar dar olduğunu da düşünürken Fransız hocanın işi çok zor. Ağır idman ve ısrarcı taktik denemeleri, futbolcuların hoşnutsuzluğuna, bıkkınlığına ve işi salmalarına yol açabilir. Böyle bir risk de kenarda dursun. İsmael imza attıktan sonra kendisiyle ilgili itirazlarımı keskin şekilde kenara bıraktım.
Madem böyle bir yola çıkıldı, skorlardan bağımsız şekilde, sezon önü kampıyla ve onun talepleri doğrultusunda kurulmuş bir kadro ile kendisini görmek ve desteklemek gerekiyor. Bu konuda ise en büyük duruş, aslında Önder Karaveli’nin kalmasını istediği ancak sosyal medya nedeniyle görevden almak zorunda kaldığını söyleyen (ki ben katılmıyorum), Ahmet Nur Çebi’ye düşüyor! Çıkılan yolda, uygun zemini hazırlayıp hasat mevsiminde kaç kilo ürün çıkacağını görmeden vazgeçmemeli..."
Turgay Demir: Valerien’e mektup (FOTOMAÇ)
"Beşiktaş'ta İsmael'le birlikte bir sistem sorunu yaşanacak gibi görünüyor. Çünkü mevcut kadronun stoperleri geriden oyun kurmak için çok uygun değil. 4'lü savunmada bile rakip baskısını kıracak paslaşmalar yapamayan oyuncular 3'lüde hiç yapamaz. Taktik mi takıntı mı? Bir teknik adam mevcut kadroyu kendi kurmuş ise ve kafasındaki sisteme uygun oyuncular aldıysa o sistemi oynatmakta ısrar etmesinde hiçbir sakınca yok. Ancak kendi kurmadığı bir takıma ve kafasındaki sisteme hiç uymayan oyunculara 'mutlaka böyle oynayacaksınız' diyen teknik adam benim nazarımda -1 puanı almıştır bile. Çünkü takımın başına geçen kişiden ilk beklenen şey gerçekçi olması ve elindeki futbolcuların oyun karakterlerine göre en uygun sistemi tercih etmesidir. Tersi taktik değil takıntı olur. Avcı yapmış pişan olmuştu. Abdullah Avcı dönemi benzer sıkıntılar yaşanmıştı. Beşiktaşlılar hatırlayacaktır Avcı, geriden oyun kurarken kalecinin ayağına topun kaç defa değeceğini bile söylüyor, kendi istatistik takıntılarını oyunculara da şırınga ediyordu. Bu şartlarda Beşiktaş, G.Saray derbisine kadar galibiyet alamamıştı. O maçta futbolcuların aldığı inisiyatifi fark eden Avcı "Biz de kendimizi sorgulayacağız, bazı şeylerde ısrar etmeyeceğiz, daha uygun sistemle oynayacağız" diyerek gerçeği görmüş ve galibiyetler gelmişti. Umalım ki İsmael, üst üste mağlubiyet yaşamadan bu gerçeği görebilsin.
TESTİ YİNE KIRILDI
Türk futbolunda problemsiz gün yaşanmıyor. Yayın ihalesi konusunda sıkıntılar sürerken şimdi bir de tahkim kurulunun hakemleri göreve iade etmesi diye özetleyeceğimiz yeni bir problemimiz oldu. Kurallar belli; bazı hakemlerin geri çekeceksen eğer kimini emekliye sevk ederek yaparsın kimini de görev vermeyerek pasifize edersin. MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu bir sezonda kaç hakemin klasmanını düşürebileceğini biliyordu. Bile bile lades yapmış oldu. Aklın yolunu tercih etseydi şu gürültüye gerek kalmazdı. En baştan yapması gerekeni şimdi yapacak ve tahkimin göreve iade ettiği hakemlere maç vermeyip pasifize edecek. Yani yine testi kırıldı ve yol ancak bulundu.
BÜYÜK SERMAYE ŞART
Beşiktaş, F.Bahçe, G.Saray bu sezon deyim yerindeyse ızdarap yaşıyorlar. Teknik adam problemleri sezon boyu sürdü. Kimse başkanından memnun değil. Burak Elmas ibra edilmedi ve şimdi ligde zorda olan G.Saray'ı bir de kongre bekliyor. Bu kısa hatırlatmalardan sonra şunu net olarak söylemeliyim. Bu kulüpler mevcut borç yükleriyle bundan sonra her zaman kaosa yakın huzura uzak olacaklardır. Kurtuluş büyük sermayedarların bu işe girmesi ve kulüpleri satın almasıdır. Çünkü bu kaotik ortam böyle devam ederse satılacak halleri bile kalmayabilir.
MARKA DEĞERİ
Yayın ihalesinde TFF rakamı yükseltmek için her imkanı sonuna kadar zorluyor. Kimse kıymetini bilmese de başkan Nihat Özdemir'in gayreti takdire değer. Bu ihalede yaşanan sıkıntıların gelecek dönemlerde azalması için bir marka değeri yaratmak ve onu korumak şarttır. Bugün yayın ihalesindeki problemlerden şikayet eden başkanlar önce şunu anlayacaklar ki her maçtan sonra hakemlere, federasyona veryansın ederek marka değeri korunmaz; olmayan değer de elinizden uçar gider. Lütfen dikkat."