ÖZEL HABER: Akpolat ve İmamoğlu deprem bölgesinde buluştu!
Hatay’ın Samandağ ve Defne ilçelerine varan yardımların yurttaşlara daha sağlıklı ulaşmasına destek olmak üzere bölgeye giden Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, ‘İBB Afet Koordinasyon Merkezi’nde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından…
Kahramanmaraş merkezli 2 büyük deprem sonrasında AFAD tarafından Hatay ile eşleştirilen İBB, felaketi yaşayan şehirde ‘koordinasyon toplantısı’ düzenledi. Antakya’da, 35 dönüm alan üzerine konumlandırılan ‘İBB Afet Koordinasyon Merkezi’nde yapılan toplantıda konuşan Başkan Ekrem İmamoğlu, “Devletin gücü, sorunları çözme becerisinden gelir. Vatandaşlarımızın da devletin gücünü her zamankinden çok daha fazla hissetmek durumunda olduğu bir zaman dilimindeyiz. Gerçek anlamda bir deprem seferberliğine de ihtiyacımız vardır. Depremle yaşamak, bu coğrafyada herkes için kaderdir; doğru. Ama depremde ölmek, kaderimiz asla olmaz, olamaz. Çaresi bilinen, önlemleri geliştirilmiş ve bu anlamda afete hazırlığı birçok yönüyle dünyadaki örnekleriyle deneyimlenmiş bir yerde dururken, burada sadece bu hazırlığı ihmal etmenin kusurunu başkalarına atarak, kendimizi asla ve asla masumlaştıramayız” şeklinde konuştu. “Ortak aklı, bilimi, var olma ve sürdürülebilir bir şekilde toplumun gündeminde tutmayı önemsiyoruz” diyen İmamoğlu, ‘Afetle Mücadele Bilim Kurulu'nun mutlaka devreye alınması gerektiğine vurgu yaptı. İmamoğlu, “Bilim kurullarının oluşumunda; meslek odaları, sivil toplum kuruluşlarının da içine eklenmesi, katılımcılığı da güçlendirecektir. Zira ta 1999 yılında kurulan Ulusal Deprem Konseyi'nin, 2007 yılında ‘Güncelliğini kaybetmiştir’ denilerek lağvedilmesinin yanlış olduğunu tekrar hatırlatıyor ve böyle bir konseyin ülkemizin zaruri bir ihtiyacı olduğunu da buradan ilgililere, yetkililere ulaştırmak istiyorum” dedi.
Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat da, yaptığı açıklamada Belediye Başkanlarımız ile Hatay’ın Samandağ ve Defne ilçelerine varan yardımlarımızın yurttaşlarımıza daha sağlıklı ulaşmasına destek olmak üzere bölgedeyiz. İBB Afet Koordinasyon Merkezi’nde İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu'nun bilgilendirme toplantısına katıldık." ifadelerini kullandı.
“HEPİMİZİN EN ÖNEMLİ SINAVLARINDAN BİR TANESİ”
Toplantının sonunda İmamoğlu ve Savaş, değerlendirme konuşması yaptı. Yaptıkları toplantının bir başlangıç olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, şunları söyledi: “AFAD'ın görevlendirmesiyle beraber, İstanbul'daki bütün kurumlar olarak, Hatay sorumluluğumuz var. AFAD'a katkı sunma sorumluluğumuz var. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımızla, ekibiyle, diğer belediye başkanlarımızla ve ekipleriyle çalışma sorumluluğumuz var. Günün sonunda bu süreç, hepimiz için belki de en önemli sınavlardan bir tanesi. Çok büyük bir felaket yaşadık. Çok büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama sorumluluklarımızın bundan daha büyük olduğunu da unutmayacağımız anlardayız. Umutsuzluğumuzu ve karamsarlığımızı da mutlaka yeneceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. İçimizde öfke var, isyan var. Ama bu duyguyu akılla ve mantıkla buluşturacağız. İnsanlığa, insanlığımıza güveneceğiz. Kendimize, milletimize, devletimize güveneceğiz ve bu güveni büyüteceğiz arkadaşlar.”
“ÖNÜMÜZDE BAŞARMAK ZORUNDA OLDUĞUMUZ ÖNEMLİ BİR SÜREÇ VAR”
“En zorlu sınavlarından birini belki yaşıyoruz insan olarak. Hepimiz, özellikle burada yaşayan, burada görev yapan kurumlarını, yol arkadaşlarını, akrabalarını kaybeden siz kıymetli dostlarımız. Ama bunların üstesinden gelme güç ve iradesini bize veren Yüce Allah'a güveneceğiz. Önümüzde çok önemli bir süreç var. Ama sonucunda muhakkak başarmak zorunda olduğumuzu da unutmayacağız. Bu toprakların ve bu toplumun karakteri, bize başarmak zorunda olduğumuz sorumluluğunu da yüklüyor. Büyük milletimizin yardımlaşma ve dayanışma duygusunun çok emsalsiz olduğunu, bize ne güzel, ne manevi anlar yaşattığını şu an bile hissediyoruz. El ele verince, başaramayacağımız hiçbir şeyin olmadığını da bir yanıyla hissediyoruz. Devletimizin güçlü olduğunu unutmayacağız. Her sorunun üstesinden geleceğimizin farkında olacağız. Tabii bazen güçlü olmanın, hata yapmama diye bir pozisyon ürettiğini de iddia edemeyiz. Hatalar oluyor. Buna engel değil. Onun için hatalar yapıldı. Belki hala yapılıyor. Ama bütün bunların, geçmişten bugüne gelen ne var ise hatalar, eksikler; onları biraz öteleyeceğiz, daha sonra oturup konuşacağız. Ve bu konuda hatalarımızı, eksikliklerimizi, niçin bir araya gelemediğimizi de ayrıca konuşacağız. Hukuki, ahlaki, insani olarak mutlaka bunları ele alacağımız günlerin de geleceğini ifade edelim.”
“HER YETKİLİNİN TAVIR, DAVRANIŞ, DİL VE TUTUMLARINA DİKKAT ETME ZORUNLULUĞU VAR”
“Tabii bugün önceliğimiz var. Öncelikle daha fazla hata yapılmasına izin vermemek. Her bir yöneticimizin birbirinden haberdar olarak, birbiriyle koordine olarak, bildiğini okumaya değil, ortak aklı devreye almayı, stratejik aklı devreye almayı hedefleyen bir tavırla hareket edeceğiz. Ve bu hataları engelleyeceğiz. Tabii devletimizin bundan böyle tüm gücünü hata yapmadan, en etkili bir biçimde ortaya koyma zorunluluğu vardır. Devletin gücünün, milletine verdiği güvenden geldiğini hepimiz biliyoruz. O bakımdan bu hassas dönemde her yetkilinin tavır, davranış, dil ve tutumlarına dikkat etme zorunluluğu vardır. Bugün yetki makamlarında bulunan herkesin, devlete güveni sarsmadan hareket etmesi gerektiğini hatırlatıyor ve üzerimize düşen sorumluluğu da bizler alıyoruz. Milletin her bir ferdine ayrım yapmaksızın, aynı sevgiyi, aynı saygıyı, aynı anlayışı, aynı hizmeti sunma karakterine sahip olmalıyız. Hiçbir vatandaşın içerisinde ayrımcılık yapıldığına dair toz zerresi kadar şüphe bırakmamak zorundadır bütün devlet görevlileri, hepimiz. Bütün yöneticiler olarak, bunu hedef koymalıyız ve bütün kaynaklarımızı, imkanlarımızı ortak hedefler doğrultusunda birleştirmekle de yükümlüyüz.”
“HER ADIMI AKILLA, BİLİMLE HAREKET ETTİRMEK ZORUNDAYIZ”
“Millet olmanın, milletçe birlikte hareket etmenin belki de böyle en tepe noktası, en zirve noktasını yaşama sorumluluğu günlerinin içerisindeyiz. Dolayısıyla her adımı akılla, bilimle hareket etmek ve ettirmek zorundayız. Dünyada çok değerli örnekler var, kendi yaşamımızda çok değerli örnekler var. Ülkemizin deneyim sürecinde yapılmış iyi örnekler var. Bütün bunları önümüze ışık olarak koyup, hareket etme zorunluluğumuz vardır. Yanlış alışkanlıklardan kurtulmanın, yeni ve cesur bir anlayış içerisinde hareket etmemizin zaruri olduğunu ifade ediyorum. Tabii ki burada devlet ve milletin iş birliği safhası da çok mühim. Devletin gücü, sorunları çözme becerisinden gelir. Vatandaşlarımızın da devletin gücünü her zamankinden çok daha fazla hissetmek durumunda olduğu bir zaman dilimindeyiz. O bakımdan, devlet ve millet iş birliği, oradaki şeffaflık, oradaki hesap verebilirlik, oradaki dayanışma, aynı masada buluşma… Tabii ki bu işin sorumlusu olan kurumlarımız var; başta AFAD ve devletimizin bütün kurumları. Ama burada bulunan bizler, belediyeler, hepimiz, o masanın cesur birer ferdi, o masaya bütün aklıyla, bütün fikriyle, bilgisini paylaşma, emeğini koyma, imkanlarını koyma konusunda son derece kararlı bireyler olduğumuzu, buradan vatandaşlarımızla da paylaşmak istiyoruz.”
“99 YILINDA KURULAN ULUSAL DEPREM KONSEYİ, 2007’DE ‘GÜNCELLİĞİNİ KAYBETMİŞTİR’ DENİLEREK LAĞVEDİLDİ”
“Bu süreçte her birimiz yorulmadan, yılmadan, destek olma kararlılığını ortaya koyuyoruz. Bu sorumluluğumuzun sadece bulunduğumuz şehirlere değil, memleketimin her yöresine olduğunu da ifade etmek durumundayız. Ortak aklı, bilimi, var olma ve sürdürülebilir bir şekilde toplumun gündeminde tutmayı önemsiyoruz. Afetle Mücadele Bilim Kurulu'nun mutlaka ve mutlaka devreye alınmasının stratejik aklın sadece devletin kurumlarında olmadığını, aslında bizim son derece kıymetli bilim insanlarımızın olduğunu ve o bilim insanlarımızın, teknik insanlarımızın direkt katkılarını sunabileceği Afetle Mücadele Bilim Kurulu'nun olmasının, mutlaka şart olduğunu düşünüyorum. Bilim kurullarının oluşumunda; meslek odaları, sivil toplum kuruluşlarının da içine eklenmesi, katılımcılığı da güçlendirecektir. Zira ta 1999 yılında kurulan Ulusal Deprem Konseyi'nin, 2007 yılında ‘Güncelliğini kaybetmiştir’ denilerek lağvedilmesinin yanlış olduğunu tekrar hatırlatıyor ve böyle bir konseyin ülkemizin zaruri bir ihtiyacı olduğunu da buradan ilgililere, yetkililere ulaştırmak istiyorum.”
“‘AMA’SIZ, ‘FAKAT’SIZ BİR SÜRECİ SAĞLAYABİLDİĞİMİZ TAKDİRDE…”
“Devletimizle, hükümetle, belediyelerle, yerel yönetimlerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, milletimizle son derece ‘ama’sız, ‘fakat’sız bir süreci sağlayabildiğimiz takdirde, milletçe ayağa kalkacağımız, bu zorlukları aşacağımız bir gerçektir. Evet; yıkım çok büyük. Bunu biliyoruz. Ama insanımızın bundan sonra ihtiyaçları var. Milyonlarca insanımızın hayatı, güvenliği, barınması, beslenmesi, sağlığı, eğitimi, bütün bunların kararlarının alınması konusunda herkesin anlamlı fikirleri var. Onun için anlık, saatlik, gün içerisinde ‘pat’ diye insanların önüne kati kararlar, aylarca insanın hayatını etkileyecek kararların alınmasının ne yazık ki toplumu negatif etkilediğini ifade etmek Isterim. Onun için bu kararlar alınırken ,bilimin yol göstericiliği, farklı ihtiyaçların, farklı kesimlerin ne düşündüğünün aktarılmasının kanallarının açık olması çok mühim. Burada en geniş sosyal ve siyasi mutabakatın tam da böylesi bir dönemde, toplumumuza son derece üst seviyede bir moral vereceğini de ifade etmem gerekli.”
“BU SINAVI YARINLARDA ÜLKEMİZİN BAŞKA BİR YERİNDE VERECEĞİZ”
“Devletiyle, milletiyle, iktidarıyla, muhalefetiyle en geniş ortak paydalarıyla buluşarak ilerlemeliyiz. Ki deprem her an bir başka yeri de vurabilir. Yani bu sınavı belki bugün burada veriyoruz, ama yarınlarda ülkemizin başka bir yerinde vereceğiz. Allah korusun, bugün bir başkasına yardım etmek için canını dişine takan insanlar, yarın yardıma, desteğe ihtiyaç da duyabilir. Bu bağlamda, bu bakış açısıyla sürece eğilmemiz şart. Onun için yaşadıklarımızdan ders almalıyız. Deprem bölgesinin yaralarını sararken, bütün şehirlerimizin de böyle bir felakete hazırlık konusunda, dayanışma konusunda büyük bir seferberlik başlatmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Ki bunun en baş şehri İstanbul'dur; en baş aktörleri bizleriz. O bakımdan son derece önemli bir süreci başlatacağımızı da buradan ilan etmek istiyorum. İstanbul, bu hızla harekete geçirilmesi yerlerden birisidir.”
“DEPREMDE ÖLMEK KADERİMİZ OLAMAZ”
“Bu konuda üç ayağı önemsiyoruz. Merkezi yönetim-yerel yönetim iş birliği ayağı çok mühimdir. Yerel yönetimler reformu ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi bu anlamda çok çok mühimdir. Elbette ki bütüncül bir biçimde kaynak seferberliği… Yoksa sadece kurumlar kendi başlarına 7-8 aşamalı konuşuyor ve kendi sesini duyuyor bir biçimde hareket etmesinin ülkemizi, şehirlerimizi ne denli geciktirdiği ve işte burada yaşanan bu felaketin sonucunda da nasıl büyük kayıplara maruz kaldığımız ortadadır. O bakımdan gerçek anlamda bir deprem seferberliğine de ihtiyacımız vardır. Depremle yaşamak, bu coğrafyada herkes için kaderdir; doğru. Ama depremde ölmek, kaderimiz asla olmaz, olamaz. Bunu da altını çizelim. Çaresi bilinen, önlemleri geliştirilmiş ve bu anlamda afete hazırlığı birçok yönüyle dünyadaki örnekleriyle deneyimlenmiş bir yerde dururken, burada sadece bu hazırlığı ihmal etmenin kusurunu başkalarına atarak, kendimizi asla ve asla masumlaştıramayız.”
“10 ŞEHRİMİZİN YAŞADIĞI BU FELAKETİN YARALARINI SARACAK BİR ORGANİZASYON BÜTÜNLÜĞÜ İÇİNDE HAREKET EDECEĞİZ”
“Böyle bir anlayışla Hatay'dayız. Burada Hatay'ın ne denli önemli bir emanet olduğunu, Atatürk'ümüzün, ‘Hatay benim şahsi meselemdir’ diyerek, milletçe, 86 milyon insanımıza bu şehri nasıl emanet ettiğini biliyoruz. Tabii ki bütün şehirlerimiz, bizim için çok kıymetli. Güney, Doğu, Güneydoğu Anadolu Bölgemizin şehirleri, 10 şehrimizin yaşadığı bu felaketi hep beraber yaralarını saracak bir organizasyon bütünlüğü içinde hareket edeceğiz. Hatay'da görevli olmamız sebebiyle, bütün yerel yönetimlerin AFAD'la, devletimizin diğer kurumlarıyla irtibatlı, koordineli nasıl daha etkin çalışabiliri, nasıl daha iyi iletişimle süreci yönetebiliri konuştuk. Ama aynı şeyi bütün CHP’li belediyeler olarak diğer şehirlerimizde de yapacağımızı, göstereceğimizi duyurmak istiyorum. Tabii Hatay'a ve tüm deprem bölgesine daha fazla destek olmayı ümit ediyoruz. Hepimizin elinden bir şey geleceğinin farkındayız. Yalnız kurumlar olarak değil, bireyler olarak, sivil toplum kuruluşları olarak, şirketler olarak, Türkiye'nin her yerindeki insanlarımızın bu yürekli, cesur, vicdanlı davranışını elbette ki alkışlıyoruz, elbette ki buna minnet duyuyoruz.”
“SEN, BEN’ DEMEDEN BİZ BİR ARAYA NASIL GELEBİLİRİZİ GÜÇLENDİRMELİYİZ”
“Tabii bunun iyi bir organizasyona da ihtiyaç duyduğunu da ifade edelim. ‘Sen az yap, sen çok yap ya da sen yapma’ demeden, biz bir arada nasıl yapabilir, ‘sen, ben’ demeden biz bir araya nasıl gelebilirizi güçlendirmeliyiz. Az gelir, çok gelir ama hepimizin elinden bir şey gelebileceğini unutmamalıyız. Herkes kendindeki gücü bilmeli. Bunu güçlendirmeliyiz ki, insanlar kendine güvensin. Kendine güvenen insanlar, kendine güvenen toplumlar üretir. O bakımdan cansiperane çalışan, aklını, yüreğini, emeğini ortaya koyan, şu ana kadar enkazların altında insanların canını kurtarma konusunda emek ortaya koyan bütün emekçi dostlarıma, bütün arama-kurtarma ekibinde bulunan kurumlara yürekten ama yürekten teşekkür ediyorum. Sevgili Hataylılara, bu kadim topraklarına güzel insanlarına sabırlı, güçlü, haysiyetli duruşlarından dolayı yürekten teşekkür ediyoruz.”
“BUNLARI DA AŞACAĞIMIZA YÜREKTEN İNANIYORUM”
“Antakya'sı, İskenderun'u, Defne'si, Samandağ’ı, Dörtyol’u, Erzin'i, Arsuz'u, Kırıkhan’ı, bütün ilçeleriyle gerisinde eşsiz ve muazzam bir tarihi var. Bütün medeniyetlere ev sahipliği yapmış, haklı bir gurura sahip. O bakımdan biliyoruz ki, binlerce yıllık tarihte nice badireler, nice nice felaketler yaşadı bu topraklar. Şimdi tam da bu süreçte, biz, bu toprakları tekrar ayağa kaldırmak adına, kıymetli siyasi büyüklerimizle, dostlarımızla, çok kıymetli Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız Lütfi Savaş, milletvekillerimiz ve diğer belediye başkanlarımızla muazzam mücadelenin içerisinde olacağız. Düştüğü yerden kalkmasını bilen, geleceğe ve güzel günlere güvenle bakan, inancını yitirmeden acısını yaşayan insanların yanında olduğunu hissettiren bir dayanışmayla, hep birlikte bu ülkenin geleceğini hazırlayacağız. Bunları da aşacağımıza yürekten inanıyorum. Bu koordinasyon aklının, bu ortak akıl düşünce zemininin, bu dayanışmanın, bu buluşmanın şehrimize ve afet bölgesine güzel sonuçlar getirmesini diliyor, katkı sunan herkese de yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun.”
Öte yandan, Beşiktaş Belediyesi, depremin ilk gününden bu yana ilçe sakinleriyle tek yürek olarak Beşiktaş Kaymakamlığıyla birlikte AFAD koordinasyonunda 64 tırı deprem bölgesine gönderdi. Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, komşularının gösterdiği büyük özveriden dolayı teşekkür ederek, yeni ihtiyaç listesinin iç çamaşırı, hijyenik ped, çocuk bezi, hasta bezi, ağız sağlığı ürünleri, mutfak tüpü, çadır, ısıtıcı, uyku tulumu ve battaniye olarak belirlendiğini duyurdu.
Türkiye, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ayrı ilde hissedilen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki iki ayrı depremle yüzyılın en büyük felaketini yaşarken, depremin yaralarını sarmak için seferber oldu. Beşiktaş Belediyesi, Beşiktaş Kaymakamlığı ve AFAD koordinasyonunda 64 tırı deprem bölgesine gönderdi. Depremin gerçekleştiği ilk günden bu yana Beşiktaş’taki yardım toplama noktalarına adeta akın eden Beşiktaş sakinleri hem yapılan çalışmalara destek verdi hem de ihtiyaç listesi doğrultusunda yardımlar yaparak 64 tırın deprem bölgesine gitmesine öncülük etti.
Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat; göstermiş olduğu özverinden dolayı Beşiktaş halkına ve paydaşlarına teşekkür etti. Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, ihtiyaç listesinde değişiklik olduğunu komşularıyla paylaşarak şu ifadeleri kullandı:
“Sevgili komşularım, çok zor bir süreci hep beraber yaşıyoruz. Bu süreci dayanışmayla, dayanışmayı büyüterek yönetmeye çalışıyoruz. Bölgeye, afetin olduğu ilk günden itibaren önce arama kurtarma ekiplerimizi yönlendirdik. 100’ün üstünde arama kurtarma gönüllümüz 6 gündür orada büyük bir mücadele veriyorlar. Yaklaşık 45 vatandaşımızı enkaz altından sağ olarak çıkarttı, Beşiktaş Arama Kurtarma Ekiplerimiz. İlk günden itibaren yardımlarımızı topluyoruz ve burada Beşiktaş halkımızla beraber büyük bir çaba içerisinde bu yardımları afet bölgesine AFAD koordinasyonuyla birlikte yönlendiriyoruz. 64 tır malzeme gönderdik.
"49 ARACIMIZ DEPREM BÖLGESİNDE GÖREV YAPIYOR"
Veterinerlik araçlarımız bölgede, mobil mutfaklarımız bölgeye kuruldu. Orada vatandaşlarımıza sıcak yemek ikramında bulunuyoruz ilk günden itibaren, 49 aracımız orada ve görev yapıyor.
Yaklaşık 40 bin koli kontrol edilerek tasniflenerek oraya gönderildi. Bu dakikadan itibaren yeni bir ihtiyaç malzemesi listesi komşularımızla paylaşacağız.
Bu ihtiyaç malzemeleri; iç çamaşırı, hijyenik ped, çocuk bezi, hasta bezi, ağız sağlığı ürünleri, mutfak tüpü, çadır, ısıtıcı, uyku tulumu, battaniye olarak belirlendi. Artık bu saydığım ürünleri getirmenizi rica ediyorum. Çok zor bir tablo var bölgede. Şu anda halen enkaz altında yaşayan, yaşama tutunan vatandaşlarımız var. 3-4 aylık bir süreci hep beraber yönetmeye devam edeceğiz o yüzden sürdürülebilir bir sistem kurmaya çalışıyoruz. Çadırlarımızı, konteynerlerimizi bölgeye yönlendiriyoruz.
‘’DAYANIŞMAMIZA DESTEK OLAN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİM’’
İlçe Kaymakamlığımız, İlçe Emniyet Müdürlüğümüz, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz, muhtarlarımız, üniversitelerimiz, akademisyen hocalar, öğrencilerimiz herkes burada. Beşiktaş Belediyesi’nin süpürgecisinden Belediye Başkanı’na kadar her birimde bulunan arkadaşlarımız 6 gündür 24 saat çalışacak nitelikte bir özveriyi ortaya koyuyorlar. Büyük bir dayanışma var, tıpkı tüm Türkiye’de olduğu gibi. Gösterdikleri dayanışma için tüm paydaşlarımıza ve en çok Beşiktaş halkımıza, dayanışmamızı büyüten, dayanışmamıza destek olan herkese yürekten teşekkür ediyorum.”