Spor yazarları Beşiktaş'ı değerlendirdi!

Spor yazarları Beşiktaş'taki son gelişmeleri değerlendirdi.

Beşiktaş Medya Grup

Spor yazarlarından Beşiktaş yorumları:

Santos, Serdar, Sinerji! (TURGAY DEMİR - FOTOMAÇ)

Garil ama gerçek; Santos gitmese Beşiktaş taraftarı, AL Musrati'ye olan sevgisini yine gösteremeyecekti. Portekizli gitti, Libyalı için "hoş geldin" pankartı tribüne asıldı! Şu olay bile Santos'un takımda, tribünde, camiada nasıl olumsuz bir enerji yüklemesi yaptığını anlatmaya yeter. Beşiktaş kazandı, hem de ısıran bir takımı, Ankaragücü'nü net bir skorla yenerek. Peki ne oldu, takım aynı takım değil mi, yeni oyuncular mı alındı!? Elbette hayır!.. Sadece tahtaya kadroyu yazmaya başladığı andan itibaren oyuncularının enerjisini tüketen gitti, onlara insiyatif kullanma özelliği veren Serdar Topraktepe geldi. Muçi neler yaptı gördünüz!.. Nasıl bir potansiyel, ileride neler yapabilir, tüm bunlar hakkında harika sinyaller verdi. Attığı goldeki vuruş tekniği, özgüven, vurduğu yer vs… Tepeden tırnağa yetenek olan bu genç adam dahi körelmeye başlamıştı.

Cenk Tosun'u oynatma inadı, topa ayağını bile uzatmayan Aboubakar'dan medet umması, , Al Musrati'yi kenara itmesi, en iyi döneminde Tayyip Talha'yı yok etmeye kalkması Portekizli'nin kendi bağına yaptığı kamikaze dalışlarıydı. Semih yok, Aboubakar yok, Cenk Tosun yok ama Beşiktaş 2-0 kazandı, atılan şutlar ya da kaçırılan bir çok pozisyon da cabası… Bir takımın her şeyden önce sinerjiye ihtiyacı vardır. O takım "çürümüş" bile olsa ancak oyuncuların aynı duyguyu yaşamaları, aynı heyecanla hareket etmeleriyle ayağa kalkar. Santos buna izin vermiyor ve takımdaki negatif havanın dağılması için hiçbir şey yapmıyordu. Serdar Topraktepe genç ve idealist bir teknik adam. Peki başarılı olabilir mi, önü açık mı!? Santos ne yapıyorsa onun tersini yapsın yeter! O zaman başarılı olur. Ancak mevcut şartlarda elde edeceği başarı onu takımın başında bırakmaya yetmez. Günü geldiğinde yuvadan uçup kanatlarını güçlendirdikten sonra bir gün yine geri gelebilir.

İŞTE TEKNİK ADAM İŞTE ÜÇ PUAN (BİLAL MEŞE - MİLLİYET)

Hep aynı gelişmeleri yazıyoruz, ama mecbur kalıyoruz! Beşiktaş acaba tarihinde böylesi bir sezon yaşamış mı, varsa da ben anımsamıyorum! Kadrosu derin, gelin görün ki, Ümraniye tesis olmaktan çıkmış adeta revire dönmüş! Artı baş döndüren bir teknik adam enflasyonu yaşanmış, biri gidiyor, biri geliyor! Tek kalıcı olan nöbetçi hoca Serdar Topraktepe, yani zor günlerin adamı! Unutmayalım ki Topraktepe, Kartal Yuvası’ndan bugünlere geldi, oranın ekmeğini yedi, havasını suyunu çok iyi bilir. Topraktepe’nin elindeki malzeme bol gibi gözüküyor, ancak sakatlıklar nedeniyle sınırlı, sıkıntılı! Sakatı var, performans düşüklüğü yaşayanı var, onlar kendini bilirler! Hadi siz siz olun iyi futbol oynayan Ankaragücü karşısına ideal 11’i sürün? Topraktepe’nin sahaya sürdüğü kadro geçmişe oranla baskı yapan, üreten, kaçıran, istekli bir takımdı. Açıkçası futbol adına biraz keyif aldık, gözümüzün pası silindi. Kuşkusuz futbolun bir tık yukarı çıkmasında konuk takımın da katkısı yok değildi. Tehlikeli kramponları var, ancak Kartal’ın savunması onları iyi kontrol etti. Coşkulu oynayan Kartal 18’de Muçi’nin şık golüyle öne geçti. İlk yarıda Muçi, Gedson ve Rashica’nın gollük şutlarına kaleci Bahadır geçit vermedi. Aslında maçın bir başka anlamı da var. Kartal, Türkiye Kupası’nda iki kez Ankaragücü ile final için mücadele edecek, yani kupanın provası dersek abartmış olmayız. Ali Sowe ilk yarıda net pozisyonda kafayla topu dışarı attı. Artı Morutan’ın orta şut karışımı şutunda topun yan direkten döndüğünü de anımsatalım. İkinci yarıda Kartal bıraktığı yerden devam etti. Nitekim Ghezzal’ın frikiğinde top üst direkte patlarken, Rashica’nın korner atışına iyi yükselen Muleka kafayı çaktı, farkı ikiye taşıdı. Muleka bu golle Topraktepe’nin güvenini de boşa çıkarmadı. Evet, dileriz yönetim bu negatif sezondan dersler çıkarır, sağda solda yabancı hoca arayışını rafa kaldırır! Niye mi, elinizin altında Kartal’ın öz evlatlarından Serdar Topraktepe var. Ona sahip çıkın, yabancılara da paraları çarçur etmeyin! Alın size yerli hoca, alın size üç puan daha ne olsun? NOKTA!!!

GERÇEKÇİ TERCİH! (ERGİN ASLAN - YENİ ŞAFAK)

Beşiktaş yönetiminin Fernando Santos ile yollarını ayırması isabetli oldu. Ne takıma ne bireysel olarak oyunculara dokunamayan Portekizli, teknik adamlık konusunda çoktan ununu eleyip eleğini asmış ama bundan kendisinin haberi yok! Santos geldiği günden beri işler kötü gidiyordu ancak yeni yönetim, kendi hamlesi olduğu için, bir umutla süreci uzattı. Yönetimler için en tehlikelisi; oluruna bırakmak, idare etmek ve net karar alamamaktır. Daha sonra iş işten geçiyor ve tamiri zor hasarlar kalıyor. Beşiktaş'ın bu konuda son yıllarda ağzı çok yandı. Yan sahada koşup çuvalla para alanlar mı dersin, kadro dışı kalıp bir süre sonra daha kötü dönenler mi dersin... Özetle; Sergen Yalçın ile alınan şampiyonluktan 1 hafta sonra başlayan futbol şubesi sıkıntısı hala aşılmış değil. Devre arasında çok ciddi bir bütçe kullanıldı ve henüz bu transferlerden de oyun anlamında bir geri dönüş alınamadı. Beşiktaş'ın artık tek kurşun bile karavana atma lüksü yok. Kolay iş değil elbette ancak bu görevler de zor yerlerdir ve Beşiktaş'ı yönetmek, bu zorlukların üstesinden gelmeyi gerektirir.

ÇELİŞEN HAMLE!

Fernando Santos tercihi düşünülmüş ve planlanmış bir hamle değildi. Giovanni van Bronckhorst’un yardımcısında problem çıkınca “Beşiktaş teknik direktör mü bulamıyor?” eleştirileri yükseldi ve yönetim, “Oyun felsefesi Beşiktaş ile uyar mı?” sorusunu sormadan, apar topar Santos’u getirdi. Nitekim bir tercihtir, tutmadı, ayrı... Elbette eksi yazar. Ama asıl mesele böyle acı tecrübelerden yola çıkarak bundan sonra ne yapmaman gerektiğini öğrenmiş olmandır. Çünkü hem Samet Aybaba hem de Hasan Arat, “Beşiktaş hücum oynar” cümlelerini slogan haline getirmişken, Futbol Koordinatörü’nden bağımsız olarak Santos’u getirmek birbirine tezat işlerdir.

Serdar Topraktepe’nin elbette ligin ve kupanın geri kalanında bu takıma teknik adamlık etme yetkinliği vardır. Bu süreç yönetime nefes alma ve alan açma imkanı sunacak. Şimdi ince eleyip sık dokuyarak bir teknik direktör tercihinde bulunacaklar. Yönetim, geleneksel medya ve sosyal medya baskısına yenilmeden, rüzgara kapılmadan, popülistlikten uzak, Süper Lig gerçeklerini göz önünde bulundurarak gerçekçi bir tercih yapmak zorunda. Çünkü henüz yönetimin ilk yılında 2 yanlış teknik adam tercihini camia kaldırmaz. Zaten yıllardır kötü yönetilen futbol şubesinden dolayı yılgın ve yorgun bir Beşiktaş camiası var.

BU İŞ ANKETLE OLMAZ!

Beşiktaş’ın futbol kurmayları, şayet iş kendilerine bırakılır ve rahat hareket etme olanağı sağlanırsa en doğru kararı alacaklardır. Sosyal medyadan anketler açarak, açtırarak Beşiktaş’a hoca aranmaz. Farklı farklı gruplar oluşturup futbolu yönetmeye çalışmak işin sonunda kargaşaya ve kaosa neden olur. Beşiktaş’ta futbolun görev tanımları bellidir ve Sayın Başkan Hasan Arat’ın bu çizgileri net bir şekilde çekmesi gerekir. 10 kişilik transfer komitesi olmaz. Birbirinden bağımsız, farklı farklı kişilerce yürütülen scoutluk sistemi olmaz. Çok başlılık her zaman işi kaosa götürür, istifaları getirir. Biz, dost olarak acı söyleyelim; testi kırılmadan bunları dile getirelim. Yarın testi kırılırsa herkes yol gösterir ama iş işten geçtikten sonra ne fayda!