Sergen Yalçın Beşiktaş'ta yaşananlar hakkında ilk kez konuştu!

Teknik Direktör Sergen Yalçın katıldığı televizyon programında Beşiktaş'tan ayrılış süreci ve sonrasıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Hakkındaki çıkan haberlere tepki gösteren Yalçın, Türk futbolu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Beşiktaş Medya Grup

Son olarak Beşiktaş’ta teknik direktörlük görevi yapan Sergen Yalçın, siyah beyazlı takımdan ayrıldıktan sonra ilk kez konuştu.

SÖZCÜ'den edinilen bilgilere göre; 

Sergen Yalçın’ın gündem yaratan sözleri:

“YAPILAN HABERLERİN TAMAMI YALAN”

“Öncelikle son hafta, 10 günlük süre içerisinde sosyal medyada ve sitelerde ağzımdan yazılan açıklamaların tamamı yalandır. Sosyal medyada çok yalan, yanlış şeyler yazılıyor. Ağzımdan duymadıkça itibar etmeyin. İnsanın her şeyini alabilirsiniz ama itibarını alamazsınız. Almaya da cüret etmeyin zaten, çok sert karşılık görürsünüz. Benim vereceğim cevaplar ve konuşmalar, o yazılanlar gibi olmaz. İsim vererek konuşurum. İnsanın suratına söyleyemeyeceğim şeyi arkasından söylemem. Yapılan haberlerin tamamı yalandır. Hiçbir görüşme, anlaşma olmamıştır. Orada zaten yeni bir hoca gelmiştir, Beşiktaş camiasına bir sürü insan gelip geçmiştir. İsmimim böyle şeylerin içinde olmasını istemiyorum, hoşuna da gitmişimdir. Yüzüncü yılında golünü attığım bir camia. O yüzden bu tür asparagas haberlere itibar etmeyin.”

“EN BÜYÜK ÜZÜNTÜM”

“Kendimizi koruyabileceğimiz bir ortam yok. Herkes istediğini yazıyor. Ben o mecralarda yokum. Sürekli ağzımızdan haberler. Bu yazılan haberler, yazdırılıyor mu diye düşünüyorum. Görevi bıraktıktan sonraki en büyük üzüntüm bu. İtibar zedeleme.”

“ANLATAMADIM HERHALDE”

Beşiktaş’tan ayrılışı ve sonrasında yaşananlara dair gündem yaratan ifadeler kullanan Sergen Yalçın, son dönemde hakkında çıkan haberlerin hepsinin asparagas olduğunu söyledi. TV100’deki programda, Süper Lig’deki şampiyonluk yarışından, kulüplerin durumuna dair birçok önemli konuya değinen Yalçın, Fenerbahçe’nin genç yıldızı Arda Güler hakkında övgü dolu açıklamalar yaptı.

“Benim yapacağım açıklama camianın önüne geçmek olur. Gerek yok. Teknik direktör olarak, bizim işimizde başarı ve başarısızlık kardeş. Her çalıştığı yerde başarılı olan bir teknik direktör var mı? Ama biz ülke insanı olarak duygusalız. Başarıyı da, başarısızlığı da her şeyi çok abartıyoruz. Şampiyonlar Ligi kurası çekildiğinde, grubumuzdaki takımların güçlü olduğunu söylediğimde ‘biz bu gruptan çıkarız’ diye bakıldı. Bu mantelitede gittiğin zaman başarısızlığın sonuçları çok ağır oluyor. Ben bunu en başında zaten anlattım. Grubun zor olduğunu, takımların buranın gediklisi olduğunu, çok üst düzey takımlar olduğunu anlattım. Ama anlatamadım herhalde.”

“HER ŞEYİ ÇOK BİLİYORUZ”

“Şampiyonlar Ligi’nde benim en büyük hatam takımıma güvendiğim için takımı kora kor oynattım. Oynayacağız dedim. En büyük hatam buydu. Ben de başka bir oyun oynatabilirdim. Liverpool-Real Madrid finalini seyrettin mi? Real Madrid ne oynadı oyunun tamamında? Takıma güvendiğim için önde bastım, nasıl oynuyorsam öyle oynayacağım dedim. Neden hata olarak gördüm? Bizim işteki en kolay şey şudur, bekletirim takımı, 40 metrenin içine alırım oyuncuları kontra oynatırım. Real Madrid 90 dakika 1. bölge savundu. Ne yaptı? Rakibin zaafından yararlandı ve kontradan maçı kazanmasını bildi. Bu da bir taktik anlayış. Onu yargılayamazsın. Biz yargılamayı o kadar çok seviyoruz ki, her şeyi yargılıyoruz. İş ahlakımızı, disiplinimizi yargılıyoruz. Futbol olarak ortaya bir şey koymuyoruz ama maalesef konuşmada ve yargılamada 1 numarayız. Her şeyi çok iyi biliyoruz. İşler kötü gittiği zaman ortaya kimse yok.”

“TARAFTARLA BENİ KARŞI KARŞIYA GETİRMEYE ÇALIŞIYORLAR”

“Tazminat almadım, bana dediler ki ’10 sene kal kulüpte Ferguson gibi’. Ben dedim ki, ya siz Türkiye’de işlerin nasıl gittiğini bilmiyorsunuz, işler biraz kötü gitti mi 3 ay sonra görürsünüz. 1 sene kontrat yapalım, tazminat yazmayalım, kulübü bağlamayalım. Beni üç sene bağlarsan ben de seni bağlarım tazminat yazarım gerek yok. Çok ciddi bir saygısızlık olmadığı sürece tazminat almam ben. Ayrıldıktan sonra taraftarla beni karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Taraftar gel demiş gelmişim, imza atmayacağım demişim, kapıma 5 bin kişi gelmiş imza at demiş, imza atmışım. Sen o taraftarla beni karşı karşıya getirebilir misin?”

“EN ÇOK ZORUMA GİDEN ŞEY”

“Güzel şeyleri konuşalım. Geldik bir sürü şey yaptık. Pandemi döneminde çalışmaktan mahvolduk ya. İki buçuk sene boyunca nefes alamadık. Durmadan çalıştık. Bunun karşılığında bunları görünce üzülüyorum. Biz emek verdik, kimseye kötü bir şey yapmadık. Tek kelime bile açıklama yapmadım ayrıldıktan sonra. Çıkıp kimseyi suçlamadım, birilerine bir şey anlatmadım. Kendimi kurtaracağım bir şey yok ortada zaten. Bugün başarılı olurum, yarın olamam. Taraftara beni kötü gösterme çabası ve itibarsızlaştırma en çok zoruma giden.”

“ALTYAPI OPERASYONUNU BEN KURDUM”

“Şampiyon olduğumuz senenin başında, başkan genç oyunculara öncelik vermek zorundayız maddi külfetten dolayı. Genç oyunculara yatırım yapmak zorundayız dedi. Ben de yapalım dedim. Nasıl yaparız derken, biz Mehmet Hoca’yı altyapının başına koyduk. A2 Takımı tamamen bana bağlı, ben Mehmet Hoca’ya, onların başına da Önder ve Serdar Hocaları koydum. Araya da Ozan ve Gürsu hocaları koydum bağlantı noktalarına. Benim atletik performans hocam ile onlarınkileri oturttum. Aşağıdan gelen oyuncuların fizik olarak çok yetersiz. Onların bize fizik olarak yeterli şekilde gelmeleri gerekiyor. Ajax falan da oynattığımız Berkay’lar var. 6-7 oyuncuya senelik program yazdık. Ben genç jenerasyonu yukarı hazırlamayı planlıyordum. 4-5 tane de dışarıdan oyuncu alırsak, hem kulübü çok fazla maddi külfete sokmayacağız hem de genç oyuncularla yola devam edeceğiz planı vardı kafamda.”

“GÖRDÜNÜZ MÜ NİYE ALDIĞIMI?”

“Aboubakar’ın 12-13 maç oynamayacak kadar sakatlığı olduğunu düşünmüyorum. Tabii ki 2-3 maçlık sakatlık olabilir ama 12-13 maç çok fazla. Cenk de sakatlandı. Buradan neye geleceğim. Sezon başı Gökhan Töre’yi aldım, ne gerek var dediler. Gördünüz mü niye aldığımı? Biz kiminle şampiyon olduk? Gökhan Töre ile olduk. Aynı şeyler Welinton’u aldığımızda da söylediler. Welinton bu takımda oynar mı dediler. Nereden biliyorsun oynamayacağını? Teknik direktör müsün? Benim ne sistem oynayacağımı biliyor musun?”

“BAŞKANLA ARAMDA PROBLEM YOK”

“Başkanla (Ahmet Nur Çebi) aramız iyi, aramızda bir sorun yok. Çok başarılı olduğum yerlerden de ayrıldım. Dostluk başka bir şey, iş başka bir şey. İş anlamında ayrılabiliriz, bunlar çok normal. Bu bizim özel hayatımızı etkilememeli.”

“PJANIC’E HAYIR DER MİSİN?”

“Pjanic çok karakterli bir oyuncu. Beklentiye cevap vermedi ama oyunculuğu ve karakteri tartışılmaz. Bir sene önce 60 milyon euro’ya almış Barcelona, sen bedavaya alıyorsun. Dele Alli o pozisyonda bir oyuncu değil. Pjanic’i almaz mısın? Adamı bedavaya veriyorlar, hayır der misin? Premier Lig’den bir oyuncu alıyorsan al. Yönetime de aynısını söyledim. Premier Lig’den alıyorsanız sormanıza gerek yok.”

“PLANSIZ HAREKET ETTİK”

“Alex Teixeira’ya kim hayır der? Geldiğinde ortalık yıkıldı. Oyuncu performans veremediği zaman o da normal. Eleştiriyi de alacaksın. Biz de futbol oynadık, eleştiriyi alacaksın. Bu işin gerçeği, ruhu. Buna hazırlıklı olacaksın. Sezon bitti, İzmir’de iki tane final oynadık. Bu süre boyunca, ben imza attığım güne kadar hiçbir planlama, konuşma yapmadık. Geldik, imza attık, 2 gün sonra antrenmanlar başladı. Bu kadar plansız hareket ettiğin senede başarılı olma ihtimalin düşük. Bu iş çantada keklik değil, zor bir iş. Emek sarf edeceğin bir iş. Şampiyonluk sürecinde öyle sıkıntılar yaşadık…”

“4-5 TANE TEKLİF GELDİ”

“Ayrıldıktan sonra 4-5 tane teklif geldi bana. La Liga’dan falan değil, Katar falan oradan 1-2 teklif geldi. Türkiye’den de 1-2 teklif geldi. 3 büyük takımdan teklif gelmedi. Ayrıldıktan sonra 7-8 ay anca kendimi toparladım. Survivor’a gittim, Dominik’e gittim. Tatile gittim.”

“10 GOL YE SEN OYNAYACAKSIN DEDİM”

“Sezon başı başladık. Ersin ve Utku ile oynayacağım dedim. Yabancı kaleci almayacağız ve riski ben alıyorum dedim. Ersin’i çağırdım, “Kaleye seni koyacağım, istersen her maç 10 gol ye, sen oynayacaksın” dedim. 19 yaşında kolay değil. Bana bir hoca söylese, kalenin tamamını kaplarım, bırak kaleye geçmeyi. Bana yönetimden sürekli yabancı kaleci almayacağız mı diye geliyorlar. Almayacağım dedim. Risk benim riskim.”

“GİDİN EVİNİZDE KALIN DEDİM”

“Ersin ve Rıdvan tesiste kalıyordu. Neden kalıyorsunuz dedim. Gidin evinizde kalın, burası sizin iş yeriniz. İşe gelin ve gidin dedim. Oyuncuların tesislerde kalmasına son derece karşıyım. Ben ilk göreve geldiğim gün bütün yasakları kaldırdım. Ne kadar yasak varsa kaldırdım. Oyunculara kolayı yasaklamışlar, serbest, yemeğe eşofmanla gelmek zorundalarmış, serbest.  3 milyon euro alan adama kola iç, içme der misin? Böyle bir şey olabilir mi? Liverpool’da atıyorum Mane’ye sen kola içme diyebilir misin? Salah’a diyebilir misin ‘kola içme çok zararlı’ diyebilir misin? Hangi devirde yaşıyoruz, yasak neymiş? Düzeni bozmadığı sürece hiçbir sıkıntı yok. Saygısızlık ve düzeni bozmanın bedelini ödersin.”

“GÜLECEKTİM KENDİMİ ZOR TUTTUM”

“Sivas’a maça gittik. Aboubakar’a baskı yaptılar oyna diye, bu da oynadı. Hiçbir şey yapmıyor. Dakika 44 falan oldu, bir pozisyon oldu, ayağını falan tutuyor, vuruldu mu bu dedim. Sakatlandım dersin içeri girersin. Öyle bir hareketler yaptı ki… Güleceğim, kameralar çekiyor, rezil olacağız. Bir dakika sonra ilk yarı bitiyor. Bunları o zamanlar konuşamıyoruz. Larin’in sakatlığı daha ağırdı ama bir hafta sonra oynadı. Welinton, Göztepe maçının ilk yarısında soyunma odasına bir geldi, bileği şiş. Oynar o dedim. Ben hiç unutmuyorum alçı bandaj ile oynadım. Şampiyonluk maçında. Yeter ki oynamak iste. Arka adele sakatlıkları oynamaz ama oyuncunun acı eşiği var. Josef de oynuyor mesela. Bazıları da oynamak istemiyor. Mutlaka sakattır, ama birisi oynar, diğeri oynamaz.”

“MİLLİ TAKIMDAN TEKLİF ALMADIM”

“Milli Takım’dan herhangi bir teklif almadım. Hiçbir görüşme yapmadım. Oranın bir teknik direktörü var. Oraya da bir teknik direktör alınmış, orada çalışan bir teknik direktör var. Bunların olması çok sağlıklı işler değil. Orası yürüyen bir yer. Onların da emeğine haksızlık etmeyelim.”

“GÖRDÜĞÜM EN YETENEKLİ TÜRK OYUNCU”

“Arda Güler, benim gözümle gördüğüm en yetenekli yerli futbolcu. İnanılmaz yetenekli bir oyuncu. Bir aksilik olmazsa bence çok büyük oyuncu olur Arda Güler, Avrupa’ya gider. Arda Güler, yıldız oyuncu. Biz herkese ‘yıldız’ diyoruz ama bu öyle değil. İnşallah bozulmaz, sağlam gider. Avrupa’da büyük işler yapabilir. Hocası her gün onunla beraber, bizden daha iyi bilir. Bizim yorum yapmamız doğru olmaz. Antrenmanını, maçını, yemeğini, fizik gücünü görüyor. Arda Güler, inşallah beni geçer, geçsin. Çok daha büyük bir futbolcu olsun. İzlemenin zevkini yaşayalım. Son 10 dakikalık bölümde Arda Güler oyuna girdi, seyrettim. Ben başka gözle bakarım oyuncuya. Topu alışına, ne düşündüğüne, nereye atıyor diye düşünüyorum. Kafası çok çalışıyor Arda Güler’in. Arda Güler inşallah 1-2 sene sonra Avrupa’ya, Real Madrid’e gider. Ülkemizi temsil eder. Hepimiz gurur duyarız. Ben böyle olmasını isterim. Jorge Jesus’u beğeniyorum, karakterli adam. Duruşu, hareketleri falan çok düzgün. Fenerbahçe de çok iyi gidiyor bence.”

“BAŞAKŞEHİR İLK 4’E GİRER”

“Okan Buruk inşallah başarılı olur. İçimizden biri. Bizim jenerasyondan… Biz başarılı olmak zorundayız ki arkadan gelenler de şans bulsun. Başakşehir, yüzde 100 ilk 4’ün içine girer. Büyüklerden biri dışarıda kalır.”